Etiket arşivi: AKAN

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, komşudan akan sızan sular için sağlıklı yaşam hakkı ihlali tazminatı

Yargıtay, Yaşam Hakkı İhlali

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da akan ama tamir ettirilmeyen banyolar ve borularla ilgili “sağlıklı yaşam hakkı ihlal edildiği” şeklinde tazminat kararları var. Aydın’dan, Ankara’daki Yargıtay’a kadar gelen benzer davada verilen örnek karar, bakın şöyle alındı:

Aydın’da bir apartmanda yaşayan Y.N., üst kat dairenin sahibi R.O.’dan evine banyosundan su sızdığı ve rutubet yaptığı için tamirat yaptırmasını istedi. Evde kiracısı oturan R.O. ise pis su sızıntısının kendi kusuru ile olmadığını kiracısının kullanımından kaynaklandığını öne sürdü ve tamirat yaptırmadı. Bunun üzerine Y.N., Aydın 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2 bin 500 lira maddi ve 3 bin 500 lira manevi tazminat talebiyle dava açtı.

Dava dilekçesinde, Y.N., sakat ve yaşlı olduğunu, tavandan ve duvardan akan pis suyun neden olduğu rutubet ve nem yüzünden sık sık hastalandığını, okumaya gelen torunun bronşit olup köydeki evine geri döndüğünü bildirdi. Yerel Mahkeme, 1 Temmuz 2011 tarihli kararıyla davacı yaşlı adamın 1400 liralık maddi tazminat yanında 1500 lira manevi tazminat talebini de “sağlıklı yaşam hakkı ihlal edildiği” gerekçesiyle kabul etti.

Sağlıklı yaşam sürmek hakkı

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, maddi tazminatı onadı. Ancak, manevi tazminatı “Kişilik haklarının saldırıya uğraması gerekir” diye bozdu. Mahkeme direndi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, mahkemenin “Sağlıklı yaşam sürmek hakkına” dayanan kararını yerinde gördü. Akan banyo tazminatı Yargıtay’dan geçti…

KOMŞULUK HUKUKUNDAN DOĞAN ZARAR / DOĞAL AKIŞLI SULAR / KOMŞU TAŞINMAZDAN AKAN SULAR

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2006/1-40
K: 2006/96
T: 22.3.2006
KOMŞULUK HUKUKUNDAN DOĞAN ZARAR
DOĞAL AKIŞLI SULAR
KOMŞU TAŞINMAZDAN AKAN SULAR
4721 s. TÜRK MEDENÎ KANUNU [Madde 742]
4721 s. TÜRK MEDENÎ KANUNU [Madde 743]
Taraflar arasındaki “Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Çekişmenin Giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.9.2004 gün ve 2003/1109-2004/789 E.K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.3.2005 gün ve 2705-3412 sayılı ilamı ile,
( … Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; kayden davacıya ait bulunan 615 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait bulunan 853 parsel arasında anılan kayıt malikince yapılan duvarın davacı taşınmazına zarar verdiği ileri sürülerek, eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Yerinde yapılan uygulama sonucu dosyaya sunulan bilirkişi rapor ve krokileri ile diğer bilgilerden, dava dışı 854 parsel ile davacı ve davalı taşınmazları arasında bulunan sel sularının akışını sağlayan bir dere bulunduğu, dava dışı 854 parsel malikinin kendi mülkiyet alanını koruma amacıyla yaptığı duvarın, derenin tabii akışını engellediği ve bu suretle gerek davacı gerekse davalı taşınmazının zarar görmesine yol açtığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 743. maddesi hükmü dikkate alındığında, suların tabii akışlarının engellenemeyeceği açıktır. Buna aykırı işlemlerle taşınmazlara zarar verenlerin bu eylemlerinin engellenmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.
Olaya bu düzenleme ve saptanan olgular açısından bakıldığında yasa hükmüne aykırı davranışın davalıdan sadır olmadığı sabittir. Davalı, dava dışı kişinin hukuka aykırı eyleminden dolayı kendi taşınmazını koruma düşüncesi ile yıkımı istenen duvarı yapmıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında gerektirici nedenlere ve özellikle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 742. maddesinde, taşınmaz malikinin üst taraftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan yağmur, kar ve tutulmamış kaynak sularının akışına katlanmak zorunda olduğu belirtilerek, komşulardan hiçbirinin bu suların akışını diğerinin zararına değiştiremeyeceği öngörüldüğünden, Yasanın yüklediği bu ödeve aykırı davranarak bir takım tesislerle suyun doğal akışını değiştirenlerin bu eylemlerinin engellenmesi gerektiğine; yapılan tahkikattan, yağmur sularıyla oluşan derenin kuzeyden güneye doğru davacıya ait 615 parsel sayılı taşınmazı kat ederek dava dışı 854 numaralı parsel içerisinden doğal akışını devam ettirmekte iken, 854 parsel maliki tarafından yapılan dolgu ve duvarın dere yatağını değiştirdiği, bu sulan kendi taşınmazına kabul ile yükümlü bulunan dava dışı 854 parsel malikinin yasa hükmüne aykırı eylemiyle davacı ve davalı taşınmazlarının zarar görmesine yol açtığının anlaşılmasına; esasen, 853 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının, mecrası değiştirilmiş kendine zarar veren sulan kabul ile zorunlu bulunmayıp, dava dışı kişinin eyleminden de sorumlu tutulamayacağına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen ve davanın reddi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararın uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır, Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’ un 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.03.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.