Etiket arşivi: 2005/1155Karar

YARGITAY 11.Hukuk DairesiEsas: 2005/1155Karar: 2006/3596Karar HAVAYOLU ŞİRKETİNİN BİLET BEDELLERİ

T.C. YARGITAY

 

11.Hukuk DairesiEsas: 2005/1155Karar: 2006/3596Karar Tarihi: 06.04.2006

 

BORÇLU OLUNMADIĞININ TESPİTİ VE ÖDENENİN İSTİRDADI İSTEMİ – HAVAYOLU ŞİRKETİNİN BİLET BEDELLERİ – MUVAZAALI OLARAK BİLET SAHİBİ OLUNDUĞU İDDİASI – EKSİK İNCELEME – HÜKMÜN BOZULDUĞU

 

ÖZET: Somut olayda, mahkemece, bilet arkasındaki sözleşme tercüme ettirilerek biletlerin bir yıl süre ile geçerli olduğundan hareketle dava reddedilmiş ise de, rezervasyon tarihi gözetildiğinde bu tarihten önce seyahatinden vazgeçmenin haklı nedenlere dayalı olup olmadığının irdelenmesi, haklı olmadığı saptandığı takdirde rezervasyon yapılan tarihte davacının davalılarca iptal edilen yerleri satıp satamadığının araştırılması gerekmektedir.

 

(2004 S. K. m. 72)

 

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 23.03.2004 tarih ve 2001/353 E. 2004/342 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 04.04.2006 günde davacı avukatı H. D. ile davalı avukatı D. U. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi A. O. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

 

Karar: Davacı vekili, davalıların İstanbul/Paris/Newyork'a 08.07.2000 tarihinde gidiş/dönüşü için 27.02.2000 tarihinde acentadan bilet aldıklarını, biletin alınış tarihinin acentalığın iptalinden birkaç gün öncesine tesadüf ettiğini, aslında acenta ve davalılar arasındaki işlemin davacıyı zararlandırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu, bilet parasının acentaya ödenip ödenmediğinin belli olmadığı gibi, acentanın da davacıya yüklü miktarda borcu bulunduğunu, Concort uçak biletlerinin üst düzey iş adamları ve bürokratlarca tercih edildiğini oysa davalıların ekonomik durumu vasat bir aile olduğunu, acentanın da tüm faaliyeti süresince sadece ve dikkat çekici biçimde aynı tarihlerde arka arkaya 5 adet concort bileti sattığını, davalıların uçuştan vazgeçtikleri beyanı ile bilet bedellerinin iadesi amacıyla davacı aleyhine icra takibine giriştiklerini, usulsüz olarak kesinleştirilen takip sonucunda haciz tehdidi altında 4.600.000.000 TL.nin ödendiğini ileri sürerek, takipte borçlu olmadıklarının tespiti ve ödenenin istirdadına karar verilmesini istemiştir.

 

Davalılar vekili, bilet bedellerinin nakit olarak ödendiğini, nitekim davacının biletlerin geçerliliğini kabul edip değişik hatlarda bilet bedeli kadar uçuş yapılabileceğini beyan ettiğini, acenta ile havayolu arasındaki ilişkinin müvekkili ilgilendirmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, bilet alımının yolcu ile havayolu şirketi arasında bir sözleşme niteliğinde olduğu, biletin tercüme örneğinin 8 inci maddesi ile taşıma taahhüdünün biletin düzenlendiği tarihten itibaren 1 yıl süre ile geçerli olduğu ve ilk maddelerde de Uluslararası taşımalarda Lahey Protokolü ve Varşova Konvansiyonu ile saptanmış olan kurallara ve sorumluluk atlamalarına tabi olduğunun belirtildiği, o halde davalıların aldığı biletin 1 yıl geçerlilik süresi bulunduğu sözleşmede iade yükümlülüğünün yer almadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının takiple borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 4.600.000.000 TL.nın davacıya iadesine, takip konusu tutarın %40'ı oranında inkar tazminatının davalılardın tahsiline karar verilmiştir.

 

Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

 

Dava, davalılarca davacının acentasından alınan havayolu ile seyahate ait biletlerin iade edilmesi karşısında, davacı havayolu şirketinin bilet bedelleri açısından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davada dayanılan hukuki neden, davalıların bilet bedellerini gerçekte acentaya ödemedikleri, acenta ile muvazaalı olarak bilet sahibi oldukları gösterilmiştir. Bu iddiaya dayanak olarak da davalıların Concort uçak biletleri ile seyahat edebilecek ekonomik duruma sahip olmadıkları, acentanın da uzun süre bu nitelikte bilet satmadığı, acentalık sözleşmesinin teshine yakın tarihte bu biletlerin davacıyı zararlandırmak amacıyla satılmış gibi gösterildiği belirtilmiştir.

 

Davalılarca dosyaya sunulan delillerinden, davalıların hem Avustralya hem de Türk Vatandaşı olduğu ve değişik tarihlerde yurt dışı seyahat yaptıkları, ekonomik durumlarının da bu seyahatleri yapacak düzeyde bulunduğu anlaşılmaktadır.

 

Davalılarca icra takibi yoluyla bedellerinin iadesi istenen biletlerin üzerinde ibaresi ile bedelinin tahsil edildiği arihi için rezervasyonun yapıldığını, 27.06.2000 tarihli doktor raporu ile R. M.'in rahatsızlığı nedeniyle ve ayrıca özel nedenlerle ailecek bu seyahati yapamayacakları, bu durumu 04.07.2000 tarihli ihtar ile davacıya bildirdiklerini, çocukları R. M.'in 3 ay süre ile seyahat edemeyecek olması ve akabinde de tatil sezonunun bitmesi nedeniyle seyahati tümüyle iptal ettiklerini, bu nedenle de bilet bedellerinin iadesini istemiş, davacı yan 08.07.2000 olarak zikredilen seyahat tarihine karşı çıkmamıştır. Bu durumda biletin üzerinde açık olduğu belirtilmesine rağmen rezervasyonun 08.07.2000 tarihi için yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.

 

Mahkemece, bilet arkasındaki sözleşme tercüme ettirilerek 8 inci madde gereğince biletlerin 1 yıl süre ile geçerli olduğundan hareketle dava reddedilmiş ise de, yukarıda açıklanan rezervasyon tarihi gözetildiğinde bu tarihten önce seyahatinden vazgeçmenin haklı nedenlere dayalı olup olmadığının irdelenmesi, haklı olmadığı saptandığı takdirde rezervasyon yapılan tarihte davacının davalılarca iptal edilen yerleri satıp satamadığının araştırılması gerekmektedir.

 

O halde mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme sonucunda olayda uygulanması mümkün bulunmayan sözleşme maddesi gerekçe gösterilerek davanın kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir.

 

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, takdir edilen 450.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.