ÖDEME ZAMANININ BELİRLENMESİ / ÖDEME ZAMANININ KANITLANMASI

T.C.
YARGITAY
Altıncı Hukuk Dairesi
E: 2006/4627
K: 2006/6393
T: 06.06.2006

ÖDEME ZAMANININ BELİRLENMESİ
ÖDEME ZAMANININ KANITLANMASI
ÖZET: Kira sözleşmesinde ödeme zamanının belirlenme­miş olması halinde, ödeme zamanını davacının kanıtlama­sı gerekir.
6570 s. GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN [Madde 7]
818 s. BORÇLAR KANUNU [Madde 257]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 288]
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar da­valı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıt­lar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 01.01.1990 tarih­li sözlü sözleşme ile kiracı olduğunu, Ekim 2004 ayından itibaren kira öde­memeyi alışkanlık haline getirdiğini Ekim ve Kasım 2004 ayları kirası için da­valıya ihtarnameler gönderildiğini, davalının ihtarnamelerin tebliğinden son­ra 26.11.2004 tarihinde ödemede bulunduğunu, bu şekilde iki haklı ihtara sebebiyet verdiğini belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiş­tir. Davalı vekili, Ekim ve Kasım 2004 ayları kirası için gönderilen ihtarların zamanında olmadığını, arka arkaya gönderildiklerinden haklı ihtar sayılama­yacaklarını, davacının Almanya’da olması nedeniyle kiraların elden davacı­nın kardeşi Hüseyin’e ödendiğini, kiranın hangi gün ödeneceği konusunda bir kayıt ve şartın da bulunmadığını, ay içinde rast gele bir gün ödendiğini bu itibarla Kasım 2004 ayı kirası henüz muaccel olmadan istendiğinden bu aya ilişkin gönderilen ihtarın haklı sayılamayacağını, tarafların Ekim 2004 tarihin­den itibaren atı ay süreyle kira ödenmemesi konusunda anlaştıklarını belir­terek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
6570 sayılı Yasanın 7/e maddesi gereğince iki haklı ihtar nedeniyle açıla­cak tahliye davasının yerleşik içtihatlar uyarınca kira sözleşmesinin bitimin­den itibaren bir ay içerisinde açılması zorunludur.
İki haklı ihtar nedeniyle açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için kiracının bir kira yılı içinde iki haklı ihtara sebebiyet vermiş olması gerekir, ih­tar tebliğinden sonra yapılan ödemeler iki haklı ihtarın oluşmasına engel teş­kil etmez. Süresiz sözleşmelerde ve kira parasının yıllık ödenmesi gereken hallerde ve bir yıldan kısa süreli sözleşmelerde iki haklı ihtar oluşmaz.
Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde muaccel (istenebilir) hale gelen kiranın tek bir ihtarla istenmesi gerektiğinden bu kira parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün değildir.
Olayımıza gelince; taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamak­tadır. Davacı, kira başlangıcını 01.01.1990 ve süresini bir yıl olarak bildirmiş davalı vekili 18.05.2005 tarihli oturumda davacının bildirdiği kira başlangıç tarihi ve süresini kabul ettiklerini beyan etmiştir. Ancak taraflar arasında kira parasının ödeme zamanı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı 09.11.2004 tarihinde keşide ettiği ihtarnamede kiraların ayın beşine kadar ödeneceğini belirtmiş, davalı ise bu iddiaya karşı çıkarak kira parasının ay içinde belirsiz günlerde ödendiğini savunmuştur. Taraflarca sözleşmede ki­ra parasının ne zaman ödeneceğinin kararlaştırılmaması halinde kiranın ne zaman ödeneceği konusu Borçlar Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlen­miştir. Ödeme zamanın sözleşmede kararlaştırılmamış olması ve davacının ödeme zamanı konusundaki iddiasına davalının karşı çıkmış olması halinde kira parasının ne zaman ödeneceği konusunu kanıtlama yükümlülüğü dava­cıya aittir. Tarafların bir hak veya hukuki ilişkinin doğumu, değiştirilmesi ya da ortadan kaldırılması sonucuna yönelik irade beyanları hukuki sonuç doğurmaya yönelik olduğundan hukuki işlem sayılır. Bu gibi hallerde HUMK.nun 288. maddesi hükmünün gözönünde bulundurulması gerekir. Ki­ra ödeme zamanı da ihtara konu edilen kira parasının muaccel hale gelip gelmediğini göstermesi bakımından hukuki sonuç doğuran bir niteliğe sahip olup yıllık kira miktarı itibariyle HMUK’nun 288. maddesi gereği davalının rı­zası olmaksızın tanıkla kanıtlanması mümkün değildir. Davacı tarafından ki­ranın ne zaman ödeneceği kanıtlanamamıştır. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde dayandığı deliller arasında “ikamesi mümkün tüm deliller” de­mek suretiyle yemin deliline de dayandığına göre davacıya kira ödeme za­manı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, yemin teklif edileceğinin belirtilmesi halinde eda ettirilmesi ve sonucuna göre Ka­sım 2004 ayı kirası yönünden gönderilen ihtarın haklı olup olmadığının belir­lenmesinden sonra isin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiş­tir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.06.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir