KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ / KAMUYA AİT TAŞINMAZLAR

T.C.
YARGITAY
Sekizinci Hukuk Dairesi
E: 2006/1688
K: 2006/3964
T: 06.06.2006
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
KAMUYA AİT TAŞINMAZLAR
Özet: Davaya konu taşınmazlar kamulaştırılıp yol bakım, onarım ve güvenlik şeridi olarak kullanılmış, sonra da fiilen yol olarak kullanılarak kamu emlâki niteliği kazanmıştır. Böyle yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılması müm­kün değildir. Öte yandan davacıların kamulaştırma tarihinden geriye doğru 20 yıla ulaşan zilyetlikleri de kanıtlanamamıştır.
4721 s. TÜRK MEDENÎ KANUNU [Madde 713]
Hanife ve müşterekleri ile Hazine, A…. Köyü Tüzel Kişiliği ve Karayolları Genel Müdürlüğü aralarındaki tescil ve tespit davasının kabulüne dair ( Polatlı İkinci Asliye Hukuk Hakimliği)’nde verilen 13.02.2004 gün ve 73/719 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi Hazine vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise, Karayolları Genel Müdürlüğü vekili taraflarından istenilmiştir. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, asıl ve birleşen dosyalarda, mevkii ve sınırlarını gösterdiği tapusuz taşınmazlara 1937 yılından beri miras bırakanlarının ve vekil edenlerinin eklemeli zilyet olduklarını ileri sürerek vekil edenleri adına tapuya tesciline, 02.11.2004 tarihli yargılama oturumunda ise vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri, kamulaştırılan 50 metre genişliğindeki Ankara-Eskişehir Karayolu kapsamında kaldığını, davacıların kazanmaya yeterli süreye ulaşan zilyetliklerinin oluşmadığını belir­terek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 22.12.2003 tarihli krokide gösterilen taşınmazların davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar, kadastro paftasında Ankara-Eskişehir Karayolu olarak gösterilmiştir. Davacılar, miras ve eklemeli 40-50 yıllık zilyetliğe dayanarak tespit isteğinde bulunmuşlardır. Dosya arasında bulunan kamulaştırma evraklarına göre çekişme konusu yerler, alınan 03.11.1953 tarih 1785 sayılı “kamu yararı kararı”uyarınca kamulaştırılarak 15.06.1954 tarihinde fiilen el konulmuş karayolu bakım, onarım ve güvenlik şerididir, El koyma fiilen olabileceği gibi hukuken de olabilir. Teknik bilirkişi Yaşar tarafından düzen­lenen 22.12.2003 tarihli krokili rapora göre tescile konu taşınmazlar, 50 metre genişliğindeki karayolu kamulaştırma alanında ve 1990 yılında başlanılan yol genişletme çalışması nedeniyle de fiilen yol olarak kullanılan alanda kal­maktadır. Karayolu bakım, onarım ve güvenlik şeridi niteliği gereği, karayolu gibi sürekli kullanılmasına gerek bulunmayıp, ihtiyaç duyulduğunda kulla­nılması ve diğer zamanlarda atıl durması idarenin terk ettiği ya da ka­mulaştırma amacına uygun kullanılmadığı anlamına gelmez. Taşınmazlar, kamulaştırılıp önce yol bakım, onarım ve güvenlik şeridi sonra fiilen yol olarak kullanılması ile kamu emlâki niteliğini kazanmıştır. Böyle yerlerin ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinilmesi söz konusu olmaz. Diğer yandan, yerel bilirkişi ve tanıkların ifadeleri, kamulaştırıldığı ve fiilen el konulduğu 1954 tarihinden geriye doğru 20 yıla ulaşan zilyetliği açıklamaktan uzaktır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar nedeniyle, Hazine ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna uygun görülmeyen yerel mahkeme hükmünün HUMK’ nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde Karayolları Genel Müdürlüğü’ne iadesine 06.06.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir