Etiket arşivi: İŞKENCE

Basından Hukuk Haberleri • CEZA EVİNDE İŞKENCE KAMERAYA TAKILDI

Cezaevinde İşkence Kameraya Takıldı

Resim

İzmir F Tipi Cezaevi’nde kameraların bulunmadığı alanda tutuklulara ‘kötü muamelede bulundukları’ suçlamasıyla Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 8 infaz koruma memuru, ‘işkence’ suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.
İzmir F Tipi Cezaevi’nde kameraların bulunmadığı alanda tutuklu Gökhan Çoban ve Mustafa Özüsağlam’a ‘kötü muamelede bulundukları’ suçlamasıyla Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 8 infaz koruma memuru, kamera görüntülerinin ortaya çıkmasıyla ‘işkence’ suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.

Görüntülerde sanıkların “Tatile çıkacağız” sözleriyle koğuşundan aldıkları Gökhan Çoban’ı, cezaevi koridorunda topluca dövmeleri, ardından zorla ‘süngerli oda’ ya da ‘mavi oda’ olarak bilinen hücreye sokmaları yer aldı.

İstanbul merkezli olarak 2013 yılının Ocak ayında yapılan operasyonun İzmir ayağında, yasadışı sol örgüt üyesi olmakla suçlanan Gökhan Çoban ile Mustafa Özüsağlam da tutuklanıp, Buca Kırıklar’daki İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ne konuldu. İki sanığa, burada kaldıkları sırada, 28 Ağustos 2013 günü, odalarında slogan attıkları ve kapılara vurdukları gerekçesiyle, infaz koruma memurları tarafından, güvenlik kameralarının bulunmadığı havalandırma alanlarında dayak atılıp, işkence yapıldığı ileri sürüldü.

ÖNCE ‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK’ SUÇUNDAN DAVA AÇILDI

Bu dayağın ardından Gökhan Çoban ile Mustafa Özüsağlam’ın şikayeti üzerine, kendilerine müdahale eden 8 infaz koruma memuru hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 86/2 ve 86/3 maddeleri uyarınca ‘zor kullanma yetkisinin aşılması suretiyle yaralama’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamalarından 4.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

İzmir 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın seyri, cezaevi içerisindeki, kamera görüntülerinin yer aldığı CD’lerin incelenmesiyle değişti.

DAVA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ

İnfaz koruma memuru 8 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, Gökhan Çoban ve Mustafa Özüsağlam’ı, koğuşlarından alıp, “Sizinle anladığınız dilden konuşacağız”, “Gezmeye gidiyoruz Mustafa”, “Tatile çıkacağız” sözleriyle, psikolojik baskıda bulundukları öne sürüldü.

Çoban ve Özüsağlam’ın, dövüldüğü sırada, görüntü alan görevlinin, kamerayı diğer yöne çevirerek, “Kapatınca bitiyor bu değil mi” dediği ve bir diğer infaz koruma memurunun da tutukluya yumrukla vurmasının ardından, el kamerasını kapattığı saptamaları, yine iddianamede yer aldı.
İddianameyi inceleyip, cezaevi içerisindeki görüntüleri izleyen hakim, burada insan onurunun zedelendiği ve bunu bir kamu görevlisi yaptığı için ‘işkence’ olduğuna karar verip, dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

DAYAK GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

Bunun ardından 8 infaz koruma memuru, işkence suçunu işledikleri gerekçesiyle bu kez 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle İzmir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı. Yargılanmaları süren infaz koruma memurları, önümüzdeki mayıs ayında bir kez daha hakim karşısına çıkacak.

Mahkeme ilk duruşmada, avukatların ‘işkence delili’ durumundaki görüntüleri istemelerine rağmen vermedi. Bunun üzerine avukatların itirazı ve ‘reddi hakim’ talepleri üzerine, görüntüler alındı. Görüntüler incelendiğinde ise, infaz koruma memurlarının, güvenlik kameralarının bulunmadığı yerlerde el kamerasıyla görüntü aldıkları, ancak bu dayak anlarında kameralarını kapattıkları saptandı.

Güvenlik kamerası görüntülerinde ise tutuklulardan Gökhan Çoban’ın, odasından, ayakkabısının içine kadar arandıktan sonra revire götürülmesi yer aldı.

Ardından, ‘süngerli oda’ yada ‘mavi oda’ olarak bilinen hücreye götürüldüğü sırada koridorda ve buraya girmesinin sağlanması sırasında, infaz koruma memurlarının toplu olarak Gökhan Çoban’ı dövmeleri, içeriye sürükleyerek götürmelerinin de kayıtlarda olduğu anlaşıldı.

Görüntülerin farklı bir bölümünde de, daha önce kamuoyuna yansımış olan, Gökhan Çoban’ın ‘süngerli oda’ içerisinde bulunduğu sıradaki anların olduğu ortaya çıktı.

“BU İDDİALAR İSPATLANAMIYORDU, BURADA İSPATLANDI”

Gökhan Çoban ve Mustafa Özüsağlam’ın avukatlarından Serdar Gültekin, şunları söyledi: “Cezaevlerinde bu tür olaylar çok fazla yaşanıyor. Dayak yemeyle ilgili Türkiye’de ne kadar olay çıkarsa çıksın, adı konmamış bir zırh vardı. Cezaevleri bu bakımdan biraz daha hassas. İnfaz koruma memurlarının bu tür eylemleri yapmaları korunur ve teşvik edilirse, ileride ölümlerle sonuçlanan olaylar olur. Burada asliye ceza mahkemesinin bu eylemi işkence olarak görmesi başlı başına önemli. Asıl olan bu yargılama sonrasında gerçekten işkence suçu olarak infaz koruma memurlarının ceza almalarıdır.”

Avukatlardan Bahattin Özdemir ise “Bu tür işkence iddialarında temel problemimiz, bunları ispatlayamamaktı. Ama burada görüntüler sayesinde bunlar ispatlandı. Odalarında yere yatırılmış, kafalarına bastırılmış. Hücrelerin içerisinde kamera olmadığı için, el kameraları kullanılmış ama onları da kapatmışlar. Ayrıca burada tutukluların konulduğu alan olan süngerli odanın kendisi başlı başına işkence, çünkü tutuklular buradaki tuvaletten su içmek durumunda kalıyorlar ve her anları görüntüye alınıyor” dedi.

Kaynak: Haber DHA

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Pzt Mar 16, 2015 4:33 pm


Basından Hukuk Haberleri • CEZA EVİNDE DEHŞET: ÇOCUKLARA CİNSEL İSTİSMAR,DAYAK VE İŞKENCE

Cezaevinde Dehşet: Çocuklara İstismar, Dayak Ve İşkence

Resim

Cezaevinde Dehşet: Çocuklara İstismar, Dayak Ve İşkenceMuğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki sübyan koğuşunda, yaşları 12 ile 15 arasında olan 4 çocuğa tecavüz ve işkence edildiği ortaya çıktı.
TBMM Cezaevleri İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, “Çocuklara cinsel tacizde bulunulmuş. Vücutlarında sigara söndürülmüş. Bu bir insanlık suçudur.” dedi.

İzmir Şakran Cezaevi’ndeki tutuklu ve hükümlü çocuk mahkûmların cinsel istismar ve tecavüze uğradıklarına ilişkin iddiaların benzeri Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’nden de geldi. Sübyan koğuşunda yaşları 12 ile 15 arasında olan 4 çocuğa tecavüz ve işkence edildiği ortaya çıktı. Marmaris İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi M.U. ve üç arkadaşı, ilçede bir hırsızlık olayına karıştı. Gözaltına alınan dört çocuk, tutuklanarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Sübyan koğuşuna yerleştirilen çocuklar, 53 gün burada kaldı. İddiaya göre aynı koğuşta bulunan 17 yaşındaki çocuklar tarafından tecavüz ve işkenceye uğradılar. Çocukların vücutlarında sigara söndürüldüğü, ayaklarına gazete bağlanıp ateşe verildiği iddia edildi.

Cezaevinden çocuğunu almaya giden baba H.U., vücudundaki izleri görünce hastaneye götürdü. Marmaris Devlet Hastanesi’ndeki doktorlar çocuğa cinsel taciz ve işkence yapıldığına dair ön rapor hazırladı. Olay, Marmaris Cumhuriyet Savcılığı’na yansıdı. TBMM Cezaevleri İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, olayı incelemek üzere Muğla’ya geldi. Baba H.U. ile basın toplantısı düzenleyen Demir, “Sübyan koğuşunda iki aya yakın zamanda hemen hemen her gün işkence, taciz ve hattâ ırza geçmeler yaşanmış. Anlatılanlar kan donduracak cinsten. Tarafıma aktarılan işkence yöntemleri, daha önce Pozantı’da karşılaştığımız birçok vaka burada da var.” dedi.

Demir, 17 yaşındaki tutuklu ve hükümlü üç büyük çocuğun, küçüklere koğuşu temizletip bulaşıkları yıkattığını ve bazı özel isteklerini yaptırdığını aktararak şunları söyledi: “İtiraz ederlerse paspas sopası ile dövüyor, tabakların kenarlarıyla kafalarına vuruyorlar. Aynı gece veya başka geceler, küçükler şikâyet etti diye gece küçük çocukların ayaklarını gazeteyle veya kantinden aldıkları parfümü döküp yakıyorlarmış. Bu yapılanlar gardiyanlara anlatıldığında, ya hamam denen karanlık soğuk odaya ya da tuvalet olarak da kullanılan, bir deliği olan karanlık bir hücreye atıyorlarmış. Günlerce orada hücrede tutuyorlarmış. Yemekler, hücredeki mazgallardan, yarısı kesilmiş plastik su şişesi içinde veriliyormuş. Tuvaletlerini, hücre gibi yerlerdeki o tek deliğe yapıyorlarmış. Beş-altı gün sonra hücreden çıkan çocuklar tekrar sübyan koğuşuna getirildiğinde, kendi aralarında ‘terbiye edildi’ diye ifade ediyorlarmış. Görüştüğüm çocuklardan birinin ensesinde sigara söndürülmüş. Sübyan koğuşundaki büyük çocuklar yanına yatıp cinsel tacizde bulunuyormuş.”

Çocuğun babası ise, “Oğluma ve arkadaşlarına cezaevinde tecavüz edilmiş. İşkenceye maruz kalmışlar. Bize gardiyanlar ve cezaevi yetkilileri, savcılıkta oğlumun düşme sonucu bu hale geldiğini söylememi istediler. Cezaevi yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundum. Oğlum her gece çığlıklar içerisinde uyanıyor. ‘Yapmayın, yapmayın!’ diye uykusunda bağırıyor. Bu işin sonunu bırakmayacağım.” diye konuştu.

Yaşananlar, baroları ayağa kaldırdı

Eskisehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu, cezaevlerinde çocuklara yönelen ağır hak ihlallerine bir an önce son verilmesi çağrısında bulundu.

Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu; Ankara, Diyarbakır, Bursa, Gaziantep, Şırnak, Mersin, Sakarya, Şanlıurfa ve Mersin Borusu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu adına ortak bir açıklama yayınladı. Pozantı ve Sincan çocuk cezaevlerindeki şiddet ve cinsel istismar olaylarını hatırlatan komisyon, İzmir Şakran Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde yaşanan ve açığa çıkan cinsel istismar olayına dikkat çekti. Cezaevlerinde çocuklara yönelen ağır hak ihlallerine bir an önce son verilmesi gerektiğinin aktarıldığı açıklamada, “Bu hak ihlallerinde sorumluluğu olan devlet memurları hakkında yasal işlemlerin yapılması ve en önemlisi burada hak ihlaline uğrayan çocukların yaşadıkları travmaların giderilmesi için Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz.” denildi.
01.03.2015
Kaynak: Haber ZAMAN

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Pzr Mar 01, 2015 4:46 pm


Yargıtay Ceza Daireleri Kararları • POLİS MEMURUN’UN İŞLEDİĞİ İŞKENCE SUÇU

T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
ESAS NO. 2013/7707
KARAR NO. 2014/5504
KARAR TARİHİ. 6.3.2014

5237/m. 94, 279/1-2

ÖZET : Sanığın "Sen gel bakim buraya" diyerek seslenip çağırması üzerine müştekinin üslübun düzgün olmadığı şeklinde uyarması sonrasında, sanığın şikayetçinin yakasını tutarak tekme attığı, daha sonra diğer sanıkların gelerek ellerindeki joplar ile müştekiye vurdukları ve akabinde şahsın ellerini kelepçeleyerek araç içerisine alıp yaklaşık 20-25 dk dolaştırdıkları, bu arada her üç sanığın da şikayetçiyi araç içerisinde darp etmek suretiyle yaralamaları ve hakaret etmeleri eylemlerinin bir bütün halinde işkence suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

Başka bir sanığın suç tarihinde görevli olması, polis memuru olan diğer sanıkların katılanı darp etmeleri karşısında sadece uyarıda bulunması, katılanı darp etmelerine engel olmaması ve olayı olduğundan farklı şekilde aktarması, kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmaması eyleminin kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır.

DAVA : Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : I- Sanık İ. hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan incelemede,

Mahkemece dosyada mevcut kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan, katılan vekilinin sübuta, eksik incelemeye yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oybirliğiyle ONANMASINA,

II-1) Sanıklar M., M., ve A. hakkında yaralama, hakaret ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyizine yönelik yapılan incelemede;

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,

Ancak;

Suç tarihinde müşteki M.’ın, tanık G. ile birlikte … istikametinden … Caddesine yürürken 34 A … kod nolu araçta görev yapan sanık A.’ in "Sen gel bakim buraya" diyerek seslenip çağırması üzerine müştekinin üslübun düzgün olmadığı şeklinde uyarması sonrasında, sanık A.’ in şikayetçinin yakasını tutarak tekme attığı, daha sonra diğer sanıklar M. ve M.’nin gelerek ellerindeki joplar ile müştekiye vurdukları ve akabinde şahsın ellerini kelepçeleyerek araç içerisine alıp yaklaşık 20-25 dk dolaştırdıkları, bu arada her üç sanığında şikayetçiyi araç içerisinde darp etmek suretiyle raporda belirtilen şekilde yaralamaları ve hakaret etmeleri eylemlerinin bir bütün halinde işkence suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,

2) Sanık İ. hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet Savcısının temyizine gelince;

Sanığın suç tarihinde görevli olması, polis memuru olan diğer sanıkların katılanı darp etmeleri karşısında sadece uyarıda bulunması, katılanı darp etmelerine engel olmaması ve olayı olduğundan farklı şekilde aktarması, kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmaması eyleminin, TCK.nun 279/1-2 maddesinde tanımlanan kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı, sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 20 Ara 2014, 00:02