Etiket arşivi: AİDAT

Kira Hukuku • AİDAT BORCU İCRA TAKİBİ,İTİRAZIN İPTALİ MAHKEME KARAR ÖRNEĞİ

T.C.
BAKIRKÖY
4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/589 Esas
KARAR NO: 2014/924
HAKİM: İ. K 39960
KATİP: A. Ö 127225

DAVACI : ATAKÖY 7-8 KISIM ……….
VEKİLLERİ: Av. ONUR ÖMEROĞLU – Ahmet Kutsi Tecer Cad. No: 16 D.13 Merter Güngören/ İSTANBUL

Av. ZÜBEYİR ÖMEROĞLU – Şair Ahmet Kutsi Tecer Cad.No:16 Atay Apt. K:3 D:13 MerterGüngören/ İSTANBUL

DAVALI :
VEKİLİ:
Üsküdar/ İSTANBUL

DAVA: İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/07/2013
KARAR TARİHİ: 13/11/2014
K. YAZIM TARİHİ: 21/11/2014

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı alacaklı vekili 16.7.2013 tarihli dilekçesinde; davalının yetkiye itirazının yerinde olmadığını, KMK’nın 33.maddesine göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu, yönetim planının da kat maliklerini bağlayan sözleşme olup HMK’nın 10.maddesine göre sözleşmenin ifa yerinin de yetkili olduğunu, para borcu olup ifa yerinin de yetkili olduğunu, borca itirazının da haksız olduğu, KMK’nın 20/c maddesine göre katmaliklerinin ortak yerlere ilişkin gider avansını ve gider payını ödemek zorunda olduğunun belirtildiğini, kat maliklerinin pay ölçer sistemine geçilmesine yönelik bir karar alması gerektiğini, alacağın likit olduğunu belirterek itirazın iptalini ve inkar tazminatı talep etmiştir.

Davalı borçlu vekili cevabında; 5627 sayılı yasanın geçici 6.maddesine göre 5 yıllık süre tanındığı, davacı tarafın bu yasayı görmezlikten geldiğini, bu yasaya göre genel kurul kararının olmadığını ileri sürmenin beyhude bir çaba olduğu, davacı tarafın Enerji Verimliliği Kanunu’nu uygulamama konusunda ısrarcı olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olup reddini talep etmiştir.

Bakırköy 16.İcra Müdürlüğü’nün 2013/3721 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 8.3.2013 tarihinde davalı hakkında 2012 yılı ekim, kasım, aralık ve 2013 yılı ocak, şubat aylarına ilişkin aidat borcundan dolayı 1.915,00 TL asıl, 164,00 TL işlemiş faiz toplamı 2.079,00 TL alacağın aylık %5 faiziyle tahsilini talep etmiştir. Ödeme emri 14.3.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, yetkiye itiraz ederek yetkili yerin Beykoz olduğu, konutun yaklaşık 2 yıldır boş olup[u] konutun merkezi sistemle ısıtıldığını, site yönetiminin 5627 sayılı yasaya göre ısı ölçerlere ilişkin işlem yapmadığını, buna ilişkin işlemleri yapması için site yönetiminin ihtar edildiğini ileri sürerek takibe itiraz etmiştir.[/u]

Celp edilen taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde; Bakırköy ilçesi Kartaltepe mah.1197 ada 1 parselde bulunan L-10 blok 68 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı
olduğu anlaşılmıştır. 11.11.1992 tarihli yönetim planının da geldiği, 12.maddesinde genel giderlere katılma konusu düzenlenmiş, kapıcı, kaloriferci, bahçıvan giderlerine eşit, anataşınmazın bakım, onarım giderlerine ise arsa payı oranında katılmakla yükümlü olduğu hususu düzenlenmiştir.

Kat maliklerinin 2012 ve 2013 yılı genel kurul toplantı tutanakları, işletmeprojeleri, hazirun cetvelleri celp edilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin raporunda,
2012 yılı olağan genel kurulunun 22.1.2012 tarihinde yapıldığı, normal katlar için 298,02 TL aidat alınmasına karar verildiği, 2013 yılı içinde 20.1.2013 tarihinde genel kurulun yapıldığı,aylık 340,45 TL alınmasına karar verildiğini, işletme projelerinin maliklere gönderildiği, katmaliklerinin hem sayı hem de arsa payı bakımından yarıdan fazla ile toplandığını, 5 ay için toplam 1915,42 TL borcunun olduğunu, KMK’nun 20/c göre aylık %5 gecikme zammı ile hesaplandığında işlemiş faizin 185,18 TL olduğunu yazmıştır.

Yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki uyuşmazlığını kat maliki olan davalı borçlunun 2012 yılı Ekim, Kasım, Aralık ile 2013 yılı Ocak, Şubat aylarına ilişkin aidat
bedellerinin ödenmemesi üzerine yaptığı takibe itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.İİK’nun 67.maddesine göre itirazın tebliğinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Aynı yasaya göre de alacağın varlığı halinde davacı lehine inkar tazminatına da hükmedileceği hususu düzenlenmiştir. Öte yandan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesinde kat maliklerinin ana taşınmazın genel giderlerine katılma borcunu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre bağımsız bölüm sahipleri, bekçi, kapıcı vs.giderlerine eşit, ana taşınmazın bakım, onarım, işletme giderleri vb.arsa payına göre katılmakla yükümlü oldukları hususu düzenlenmiştir. Aynı yönde taraflar arasında sözleşme niteliğinde olan yönetim planında da hüküm bulunmaktadır.

Davalı borçlu, takip dosyasındaki itirazın önce yetkiye itiraz etmiştir. Davalının dosyada bulunan adresinin Beykoz olduğu açıktır. Ancak KMK’nun 33.maddesinde yetkili
yerin taşınmazın olduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, ayrıca söz konusu borç para borcu olup alacaklının ödemezamanındaki yerleşim yerinde ödeneceği (6098 sayılı BK’nun 89/1 maddesi) açıktır. Bu nedenlerle yetkiye itirazın yerinde olmadığından buna ilişkin itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.

Yetkiye itirazı yerinde olmadığından borçlunun esasa ilişkin itirazlarını incelenmesine geçilmiştir.

Borçlu itirazında 5627 sayılı yasa uyarınca apartmanda ısı ölçer sistemine geçilmediğini belirtmiştir. Bu hususu hem icra dosyasındaki itirazında hem de davaya cevabında belirtmiştir. Apartman yönetimince anılan kanun hükümlerine aykırı hareket edilerek ısı ölçer sistemini faaliyete geçirmemiş olması kat maliklerinin apartmanın genel giderlerine katılma yükümlülüğünü kaldırmaz. Kat malikleri, buna ilişkin itiraz ve taleplerini gerek kat malikleri kurulunda gerekse Sulh Hukuk Mahkemesi hakimliğinden talepte bulunması gerekir. Bu nedenlerle buna yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.

Davalı taraf ödeme iddiasında da bulunmamıştır. Öte yandan işletme projesi ve kat malikleri genel kurulu davalıya usule uygun olarak iadeli taahhütlü şekilde tebliğ
edilmiştir. Taşınmazın iki yıldan fazla süre boş olması da malikin aidat ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Kat Mülkiyeti Kanunu 20/c maddesi uyarınca malik böyle bir husus ileri sürerek ödemekten kaçınamaz. Bu nedenlerle 2012 ve 2013 yılında belirlenen aidat toplamı olan 1.915,00 TL’y ödemekten kaçınamaz. Buna yönelik itirazının da iptaline karar vermek gerekmiştir.

Davalı tarafa söz konusu kararlar tebliğ edilmiştir. Bu nedenle KMK’nun 20.maddesi uyarınca süresinde ödememesi üzerine temerrüde düşmüştür. Alacaklının talep ettiği aylık %5 gecikme zammını talep hakkı bulunmaktadır. Bu nedenlerle işlemiş faize itirazının da iptaline karar vermek gerekmiştir. İşleyecek faizde yukarıda açıklandığı üzere KMK uyarınca aylık %5 olarak belirlenmiş olup alacaklının bunu talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Davalının itirazının kötüniyetli olduğu, alacak miktarının da likit olduğu gözönünde bulundurulduğunda asıl alacak üzerinden %20 oranında inkar tazminatına da karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf İİK.’nun 264/3 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebini karar verilen duruşmada talepte bulunduğundan hükümlü birlikte davalının taşınmazına ihtiyati haciz konulmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:
1- Davanın Kabulüne,

a) Yetki itirazının iptaline,

b) Alacak yönünden yapılan yargılama sonunda 1915,00 TL asıl, 164,00 TL gecikme zammı toplamı 2079,00 TL üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl
alacak olan 1915,00 TL üzerinden aylık %5 faiz alınmasına,Asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatı olarak 385,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

2- Alacak miktarı üzerinden %15 teminat karşılığında davalıya ait bağımsız bölüm üzerine ihtiyati haciz konulmasına,

3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 142,02 TL’den peşin alınan 35,55 TL’nin mahsubu ile kalan 106,47 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,

4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinen AAÜT göre 750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5- Davacı tarafından yapılan toplam 428,40 TL mahkeme masrafından davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 394,61 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,33,79 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,

6- 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesine göre yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,Dair Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı( HUMK 437 md göre karara karşı temyiz süresi 8 gün olup bu süre ilamın taraflardan her birine tebliğinden itibaren başlar

13/11/2014
Katip 127225
e imzalıdır.
Hakim 39960
e imzalıdır

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 31 Oca 2015, 07:47


YARGITAY 13. Hukuk Dairesi E: 2012/7979 K: 2012/9930 BANKANIN KREDİ KARTI AİDAT ÜCRETİ İSTEYEBİLECEĞİ HAKKINDA

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2012/7979
KARAR NO : 2012/9930

Taraflar arasındaki tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı davalı kredi kartı hamilinin kartı kullanmak üzere bankadan talepte bulunması üzerine bankanın kart hamilini kendi kart sistemi üyeliğine kabul etmesiyle uzun süreli devam eden bir kredi ilişkisinin başladığını, kredi kartı üyelik aidatının kartın talebi ile başlayıp kullanım süresi boyunca devam eden banka tarafından karşılanan operasyonel faaliyetler ve çeşitli hizmetlerin bedeli olarak kart hamiline yansıtılan üyelik bedeli olduğunu, bankanın tüm kart hamili müşterilerine uyguladığı gibi davalı kart hamiline de bu üyelik bedelini uygulaması üzerine davalının Diyarbakır Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurarak bu bedelin haksızlığının tespitini istemediğini, söz konusu Heyetin de talebi haklı bularak bankanın bu bedeli talep edemeyeceğine dair bağlayıcı ve icrai nitelikte bir karar verdiğini belirterek bu kararın yerinde olmadığına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

Mahkemece, davalı tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kar kullanım ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böylece sözleşmede ki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün haksız şart olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Kural olarak herkes dilediği sözleşmeye yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. Bunun istisnası iltihaki Sözleşmeler” olarak adlandırılan kamu hizmeti görmekte olan (Elektrik, Su işletmeleri gibi) kamu idare ve müesseseleri ile bunlardan hizmet alan şahıslar arasında kurulan sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmelerde kamu idare ve müesseseleri kar amacından ziyade kamu hizmeti görmekle yükümlü olduklarından talep eden her şahısla sözleşme yapma zorunlulukları vardır.

Bankalar bunun aksine kar amacıyla kurulan müesseselerdir. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını da isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de davalı kendi yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına da sahiptir. Bu durumda davalı ile davacı banka arasındaki sözleşmenin iltihaki bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahiptir. Kredi Kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması doğaldır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 11.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.