Etiket arşivi: KONULMASI

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • FAİZ ALACAĞI,SAKLI TUTULMASI VEYA İTİRAZI KAYIT KONULMASI ŞARTI

T. B. K – MADDE 131
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi, Zamanaşımı
BİRİNCİ AYIRIM
Sona Erme Hâlleri

A. Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi
Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.

İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.

Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2014/9199
KARAR NO. 2014/13475
KARAR T. 20.10.2014

Faiz, asıl alacağa bağlı fer’i bir haktır. BK’nun 113. maddesi ( 6098 Sayılı TBK m.131 ) uyarınca, asıl alacak sona erince fer’i haklar da sona ermiş sayılır. Faiz, asıl alacağa bağlı bulunmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize dair hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmez.Ancak faizin ayrı bir dava veya icra takibine konu yapılması sırasında, asıl alacağın ödenmemiş olması,ödenmiş ise ihtirazi kayıt konulması şarttır. Aksi halde BK’nun 113. maddesi uyarınca faiz alacağı da sona ermiş sayılır.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Pzr Mar 08, 2015 4:37 pm


BORÇLUNUN İTİRAZI / KISMİ ÖDEMEYE RAĞMEN ALACAĞIN TAMAMININ TAKİBE KONULMASI / ALACAKLININ KÖTÜ NİYETİ VE AĞIR KUSURU

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi
E. 2006/10224
K. 2006/12694
T. 13.6.2006
BORÇLUNUN İTİRAZI
KISMİ ÖDEME
KISMİ ÖDEMEYE RAĞMEN ALACAĞIN TAMAMININ TAKİBE KONULMASI
ALACAKLININ KÖTÜ NİYETİ VE AĞIR KUSURU
2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 169]
2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 170]
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra takibinin, dayanak bonoların lehdarı tarafından keşideciler hakkında yapıldığı, borçlunun takipten önce kısmi ödemede bulunduğuna yönelik itirazının mahkemece kabul edilerek takibin kısmen iptali yönünde hüküm tesis edildiği görülmüştür.
İİK.nun 169/a-6. maddesi hükmüne göre;”borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” Somut olayda, takibe konu bononun lehtarı takip alacaklısı tarafından bononun keşidecisi borçlular takip edildiğine göre, takipten önce kısmi ödemeler bulunmasına rağmen, bu miktarları da takibe dahil ederek istekte bulunduğu için alacaklının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
O halde, Mahkemece asıl alacağın iptal edilen kısmının takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.