Etiket arşivi: BAĞIŞ

İdare ve Vergi Hukuku • OKUL MÜDÜRÜNE OKUL KAYIT BAĞIŞ CEZASI KARAR ÖRNEĞİ

Okul müdürüne bağış cezası yargıdan döndü

Okul müdürüne, bağış almaktan dolayı verilen ceza, Bölge İdare Mahkemesinden döndü

Ankara-Çankaya Mehmet Özcan Torunoğlu Ortaokulu Müdürü Ali YÜZER, Ankara-Yenimahalle Çayyolu Necdet Seçkinöz İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yapmakta iken; 2011/40 sayılı Genelge’ye aykırı davrandığı gerekçesiyle 1702 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrası gereği ihtar cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Yenimahalle Kaymakamlığı (Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü) nın işleminin iptali için açılan dava Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından karara bağlandı.

Ankara 13. İdare Mahkemesinin 14/02/2013 tarihli ve E:2012/817, K:2013/221 sayılı kararını bozarak "davacının okul kayıt ve diploma işlemleri sırasında bağış aldığı ya da velileri bağış yapmaya zorladığı yönünde herhangi bir veli tarafından şikayette bulunulmadığı gibi davacının bu yönde bir faaliyeti bulunduğuna dair açık bir tespitin bulunmadığının anlaşıldığı; davacı hakkında tesis edilen disiplin cezası işleminde hukuka uyarlık görülmediği" belirtilmiştir. Mahkeme Ankara 13. İdare Mahkemesinin kararını da bozarak dava konusu işlemi iptal etmiştir.
KARAR
Resim
Resim

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 29 Oca 2015, 23:58


BELLİ BİR KOŞULA BAĞLI OLARAK YAPILAN BAĞIŞ

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2006/1-79
K: 2006/142
T: 5.4.2006
BELLİ BİR KOŞULA BAĞLI OLARAK YAPILAN BAĞIŞ
818 s. BORÇLAR KANUNU [Madde 244]
Taraflar arasındaki “Tapu İptali ve Tescil”davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ümraniye ı. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.11.2004 gün ve 2003/76 E. 2004/804 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 03.05.2005 gün ve 2005/1526-5492 sayılı ilamı ile;
( …Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinin 38 parsel olarak davacı adına kayıtlı iken adı geçenin Tapu Sicil Müdürlüğüne yönelik istemi uyarınca, taşınmazın davalı Belediye Encümeni’nin 23.6.1997 tarihli kararıyla ifraza tabi tutulduğu, ifraz ile üçe bölünerek 64 parselin davacıya 63 parselin davalı Belediye’ye artan kısmının da yola ayrıldığı, belediye adına ayrılan bölümün 3.7.1997 tarihli ‘akitle söz konusu Encümen kararı dayanak yapılarak, bağış yoluyla davalı belediyeye temlik edildiği görülmektedir. Bağışa ilişkin akit tablosu ve dayanağı Encümen Kararı incelendiğinde; bağışın Belediye adına tescil edilen 63 parsele kreş ve anaokulu yapımı ve bu suretle kullanılması koşuluyla gerçekleştirildiği daha sonra bu amaç doğrultusunda anılan yere yapılan inşaatın aynı amaca özgülendiği görülmektedir.
Söz konusu akit tablosu ve eklerine göre yukarda sözü edilen koşul dışında bağışın başka bir nedene bağlı kılınmadığı, diğer bir anlatımla taşınmazda yapılaşmanın ve tasarruf biçiminin ne olması gerektiğine dair bir hükmün akitle yet almadığı sabittir.
Kayıt maliki belediyenin, bağış koşulunu daha sonra davada yer alan a. A.ş, aracılığıyla gerçekleştirilmiş olmasının ve tasarrufun anılan şirkete devredilmiş bulunmasının önem taşımayacağı ve Encümen kararı ile akit tablosunda belirtilen şartlara aykırılık-teşkil etmeyeceği kabul edilmelidir. Diğer taraftan dava sebebine göre şirket yetkililerinin kimlik ve kişiliklerinin de sonuca etkili olmayacağı eldeki davada tartışma konusu yapılamayacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davada ileri sürülen Borçlar Kanununun 244. maddede öngörülen bağıştan dönme şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK’un 2494 Sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’ un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.04.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

GİZLİ BAĞIŞ / TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ

T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 2006/2705
K: 2006/3982
T: 12.4.2006
GİZLİ BAĞIŞ
TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ
4721 s. TÜRK MEDENÎ KANUNU [Madde 19]
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak muris bırakanları M.Ç.’nin 1150 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki payını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğluna temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalının tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Ş.D.İ.’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden çekişmeli 1150 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dava dışı M.Ş. adına kayıtlı iken 2.11.1989 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazın 1/2 payının 3.7.1991 tarihinde davalının kardeşi D.’ye devredildiği, davalının yaşının küçük olması nedeniyle her iki işlemi de anne ve babasının ( murisin ) velayeten yaptıkları, D.’nin edindiği 1/2 payı 4.8.1998 tarihinde muris N.’ye aktardığı ve taşınmazın halen 1/2 payın miras bırakan, 1/2 payın da davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi ( davalı ) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekte, 1.4.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanısıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
O halde, değinilen hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.