Etiket arşivi: AVUKATLIK

Yargıtay 12. H.D. E:2011/29357 K:2012/13800 – Avukatlık Ücreti için yapılan takipte Avukatlık Ücreti Verilir

T.C.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas No:2011/29357
Karar No:2012/13800
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, davadosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
HUMK. nun 423/6. maddesinde avukatlık ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Aynı yasanın 424. maddesinde de yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak “yargılamanın tarafları” arasında geçerli olacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 1136 Sayılı Avukatlık Yasası’nın 164/son maddesinde; “davasonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm vekil ile müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür (HGK. 07.04.2004 tarih ve 2004/12–213 esas, 2004/215 karar).
Somut olayda, ilamın davalısı lehine hükmedilen ücreti vekaletin avukata ait olduğu tartışmasız ise de yukarıda açıklanan gerekçelerle ödenmeyen avukatlık ücretinin tahsili ancak asil adına takibe konabilir. İcra takibi de vekil vasıtasıyla yapıldığına göre alacaklı yararına İİK. nun 138. maddesi uyarınca avukatlık ücreti hesaplanacağından, icra takibinde, icra vekalet ücreti istenmesinde yasaya aykırılık yoktur. Öte yandan,vekalet ücretinin tahsili için vekil vasıtasıyla yapılan icra takibinde icra vekalet ücreti verilmeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Yapılan bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler karşısında mahkemece icra vekalet ücreti talebine yönelik şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sulh halinde Avukatlık Sözleşmesi yoksa Avukatlık Ücreti Avukatlık Kanunu 164/4.maddeye göre belirlenmeli

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2014/17437 esas ve 2015/5496 karar sayılı kararı

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlettiğini ileri sürerek ödenmeyen vekalet ücreti alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’sinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5418,70 TL nin 07/09/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı yanca temyiz olunmuştur.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına gore davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, ödenmeyen vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davacının davalıyı G… 3.İcra Müdürlüğü’nün 2009/15560 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı vekili ve İ… 38. Asliye Ticaret Mahekemsi 2012/94 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili olarak temsil ettiği, davalının karşı yanla anlaşarak sulh olduğu ve Davalı S…’in davacı avukatı 25/08/2010 tarihinde azlettiği, taraflar arasında yazılı vekalet ücret sözleşmesi bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir.

Avukatlık Kanununun 164/4 maddesinde “…Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir…” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığına göre davacı avukat anılan yasal düzenleme gereğince dava ve takip dosyasında harcı yatırılmış değerlerin %10-20’si oranında akdi vekalet ücreti de isteyebilir. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek yanlış değerlendirme ile yalnızca karşı yan vekalet ücretini kabul ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm itirazlarının reddine 2,bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 277,65 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, 92,50 TL peşin harcın davacıya iadesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargılama Usulü ve Avukatlık Hukuku • AVUKATIN MESLEK TAŞINA HAKARETİ VE TEVİLLİ İKRARI

TBB DİSİPLİN KURULU KARARI

Tarih – Esas No – Karar NoKonu
T. 29.08.2014
E. 2014/389
K. 2014/549

Şikâyetli avukatın Mahkeme koridorlarında bir başka meslektaşını alenen “şirretlik yapıyorsunuz” sözleri ile aşağılaması asla kabul edilemez ve mesleki dayanışma, karşılıklı saygı sevgi kuralları ile bağdaşmaz.

(Av. Yas. 34, 46, 134 TBB Mes. Kur 5, 11, 27/1)

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 16.04.2012 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.02-101-05-34-0862-2012/12314 sayılı Oluru” ile “Davalı vekili sıfatıyla takip ettiği ve müşteki avukatın davacı vekilliğini üstlendiği … Asliye 8. Ticaret Mahkemesi’nin 2006/331 esasına kayden görülen dava sonunda verilen hükmün infazı amacıyla icra takibi yapıldığını öğrenmesi üzerine 13.06.2011 tarihinde cep telefonundan aradığı müştekinin müvekkili H. P. ile yaptığı telefon görüşmesinde müştekiyi kastederek “çirkef adi kadın, terbiyesiz, ben ona gününü göstereceğim boyunun ölçüsünü alacak, haddini bildirip iyi bir ders vereceğim” şeklinde sözler söylediği,

Davalı vekili sıfatıyla takip ettiği ve müşteki avukatın davacı vekilliğini üstlendiği … Asliye 14. Ticaret Mahkemesi’nin 2007/382 esasına kayden görülen davanın 15.06.2011 tarihi duruşması başlangıcında, müştekiye “vekâlet ücreti alamadınız diye sizin yaptığınız şirretlik bu, şirretlik yapıyorsunuz” şeklinde sözler söylediği,” iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Şikâyetli avukatın suçlamayı kabul etmediği, Şikâyetçinin kendisini tehdit etmesi ve Avukat K. S. P.’in aracı olması üzerine “Bir vekâlet ücreti ile alakalı dosyaya teminat mektubu koymak bu sonuçları doğurmamalı, çünkü daha dün adliyede icra dairesinde karşılaştık normaldi, birbirimizi görmezden geldik. Ulaşmak istedikleri başka hususlar var mutlaka-" dediğini, Şikâyetçinin tehditleri karşısında kendisine “şirretlik yapmayın” dediğini, şirretlik yapmayın ifadesini de “şirret olma hali” için kullandığını, şahsa yönelik “şirretsin” ifadesini kesinlikle kullanmadığını, teknik bilgi olarak şirretin sözlük anlamının dahi hakaret içermediğini, Arapçadan gelme bir sözcüktür ve geçimsiz, huysuz, yaygaracı, kavga çıkarmaktan hoşlanan anlamına geldiğini, hukuk dilimize yerleşmiş “tufeyli” ibaresi “şirretlik yapma” veya “şirret” ifadesinden çok daha ağır olduğunu, tufeyli sözcüğünün dalkavuk, parazit, asalak, başkalarının sırtından geçinen, türedi, çanak yalayan anlamına gelmekte olup haksız rekabet davalarında dilekçelerde bolca kullanıldığını, Şikâyetçinin Adliye koridorlarında “Kocama söyleyeceğim ağzını burnunu kırar, hatta öldürür” tehdidi karşısında kendisinin ifadesinin çok normal ve yerinde olduğunu, Ceza Hukukundaki, haksız fiil, hakaret ve tehdit gibi suçlarda uygulanan karşılıklılık prensibi gereği suçsuz olduğunu, , şikâyet edene doğrudan hakaretvari ‘’şirret”ve ‘’şirretsin”şeklinde hitabı olmadığını, lügat anlamında olduğu ve ‘’kavga çıkarmaya çalışmak”manasında günlük hayatta kullanıldığı şekliyle söylediğini, hakkındaki tayin olunan cezanın hak ve adalete uyun olmadığını itirazen kaldırılmasını talep etmiştir.

İncelenen dosya kapsamından eylem nedeniyle … 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/309 Esasında “hakaret ve tehdit” iddiası ile açılan kamu davasında Mahkeme’nin 31.05.2013 gün ve 2013/206 Karar sayılı kararla “tehdit” suçundan beraatına, hakaret suçundan TCK 125/3.a-son, 125/4, 62/1 maddeler gereği 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararların 26.06.2013 tarihinde kesinleştiği,

Mahkeme karar gerekçesinde “ Sanık suç tarihinde mahkeme koridorunda duruşmayı beklerken katılana huzurda "sizin yaptığınız şirretlik bu, şirretlik yapıyorsunuz" diyerek hakaret etmiştir. Sanık sanığın müsnet gıyapta hakaret ile tehdit suçlarından beraatına ve huzurda hakaret suçundan ise mahkûmiyetine karar vermiştir. Sanık ile katılan … Barosuna kayıtlı avukattır. Görevlerini ifa ederken; sanık avukatın, katılan avukata müsned suçları işlediği iddia edilerek sanık hakkında iddianame düzenlenmiş ve son soruşturmanın açılması kararı verilmiştir. Mahkememiz; sanığın, katılana gıyabında tanık H. P.’ı telefonla arayarak katılan için "çirkef, adi kadın, terbiyesiz, ben ona göstereceğim, boyunun ölçüsünü alacak, haddini bildirip iyi bir ders vereceğim" şeklindeki hakaret ve tehdit içeren sözleri söylediğini kabul etmemiştir. Tanık H. P.’ın mücerret beyanından başka delil yoktur. Ayrıca gıyapta hakaretin cezalandırılabilme şartı olan üç kişi ile ihtilat unsuru da gerçekleşmemiştir. Bu nedenle gıyapta hakaret ve tehdit suçundan beraat hükmü tesis edilmiştir. Mahkememiz huzurda katılana karşı sanık tarafından işlenen hakaret suçunun sübuta erdiğini kabul etmiştir. Sanık huzurdaki hakaret suçunu tevil yollu ikrar etmiştir. Sanık; katılana "şirretlik yapmayın" dediğini kabul etmiştir. Tanık K. duruşmadaki beyanında; sanığın, katılana duruşma öncesinde "şirretlik ediyorlar” dediğini söylemiştir. Sanık suç tarihinde mahkeme koridorunda duruşmayı beklerken katılana huzurda “sizin yaptığınız şirretlik bu, şirretlik yapıyorsunuz” diyerek hakaret etmiştir” sözlerinin yazılı olduğu görülmektedir.

Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”,

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/1. maddesi “Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini açıkça belirtemez.” hükümlerini amirdir.

Şikâyetli avukatın Mahkeme koridorlarında bir başka meslektaşını alenen “şirretlik yapıyorsunuz” sözleri ile aşağılaması asla kabul edilemez ve mesleki dayanışma, karşılıklı saygı sevgi kuralları ile bağdaşmaz. Saiki ne olursa olsun avukat meslektaşına karşı sorumlu ve saygılı davranmalı, meslek onurunu birlikte yüceltmelidir.

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu olduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme ve takdir olunan cezada hukuka aykırılık görülmemiş ve Şikâyetli avukat Ş. D. G.’in itirazının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak Şikâyetli avukat Ş. D. G.’in itirazının reddi ile;

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 23.12.2013 gün ve 2012/D.521 Esas, 2013/468 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

Oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Pzr Mar 15, 2015 5:15 pm


Yargılama Usulü ve Avukatlık Hukuku • YEMİN DELİLİ NEDİR VE BİLİNMESİ GEREKENLER NELERDİR.

>Yemin delili hakkında bilinmesi gerekenler nelerdir?

Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “Yemin” 6100 sayılı Hukuk Mu­hakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Yasanın 225 nci maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımın­dan önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerli­liği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve ye­min edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz (6100 sa­yılı Yasa Md. 226).

Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (6100 sayılı Yasa Md. 227-228).

Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. Kendi­sine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.
Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil, yalnızca kendisine ye­min teklif edilen tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade edilemez

yemin
Yemin edecek taraf gerçek kişi olup, yeminden evvel ölür veya fiil ehliyetini kaybederse yemin teklif edilmemiş sayılır. Yemin, bizzat tarafa teklif olunur ve ta­rafça eda yahut iade olunur. Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kı­sıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir (6100 sayılı Yasa Md. 229 ilâ 232).

Yasanın 233 üncü maddesi uyarınca, yemin mahkeme huzurunda eda olunur. Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin ede­ceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker. Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir. Değinilen madde gereğince yemin, “Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağını­za namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” şeklinde yöneltilir ve yemin teklif edilen kimse tarafından “Bana so­rulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayaca­ğıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine ye­min ediyorum.” denilmek suretiyle eda edilmiş sayılır.

Yasanın 234 ve devamı maddeleri gereğince, okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler, yemin hakkındaki beyanlarını yazıp imzalayarak yemin ederler. Okuma ve yazına bilmeyen sağır veya dilsizler, işaretlerinden anlayan bir bilirkişi aracılığıyla yemin ederler.
Yemin edecek kimse, mahkemeye gelemeyecek kadar hasta veya özürlü ise hâ­kim, bulunduğu yerde o kimseye yemin ettirir. Bu sırada isterlerse taraf vekilleri ve karşı taraf da hazır bulunabilir. Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve gö­rüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 237 ve müteakip maddeleri uya­rınca, hâkim, eksik olan noktaları tamamlamak veya açık olmayan hususları aydın­latmak için yeminin konusu ile bağlantılı gördüğü soruları yemin eden kimseye so­rabilir. Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanla­rı yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen ce­vabı tutanağa kaydeder. Yemin eda edildikten sonra, yalan yere yemin nedeniyle açılan ceza davası, esas dava bakımından bekletici sorun yapılamaz. Av. Ahmet Erkan

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Prş Mar 12, 2015 6:26 pm


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • AVUKATLIK ÜCRETİ, DAVAYA FER-İ MÜDAHALEDE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMOLUNAMAYACAĞI

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2014/14831
KARAR: 2014/22290

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Dava, davacının korkutularak evlenmeye razı edildiği (TMK.md.151) iddiasıyla açılan evlenmenin iptaline ilişkindir. Davaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı “davacı yanında” müdahale talebinde bulunmuş, bu talep mahkemece kabul edilmiş, nihai hükümle müdahil bakanlık lehine de vekalet ücreti tayin edilmiştir. Bakanlığın, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun" 20. maddesine dayanan müdahale talebi, asli müdahale değil, fer’i müdahale niteliğindedir. Fer’i müdahil; yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia ve savunma vasıtalarını ileri sürebilir (HMK.md.68). Müdahilin yer aldığı asıl davada hüküm taraflar hakkında verilir. Başka bir ifade ile davada, müdahil yararına veya müdahil aleyhine hüküm verilemez. Bunun sonucu olarak, müdahil kendisini vekille temsil ettirmiş olsa bile, müdahil lehine vekalet ücretine hükmolunamaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 328. maddesinde yer alan düzenleme müdahale giderlerine ilişkin olup, kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretini kapsamaz. Bu husus nazara alınmadan, fer’i müdahil Bakanlık yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.11.2014

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Pzr Mar 08, 2015 10:31 pm


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTALİ DAVASI, AVUKATLIK ÜCRETİNİN HESAPLANMASI

YARGITAY 1. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/15507
KARAR: 2014/19371

Taraflar arasında görülen tapu iptal, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanları babaları M…’in 13.02.2007 tarihinde öldüğü, mirasbırakanın maliki olduğu 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazları 21.08.2002 tarihli resmi akit ile oğlu olan davalı A…’ya satış suretiyle temlik ettiği, davacının dava dilekçesinde; 9 parsel sayılı taşınmazın temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiası ile eldeki davayı açtığı, 11.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden aynı iddiayı ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden, mirasbırakan tarafından davalıya satış suretiyle yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.

Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince, dava dilekçesinde yer almayan 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden 11.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talepte bulunulmuş ise de, değer gösterilmeksizin düzenlenen ıslah dilekçesi ile talepte bulunulmuş olduğu, bu haliyle usulüne uygun bir ıslah bulunmadığı ve ayrı bir dava ile talepte bulunulması gerektiği, göz ardı edilerek 7 parsel sayılı taşınmazın kabul kapsamına alınmış olması doğru değildir.

Kabule göre de, davada miras payı üzerinden kabul kararı verildiğine göre, bu paya karşılık gelen değerin vekâlet ücretinin tayininde nazara alınması gerektiği ve yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmal edilmemiş olduğu gözetilmeden yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.

Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilenz nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Cmt Mar 07, 2015 11:35 pm


Yargılama Usulü ve Avukatlık Hukuku • AVUKATIN, BORÇLUNUN YAKINLARINA TACİZ AMAÇLI HACİZ İHBAR NAMESİ GÖNDERME SUÇU

TBB DİSİPLİN KURULU
T. 24.01.2014
E. 2013/650
K. 2014/50

İcra İflas Yasası 89/1. maddede düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi üçüncü şahıslardaki gerçek alacakların tahsili amaçlı düzenlenmiştir. , Şikâyetli avukatın da kabulü ile Şikâyetçi yakınlarına gönderilmek suretiyle taciz amaçlı kullanılmıştır. Yasal hakların taciz amaçlı kullanılması asla kabul edilemez.

(Av. Yas 34, 134 TBB Mes.Kur 3, 4)

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

Şikâyetli avukatlar hakkında … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10885 Esasında kayıtlı takipte hacizli malların satışını istemek yerine, Şikâyetçinin aynı apartmanda birlikte ikamet ettikleri komşularının tümüne 89/1 birinci haciz ihbarnamesi gönderdikleri ve borcun bu suretle tahsiline çalıştıkları, vekâlet görevini ifa eden avukatın özenle görevini yerine getirilmesi asıl olup, Şikâyetli avukatlar tarafından her ne kadar müvekkilin alacağının tahsil edilmesi amacıyla şikâyete konu işlem için İcra Müdürlüğü’nden talepte bulunulduğu ve şikâyetçinin böylece dosya borcunu ödediği belirtilmiş ise de, yapılan işlem ile şikâyetçinin sosyal yaşamında meydana getirdiği olumsuzluklar dikkate alındığında, işlemin meslek etiğine uygun olmadığı görülmekle, şikâyetli avukatlar hakkında TBB Meslek Kurallarının 4. maddesi ile Avukatlık Yasasının 34 ve 134. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları istemi ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Şikâyetli avukat K.A. 16.08.2011 tarihli savunmasında özetle; Şikâyetli avukat B.G.’in yanında sigortalı avukat olarak çalışmakta olup, takiple ilgili tüm işlemleri kendisinin yaptığını ve varsa sorumluluğun kendisine ait olduğunu, Şikâyetçi hakkında … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1258 E. sayılı dosyası ile 36.750,00 TL anapara borcu için 29.01.2009 tarihinde icra takibi yapıldığını, yetki itirazı nedeniyle dosyanın … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10885 E. sayılı dosyasına kaydedildiğini, borçlu vekili bu defa da faiz ve faiz oranına itirazda bulunduğunu, Şikâyetçi adına UYAP sisteminden mal varlığı sorgulaması yaptırılmış olup gayrimenkulü bulunamamış, .. BA 47.. plakalı aracına da haciz işlenmiştir. 2004 Model … marka aracın borcu karşılayıp karşılamayacağının açık olduğunu, Şikayetçinin maaşından 133.00 TL kesinti yapıldığını ve …’da oturduğu tespit edilen adrese gidilmiş ise de haciz yapılamadığını, 25.05.2011 tarihinde şikâyete konu 89/1 birinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, 12 adet giden bu 89/1’lerden sonra 10.06.2011 tarihinde 51.300,00 TL icra dosyasına borçlu tarafından ödendiğini, son çare olarak 89/1 yoluna başvurulduğunu ve Şikayetçinin yakınlarına 89/1 gönderildiğini, dosyayı 2009 yılından bu yana geç tahsil etmek dışında dengeli ve borçlunun da haklarına saygı göstererek tahsil ettiği noktasında vicdanen çok rahat olduğunu savunmuştur.

Şikâyetli avukat B.G.’te 16.08.2011 tarihli savunma dilekçesinde Avukat K.A.’ın sunduğu savunmanın aynını sunmuştur.

İncelenen dosya kapsamından … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10885 Esas sayılı takibin Şikayetli avukat K.A. imzası ile 28.01.2009 tarihinde açıldığı, takip dayanağının 01.01.2009 tarihli ortaklık sermaye borcu olduğu, takip tarihinden %30 temerrüt faizi talep edildiği,

12 adet 89/1 birinci haciz ihbarnamesinin Şikâyetli avukat K.A.’ın talebi ile … Mah. … Sok 19 adresinde birlikte ikamet eden apartman sakinlerine gönderildiği, bu gönderiye Ş.E. (1930 doğumlu), F. E. (1933 doğumlu) G.Ş. (1947 doğumlu,) E.Ş. (1973 doğumlu), H.G. (1954 doğumlu), M.N.’in (1980 doğumlu) İcra Müdürlüğüne beyanda bulunarak herhangi bir borçları olmadığını bildirdikleri,

15.06.2010 günü yapılan ev haczinde alacaklı vekili olarak hazurun S.S.’in bulunduğu, borçlu bulunamadığından sadece tutanak tutulduğu,

19.06.2009 tarihli talep ile Avukat K.A.’ın faiz oranına yapılan itirazı kabul ettiği ve faizin %9 olarak hesaplanmasına muvafakat ettiği, görülmektedir.

Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

İcra İflas Yasası 89/1. maddede düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi üçüncü şahıslardaki gerçek alacakların tahsili amaçlı düzenlenmiştir. Her ne kadar itiraz mümkün ise de, yukarda görüldüğü üzere birçok yaşlı insan İcra Müdürlüğü’ne giderek beyanda bulunmak zorunda kalmış, Şikâyetli avukatın da kabulü ile Şikâyetçi yakınlarına gönderilmek suretiyle taciz amaçlı kullanılmıştır. Yasal hakların taciz amaçlı kullanılması asla kabul edilemez.

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme isabetli bulunmamış, eylem Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelere aykırı olmakla cezaların şahsiliği ilkesi de gözetilerek takiple ilgili tüm işlemlerin Şikâyetli avukat K.A. tarafından yapıldığı sabit olmakla Avukat K.A.’a disiplin cezası tayini, Avukat B.G. hakkındaki disiplin cezası tayinine yer olmadığına ilişkin kararında onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak Şikâyetçi Z.E.K.’nın itirazının kısmen kabulü ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 03.06.2013 gün ve 2012/D.548 Esas 2013/306 Karar sayılı kararının Avukat B.G. yönünden hakkında verilen “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına ilişkin” karırın ONANMASINA, Avukat K.A. hakkına ise “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin kararın KALDIRILARAK, Şikâyetli avukat K.A.’ın “KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA”, katılanların oyçokluğu ile karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Prş Şub 26, 2015 2:43 pm


Yönetmelikler • TÜRKİYE İŞ KURUMU HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ İLE AVUKATLIK SINAV YÖN.


16 Şubat 2015 PAZARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 29269

YÖNETMELİK

Türkiye İş Kurumundan:

TÜRKİYE İŞ KURUMU HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ İLE AVUKATLIK SINAV VE ATAMA YÖNETMELİĞİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Türkiye İş Kurumu hukuk müşaviri ve avukat kadrolarına ilk defa atanacakların mesleğe alınma ve atanmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
(2) Bu Yönetmelik, Kurum merkez ve taşra teşkilâtında, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görev yapan hukuk müşaviri ve avukat kadrolarına ilk defa atanacakları kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 15 inci maddesi ile 18/3/2002 tarihli ve 2002/3975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin ek 6 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Genel Müdür: Türkiye İş Kurumu Genel Müdürünü,
b) Giriş sınavı: Hukuk müşaviri ve avukat alımı için yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınavını,
c) Giriş sınavı komisyonu: Hukuk müşaviri ve avukatlık giriş sınavı komisyonunu,
ç) Kurum: Türkiye İş Kurumunu,
d) KPSS (B): B grubu kadrolar için yapılan Kamu Personel Seçme Sınavını,
e) KPSSP3: Kamu Personel Seçme Sınavı puan 3’ü,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Giriş Sınavına İlişkin Esaslar
Giriş sınavı
MADDE 4 – (1) Kurum hukuk müşaviri veya avukat kadrolarına ilk defa atanacaklar, Kurum tarafından bu Yönetmelik kapsamında KPSSP3 puan türü sıralaması esas alınarak yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınav ile alınabilecekleri gibi ÖSYM tarafından; Kamu Personel Seçme Sınavı puanları, tercihleri, kadro sayıları ve koşulları göz önünde tutulmak suretiyle de yerleştirilebilirler.
(2) Giriş sınavı komisyonunca kararlaştırılması halinde yazılı sınav; klasik ve test ya da klasik veya test usulünde yapılabilir. Giriş sınavı komisyonu, uygun gördüğü takdirde yazılı sınavı Milli Eğitim Bakanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü veya yükseköğretim kurumlarından birisine yaptırılabilir. Bu durumda sınava ilişkin hususlar, Kurum ile sınavın yaptırılacağı kuruluş arasında yapılan protokolle belirlenir.
Giriş sınavının duyurulması
MADDE 5 – (1) Giriş sınavının şekli, katılma şartları, ilk ve son başvuru tarihi, istenecek belgeler, başvuru evrakının temin edileceği yerler, başvuru yeri, sınavın yeri ve zamanı, KPSSP3 asgari puan, atama yapılması planlanan kadro sayısı ve kadro sayısının kaç katı adayın sınava çağrılacağı, kadronun sınıfı ve derecesi ile gerekli görülen diğer hususlar sınav tarihinden en az otuz gün önce, Resmî Gazete’de ve Türkiye genelinde yayınlanan tirajı en yüksek ilk beş gazetenin en az birinde ilan vermek suretiyle, Devlet Personel Başkanlığı ile Kurum internet sitelerinde ilan edilmek suretiyle duyurulur.
Giriş sınavı başvuru şartları
MADDE 6 – (1) Giriş sınavına katılmak isteyenlerin aşağıdaki şartları taşımaları gerekir:
a) 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde belirtilen genel şartları taşımak.
b) Hukuk fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak.
c) Son başvuru tarihi itibariyle geçerlilik süresi dolmamış KPSSP3 puan türünden, giriş sınavı ilanında belirtilmiş olan asgari puanı almış olmak.
ç) Avukat kadrosu için başvuru tarihinin son günü itibariyle avukatlık ruhsatnamesine sahip olmak.
Giriş sınavı başvuru işlemleri
MADDE 7 – (1) Giriş sınavı başvurusu, şahsen, elden veya posta yoluyla ilanda belirtilen adrese ya da ilanda belirtildiği takdirde internet üzerinden yapılabilir.
(2) Giriş sınavına katılmak isteyen adaylar, Kurumdan veya Kurum internet sitesinden temin edecekleri sınav başvuru formunu doldurarak aşağıdaki belgeleri eklerler:
a) Diploma veya mezuniyet belgesinin aslı veya onaylı örneği (eğitimini yurt dışında tamamlamış olanların diploma denklik belgesinin aslı veya onaylı örneği).
b) Avukat kadrosu için avukatlık ruhsatnamesinin aslı veya onaylı örneği.
c) Üç adet vesikalık fotoğraf.
ç) KPSS (B) sonuç belgesinin bilgisayar çıktısı.
d) Özgeçmiş.
(3) İkinci fıkrada sayılan belgelerin son başvuru tarihi mesai bitimine kadar Kuruma teslim edilmesi şarttır. Bu belgeler, aslı ibraz edilmek kaydıyla Kurumca da onaylanabilir.
(4) Posta ile yapılan başvurularda, ikinci fıkradaki belgelerin giriş sınavı duyurusunda belirtilen son başvuru tarihine kadar Kurum İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığına ulaşmış olması gerekir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz.
Giriş sınavı ön hazırlık çalışmaları
MADDE 8 – (1) Giriş sınavı ön hazırlık çalışmaları giriş sınavı komisyonu tarafından yürütülür.
(2) Giriş sınavı komisyonunca sınav için öngörülen süre içerisinde yapılan başvurular incelenerek adayların aranan şartları taşıyıp taşımadıkları tespit edilir. İstenilen şartlardan herhangi birini taşımadığı tespit edilen başvurular değerlendirmeye alınmaz.
(3) Aranılan şartları taşıyan adaylar, ilanda belirtilen KPSSP3 puan türünden en yüksek puanı alan adaydan başlamak ve atama yapılması planlanan kadro sayısının beş katını geçmemek üzere bir sıralamaya tabi tutulur. KPSSP3 puan türü itibariyle en son adayın aldığı puanla aynı puana sahip adaylar da giriş sınavına çağrılır. Sıralamaya giren adaylar Kurum internet sitesinden sınavdan en az beş gün önce duyurulur. Kendilerine ayrıca yazılı bir çağrı yapılmaz.
Giriş sınavı komisyonu
MADDE 9 – (1) Giriş sınavı komisyonu, Genel Müdür veya Genel Müdürün görevlendireceği bir Genel Müdür Yardımcısının başkanlığında; 1. Hukuk Müşaviri ile İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı, hukuk müşaviri veya avukat olarak görev yapanlar arasından Genel Müdürce belirlenecek iki üye olmak üzere toplam beş asil üyeden oluşur. Ayrıca İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığından bir şube müdürü ile hukuk müşaviri veya avukat olarak görev yapanlar arasından birer olmak üzere üç yedek üye tespit edilir. Asıl üyelerin herhangi bir nedenle giriş sınavı komisyonuna katılamamaları halinde yedek üyeler giriş sınavı komisyonuna katılır.
(2) Giriş sınavı komisyonu başkan ve üyeleri; kendilerinin, boşanmış olsalar dahi eşlerinin, ikinci dereceye kadar (bu derece dâhil) kan ve kayın hısımlarının veya evlatlıklarının katıldığı sınavlarda görev alamazlar.
Giriş sınavı komisyonunun görevleri
MADDE 10 – (1) Giriş sınavı komisyonu, giriş sınavı ilanında yer alacak hususların tespit edilmesi, sınavın yapılması, itirazların incelenerek sonuçlandırılması ve sınavla ilgili diğer işlemlerin yürütülmesiyle görevli ve yetkilidir.
(2) Giriş sınavı komisyonu üye tam sayısı ile toplanır ve oy çokluğuyla karar alır. Oylama sırasında çekimser oy kullanılamaz. Alınan kararlar kesindir. Karara katılmayanlar karşı oylarını gerekçeleriyle birlikte belirtmek zorundadır.
Sınav konuları
MADDE 11 – (1) Yazılı sınav konuları şunlardır:
a) Anayasa Hukuku.
b) Medeni Hukuk.
c) Borçlar Hukuku.
ç) Medeni Usul Hukuku.
d) Uluslararası Hukuk.
e) İdare Hukuku.
f) İdari Yargılama Hukuku.
g) Ceza Hukuku.
ğ) Ceza Usul Hukuku.
h) İcra ve İflas Hukuku.
ı) İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku.
i) İnsan Hakları Hukuku.
j) Ticaret Hukuku.
(2) Giriş sınavı komisyonu gerek görmesi halinde, giriş sınavı duyurusunda yer vermek şartıyla ilave konular da belirleyebilir.
(3) Sınav sorularının hangi konu veya alt konulardan oluşacağı sınav ilanında duyurulur.
Yazılı sınav
MADDE 12 – (1) Yazılı sınavın Kurum tarafından yapılması halinde sınav soruları, giriş sınavı komisyonu tarafından hazırlanır. Sınav soruları, puanları ve sınav süresini gösterir tutanak giriş sınavı komisyonu başkanı ve üyeleri tarafından imzalanır. Çoğaltılan soru kâğıtları, zarflar içerisine konularak mühürlenmek suretiyle kapatılıp muhafaza edilir ve sınav salonunda adayların huzurunda açılır. Soruların hazırlanması, muhafazası ve sonuçlarının değerlendirilmesinde gizliliğe riayet edilir. Yazılı sınav İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı tarafından bu iş için görevlendirilen personel ile giriş sınavı komisyonu üyelerinin gözetim ve denetimi altında yapılır.
(2) Yazılı sınavın değerlendirmesi yüz tam puan üzerinden yapılır. Sınavda başarılı sayılabilmek için en az yetmiş puan almak gerekir.
(3) Başarı sıralamasına göre hazırlanan liste, sınav değerlendirmesinin neticelendiği günü takip eden beş iş günü içinde Kurumun internet sitesinde yayınlanmak suretiyle duyurulur.
Sözlü sınav
MADDE 13 – (1) Yazılı sınav yapılması halinde sözlü sınava, son sıradaki aday ile eşit puan alan adaylar dahil olmak üzere yazılı sınavdaki başarı sırasına göre adaylar çağrılır. Sadece sözlü sınav yapılması halinde ise KPSSP3 puanı en yüksek adaydan başlamak üzere yapılan sıralamaya göre, atama yapılacak kadro sayısının en fazla beş katı kadar aday sınava çağrılır. KPSSP3 puanı en yüksek adaydan başlamak üzere yapılan sıralama sonucunda son sıradaki aday ile eşit puana sahip adaylar da sınava çağrılır.
(2) Sözlü sınava girme hakkını kazananların yazılı sınav sonuçları ile sınavın yapılacağı yer, gün ve saat sözlü sınav tarihinden en az on gün önce Kurum internet sitesinde duyurulur.
(3) Sözlü sınavda adaylar;
a) 11 inci maddede belirtilen yazılı sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu,
ç) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
d) Genel yetenek ve genel kültürü,
e) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
yönlerinden ayrı ayrı puan verilmek suretiyle değerlendirilir.
(4) Adaylar, giriş sınavı komisyonu tarafından üçüncü fıkranın (a) bendi için elli puan, diğer bentlerde yazılı özelliklerin her biri için onar puan üzerinden değerlendirilir ve verilen puanlar ayrı ayrı tutanağa geçirilir.
(5) Sözlü sınavda başarılı sayılmak için, giriş sınavı komisyon başkan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri puanların aritmetik ortalamasının en az yetmiş olması şarttır.
Giriş sınavının değerlendirilmesi ve ilanı
MADDE 14 – (1) Giriş sınavı komisyonu, giriş sınavının yazılı ve sözlü olarak yapılması halinde yazılı ve sözlü sınav notları ortalaması alınarak, sınavın sadece sözlü olarak yapılması halinde sözlü sınavda en yüksek not alan adaydan başlanarak başarı puanını tespit eder ve nihai başarı sıralamasını yapar. Başarı sıralaması en yüksek not alandan başlamak üzere belirlenir. Sınav puanlarının eşit olması durumunda KPSSP3 puanı yüksek olan adaya öncelik tanınır. Bu sıralama sonucunda ilanda belirtilen kadro sayısını aşmayacak kadar asıl aday ile ilanda belirtilen kadro sayısının yarısını geçmemek üzere yedek aday belirlenir.
(2) İlanda belirtilen kadro sayısı dikkate alınarak başarı sıralamasına göre hazırlanan liste Genel Müdür onayına sunulur ve Genel Müdürün onayladığı başarı listesi sözlü sınavın neticelendiği günü takip eden beş iş günü içinde Kurum internet sitesinde yayınlanmak suretiyle duyurulur. Ayrıca, sınavı asıl olarak kazanan adaylara ve atama sırası gelen yedek adaylara yazılı bildirim yapılır.
(3) Ataması yapılanların sınavla ilgili belgeleri, ilgililerin özlük dosyalarında; başarısız olanlar ile başarılı olduğu halde herhangi bir nedenle atanamayanların sınav belgeleri ise dava açma süresinden az olmamak kaydıyla bir sonraki sınava kadar İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığınca saklanır.
(4) Giriş sınavında yetmiş ve üzerinde puan almış olmak, sıralamaya giremeyen adaylar için müktesep hak teşkil etmez. Sınavda başarılı olanların sayısı ilan edilen kadro sayısından daha az ise sadece başarılı olanlar sınavı kazanmış kabul edilir. Yedek listede yer almak, adaylar için daha sonra yapılacak sınavlar yönünden kazanılmış hak veya herhangi bir öncelik hakkı teşkil etmez.
Sınav sonucuna itiraz
MADDE 15 – (1) Sınav sonuçlarının ilan edilmesinden itibaren beş iş günü içinde yazılı olarak giriş sınavı komisyonuna itiraz edilebilir. İtirazlar, itiraz süresinin bitiminden itibaren giriş sınavı komisyonunca en fazla yedi iş günü içerisinde incelenerek karara bağlanır. İtiraz sonucu, adaya yazılı olarak bildirilir.
Gerçeğe aykırı beyan
MADDE 16 – (1) Giriş sınavını kazananlardan sınav başvuru formunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu veya belge verdiği tespit edilenlerin sınav sonuçları geçersiz sayılır ve atamaları yapılmaz. Atamaları yapılmış olsa dahi iptal edilir. Bunlar hiçbir hak talep edemez.
(2) Gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu veya belge verdiği tespit edilenler hakkında suç duyurusunda bulunulur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Hukuk Müşaviri ve Avukat Kadrolarına Atanma ve Bildirim
Atanmadan önce istenecek belgeler
MADDE 17 – (1) Hukuk müşaviri ve avukatlık giriş sınavında başarılı olan adaylardan aşağıdaki belgeler istenir:
a) Erkek adayların askerlikle ilişiği olmadığına dair yazılı beyanı.
b) Adli sicil kaydına ilişkin yazılı beyanı.
c) Sağlık açısından görevini devamlı olarak yapmaya engel bir durumu bulunmadığına dair yazılı beyanı.
ç) Dört adet vesikalık fotoğraf.
d) Mal bildirimi.
(2) Gerekli belgeleri süresinde ibraz etmeyenlerin atamaları yapılmaz.
Hukuk müşaviri veya avukat kadrolarına atanma
MADDE 18 – (1) Giriş sınavında başarılı olan adaylardan, ilan edilen boş kadro sayısı kadar aday, başarı sıralamasına göre otuz gün içerisinde hukuk müşaviri veya avukat olarak atanır. Asıl listeden hukuk müşavirliği veya avukatlığı kazanan adaylardan çeşitli sebeplerle göreve başlamayanların veya ataması yapılıp herhangi bir sebeple görevden ayrılanların yerine, yedek aday listesinden başarı sırasına göre 6 ay içerisinde atama yapılabilir.
(2) Gerekli belgeleri süresinde ibraz etmeyenlerin atamaları yapılmaz.
(3) Atamaları yapılanların görevlerine başlamalarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 62 ve 63 üncü madde hükümleri uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Sekretarya hizmetleri
MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan sınav ve giriş sınavı komisyonuna ilişkin sekretarya hizmetleri İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülür.
Bildirim
MADDE 20 – (1) Giriş sınavında başarılı olup atananlara ilişkin bilgiler, Devlet Personel Başkanlığına e-uygulama sistemi üzerinden otuz gün içerisinde bildirilir.
Hüküm bulunmayan haller
MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde, 657 sayılı Kanun ile Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır.
Yürürlük
MADDE 22 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 23 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü yürütür.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Sal Şub 17, 2015 11:24 pm