Etiket arşivi: arasındaki

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • TACİRLER ARASINDAKİ YETKİ SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜM VE SONUÇLARI

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/7882
KARAR: 2013/17771

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, diğer itirazları ile birlikte Kadıköy/İstanbul İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğunu belirterek yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takip konusu bonoda Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir.

İİK.nun 50.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye dair hükümleri gereğince, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak TTK’nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1086 Sayılı HUMK.nun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri, buna göre, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiş bulunmaktaydı.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.

Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırdedilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda sayılabilirler. Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişileri, gerçek kişiye göre daha güçlü konumda bulunmaktadır. Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucu böyle bir düzenlemeye gitmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yeni düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları da kabul edilmemiştir.

Sözkonusu düzenleme ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir başka husus da, yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında;

Alacaklının 25/04/2007 tanzim ve 28/09/2009 vade tarihli bonoya dayalı olarak 21/10/2011 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, ödeme emrinin 16/01/2012 tarihinde tebliği üzerine borçlunun yasal süresinde icra mahkemesi nezdinde yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, HMK.nun 448.maddesi gereğince, bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla (olayımızda tamamlanmış bir iş bulunmadığından) derhal uygulanacağı ilkesi de dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK.nun 17. maddesi muvacehesinde itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.

O halde mahkemece, takip tarihi itibariyle uygulanması gereken HMK.nun 17. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadıkları araştırılıp, gösterecekleri deliller toplanarak, takip dayanağı bonodaki yetki şartının geçerli olup olmadığının, ayrıca borçlunun yerleşim yeri ve bononun tanzim yerinin de Ankara olmadığı (Kadıköy/İstanbul olduğu) hususu da gözetilerek yetki itirazının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun yetkiye yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 04 Oca 2015, 02:05


Danıştay İdare ve Vergi Daireleri Kararları • DANIŞTAY DAVA DAİRELERİ ARASINDAKİ İŞBÖLÜMÜ KARARI – 2015

22 Aralık 2014 PAZARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 29213 (Mükerrer)

DANIŞTAY KARARI

Danıştay Başkanlık Kurulundan:

Karar No: 2014/17

DANIŞTAY DAVA DAİRELERİ ARASINDAKİ İŞBÖLÜMÜ KARARI

Danıştay Başkanlık Kurulu 22/12/2014 tarihinde, saat 10:00’da toplandı.

02/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanun ile idari daire olarak kurulan Danıştay Onyedinci Dairesi; 2575 sayılı Danıştay Kanununun 02/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanunun 13. maddesi ile değişik 26. maddesinin 2. fıkrasıyla verilen yetkiye istinaden, Başkanlık Kurulunun 22/12/2014 tarih ve 2014/16 sayılı kararıyla idari dava dairesi olarak görevlendirilmiştir.

2575 sayılı Danıştay Kanununa 02/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanunun 20. maddesiyle eklenen geçici 26. maddenin 3. fıkrası gereğince, Danıştay dava daireleri arasındaki işbölümünün aşağıdaki şekilde belirlenmesine karar verildi.

ORTAK HÜKÜMLER

(1) Dava dairelerinden Üçüncü, Dördüncü, Yedinci ve Dokuzuncu Daireler vergi dava dairesi; diğer dava daireleri ise idari dava dairesi olarak görev yapar.

(2) İdare mahkemeleri arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalarda merci tayini, uyuşmazlığın esasını çözümlemekle görevli idari dava dairesince yapılır.

(3) Vergi mahkemeleri arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalarda merci tayini, uyuşmazlığın esasını çözümlemekle görevli vergi dava dairesince yapılır.

(4) Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalar ve temyiz başvuruları, alacağın tahakkukuna ilişkin davalara bakmakla görevli dava dairesince çözümlenir.

(5) Başkanlık Kurulunun işbölümünün belirlenmesine ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.

(6) Bu işbölümüyle dairesi değiştirilen derdest dosyalar, işbölümüne ilişkin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren on gün içinde ayrıca bir karar verilmesine yer olmaksızın listeye bağlanmak suretiyle mevcut hâlleriyle ilgili daireye devredilir. İşbölümü kararı sonrası Danıştaya gelecek olanlar (karar düzeltme ve yargılamanın yenilenmesi dâhil) ile kanun yollarına konu edilerek bozulan kararlara ilişkin dosyalar işbölümü kararıyla görevleri belirlenen dairelerce sonuçlandırılır.

(7) Bu karar, Resmî Gazete’de yayımlanır ve yayım tarihinden itibaren on gün sonra uygulanmaya başlanır.

DAİRELERİN İŞBÖLÜMÜ

İkinci Daire

a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve bu bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında görevli kamu personeli hakkında uygulanan mevzuattan (kamu konutları ve harcırah mevzuatı dahil),

b) Anılan dört bakanlık ile bu bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında görevli kamu görevlileri hakkında uygulanan mevzuattan doğan ve Danıştay Onbirinci, Onikinci ve Onaltıncı Dairelerinin görevleri dışında kalan işlerden,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Üçüncü Daire

a) Özel tüketim vergisine (ithalde alınan özel tüketim vergisi hariç) ilişkin davalar ile temyiz başvurularını,

b) Gelir ve kurumlar vergisi ile ilgili olarak Adana, Antalya, Aydın, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Malatya, Manisa, Sakarya, Samsun, Trabzon, Van ve Zonguldak Bölge İdare Mahkemelerinin yargı çevresindeki vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını,

c) Katma değer vergisi (ithalde alınan katma değer vergileri hariç) ile ilgili olarak Adana, Antalya, Aydın, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Konya, Malatya, Manisa, Samsun, Trabzon, Van ve Zonguldak Bölge İdare Mahkemelerinin yargı çevresindeki vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını,

ç) Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlere ilişkin olup diğer vergi dava dairelerinin görevleri dışında kalan işleri, çözümler.

Dördüncü Daire

a) Gelir, kurumlar ve katma değer vergilerine ilişkin Bakanlar Kurulu kararları ile düzenleyici diğer işlemlere karşı açılan davaları,

b) Gelir ve kurumlar vergisi ile ilgili olarak Ankara, Denizli, Edirne, Eskişehir, İstanbul, Kırıkkale, Ordu ve Sivas Bölge İdare Mahkemelerinin yargı çevresindeki vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını,

c) Katma değer vergisi (ithalde alınan katma değer vergileri hariç) ile ilgili olarak Ankara, Denizli, Edirne, Eskişehir, Kırıkkale, Ordu ve Sivas Bölge İdare Mahkemeleri yargı çevresindeki vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını,

çözümler.

Beşinci Daire

a) Yüksek öğretim kurumları öğretim elemanları ile Başbakanlık, Adalet, İçişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Orman ve Su İşleri, Milli Eğitim, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıkları ile bu bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında görevli olanlar hariç olmak üzere; diğer bakanlıklar ile bu bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında görevli kamu personeli hakkında uygulanan mevzuattan (kamu konutları ve harcırah mevzuatı dahil),

b) Özelleştirme uygulamaları ile ilgili kamu görevlilerine ilişkin mevzuattan,

c) Aile hekimliği ile ilgili personele ilişkin mevzuattan (sözleşme yapma, feshetme, ihtar verme ve parasal konular dahil),

ç) Kamu görevlileri mevzuatından doğan ve Danıştay İkinci, Onbirinci, Onikinci ve Onaltıncı Dairelerinin görevleri dışında kalan işlerden,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Altıncı Daire

a) İmar kanunu ile diğer kanunlar ve ilgili mevzuata göre, her tür ve ölçekteki planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arsa ve arazi düzenlenmesi, ifraz ve tevhit işleri, imar durumu, ruhsat ve kamulaştırma işlemlerine karşı plan ile birlikte veya müstakilen tesis edilen işlemlerden,

b) İmar mevzuatından doğan ve Ondördüncü Dairenin görevleri dışında kalan işlerden,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Yedinci Daire

Gümrük ve gider vergileri ile ithale ilişkin vergilere, motorlu taşıtlar vergisine ve veraset ve intikal vergisine ilişkin davalar ile temyiz başvurularını çözümler.

Sekizinci Daire

a) Belediyeleri ilgilendiren mevzuattan,

b) Mahalli idarelerin seçimle gelen organlarının organlık sıfatlarını kaybetmeleri konusundan,

c) İskan mevzuatından,

ç) Maden, taşocakları ve orman mevzuatından (jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sularla ilgili işler dahil),

d) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları mevzuatından,

e) Öğrenci ve öğrenim işlerinden,

f) Yükseköğretim mevzuatından (öğretim elemanları disiplin ve özlük işleri dahil),

g) Özel öğretim kurumları mevzuatından,

ğ) 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanundan,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Dokuzuncu Daire

a) Damga vergisine, emlak vergisine; köy, belediye ve özel idare vergi, resim, harç ve payları ile bunların diğer gelirlerine ve bunlara ait tarifelere, Harçlar Kanununa ilişkin davalar ile temyiz başvurularını,

b) Katma değer vergisi (ithalde alınan katma değer vergileri hariç) ile ilgili olarak Bursa, İstanbul, İzmir ve Sakarya Bölge İdare Mahkemelerinin yargı çevresindeki vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını,

çözümler.

Onuncu Daire

Vergi davalarına bakan dava daireleri hariç, diğer dava dairelerinin görevi dışında kalan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Onbirinci Daire

a) Kamu görevlilerinin parasal haklarına ilişkin işlerden,

b) Re’sen emeklilik işlemleri dışında kalan emeklilik ve emekli sandığı mevzuatından,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Onikinci Daire

a) Kamu görevlilerinin, göreve alınma, adaylık ve disiplin işlemleri ile bu işlemlere dayalı tazminat taleplerinden,

b) Özelleştirme uygulamaları sonucu işsiz kalanların yeniden işe alınmaları ve bu hususa ilişkin düzenlemelerden,

c) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/C maddesi kapsamında çalışanlarla ilgili mevzuattan (sözleşme yapma, feshetme ve parasal konular dahil),

kaynaklanan ve Danıştay Onaltıncı Dairesinin görev alanına girmeyen davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Onüçüncü Daire

a) Rekabetin Korunması Hakkında Kanundan,

b) Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanundan,

c) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanundan,

ç) Şeker Kanunundan,

d) Telsiz Kanunu, Telgraf ve Telefon Kanunu ile Elektronik Haberleşme Kanunundan,

e) Evrensel Hizmet Kanunundan,

f) Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanundan,

g) Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanundan,

ğ) Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanundan,

h) Elektrik Piyasası Kanunu, Doğalgaz Piyasası Kanunu, Petrol Piyasası Kanunu ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanundan,

ı) Sermaye Piyasası Kanunundan,

i) Türk parasının kıymetini koruma mevzuatından,

j) Mülga Bankalar Kanunu ile Bankacılık Kanunundan,

k) Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanundan,

l) Mülga Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanundan,

m) Kamu İhale Kanunu, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Devlet İhale Kanunundan (ecrimisil ve tahliye ile ilgili uyuşmazlıklar hariç) ve bu Kanunlara tabi olmadığı belirtilen ihaleler ile kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan diğer ihalelerden,

n) Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanundan,

o) Enerji Verimliliği Kanunundan,

ö) İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanundan,

p) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameden,

doğan uyuşmazlıklardan, Danıştayın diğer dava dairelerinin görevleri dışında kalan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Ondördüncü Daire

a) Çevre, boğaziçi, eski eser, gecekondu, kıyı ve turizm mevzuatının uygulanmasından,

b) İmar kanunu ile diğer kanunlar ve ilgili mevzuat uyarınca tesis edilen, mühürleme, durdurma, yıkım kararları ile bunlara ilişkin olarak verilen para cezaları ve bu cezaların tahsili amacıyla tesis edilen işlemlerden,

c) Afet işlerine ilişkin mevzuattan,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Onbeşinci Daire

a) 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanundan,

b) Diğer idari dava dairelerinin görevi dışında kalan sağlık mevzuatından,

c) Sağlık hizmetine ilişkin tam yargı uyuşmazlıklarından,

ç) Emeklilik ve emekli sandığı mevzuatı hariç sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası mevzuatından (idari para cezaları ve Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği dahil),

d) 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanundan,

e) Tüketicinin korunması mevzuatından (idari para cezaları ve diğer idari yaptırımlar dahil),

f) Silahlara ve bıçaklara ilişkin mevzuattan,

g) Karayolları trafik ve karayolları taşıma mevzuatından,

ğ) Gümrük mevzuatı uyarınca gümrük müşavir ve müşavir yardımcıları hakkında tesis edilen işlemlerden,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Onaltıncı Daire

a) Kamu personeli ile ilgili düzenleyici işlemlerden (Yüksek öğretim mevzuatı uyarınca yapılan düzenleyici işlemler hariç),

b) Başbakanlık, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile bunların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında görevli tüm kamu personeli hakkında uygulanan mevzuattan (seçim sonrası göreve dönme, disiplin cezaları, emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının rütbe terfii işlemleri ile kamu konutları ve harcırah mevzuatı dahil),

c) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel hakkında tesis edilen sözleşme yenilememe, sözleşme feshi (657 sayılı Kanunun 4/C maddesi uyarınca istihdam edilenler hariç), görevden çekilmiş sayılma ve göreve son verme (re’sen emeklilik dışında kalan emeklilik işlemleri hariç) işlemleri ile disiplin cezası olarak tesis edilen meslekten çıkarma ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarından,

ç) Kamu görevlilerinin re’sen emeklilik işlemlerinden,

d) 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu uyarınca tesis edilen işlemlerden,

e) Özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen ve belirli bir yetişme programı sonrası yeterlik sınavına tabi tutulan mesleklerin sınavlarına ilişkin olarak, sınav ilanından yeterlik sınavı sonrası, bu kadrolara atanma aşamasına kadar geçen sürece ilişkin uyuşmazlıklardan,

kaynaklanan ve Danıştay Onbirinci Dairesinin görevleri dışında kalan davalar ile temyiz başvurularını çözümler.

Onyedinci Daire

a) Devlet İhale Kanunu uyarınca tesis edilen ecrimisil istenilmesi ve tahliyeye ilişkin işlemlerden,

b) Banka promosyon ödemelerine ilişkin olarak tesis edilen işlemlerden,

c) Mülga 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun ile 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanundan,

ç) Mülga 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun ile 5664 sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanundan,

d) İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı mevzuatından,

e) 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunundan,

f) Köy ve özel idareleri ilgilendiren mevzuattan,

g) Sınır ve toprak edinme mevzuatından (yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz mülkiyeti ve sınırlı aynî hak edinimi dahil),

ğ) 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun uyarınca tesis edilen işyeri açma ve çalışma ruhsatlarına ait işlemler ile bu işyerlerinin geçici ya da süresiz olarak kapatılmasına ilişkin işlemlerden,

h) 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunundan,

ı) Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanundan,

i) Mülga Finansal Kiralama Kanunundan, mülga Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameden ve Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunundan,

kaynaklanan davaları ve temyiz başvurularını çözümler.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 25 Ara 2014, 17:55


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eksik iş ile ayıplı ifa arasındaki fark ve zamanaşımı

Konu: Eksik iş ile ayıplı ifa arasındaki fark ve zamanaşımı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/13-751 esas sayılı ve 2013/265 karar sayılı kararı :

Taraflar arasındaki “tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. Tüketici Mahkeme’since davanın reddine dair verilen 30.12.2009 gün ve 2009/685 E. 2009/727 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 24.01.2011 gün ve 2010/5010 E., 2011/574 K. sayılı ilamı ile;(…Davacılar, davalı yükleniciden satın aldıkları dairenin bulunduğu sitenin, havuzu da kapsayacak şekilde bahçesinin kamuya ait olduğunu öğrendiklerini ileri sürerek, bu eksikliğin giderilmesi ya da eksik teslim nedeniyle 620.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar, davalı yükleniciden satın aldıkları dairenin havuzlu olacağı taahhüt edildiği halde, havuzu da kapsayacak şekilde bahçenin bir kısmının Hazineye ait olduğunu öğrendiklerini ve Apartman Yönetimine ecrimisil ihbarnameleri gelmeye başladığını belirterek, eksikliğin giderilmesi veya eksik teslim nedeniyle 620.000,00 TL’nin tahsili talepli bu davayı açmışlardır. Mahkeme bu eksikleri tespit etmiş, ancak süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacının iddia ettiği ve Mahkemece tespit edilen hususlar, nitelikleri itibariyle eksik iştir ve eksik işlerde BK’nun 125.maddesi gereğince, on yıllık zamanaşımı süresi içinde her zaman dava açılabilir. Mahkemece davanın esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın hukuki dayanağının ayıplı satışa ilişkin olduğu ve davacılar tarafından süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacılar vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacılar tarafından satın alınan taşınmazın bir kısmının Kamu arazisi üzerinde bulunmasının eksik iş mi yoksa ayıplı ifa olarak mı nitelendirilmesinin gerektiği, burada varılacak sonuca göre davacılar tarafından iddia olunan ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davanın tüketici mahkemesinde açılmış olması, davacıların tüketici olması ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a dayanarak talepte bulunmuş olması karşısında, olayın çözümünde 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” hükümlerinin uygulanacağında kuşku bulunmamaktadır.

Bu saptamada bulunduktan sonra, öncelikle, uyuşmazlığın temelinde yatan ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır;

Tüketici hukukunda ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.

Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar düzenlenmektedir.

Ayıp kavramı ile eksik iş birbirinden farklıdır.

Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların bulunması halidir.
Eksik iş; sözleşme konusu işlerin yapılmamasıdır. Öteki deyişle, hiç yapılmayan iştir.

Eksik ifa ise, kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4 maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır. (Ör; üç top kumaş yerine iki top kumaş yollanması hali; Cevdet Yavuz, Satıcının Satılan Malın Ayıplarından Sorumluluğu, 1989, s.139)

Anılan yasa metninde de belirtildiği üzere ayıp; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Maddi ayıp; bir malda madden hata bulunmasıdır (Ör: Malın yırtık, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp; malın kullanımının hukuken sınırlandırılmasıdır (Ör: Malın üzerinde takyitler bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise; malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır.

Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı başvuru süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.

Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.

Eğer ayıp, ağır kusur veya hile ile gizlenmişse, zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağından, açılan davanın süresinde olduğunun kabulü sonucuna varılacaktır.
Aynı maddenin 4. fıkrasında ise, konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüştür.

Hukukumuzda ayıp ihbarı da kural olarak herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 27.04.2011 gün ve 2011/13-4 E.2011/230 K. ve 02.11.2011 gün ve 2011/13-459 E., 2011/657 K. sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar, davalı yükleniciden satın aldıkları dairelerin bulunduğu parselin havuzu da kapsayacak şekilde bahçesinin bir bölümünün kamuya ait arazi üzerinde olduğunun sonradan öğrendiklerini, oysa bu daireleri satın almalarında havuzlu olmasının etkisinin bulunduğunu belirterek, eksik teslim nedeniyle 620.000,00 TL’nin tahsili talebinde bulunulmuşlardır.

Yerel mahkemece, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu ile deniz doldurulmak suretiyle kazanılan alana havuzun ve bahçenin toplam 212 m2 tecavüzlü olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, bu husus “ayıp” olarak nitelendirilip, davacıların konutu teslim aldıktan sonra süresinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler; kamuya ait yere taşkın şekilde yapılan havuzun satın alınan dairelerin bulunduğu parsel sınırları içinde olmadığının aleni olan tapu kayıtlarıyla davacılar tarafından bilinmesinin gerektiği ve bu durumun açık ayıp niteliğinde olduğu kabul edilerek yerel mahkeme kararının onanması yönünde görüş bildirmiş iseler de; çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmemiş ve dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik iş” söz konusu olduğu, 4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklikler nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğunun ileri sürülebileceği sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.