Etiket arşivi: Mahkemesinde

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • KAÇAK ELEKTRİK KULLANIM BEDELİ İÇİN İCRA TAKİBİ, CEZA MAHKEMESİNDE BERAAT

YARGITAY 3. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/16901
KARAR: 2014/1488

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dilekçesinde, davalı idarenin müvekkili hakkında kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirdiğini, davacının kaçak bedelini icra tehdidi altında ödediğini, ancak ceza mahkemesindeki yargılama sırasında beraat ettiğini beyan ederek, ödenen 2348 TL.’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dava konusu uyuşmazlık, davacının kaçak elektrik bedelinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, 17.5.2010 tarihli Ayar Ölçü İstasyonu’nun raporuna istinaden tutulan kaçak elektrik tutanağında "Sayacın camı aralık, sayacın camı aralanarak cisim sokmak suretiyle sayaca müdahale edildiği, sayacın içerisinde 1 adet film şeridinin olduğu," tespit edilmiştir.

Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi "Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi, kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir. Bu anlamda, somut olaydaki fiil kaçak elektrik kullanımı kapsamındadır.

Bu hususu tespit eden, kaçak elektrik tutanağı da resmi belgelerden olup, aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir.

Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesi; “Hâkim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın tutarı, temyiz gücü yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.

Görülmektedir ki, beraat kararının tespit ettiği vakıa bakımından kesin delil teşkil edebilmesi için, beraat kararında o vakıanın mevcut olup olmadığının delillerle kesin biçimde tespit edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, delil yetersizliğinden verilmiş beraat kararı, konusu olan vakıanın mevcut olup olmadığını delillerle kesin biçimde tespit etmediği için hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil etmez. Ceza mahkemesinin yeterli görmediği delilleri, hukuk mahkemesi tazminat için yeterli görebilir.(Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s. 705).

Somut olayda; davalı hakkında, sayaca film sokmak suretiyle kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği, bu tutanak nedeniyle davalı hakkında görülen …2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/103 E.- 2011/262 K.sayılı davasında; elektrik hırsızlığı suçundan yapılan yargılama sonucunda sanık (davacı) hakkında “Sanığın suçu işlemediğinin sübuta erdiği” gerekçesi ile beraatine karar verildiği görülmektedir.

Her ne kadar, yukarıdaki açıklamalar gereğince ve ceza mahkemesi beraat kararına göre, davacının bu eylemden sorumlu tutulmaması gerekiyor ise de, ceza mahkemesinin incelemesi, eylemin suç oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.

Öyle ise mahkemece, bu esaslar gözetilerek, eylemin, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/a maddesi gereğince, kaçak elektrik kullanımı teşkil ettiği, ceza mankemesi beraat kararının hukuk hakimini bağlamayacağı, davacı hakkında tutulan kaçak elektrik tutanağının da aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden bulunduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Sal Mar 17, 2015 9:28 pm


Yargıtay;Tüketici Hakem Heyeti Kararına Karşı Tüketici Mahkemesinde Dava Açma Süresi

yargıtay4 Aralık 2009 CUMA Resmî GazeteSayı : 27422

 

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:             Esas No         : 2009/12178             Karar No       : 2009/11295

YARGITAY İLAMI

             Mahkemesi  : Ankara 3. Tüketici Mahkemesi

             Tarihi            : 30/12/2008

             Numarası      : 2007/825-2008/507

             Davacı           : Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş. vekili avukat Süleyman Talas

             Davalı            : Bülent Demirtürk vekili avukat Hamit Baykaç

             Taraflar arasındaki itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulmasını istemekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

             Davacı, davalının 2000 yılında konutta kullanılmak üzere standart tip abonelik sözleşmesi yaptığını, 2002 yılına kadar verilen hizmetten faydalandığını, bu tarihte başka yere atanması nedeniyle aboneliğini dondurduğunu, ancak kendisine fatura tahakkuk ettirildiğini, yapılan ödemenin iadesi için Çankaya Kaymakamlığı 2 nolu Tüketici Sorunları Hakem Heyetinden talepte bulunduğunu, talep üzerine Tüketici Hakem Heyetinin 23.10.2007 tarih ve 416 nolu kararı ile 550.32 TL.nin iadesine karar verildiğini, tahsil edilen meblağın yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu belirterek, tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.

             Davalı, sözleşmenin dondurulduğu dönemden sonrası için ücret istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

             Mahkemece, Çankaya Kaymakamlığı Hakem Heyeti Başkanlığının 23.10.2007 tarih 2007/416 sayılı kararının davacı Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye 2.11.2007 tarihinde tebliğ edildiği dava dilekçesine İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin 2007/1898 muh. numarası ile 15.11.2007 tarihinde havale edildiği, ancak harçlandırmanın 23.11.2007 tarihinde yapıldığı harca tabi davanın bu tarihte açıldığının kabulü gerektiği, bu durumda 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5 maddesi gereği 15 günlük itiraz süresinin geçirildiği gerekçesiyle itirazın reddine dair kesin olarak verdiği karar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz yasal sürede yapıldığından, hükmün kanun yararına bozulmasını istemiştir.

             4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5 maddesi gereğince; 2007 yılında değeri 792.12 YTL altında bulunan ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği karar tarafları bağlar, taraflar bu karara karşı onbeş gün içinde Tüketici Mahkemesine itiraz edebilir. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

             Uyuşmazlıkta taraflar arasında konutta kullanılmak üzere standart tip abonelik sözleşmesi yapıldığı, davacının 550.32 YTL asıl alacak, 142.92 YTL işlemin temerrüt faizinin tahsili için icra takibi yaptığı davalı Bülent Demirtürk’ün icra dosyasına ödeme yaptıktan sonra, Çankaya Kaymakamlığı 2 nolu Tüketici Sorunları Hakem Heyetine ödemenin istirdadı kararı verilmesi için talepte bulunduğu, hakem heyetince 2007/416 sayılı 23.11.2007 tarihli kararla ihtirazi kayıtla ödenen 550.32 YTL.nin tüketiciye iadesine karar verdiği, bu kararın Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş’ye 2.11.2007 tarihinde tebliğ edildiği dosya içeriği ile sabittir.

             Davacı, hakem heyeti kararının kendisine tebliği üzerine, Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere Nöbetçi İstanbul 3 nolu Tüketici Mahkemesine verdiği, 15.11.2007 hakim havale tarihli 2007/1898 muh. nolu dilekçesinde hakem heyeti kararının iptalini istemiştir.

             Davacının bu dilekçesini Zincirlikuyu Vergi Dairesince 2007/1898 muh. numarası belirtilerek ve 13.10 YTL başvurma harcı, 13.10 peşin harcı, 2.20 YTL vekalet harcı olmak üzere toplam 28.40 YTL’yi 15.11.2007 tarihinde ödeyerek harçlandırdığı,               56271-56268         56271-56268 nolu makbuz içeriğinden anlaşılmıştır. Davacının dilekçesinin Ankara Tüketici Mahkemesine gelmesi üzerine 23.11.2007 tarihinde Ankara 3.Tüketici Mahkemesine tevzi edildiği saptanmıştır.

             HUMK. 178 maddesi Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Talimatnamesi ve 3.2.1984 tarihli İçtihatı Birleştirme Kararı gereğince harca tabi davalarda davanın açılma zamanı harcın ödendiği tarihtir. Somut olayda hakem heyeti kararının davacıya 2.11.2007 tarihinde tebliğ edildiği, davacının itiraz dilekçesini 15.11.2007 tarihinde hakim havalesi yaptırdıktan sonra aynı gün harcını yatırdığı ve 2007/1898 muh. nosu ile Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından davanın açılma tarihi 15.11.2007 olarak kabulü gerekir. Bu durumda dava, 4077 Sayılı Kanun 22/5 maddesinde öngörülen 15 günlük yasal sürede açılmıştır. Mahkemece işin esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yasal sürede dava açılmadığından davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

             SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK. 427/6 maddesi gereğince talep ettiği kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 12.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:             Esas No         : 2009/12180             Karar No       : 2009/11293

YARGITAY İLAMI

             Mahkemesi  : Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

             Tarihi            : 25/11/2008

             Numarası      : 2008/366-2008/447

             Davacı           : Hüseyin Alkan vekili avukat Filiz Ceylan

             Davalı            : Söke Arçelik Yetkili Servisi

             Taraflar arasındaki Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararına karşı itiraz davasının yapılan yargılaması sonucunda itirazın süreden reddine dair verilen hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

             Davacı, çamaşır makinesinde aşırı ısınma nedeniyle oluşan sorunun giderilmesi için davalı servise müracaat ettiğini, arızanın ücretsiz giderilmesi gerekirken kendisinden 260.00 YTL parça bedeli ve ücret alındığını, haksız alınan bedelin iadesi için Söke İlçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyetine müracaat ettiğini ancak servisin hizmet kusuru olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, belirterek Söke Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptali ile 260.00 YTL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.

             Davalı, alınan parça bedeli ve hizmet bedelinin yasaya uygun olduğunu, hizmet kusurlarının olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

             Mahkemece, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararına karşı açılan davanın yasal sürede olmadığı gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

             Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararına karşı yasal sürede itiraz edildiğinden hükmün kanun yararına bozulması istenilmiştir.

             4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5 maddesi gereğince; 2008 yılında değeri 827.05 YTL altında bulunan ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği karar tarafları bağlar. Taraflar bu kararlara karşı on beş gün içinde Tüketici Mahkemesine itiraz edebilir. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına karşı yapılan itiraz üzerine Tüketici Mahkemesinin vereceği karar kesindir.

             Somut uyuşmazlıkta, davacı ayıplı hizmet nedeniyle oluşan zararı 260.00 YTL’nin tahsili için Soma ilçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurması üzerine 2008/152 esas ve 18.8.2008 tarihli kararla hizmet kusuru olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Bu karar şikayetçi Hüseyin Alkan’a 27.8.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 10.9.2008 tarihinde Söke Tüketici Mahkemesinde; Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına karşı itirazda bulunmuştur. İtiraz 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5 maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre içinde yapılmıştır. Bu durumda mahkemece işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken itiraz süresinde yapılmadığı gerekçesiyle talebin reddi yasaya aykırıdır.

             SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK 427/6 maddesi gereğince talep ettiği Kanun Yararına Bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 12.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.