Bireysel Başvuru Kararları • ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURULARDA SIK RASTLANAN HATA

Anayasa Mahkemesine Yapılan Bireysel Başvurularda Sık Rastlanan Hatalar

I. GENEL AÇIKLAMALAR

30 Mart 2011 ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45 ilâ 51. maddelerinde ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 59 ilâ 84. maddelerinde bireysel başvuruların ne şekilde yapılacağı, kayda alınacağı ve inceleneceğine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun başladığı 24 Eylül 2012 tarihinden 31 Aralık 2012 tarihine kadar toplam 1642 başvuru yapılmıştır.Bireysel başvurunun gerek hukuk sistemimize yeni girmiş olması gerekse anılan düzenlemelerle Anayasa Mahkemesince hazırlanan ve internet sitesinde yayımlanan bireysel başvuru materyalleri okunmadan başvuru yapılması nedeniyle başvuruların yüzde 95’inde yanlışlık veya eksiklik tespit edilmiş olup, bu yanlışlık ve eksikliklerin tamamlanması bakımından başvuruculara yazılar gönderilmiştir. 6216 sayılı Kanunun 47. maddesinin birinci fıkrasında ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 63. maddesinin birinci fıkrasında bireysel başvuruların mahkemelere veya yurt dışı temsilciliklerine ya da bizzat Anayasa Mahkemesine yapılabileceği öngörülmüş olmasına rağmen, söz konusu başvurulardan 300’ü posta yoluyla yapılmış, bu nedenle de söz konusu başvurular kayda alınmayarak başvuru evrakları başvuruculara iade edilmiştir.Öte yandan, bireysel başvuruları kabul eden mahkemelerde (cumhuriyet savcılıkları ile ceza infaz kurumları dâhil) ve yurtdışı temsilciliklerde başvurunun alınması ile evrakların Anayasa Mahkemesine gönderilmesi hususlarında birtakım eksiklikler tespit edilmiştir.

II. BAŞVURUCULAR TARAFINDAN YAPILAN HATALAR

A. Başvuru Sürecindeki Eksiklikler

1- Posta yoluyla bireysel başvuru

6216 sayılı Kanunun 47. maddesinin birinci fıkrasında ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 63. maddesinin birinci fıkrasında bireysel başvuruların mahkemelere veya yurt dışı temsilciliklerine ya da bizzat Anayasa Mahkemesine yapılabileceği öngörülmüş olmasına rağmen, söz konusu başvurulardan 300’ü posta yoluyla yapılmış, bu nedenle de söz konusu başvurular kayda alınmayarak başvuru evrakları başvuruculara iade edilmiştir

2- Posta yoluyla eksiklik tamamlamaya yönelik dilekçe ve belge gönderilmesi

6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin birinci fıkrası ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 63. maddesinin (1) numaralı fıkrası bireysel başvuruların mahkemelere, yurt dışı temsilciliklere ya da bizzat Anayasa Mahkemesine yapılabileceğini düzenlemektedir. Bununla beraber bazı başvurucuların bireysel başvuru harcını adliyelerdeki veznelere yatırmasına, hatta başvuru dilekçesi için hâkim havalesi almalarına rağmen evraklarını mahkemelere teslim etmek yerine posta yoluyla Anayasa Mahkemesine gönderdikleri tespit edilmiştir. Özellikle ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların büyük bir çoğunluğunun başvuru evraklarını kurum müdürlükleri aracılığıyla Anayasa Mahkemesine ulaştırmak yerine posta yoluyla gönderdikleri görülmüştür. Öte yandan anılan yerlere başvuru yapmakla birlikte başvuru formu ve eklerindeki eksiklikler olması nedeniyle kendilerine Anayasa Mahkemesince eksikliğin giderilmesi yazısı gönderilenlere, posta yoluyla gönderilen dilekçe, form veya belgelerin kayda alınmayacağı özellikle bildirilmiş olmasına rağmen, halen istenen belgeleri posta yoluyla gönderdikleri tespit edilmiştir. Bu şekilde gönderilen belgelerle eksikliğin tamamlanması söz konusu olmayacağından bu başvurular idari yönden reddedilecektir.Bu nedenle başvurucuların hak kaybına uğramamaları bakımından başvuru yapıldıktan sonraki aşamalarda da Anayasa Mahkemesine gönderecekleri evrakı, iki suret halinde, başvuru numarası, vatandaşlık numarası, adı ve soyadı bilgilerinin yer aldığı ve eksiklik gidermeye dönük olduğu belirtilen bir dilekçe ile anılan yerlere vermeleri gerekmektedir. Ayrıca başvurucuların ibraz ettikleri belgeleri bir dizi pusulasına bağlaması, dilekçelerinde ibraz ettikleri eklere atıf yapması ve sayfa sayılarını belirtmesi de yararlı olacaktır. Hatta daha sonra oluşacak ihtilafları önlemek ve tebliğ tarihinden sonra 15 gün içinde belgelerin ibraz edildiğinin tevsiki için başvurucular dilekçenin kendisinde kalan suretine teslim alan memurdan teslim tarihini, adını, soyadını ve imzasını talep edebilirler.Son olarak başvurucular, bireysel başvuru formu ve eki evrakının teslimi üzerine iki suret olarak düzenlenen ve bir sureti başvuru evrakı ile birlikte Anayasa Mahkemesine gönderilen diğer sureti başvurucuya verilen “Alındı Belgesi”ni başvuru süresi konusunda bir ihtilaf olması ihtimaline binaen saklamalıdırlar.

3- Posta yoluyla başvuru harcı yatırılması ve ödenmesi

Bireysel başvuru harcının Maliye Bakanlığı veznelerine yatırılması gerekirken, bazı başvurucuların posta idarelerine posta havalesi ile para yatırdıkları görülmüştür. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 62. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca Harçlar Kanununa bağlı tarifede belirtilen bireysel başvuru harcının Maliye Veznesine yatırılması gerekmektedir. Maliye Veznesi başvuru yapılacak yerlerde yer almakta olup, başvuru yapmadan önce bu yerlere müracaat ederek harcın ödenmesi mümkündür. Anılan yöntem dışında yapılan ödemeler, başvuru harcı olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle başvurucuların posta idarelerine yatırdıkları paraları iade alıp, Maliye Veznesine yatırmaları gerekmektedir.

4- Posta Gideri avansı ödenmesi ve posta pulu gönderilmesi

6216 sayılı Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde bir zorunluluk olmamasına ve Mahkemece istenmemesine rağmen bazı başvurucuların dosyalarına posta gideri avansı ödendiğine dair makbuz ekledikleri, bazılarının da posta pulu gönderdikleri saptanmıştır. Bireysel başvuru mevzuatında bu şekilde bir ödeme ya da pul gönderilmesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, Anayasa Mahkemesince başvuruculara posta gideri avansı yatırılması ya da posta pulu gönderilmesi yönünde bir yazı da gönderilmemiş ve bir duyuruda yapılmamıştır.Öte yandan 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “ücret ve masrafların peşin ödenmesi” başlıklı 5. maddesinde; “Tarifede yazılı PTT ücretlerini veya dördüncü madde mucibince verilecek zaruri masrafları, hilafına bir hüküm bulunmadıkça tebliğin yapılmasını istiyen peşin olarak öder. Tebliği çıkaracak merci tarafından tayin olunan mehil içinde gerekli masrafı vermiyen, talebinden sarfınazar etmiş addolunur. Zaruri sebeplerden dolayı bu mehle riayetsizlik halinde yeni bir mehil verilir.” hükmüne yer verilmiştir.Bu kapsamda Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığınca Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Bölge İdare Mahkemesi Başkanlıkları’na gönderilen 05/11/2012 tarih ve B.03.0SGB.0.00.00.08/12743-10426/869-12/1269/34 sayı ve Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvurularda Posta Giderleri konulu yazısında; yukarıda anılan mevzuat hükümlerine yer verilmek suretiyle “bireysel başvuruya ilişkin posta ücretlerinin, tebliğ yapılmasını isteyen kişi tarafından peşin olarak ödenmesi gerektiği” şeklinde görüş yazısı gönderilmiştir.Bu nedenle; Başvurucuların Anayasa Mahkemesine gönderecekleri evrakın masrafı haricinde ayrıca posta gideri avansı yatırmaları veya pul göndermeleri zorunluluğu bulunmamaktadır.

5- Bireysel başvuru harcının ödenmemesi

Bireysel başvuruların alınmaya başlandığı ilk günlerde, bazı başvurularda UYAP ekranlarında harcın tahsiline ilişkin ekran bulunmadığından bahisle mahkemelerde tutanak tutularak harç ödenmeden başvuru yapıldığı veya kabul edildiği gözlemlenmiş, ancak bu sorun süreklilik arz etmemiş ve birkaç başvuru ile sınırlı kalmıştır. Bu başvurular hakkında eksiklik tamamlama yazıları gönderilerek başvuru harçlarının tamamlatılması cihetine gidilmiştir. Hâlihazırda UYAP ekranlarından harcın tahsili mümkün olup, Ceza İnfaz Kurumlarından da harcın tahsili için yazılım çalışmaları devam etmektedir. Başvuru harcının hiç ödenmemesi durumu genel olarak ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklular tarafından yapılan başvurularda yoğunlaşmaktadır. Bu başvuruculardan bazıları form veya dilekçelerinde maddi durumunun iyi olmadığından, bazıları ise ödeme gücü bulunmadığından harcın mahkemece karşılanması v.b şekilde taleplerde bulundukları, bazılarının da harcın hesabından tahsilini talep ettikleri, bir kısmının da harcın ödenilmesi için yakınlarına mektup yazıldığı ve harcın bunlar tarafından ayrıca ödenileceği veya ceza infaz kurumuna harcın hesabından ödenmesi için dilekçe yazıldığı yönünde ibareler tespit edilmiştir. Bu başvuruculara da eksiklik tamamlama yazısı gönderilerek harcın tamamlanması veya adli yardım talebinde bulunması halinde adli yardım talebinin dayanakları olan belgeleri ibraz etmeleri talep edilmiştir.Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 62. maddesinin (2). fıkrası hükmü uyarınca başvurucunun söz konusu harcı ödeme gücünün bulunmaması hâlinde adlî yardım talebinde bulunması mümkündür. Ancak başvurucunun sadece adli yardım talebinde bulunması adli yardımdan yararlandırılacağı anlamını taşımamaktadır. Başvurucu harcını ödeyemeyecek durumda ise bunu başvuru formunun son sayfasındaki sonuç talepleri bölümünde belirterek adli yardımdan yaralanacak durumunuzda olduğunu ispatlayıcı belgeleri forma eklemesi gerekmektedir. Adli Yardım talebi genel hükümlere göre başvurunun kabul edilebilirliği hakkında karar verecek Bölüm veya Komisyon tarafından karara bağlanacaktır.

B. Başvuru Formunun Doldurulması Aşamasında Yapılan Hatalara İlişkin Tespitler

1- Genel Eksiklikler

Başvurucuların büyük çoğunluğunun formun doldurulması sırasında hatalar yaptıkları veya formu yanlış veya eksik doldurdukları tespit edilmiştir. Bireysel başvurunun hukuk sistemimizde yeni olması nedeniyle başvuru formu ile birlikte bu formun nasıl doldurulacağına ilişkin açıklamaların bulunduğu bir başvuru kılavuz hazırlanmıştır. Bu kılavuz Mahkemenin internet sitesinde yayımlanmış ve tüm adliyelere ve ceza infaz kurumlarına gönderilmiştir. Bununla birlikte başvurucuların, formu doldurmadan önce kılavuzu okumadıkları veya kılavuzda yazılı açıklamalara dikkat etmeden formları doldurdukları gözlemlenmiştir.Bazı başvurularda form, başvuru dilekçesi olarak değil, sadece ilgili bölümleri kodlanan veya kısa açıklamalar yapılan bir belge olarak kullanılmış ve formda sadece ekinde ibraz edilen belgelere atıf yapıldığı görülmüştür. Oysa form, bir başvuru dilekçesi olarak kullanılmalı ve formun tamamı usulüne uygun bir şekilde tam ve eksiksiz olarak doldurulmalıdır. Başvuru formu haricinde ayrı bir dava ya da bir başvuru dilekçesi doldurulması gerekmemektedir. Aynı şekilde bazı başvurucular başvuru formunu kullanmamış, sadece dava dilekçesi formatında bir dilekçe ibraz etmişlerdir. Hâlbuki ilke olarak Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 59. maddesi uyarınca bireysel başvurular, bir örneği Mahkemenin internet sitesinde yayımlanan ve İçtüzük ekinde de yer alan başvuru formu kullanılarak yapılması ve başvuru formunda yer alan tüm alanlar eksiksiz bir şekilde usulüne uygun olarak doldurulması gerekmektedir. Bununla birlikte yine de başvurucular matbu forma ulaşmada bir sıkıntı ile karşılaşırlarsa başvuru formunda bulunması gereken bütün bilgileri içeren ve aynı formatta olan bir dilekçe yazarak da başvuru yapabilirler. Ancak bu yolun ancak istisnai hallerde tercih edilmesi yerinde olacaktır. Çünkü Mahkemeye ibraz edilen bu şekildeki dilekçelerin başvuru formunda yer alan bilgileri içeren mahiyette olmadığı gözlemlenmiştir. Bu tür dilekçeler genelde ceza ve infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklularca yapılan başvurularda yoğunlaşmaktadır.Mahkemeye hiç form kullanılmadan veya formdaki bilgileri içeren bir dilekçe ile başvurulmaması halinde, başvuruculara eksiklik yazısı gönderilmek suretiyle başvuru formunu usulüne uygun olarak tam ve eksiksiz bir şekilde doldurmaları istenilmektedir.

2- Formun Birinci Bölümüne İlişkin Eksiklikler

Başvurunun gerçek kişiler tarafından yapıldığı hallerde başvurucular tarafından bazen T.C. kimlik numarasının, adres ve iletişim bilgilerinin eksik doldurulduğu tespit edilmiştir. Başvurucunun özel hukuk tüzel kişisi olması ve tüzel kişiliği temsile yetkili birden fazla kişi olması halinde, her bir kişi için kişisel bilgilerin doldurulması gerekirken sadece bir yetkiliye ilişkin bilgilerin doldurulduğu gözlemlenmiştir. Yine birden fazla başvurucu birlikte başvuru yapmışsa her bir başvurucu için ayrı bir sayfa kullanılarak her başvurucuya ilişkin kişisel bilgilerin ayrı ayrı forma eksiksiz olarak yazılması zorunludur.

3- Formun İkinci Bölümüne İlişkin Eksiklikler

Başvuru formunun “Açıklamalar”a ilişkin bölümünün ilk kısmında kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti istenilmekteyken kimi başvurucuların bazen çok genel bazen de çok detay açıklamalarda bulundukları görülmüştür. Bu alanda başvurucunun bireysel başvuru konusu bir hak ve özgürlüğün idarenin hangi işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğine ilişkin olayları tarih sırasına bağlı kalarak açık ve özet bir şekilde açıklaması ve şayet birden fazla konuda şikâyeti varsa her bir konuyu ayrı ayrı belirtmesi gerekmektedir. Başvurucular tarafından başvuru formunun doldurulmasında en fazla hatanın “Açıklamalar”a ilişkin bölümün ikinci kısmında yapıldığı tespit edilmiştir. Başvurucular tarafından formun bu kısmına Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar yapılması gerekirken, bu alanda genelde hukuka aykırılık iddialarında bulundukları, hangi haklarının ihlal edildiğini belirtmedikleri ve anayasa ve sözleşme madde numarasını yazmadıkları saptanmıştır.Başvurucuların formun bu alanında Anayasa ile güvence altına alınan haklardan hangilerinin ihlâl edildiğini açık ve özet bir şekilde ifade etmesi ve şikâyetlerinin Anayasa’nın hangi maddelerine dayandığını belirtmesi gerekir. Yine başvurucular tarafından bu bölümün ilk kısmında dile getirilen olayların neden bu maddelerde belirtilen hakların ihlâliyle ilgili ve bağlantılı olduğunun gerekçeleriyle birlikte açıklaması ve buna ilişkin delillerin Mahkemeye ibraz edilmesi gerekir.Başvurucuların bu alanda son olarak güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanmasını yapması gerekirken, bu alanda soyut ve genel açıklamalara yer verdikleri bu bölümün kısımlarını birbirine karıştırdıkları tespit edilmiştir.Oysa ki bu alanda başvurucunun kamu gücü kullanılmak suretiyle kişisel ve güncel bir hakkının ihlâl edildiğini ve bu ihlâl nedeniyle meydana gelen mağduriyetin başvuru yapıldığı sırada da devam ettiğini, bu ihlâl nedeniyle mağdur olduğunu ve mağdur statüsünün bulunduğunu, ihlâlin giderilmemesi nedeniyle hakkının zedelendiğini, gerekçeleriyle açıklaması gerekmektedir. Aksi takdirde Mahkeme başvurucunun bu şartları taşımaması halinde başvuruyu kabul edilemez bularak reddedebilecektir.

4- Formun Üçüncü Bölümüne İlişkin Eksiklikler

6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2). fıkrası uyarınca Bireysel başvuru yapılmadan önce ihlâle neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idarî ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerekir. Bununla birlikte bazen başvurucuların olağan başvuru yollarını tüketmeden tesis edilen işleme karşı doğrudan bireysel başvuruda bulundukları görülmüştür. Bazen de başvurucuların başvuru yollarını tüketmiş olmakla birlikte başvuru formunda başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamaları detaylı olarak belirtmedikleri tespit edilmiştir.Örneğin bir yargı kararına karşı başvuru yapması halinde, başvurucuların öncelikle hakkında tesis edilen işlemin tarih ve sayısı ile işlemi tesis eden makamı belirtmesi, daha sonra bu işleme karşı dava açılan ilk derece mahkemesinin adını, verilen kararın tarihi ile esas ve karar numarasını, son olarak da bu karara karşı temyiz veya itiraz yolu öngörülmüşse bu aşamalarda karar veren mahkemenin adını, karar tarihi ile kararın esas ve karar numarasını formun ilgili alanına tam ve eksiksiz olarak yazması gerekir.Oysa ki bir kısım formlarda nihai karar yerine ilk derece karar bilgilerinin yazıldığı, diğerlerinde ise nihai karar yerine olağan olarak tüketilmesi zorunlu olmayan makam ve mercilere ilişkin bilgilerin yazıldığı saptanmıştır. Aynı şekilde bazı başvurucuların ihlalin öğrenme tarihini gün, ay, yıl olarak yazmak yerine sadece yıl bilgilerini yazdıkları, kesin tarihi belirtmedikleri ve bunlara ilişkin tebliğ belgesini ibraz etmedikleri tespit edilmiştir.Yine başvurucuların mazeretlerini belgelere dayandırması gerekirken, bazı başvurucuların başvuru sürecinin yeni başlaması nedeniyle başvuruyu süresinde yapamadıklarını ileri sürdükleri, bazılarının ise kendisinin veya çocuğunun rahatsızlığını ileri sürmesine rağmen buna ilişkin belge eklemedikleri gözlemlenmiştir.

5- Formun Dördüncü Bölümüne İlişkin Eksiklikler

Bu bölümde Anayasa Mahkemesi önünde devam eden başka bir başvurusu olması halinde başvurucudan bunu belirtmesi istenmektedir. Ancak bazı başvurucuların kendi başvurusu ile doğrudan ilgili veya bağlantılı önceki başvurulara ilişkin bilgileri forma yazmadıkları, bazılarının da başka başvuru yaptıklarını ifade etmelerine rağmen onun başvuru numarasını belirtmedikleri tespit edilmiştir.Bazı başvurucuların ise kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinde bulunmasına rağmen, bu talebin gerekçesini yazmadıkları, bazılarının da kamu görevinde çalışma gibi muğlâk gerekçelere yer verdikleri ve talebinin dayanakları olan belgeleri de forma eklemedikleri tespit edilmiştir

6- Başvuru Formunun Beşinci Bölümüne İlişkin Eksiklikler

Bireysel başvuru formunun sonuç talepleri kısmında bazı başvurucuların, kanundaki haklardan kendilerinin yararlandırılması gibi genel ve muğlak ifadelere yer verdikleri, açık ve somut bir şekilde taleplerini belirtmedikleri saptanmıştır. Başvuruculardan bazılarının da sonuç kısmını boş bıraktıkları, ya da form haricinde bir dilekçe ile taleplerini belirttikleri tespit edilmiştir.Bu noktada Mahkemenin başvurucunun talebiyle sınırlı olarak karar verme yetkisinin bulunduğu, bu nedenle başvurucunun beklentilerinin karşılanması açısından taleplerini açıkça belirtmesi gerektiği unutulmamalıdır.Başvuru formunun bu bölümünde başvurucunun nihai olarak taleplerini özetlemesi gerekmektedir. Başvurucunun varsa adli yardım talebi, tedbir kararına hükmedilmesi talebi, duruşma talebi, keşif ve bilirkişi incelemesi talebi, tazminat ve yargılama giderlerine hükmedilmesi talebi ve bunların miktarlarının, tazminatın türünün ve hükmedilecek tazminata faiz işletilmesi talebinin belirtilmesi ve bu taleplerinin gerekçelerine ve dayanaklarına ilişkin belgeleri de forma eklemesi icap etmektedir.Başvurucuların bazılarının maddi durumunun iyi olmadığını ve başvuru harcının mahkeme tarafından karşılanması talebinde bulundukları, ancak buna ilişkin herhangi bir belge eklemedikleri görülmüştür.Yine bazı başvurucuların parasal ve özlük haklardan faydalandırılması talebinde bulundukları, ancak miktar belirtmedikleri ve emsallerinin parasal ve özlük durumlarını gösterir belge eklemedikleri, bazılarının talep ettikleri tazminat tutarlarını resmi belgelerde yazılı olan değerden farklı bir değer belirterek zararın başvuru tarihindeki değerini yazdıkları ancak buna ilişkin her hangi bir done ve belge ibraz etmedikleri tespit edilmiştir.Bazı başvurucuların ise sadece tazminata hükmedilmesi talebinde bulundukları, tazminatın türünü, miktarını belirtmedikleri ve dayanakları olan belgeleri forma eklemedikleri gözlemlenmiştir.Bazı başvurucuların da mahkemeyi hukuka aykırılık denetimi yapan veya temyiz incelemesi yapan bir mercii olarak algılayarak kararın bozulması, kararın düzeltilmesi talebinde bulundukları, bazılarının ise tahliyesine veya beraatine karar verilmesi talebinde bulundukları, özellikle ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutuklularca ise dosyalarının yeniden incelenmesi taleplerinde bulundukları görülmektedir.

C. Formun Eklerinin İbrazı İle İlgili Sorunlar

Başvurucuların forma ekleyeceği belgeleri, tarih sırasına göre numaralandırarak her bir belgeyi tanımlayıcı başlıklar halinde dizi pusulasına bağlayarak ibraz etmesi gerekirken, başvurucuların çoğunun evraklarını dizi pusulasına bağlamadan ibraz ettikleri saptanmıştır. Yine başvurucuların forma ekleyeceği belgelerin, özellikle nihai kararın ve onun tebliğine ilişkin tebliğ alındısının, aslını veya onaylı örneğini ibraz etmesi gerekirken fotokopisini sundukları tespit edilmiştir.Başvurucuların temsilcilerinin ya da özel hukuk tüzel kişiliğini temsile yetkili kişilerin yetki belgelerini, bazı avukatların da vekâletnamelerini ve vekâletnamenin dayanakları olan belgeleri forma eklemedikleri görülmüştür.Başvurucuların adli yardım talebinde bulundukları ancak bunun dayanaklarına ilişkin belgeleri eklemedikleri saptanmıştır. Başvurucuların bir kısmının, özellikle ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların, nüfus cüzdanı örneklerini eklemedikleri, bir kısım avukatların başvurucu yerine kendilerinin nüfus cüzdanı örneklerini, bazı vasilerin ise başvurucu yerine sadece kendilerine ait nüfus cüzdanı örneklerini ibraz ettikleri tespit edilmiştir. Başvurucuların özellikle maddi tazminata ilişkin belgeleri, mazeret belgelerini ve kimliğinin gizli tutulmasına dayanak teşkil edecek belgeleri de ibraz etmedikleri, sadece belge ibraz etmeksizin talepte bulundukları görülmektedir.

D. Başvurunun Yapılması Yargıtay kararı:nda Yaşanan Sorunlar

Başvurucuların kendilerine eksiklik giderme yazısı gönderildiği halde eksiklikleri gidermedikleri, talep edilen hususları daha önce sunduklarını iddia ettikleri ya da belgelerin yargılamanın yapıldığı mahkemelerden Anayasa Mahkemesince temin edilmesi taleplerinde bulundukları görülmüştür.Başvurucuların eksikliğin giderilmesine dair evrakı gönderirken bizzat Anayasa Mahkemesi, mahkemeler ya da yurtdışı temsilcilikler yerine doğrudan posta yolunu tercih ettikleri tespit edilmiştir. Mahkemeye yapılan her türlü yazışmanın başvurunun yapılmasındaki usul izlenerek gerçekleşeceği unutulmamalıdır. Başvuruculara eksikliğin giderilmesi için on beş gün süre verilmesine rağmen, bazı başvurucuların bu sürede eksikliklerini tamamlamadıkları, bazılarının ise belgelerini bu süreler geçtikten sonra ibraz ettikleri gözlemlenmiştir.Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 66. maddesinin (3). fıkrası hükmü uyarınca eksikliğin verilen sürelerde eksiksiz olarak giderilmemesi ya da verilen süre geçtikten sonra giderilmesi halinde başvurular Komisyonlara gönderilmeksizin idari yönden reddedilecektir. Bu nedenle başvurucuların Mahkemece kendilerine gönderilen yazıları iyice okumaları ve talep edilen bilgi ve belgeleri verilen sürede Mahkemeye tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri gerekir.Ayrıca kanuni olarak bir zorunluluk olmamasına ve Mahkemece istenmemesine rağmen bazı başvurucuların dosyalarına posta gideri avansı ödendiğine dair makbuz ekledikleri, bazılarının da posta pulu gönderdikleri saptanmıştır. Başvurucuların Anayasa Mahkemesine gönderecekleri evrakın masrafı haricinde ayrıca posta gideri avansı yatırmaları veya pul göndermeleri zorunluluğu bulunmamaktadır. Kaldı ki, bireysel başvuru mevzuatında bu şekilde bir ödeme ya da pul gönderilmesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, Anayasa Mahkemesince başvuruculara posta gideri avansı yatırılması ya da posta pulu gönderilmesi yönünde bir yazı da gönderilmemiş ve bir duyuru da yapılmamıştır.

III. BAŞVURUYU KABUL EDEN BİRİMLERCE YAPILAN EKSİKLİKLER

1. Anayasa Mahkemesine gönderilen form ve eki evrakın incelenmesinden ilgili birimlerce belgelerin alınması üzerine iki suret düzenlenen “Alındı Belgesi”nin bir suretinin başvurucuya verilmesi, diğer suretinin de Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerekirken Anayasa Mahkemesine gönderilmediği gözlemlenmiştir.

2. 2012 yılı için yeniden değerleme oranının uygulanması sonucunda 172.50 TL olarak tahsili gereken başvuru harcının 172.00 TL veya 150.00 TL olarak tahsil edildiği, tespit edilmiştir.

3. Anayasa Mahkemesine gönderilen bireysel başvuru formu ve eki evrakın bakılmadan gönderilmesinin başvuru sürecinin uzamasına sebebiyet verildiği saptanmıştır. Başvuru formu teslim edilen ilgili birimlerin en azından açık olan konularda, örneğin harcın yatırılıp yatırılmadığı, nüfus cüzdanı suretinin, vekâletnamenin, nihai kararın ve bu kararın tebliğine ilişkin belgenin form ekinde yer alıp almadığı veya bu belgelerin asıl veya onaylı suret olup olmadığı, hususlarında kontrol yaparak başvuru evrakının eksik olmaması konusunda yardımcı olunması beklenmektedir.

4. Bazı Mahkeme veya Cumhuriyet Başsavcılıklarının başvuru formu ve ekini alarak Anayasa Mahkemesine gönderdiği, bilahare formda eksiklik bulunduğu ve harcın yatırılmadığından bahisle gönderilen evrakın iadesinin istediği tespit edilmiştir. Bu kapsamda bu birimlerin sadece başvuru formu ve eklerini almakla görevli oldukları, eksiklik tamamlama gibi bir görevlerinin olmadığı, ancak sürecin uzamaması açısından uyarı görevini yapabilecekleri, bu çerçevede kendilerine teslim edilen belgeleri tamamlatılması yoluna gitmeden başvuru evrakını hemen Anayasa Mahkemesine göndermeleri gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır. 5. 6216 sayılı Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde bir hüküm bulunmamasına rağmen, bazı mahkemelerin bireysel başvuru konusu yapılan karara ilişkin dava dosyasını Anayasa Mahkemesine gönderdiği görülmüştür. Anayasa Mahkemesince talep edilmeden dosyanın aslının gönderilmemesi, Mahkemece bir belge istenildiğinde de dosyanın tamamının değil, sadece istenilen belgenin gönderilmesi gerekir. Bu kapsamda başvuruda bulunan kişi tarafından talep edilmesi halinde nihai karar, tebliğ alındısı vb. belgelerin aslı gibidir tasdiki yapılarak başvuruculara verilmesi, bunun dışında başvurucu talep etse dahi Anayasa Mahkemesince talep edilmediği müddetçe doğrudan dava dosyasının gönderilmemesi gerekir.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Çrş Şub 18, 2015 5:50 am


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir