Nitelikli bir işçinin, işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırı

Eskişehir’de bir firmanın paketleme servisinde forklift işçisi olarak çalışan işçi, maaşının sigorta matrahında gösterilen kısmını banka aracılığı ile geri kalan kısmını ise iş yerinde bulunan bir odada zarfla aldığını belirterek, tespit davası açtı.

Zarfın verildiği kamera kayıtlarını da mahkemeye delil olarak sunan işçi, dava reddedilince konuyu Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, mahkemenin, delilleri yeterince incelemeden hüküm kurduğunu belirterek, “Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır.” görüşü kapsamında, mahkeme kararının bozulmasına karar verdi.

Çifteler’de bir firmanın paketleme bölümünde forklift işçisi olarak çalışan genç ve arkadaşları, maaşlarının sigorta matrahında gösterilen bölümünü bankadan, kalan kısmı da iş yerinde bir odada işçilerin sıraya girmesiyle verilen zarfla aldıklarını belirterek, Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tespit davası açtı. İşçiler, zarf içinde elden para ödenmesine ilişkin iş yerinde bulunan kamera kayıtları görüntülerine ait CD’yi de mahkemeye sundu. İşçilerin bir oda kapısı önünde sırada beklediklerine dair görüntülerde, odadan çıkanların elinde ince uzun zarfların olduğunun görüldüğü ortaya çıktı.
Kararını açıklayan mahkeme davayı reddetti.

Davacı avukatı, kararı temyiz etti.
Dava dosyasını yeniden ele alan Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, mahkemece, gerçek ücretle çalışma tespitine ilişkin talebin reddine ilişkin kararın, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verildiğine dikkat çekti. Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun vurgulandığı Yargıtay kararında, işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağının düşünülemeyeceğinin altı çizildi. Kararda, somut olayda davalı iş yerinde ücretin, sigorta matrahında gösterilen kısmının banka aracılığı ile geri kalan kısmının ise iş yerinde bulunan bir odada işçilerin sıraya girmesi suretiyle elden zarf içinde ödendiği iddiası ile birçok işçinin gerçek ücretin tespiti için davanın açıldığı vurgulandı.
Aynı nitelikteki davalarda bahsi geçen zarf içinde elden para ödenmesine ilişkin iş yerinde bulunan kamera kayıtları görüntülerine ait CD’nin dosyaya sunulduğunun hatırlatıldığı kararda; görüntülerde işçilerin bir oda kapısı önünde sırada bekledikleri ve içeriden çıkanların elinde ince uzun zarfların olduğunun görüldüğü belirtildi. Tanıkların da iş yerinde böyle bir uygulama olduğunu beyan ettiklerine işaret edilen Yargıtay kararında, işçilerin ücret bordrolarının da imzasız olduğu dile getirildi. Forklift işçisi olarak çalışan işçiye Eskişehir Ticaret Odası yazısında 2007-2010 yıllarında emsal işi yapanların asgari ücretin yüzde 30 fazlası ücret aralığında ücret alabileceğinin bildirildiğinin kaydedildiği açıklamada,
“Mahkemece yapılacak iş, dosyaya delil olarak sunulan kamera görüntülerini de delil başlangıcı kabul ederek, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davacının sicil dosyası ile iş yerine ilişkin dönem bordrolarını getirtmekti. Yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile iş yerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek, gerektiğinde işverenin bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanına başvurulması da gerekirdi. İşverenin yaptığı bildirimler ile çalışan işçilerin niteliklerini de karşılaştırarak, işverenin çalıştırdığı işçilerin kıdem ve pozisyonuna göre gerçek ücreti üzerinden bildirilip bildirilmediği üzerinde de durulmamıştır. Davacının bildirilen ücret ile çalışması olağan olmayan nitelikli bir işçi olup olmadığını, nitelikli bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığını belirlemek, bildirilen ücretle çalışmasının olağan olmadığı belirlendiği takdirde, işverenin aynı pozisyondaki işçilere ödediği ücretlerin gerçeğe uygun olup olmadığının da değerlendirilmesi lazımdı. Bu bildirimlerin gerçeğe uygun olduğunun belirlenmesi halinde, bu ücretleri esas almak, aksi takdirde benzer işi yapan iş yerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından ve Türkiye İstatistik Enstitüsü’nden emsal ücret araştırması yaparak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekiyordu. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine oy birliğiyle karar verildi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir