KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ / ORMAN NİTELİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

T.C.
YARGITAY
Yirminci Hukuk Dairesi
E:2006/6156
K: 2006/8848
T: 19.06.2006
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
ORMAN NİTELİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
Özet: Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan ve kamu malı niteliğinde olan ormanlar, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmündedir. Bu tür taşınmazlar hakkında iyiniyet iddiasında bulunulamayacağı gibi, Orman Yönetimi ya da Hazine tarafından açılacak iptal ve tescil davalarında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edi­lemez.
3402 s. KADASTRO KANUNU [Madde 12]
3402 s. KADASTRO KANUNU [Madde 16]
Taraflar arasındaki meşelik vasfının orman olarak değiştirilmesi dava­sının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Yörede 1993 yılında yapılan kadastro sırasında, Tilkilik Köyü 371 ada 15 parsel sayılı 149.800 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden meşelik nite­liğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşın­mazın memleket haritasında ormanlık alanda gözüktüğü nedeniyle meşelik vasfının orman olarak değiştirilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece dava­nın (3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesine göre 10 yıllık) hak düşürücü süre geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taşınmazın meşelik vasfının orman olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın resmi belgelerde orman sayılan yerlerden olduğu savı ile orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece dava, 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre yönünden reddedilmiştir.
Ormanlar kamu malı niteliğinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Ormanlarda; kuru mülkiyet hakkı Hazine’ye, kullanım ve işletim hakkı ise, Orman Genel Müdürlüğü’ne aittir.
3402 sayılı Yasa’nın 16/D maddesine göre; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu malı niteliğinde olan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasalar hükümlerine tabidir. HGK’nın 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 gün 1989/1-700-1990/101 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden, tescil işlemi yok hükmündedir. Bu tür taşınmazlar hakkında MY 1023 (931) maddesinde yazılı iyiniyet iddiasında bulunulmayacağı gibi, Orman Yönetimi ya da Hazine tarafından açılacak iptal ve tescil davalarında 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden de söz edilemez.
O halde;mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116, 6831 ve 3402 sayılı Yasalara göre orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa; buna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme askı ilan tutanakları ile tahdit haritasının orman kadastrosu, yapılmamışsa; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planının orijinalinden çekilmiş renkli örneğinin ilgili yerlerden getirtilmesinden sonra; fen ve uzman orman yüksek mühendisi aracılığı ile yapılacak keşifte; kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; şayet orman kadastrosu yapılmamışsa; eski tarihli memleket haritası, hava fo­toğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar kar­şısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasa’nın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi’nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasa’nın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılmayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 19.06.2006 günü oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir