Etiket arşivi: KALMA

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
2014/12605 E., 2016/11712 K., T. 20.12.2016
Mahkemesi: Ticaret Mahkemesi
TALEP: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

ÖZET : Davacının desteği …’nın sürücüsü bulunduğu … kamyon ile yapmış olduğu trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle davacı, aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.

KARAR: Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında, özellikle davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’ na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketi sorumlu olacaktır.(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK’nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca)

HÜKÜM: Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 20.12.2016 gününde Üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY: 1-Dava, destek olan sürücünün tek yanlı yaptığı kaza neticesinde ölümü nedeniyle mirasçıları tarafından açılan tazminat davası olup davalı süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Her ne kadar trafik kazası sonucu ölüme/yaralamaya sebebiyet vermek bir haksız fiil ve haksız fiil zamanaşımı da TBK’nun 72.maddesinde düzenlenmiş ise de haksız fiilin, trafik kazasından kaynaklanması nedeniyle daha özel Yasa olan 2918 sayılı KTK’nın uygulanması gerekmektedir. 2918 sayılı KTK’nın 109/1.maddesi gereğince kural olarak zamanaşımı 2-10 yıldır. Ancak 2.fıkraya göre dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Bu madde uyarınca, eylemin suç teşkil etmesi yeterli olup, mahkûmiyet veya takipsizlik kararı aranmaksızın ceza zamanaşımı uygulanacaktır. Eylemin suç teşkil edip etmediğini de kural olarak hukuk hâkimi belirleyecektir. Hiç kuşkusuz, hukuk hâkimi, ceza tertibine ilişkin olarak ceza hakimince verilen ve suçun işlendiğini ya da işlenmediğini kesinlikle tespit eden hükümle de bağlıdır. Somut olayda, tek yanlı trafik kazası 04.11.2007 tarihinde olmuş, dava ise 03.01.2013 tarihinde açılmıştır. Murisin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aracın devrilmesi sonucu gerçekleşen kaza neticesinde sürücü muris vefat etmiştir. Dosya içinde bulunan Bilirkişi Trafik Kaza Raporu ile takipsizlik kararı içeriğine göre kazaya etken başka bir araç veya başka bir unsur yoktur. HGK’nun emsal niteliğindeki 2014/17-2198 Esas-2015/1495 Karar sayılı kararında, sürücünün aracın frenlerinin arızalı olması nedeniyle aracı durduramayarak kendi ölümüne sebebiyet verdiği kazada sürücünün eylemi bir bütün olarak ele alındığında TCK 179/2.maddesinde tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu kabul edilmiş, Daire kararı gibi tek yanlı trafik kazasında sürücünün ölmesi olayının ölüme sebebiyet verme suçunu oluşturduğu kabul edilmemiştir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun, taksirle işlenebilen bir suç olmayıp ancak kasten işlenebileceği göz önüne alındığında somut olayda, murisin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın devrilmesi ile gerçekleşen ölüm olayında taksirle ölüme sebebiyet verme suçu oluşmadığı gibi trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu da oluşmamaktadır. Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden öncelikle kararın bu nedenle bozulması gerekir. 2-Ayrıca, davalı … şirketi kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu’nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK’nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp, bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından göz önünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkân vermek gibi bir sonuca gider. Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

Yargıtay, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Evlenme İhtimali Düşük Kadın İçin Yüksek Olmalı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eşini trafik kazasında kaybeden 43 yaşındaki dul kadının tekrar evlenme ihtimalinin düşük olduğu gerekçesiyle verilecek “destekten yoksun kalma tazminatının” yüksek belirlenmesine hükmetti.

yargıtay

Eşi trafik kazasında ölen 3 çocuk annesi bir kadın, trafik kazasına neden olan kişi ve sigorta şirketi hakkında, destekten yoksun kalma zararının karşılanması için maddi ve manevi tazminat davası açtı.

Davayı görüşen Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi davacı kadın için 88 bin 344 TL, üç çocuğu için de toplam 33 bin 351 TL maddi, toplam 30 bin TL de manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, bu miktarın 50 bin TL’sinden sigorta şirketini, kalan kısmından da trafik kazasına sebep veren otobüsün sürücüsü ve şirketini sorumlu tuttu.

Yerel mahkeme kararında, davacı kadının ölen eşinin aktif dönem ve emekli dönemindeki gelirlerinden yoksun kaldığına ve yaşı ile çocuk sayısına göre evlenme şansının bulunmadığına” işaret edilerek, “destekten yoksun kalma tazminatının” bu durumlar gözetilerek belirlendiği ve tazminat miktarında indirime gidilmediği vurgulandı. Mahkeme, ölen kocanın aylık maaşı dışında, çalıştığı kurumdan aldığı döner sermaye gelirlerini de kadının yoksun kaldığı gelir gibi değerlendirdi.

Daire: “Dul eşin, evlenme ihtimaline göre indirim yapılmalı”

Davacı otobüs şirketi ve sigorta şirketinin kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından görüşüldü.
Daire, “Davacı kadının yaşı, çocuk sayısı ve ülke koşulları gözetildiğinde yeniden evlenme şansı bulunduğunun kabul edilmesi” gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin bozma kararında, “Davacı eşin belirlenecek evlenme şansı oranında indirim yapılması gerekir. Davacı eşin evlenme şansı nedeniyle herhangi bir indirim yapılmamış olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir” denildi.
Daire, döner sermaye gelirinin de “destekten yoksun kalma zararı” içinde hesaplanmasını hukuka uygun bulmayarak, döner sermaye gelirinin aylık maaş gibi değerlendirilmesini de bozma nedeni saydı.

Kurul: “41-50 yaş aralığındaki dul eşin evlenme şansı yüzde 2”

Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilk kararında direnmesinin ardından dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından görüşüldü. Kurul, destekten yoksun kalan eşin, yeniden evlenme olasılığının hesaplanarak tazminatta indirim yapılmasının hukuka uygun olacağına, dul eşin yeniden evlenme şansının belirlenmesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin (AYİM) kullandığı tablodan yararlanılması gerektiğini vurguladı.

AYİM’in kullandığı tabloya göre 41-50 yaş aralığındaki dul eşin evlenme şansının yüzde 2, 18 yaşından küçük her bir çocuk için evlenme şansından yüzde 5 indirim yapılmasının öngörüldüğü belirtilen Kurul kararında, “Davacı dul eşin dava tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, AYİM tablosu, sosyal ve ekonomik durumu ile ülke ve yöre koşulları dikkate alındığında, yeniden evlenme şansının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dul eşin yeniden evlenme şansının bulunmadığı gerekçesiyle tazminattan bir indirime gidilmesine yer olmadığına ilişkin direnme usul ve yasaya uygun bulunmuştur” denildi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davacı dul eşin yeniden evlenme şansının bulunmadığına ilişkin kısmı oy birliğiyle onadı.
Kurul kararında, döner sermaye gelirinin ölen kişinin mal varlığında artış sağlayacağını, bu kişinin ölümüyle mal varlığındaki artışın engellendiğine işaret ederek, “Döner sermaye gelirinin murisin gelirine dahil edilerek, destekten yoksun kalma zararının hesaplanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön olmayıp, bu kısma ilişkin direnme kararının onanması gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Kurul, destekten yoksun kalma tazminatı hesabında döner sermaye gelirinin de dikkate alınması gerektiğine ilişkin kısmı ise oy çokluğuyla onadı.

Davalı sigorta şirketi ve otobüs firmasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun onama kararlarına karşı yaptığı karar düzeltme istemleri de Kurul tarafından reddedildi.

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI / TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLÜM NEDENİYLE DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI / AYLIK KAZANCIN TESPİTİ

T.C.

YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi
E: 2005/12013
K: 2006/3522
T: 4.4.2006
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLÜM NEDENİYLE DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
AYLIK KAZANCIN TESPİTİ
818 s. BORÇLAR KANUNU [ 45]
Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.03.2005 tarih ve 20011463 E. – 2005/137 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili ile davalılardan … Sigorta A.Ş. ve … Petrol AŞ. vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 04.04.2006 gününde davacı avukatı A.T. ile davalılardan … Petrol Ürünleri Nak. A.Ş. avukatları C.Y. ve A.K. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi A.A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı B.’nin 13.07.2000 tarihinde neden olduğu trafik kazasında davacı F.’nin eşi Ö.’nün vefat ettiğini, olayda Ö.’nün kullandığı davacı M.’ye ait 34 … … plakalı Mercedes marka aracın kullanılamaz hale geldiğini, olay nedeniyle ölen Ö.’nün eşi R., çocuğu F. annesi M., kardeşi M.H.’nin maddi manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek, asıl ve birleşen dava ile ıslah dilekçesiyle birlikte toplam 162.924.069.830.-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000.00.000.- TL manevi tazminat ile 10.000.000.000.- TL araç hasarı nedeniyle maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Petrol A.Ş. vekili, kusur oranı ve tazminat miktarına itiraz ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Gaz A.Ş. vekili, müvekkilinin maliki olduğu 34 … … plakalı römorkun diğer davalı … Petrol A.Ş.’ne ait çekici ile çekildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketleri vekilleri, müvekkillerinin maddi zarar bakımından poliçe limitleri ile sorumlu olduklarını savunmuşlardır.
Diğer davalı yanıt vermemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu olayın meydana gelmesinde, davalı sürücü B.’nin tam kusurlu olduğu, davacı M.’ye ait araçtaki hasar nedeniyle zararın 8.750.000.000.-TL olduğu, davacı R. ve F.’nin destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, anne ve kardeş olan diğer davacıların maddi tazminat isteyemeyecekleri, bu dört davacınında yakınlarının ölümü nedeniyle büyük üzüntü duydukları, davalı Gaz A.Ş.’nin kazaya sebep olan çekicinin römorkunun maliki bulunmakla, 2918 Sayılı Yasa gereğince sorumlu olmadığı, sorumluluğun çekicinin sürücüsü ve malikine ait olduğu, davalılar B. ve … Petrol A.Ş.’ nin tüm zararları, davalı sigorta şirketlerinin de maddi zararlardan poliçe limitiyle sorumlu oldukları gerekçesiyle, davalı Gaz A.Ş. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili ile birlikte … Sigorta Şirketi, … Petrol A.Ş. vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece belirlenen kusur oranın olayın oluşuna uygun bulunmasına göre, davalı … Petrol Üretim Nak. Sat. A.Ş. vekilinin ( 2 ) numaralı, davacılar vekilinin ( 4 ) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalıların malik, sürücü ve sigortacısı olduğu aracın neden olduğu trafik kazalarında, bir kısım davacıların murisinin vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı R.’nin eşi Ö.’nün, dava konusu trafik kazasından önce; dava dışı … Metal San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde sigortalı olarak çalıştığı taraflar arasında tartışmasızdır. … Metal San. Tic. Ltd. Şti.’nin mahkemeye gönderdiği 23.09.2004 tarihli yazıda, 2000 yılı 2. dönem SSK. bildirgesine göre Ö.’nün aylık 150.000.000.-TL brüt ücret aldığını belirtilmiştir. Öte yandan, muris
Ö.’nün Metal San. Tic. Ltd. Şti.’ndeki mesaisi dışında, aldığı eğitime uygun olarak başka işyerlerinde de zaman zaman çalıştığı, bunlardan … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti.’nden 1998-2000 yıllarındaki çalışması karşılığı 1.170.000.000.- TL, … Filtre Sistemleri San. Ve Tic. A.Ş.’den 1999 yılında 1.210.000.000.-TL, 2000 yılı Mayıs ayına kadarki çalışmaları nedeniyle 770.000.000.- TL ödendiği, Mayıs ve Haziran 2000 tarihlerindeki çalışmaları nedeniyle de 260.000.000.-TL’nin kanuni mirasçılarına ödendiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı eş R. ile davacı çocuk F.’nin destekten yoksun kalma zararının tespitinde, bilinen son gelirlerinin esas alınması gerekmektedir. Bunun için de, murisin son çalıştığı yerden aldığı ücret ile mesai saatleri dışında çalıştığı yerlerden aldığı ücretin ortalama olarak bir aya isabet eden kısmı nazara alınarak, bunların toplamının esas alınması gerekirken; murisin vefatından sonra, onun yaptığı işi iki kişinin yaptığı, müteveffa ile halen aynı işi yapan emsali kişilerin ücret bordrosu dikkate alındığında, müteveffanın 2002 yılında aylık net 690.000.000.- TL ücret alan emsali kadar aylık net ücret ve kazanç sağlayacağı kabul edilerek, destek tazminatım hesap eden bilirkişi raporunun esas alınması ve buna göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı … Petrol Üretim Nak. Sat. A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin temyizine gelince; davalı sigorta şirketince düzenlenen ZMSS. poliçesinde ölüm ve sakatlanma halinde kişi başı teminat miktarı 7.000.000.000.-TL’dır. Davalı sigorta şirketi, davacılar yararına hükmedilecek destekten yoksun kalma tazminatının 7.000.000.000.-TL’den sorumludur. Mahkemece, davacılar lehine hükmedilecek destekten yoksun kalma tazminat miktarının 7.000.000.000.-TL’m aşması halinde, davacıların miras payları oranında sigorta teminatının davacılar yararına paylaştırılması ve bu miktarın da hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratır şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle mümeyyiz sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
4- Davacılar vekilinin temyizine gelince; davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup, davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, her bir davacı lehine hükmedilen miktar üzerinden ayrı ayrı hesap edilmesi gerekirken, tüm davacılar lehine hükmedilen tazminatın toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Petrol Üretim Nak. Sat. A.Ş. ve davacılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, kararın ( 2 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı … Petrol Üretim Nak. Sat. A.Ş., ( 3 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş., ( 4 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, takdir edilen 450,00.- YTL duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalı … Petrol Nak. San. A.Ş.’ye ve davalı Gaz A.Ş. dışındaki davalılar dan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 04.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.