KİRA SÖZLEŞMESİ / KEFALET SÖZLEŞMESİ / KEFİLİN SORUMLULUĞU / TAKİP

T.C.

YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu

E: 2006/6-346

K: 2006/300

T: 24.5.2006

  • KİRA SÖZLEŞMESİ
  • KEFALET SÖZLEŞMESİ
  • KEFİLİN SORUMLULUĞU
  • TAKİP

  • 818 s. BORÇLAR KANUNU [Madde 484]
  • 6570 s. GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN [Madde 11]
  • 2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 269]

Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması-tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Karşıyaka İcra Mahkemesi’nce davanın kabulüne, icra inkar tazminatının reddine dair verilen 03.03.2004 gün ve 2003/159 – 2004/231 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2004 gün ve 2004/4242-4753 sayılı ilamı ile;

( … Alacaklı tarafından takip talepnamesi ile Ocak, Şubat, Mart ve Nisan 2003 kira alacakları toplamı 10.600 USD ve tahliye istenmiş, mahkemece takibin 4.667.000.000.-TL üzerinden devamına ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karar borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre borçlu kiracı … Ambalaj Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Kefil Ö’nün temyizine gelince; takibe dayanak yapılan 01.05.2000 başlangıç tarihli iki yıl süreli kira sözleşmesinde borçlulardan Ö’nün zincirleme kefil olarak yer aldığı görülmektedir. Kefilin sorumluluğu kira sözleşmesi süresi ile sınırlı olup, takip talepnamesinde istenen kira dönemini kapsamaz. Bu durumda kefilin talep edilen kira alacağından sorumlu olduğundan söz edilemez.

Karar bu nedenle bozulmalıdır… ), gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

1- … Amb. San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin temyizi yönünden;

Bu davalının ilk hükmü temyiz istemi özel dairece red edilerek hakkındaki hüküm kesinleştiğinden direnmeyi temyizde hukuki yaran bulunmamaktadır. Temyiz isteminin reddi gerekir.

2- Ö. yönünden temyiz itirazlarına gelince;

Dava, İtirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.

Davalı kiracı şirket ile davacı kiralayan arasındaki 01.05.2000 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesiyle, davacıya ait boş işyeri makine imalatında kullanılmak üzere aylık peşin 2.500 Amerikan Dolan net, yıllık 30.000 Amerikan Dolan ( net ) kira bedeli karşılığı kiralandığı, diğer davalı Ö’nün sözleşmeyi “ortak zincirleme kefil”sıfatıyla imzaladığı çekişmesizdir.

Kira sözleşmesinin özel şartlarının;

5. maddesi aynen;

“Kira sözleşmesi 2 ( iki ) yıl süreli olup, aylık kira bedeli 2.500 $ nettir. Kira bedelleri peşin 1 ( bir ) aylık dönemler halinde ödenecek olup, bu dönemlere isabet eden ayın 6 günü içerisinde gerçekleştirilecektir…” ,

10. maddesi aynen;

“Sözleşme dönemi sonunda taraflardan her biri, sözleşmenin devamını istemediği takdirde, kontrat hitamına en az 15 ( onbeş ) gün kala yekdiğerinin eline geçmiş olacak şekilde fesh-i ihbarda bulunmak zorundadır. Aksi takdirde kontrat 1 ( bir ) yıl süre ile uzatılmış olacaktır”.

11. maddesi ise aynen;

“Kiracı şirketin sirkülerinde ismi geçen yetkililer ve ortaklar işbu kira sözleşmesinde kiracı tüzel kişilerle birlikte müşterek ve müteselsil borçludur. Bu borç ilişkisi sözleşme süresince ve devamında geçerli olacaktır. Hatta tahliye sonrasında dahi elektrik, çöp vergisi, stopajlar gibi borçlar ve mecura verilecek zarar ziyanın tazmininde mal sahibinden ibra alınıncaya dek sorumluluk ve borç devam edecektir” hükmünü içermektedir.

Dava açılırken ibraz edilen 01.05.2000 tarihli “Müşterek müteselsil borç ikrarını havi sözleşmedir” başlıklı belgede aynen;

( Akdin taraflan “A- Alacaklı-kiraya veren M.Ö., B- Müşterek-Müteselsil Ltd. ve Ö.”, “C- Asıl borç: Alacaklı kiraya veren M.Ö. ile … Amb. Mak. San. ve Tİc. Ltd. Şti. arasındaki 15.05.2001 kira akdi”, “Yukarıda yazılı tüzel kişilik ve gerçek kişiler 01.05.2000 tarihli kira akdinde kiracı olan … Amb. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bu kira akdinden kaynaklanacak olan her türlü borcuna müşterek ve müteselsil kefil olmayı kabul ve taahhüt etmişlerdir 11.05.2000” ) açıklamaları yer almakta olup, belge altında şirket kaşesi ve imza ile kiralayanın isim ve imzası ile Ö. isim ve imzası bulunmaktadır.

Davacı alacaklı/kiralayan vekilince her iki davalı borçlular … Amb. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Ö. aleyhine 15.01.2003 günlü takip talebiyle başlatılan İcra takibinde;

” ( Aylık 2650 Amerikan Dolarından muaccel olan 4 aylık Ocak, Şubat, Mart, Nisan 2003 aylan kira bedelleri ) açıklaması ile 10.600 USD toplam alacağın fiili tahsil tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru üzerinden asıl alacak üzerinden dövize % 8 faizi … ile birlikte tahsili ile haciz ve tahliye” istenmiş olup; takip talebinde ayrıca “muacceliyet şartı gereğince muaccel olan 4 aylık Ocak, Şubat, Mart, Nisan 2003 ) kira alacağı, aylık kira bedeli 2650 USD” açıklaması yer almaktadır.

Davalı/borçlular kiracı ve kefil vekili, süresi içerisindeki itiraz dilekçesinde; hem istenilen kira parasının 2650 $ değil, 3.250.000.000.- TL olduğu, temerrüde düşürülemeyen borçludan dönem sonuna kadar olan kira bedelinin istenemeyeceği, muacceliyet şartının gerçekleşmediği, hususlarını ifadeyle borca, faize ve kira bedeline itiraz etmiş; hem de, kefil durumundaki Ö’nün sorumluluğunun kira dönemiyle sınırlı olduğunu, zımnen uzayan dönemlere ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını ifadeyle bu borçlu açısından da kefalete, borca, faize ve kira bedeline itiraz etmiştir.

Eldeki davada, ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla alacaklı/kiralayan yanca başlatılan adi kiraya ait takibe borçlu kiracı şirket ve zincirleme kefil tarafından yapılan bu itirazın kaldırılması ve tahliye istenmiştir.

Mahkemece her iki davalı yönünden de dava kabul edilmiş; özel daire borçlu şirket yönünden temyiz itirazlarını reddederek davalı kefil lehine hükmü bozmuştur. Mahkemece bu yönden önceki kararda direnilmiş olup, hükmü davalılar vekili temyize getirmiştir.

Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sözleşmeyi “Ortak-zincirleme kefil-borçlu” sıfatıyla imzalamış olan davalı Ö’nün takibe konu borçtan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle ilkelerin irdelenip, ortaya konulmasında yarar vardır

Borçlar Kanunu’nun 484. maddesine ğöre, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, yazılı şekilde düzenlenmesi ve kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça gösterilmesi zorunludur.

( 12.04.1944 tarih ve 14/13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da; sözleşmede kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olup olmadığının ve sözleşme içeriğinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasına olanak bulunup bulunmadığının hakim tarafından re ‘sen gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Borçlar Kanunu’nun 484. maddesi ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde, kira sözleşmelerindeki kefaletler bakımından şu saptamalar yapılabilmektedir:

Yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca, kiracının ödemekle yükümlü bulunduğu kira paralarından, kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur. Zira, böyle bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle bellidir; kefil, sorumluluğunun kapsamını ve sınırlarını bilmektedir.

Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiralan Hakkında Kanun’un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin ) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması da şarttır. Eş söyleyişle, ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. Hakim, bu yönleri re’sen dikkate almakla yükümlüdür.

Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde:

Yukarıda ayrıntıları belirtildiği üzere, davaya konu kira sözleşmesinin 11. maddesinde, kefaletin, kira ilişkisi sona erinceye ve kiralayan ile kiracı arasındaki tüm sorunlar çözülünceye kadar devam edeceği belirtilmiş ise de; kefilin gerek sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmemiştir.

Görülmekte olan davada; itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin konusunu oluşturan icra takibinde, 01.05.2000 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesine dayanılmıştır. Ancak, tahsili istenilen kira paralan, kira süresinin bittiği 01.05.2002 tarihinden sonraki döneme ( 2003 yılına ) aittir.

Bu durumda, takibe konu kira paralarından davalı kefilin sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.

Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2006 gün ve 2006n8 Esas – 2006/88 Karar sayılı ilamında da ortaya konulmuştur.

Yerel mahkemece, açıklanan ilkeler karşısında usul ve yasaya uygun olan özel daire bozma ilamına uyulması ve kefil yönünden davanın reddi gerekirken, onun yönünden de davanın kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ :

1- … Amb. San. ve Tic. Ltd. şti. yönünden davalılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Davalılar vekilinin Ö. yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir