Etiket arşivi: BİLECEĞİ

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • TİCARETİ TERK ,AYNI İŞ YERİNE KARŞI BİR KERE İŞLENE BİLECEĞİ

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2014/8665
KARAR NO. 2014/9307
KARAR TARİHİ. 30.6.2014

>TİCARETİ TERK HÜKÜMLERİNE MUHALEFET ETMEK– SANIK TARAFINDAN AYNI İŞYERİNE KARŞI BİR KERE İŞLENEBİLECEĞİ

2004/m. 337/a

5237/m. 43/1-2

ÖZET : Sanığın ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Zincirleme suç halinde aynı suçun aynı kişiye karşı birden fazla işlenmiş olması ve bu suçların bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi, bu suçlar arasında subjektif bir bağ bulunması gerekir. Ticareti terk hükümlerine muhalefet suçu da aynı sanık tarafından aynı işyeriyle ilgili olarak ancak bir kez işlenebileceğinden, zincirleme suç olarak işlenmesi mümkün değildir. O halde ticareti terk suçundan dolayı hükmedilen temel hapis cezasının artırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık D. A. K.’nın İ.İ.K.nın 337/a, 5237 Sayılı T.C.K.nın 43/1-2, 62, 52/2. maddeleri gereğince 1860 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili ve sanık D. A. K. tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazlarının reddine;

Ancak; zincirleme suç halinde aynı suçun aynı kişiye karşı birden fazla işlenmiş olması ve bu suçların bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi, bir başka anlatımla bu suçlar arasında subjektif bir bağ bulunması gerekmekte olup, ticareti terk hükümlerine muhalefet suçunun da aynı sanık tarafından aynı işyeriyle ilgili olarak ancak bir kez ( ticaret terk edilebileceği ) işlenebileceğinden, zincirleme suç olarak işlemesi mümkün değildir. O halde ticareti terk suçundan dolayı hükmedilen temel hapis cezasının T.C.K.nın 43/1-2. maddeleri gereğince artırılmasına karar verilmesi isabetsiz,

SONUÇ : Temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün istem gibi BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 18 Oca 2015, 18:02


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • NAFAKA TAKİP TARİHİNDE GERİYE DÖNÜK 10 YILIK İSTENE BİLECEĞİ

T.C
YARGITAY
8.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014 / 14259
KARAR NO: 2014 / 14518
KARAR TARİHİ: 08.07.2014

TAKİP TARİHİNDEN GERİYE DOĞRU ON YILLIK NAFAKANIN İSTENEBİLECEĞİ— BORÇLUNUN ZAMANAŞIMI DIŞINDAKİ DİĞER İTİRAZ VE ŞİKAYET NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMEK SURETİYLE İNCELEME YAPILMASI GEREKTİĞİ.

ÖZET: Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık nafakanın istenebileceği gözetilerek, icra emri arkasındaki hesap tablosunda nafakanın talep edildiği döneme ait tarihler dikkate alınarak ve borçlunun zamanaşımı dışındaki diğer itiraz ve şikayet nedenleri de değerlendirilmek suretiyle inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. Hüküm bozulmuştur.(818 S. K. m. 135) (6098 S. K. m. 156)

DAVA: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Alacaklı tarafından nafaka alacağına dayalı olarak başlatılan ilamlı takibe karşı borçlunun, diğer şikayet ve itirazlarının yanında devam eden aylar nafaka bedelleri talep edilmemiş olup, geçmiş dönem için istenen nafaka ala-cağının da on yıllık zamanaşımına uğradığını belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takip konusu nafaka alacaklarının dayanak ilam tarihi itibariyle on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

BKnun 135/2. maddesi hükmüne göre, alacak, bir hüküm ile sabit olmuşsa zamanaşımı süresi on yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir.

Buna göre mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık nafakanın istenebileceği gözetilerek, icra emri arkasındaki hesap tablosunda nafakanın talep edildiği döneme ait tarihler dikkate alınarak ve borçlunun zamanaşımı dışındaki diğer itiraz ve şikayet nedenleri de değerlendirilmek suretiyle inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366 ve HUMKnun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMKnun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 08.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 08 Oca 2015, 11:25