Etiket arşivi: delilleri

Basından Hukuk Haberleri • İNKAR ETTİĞİ HIRSIZLIĞI,MAHKEMEDE DELİLLERİ GÖRÜNCE İTİRAF

Emniyet’te İnkar Ettiği Hırsızlığı Mahkemede İtiraf Etti Cezadan Kurtulamadı

Gece girdiği evden VCD cihazını çalan ve evde tespit edilen parmak izi sayesinde yakalanan şüpheli, emniyette suçunu inkar etti. Savcılık iddianamesi sonrası hakim karşısına çıkan sanık, suçunu itiraf ederek, cezasının indirilmesini istedi.
Sanığın itirafını samimi bulmayan mahkeme, hırsızlıktan, uyuşturucu madde kullanmaya kadar 27 ayrı suçtan mahkumiyet kararı bulunan sanığa 2 yıl hapis cezası verdi. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, Türk Ceza Kanununu’nun (TCK) 62. maddesi kapsamında sanığın cezasında indirime gidilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu. Dosyada son sözü söyleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yerel mahkemenin kararını yerinde buldu.

Gaziantep’te 2005’te meydana gelen olayda, adli sicil kaydında, “hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama, görevli memura direnme, kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma ve 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet" suçlarından 27 ayrı mahkûmiyet kararı bulunan genç, gece saatlerinde girdiği evden VCD cihazını çaldı. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olay yerinde alınan parmak izlerinden sabıkalı hırsızlık şüphelisi yakalandı. Emniyette suçunu inkar eden şüpehli, Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde de suçlamaları kabul etmedi. Savcılık iddianamesinin tamamlanmasıyla Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, ‘Kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık’ suçundan dava açıldı. Mahkeme, ‘Suçlamayı kabul ediyorum, evin kapısı açıktı, içeriden bir VCD alarak çıktım. VCD’yi ne yaptığımı hatırlamıyorum’ diyerek suçunu itiraf eden sanığın kişiliğini dikkate alıp, pişmanlığı bulunmadığı gerekçesiyle sanığın 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezada indirimi kapsayan TCK 62. maddesinin uygulanmamasına hükmetti. Sanık avukatının kararı temyiz etmesi üzerine dava dosyasını inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 7 Kasım 2012’de verdiği kararla, sanığın 26 Ocak 2006 tarihli celsede suçunu ikrar ettiğini, sanık savunmanın son oturumda lehe olan yasa hükümlerinin uygulanması isteğinin bulunduğuna dikkat çekerek, yerel mahkeme kararını bozdu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 2 Ocak 2013’te özel dairenin kararına itiraz etti. Başsavcılık, sanığın kolluk ile Cumhuriyet Savcılığı’ndaki ifadelerinde suçlamayı reddetmesine rağmen, mahkeme aşamasında suçlamayı kabul ettiğine ve sanığın dosya içeriği itibarıyla işlediği suçtan pişmanlığını içeren bir beyanı da bulunmadığına dikkat çekti. Başsavcılığın itirazını kabul eden Yargıtay Ceza genel Kurulu, davayla ilgili son sözü söyledi.

MAHKEMENİN İNDİRİM YAPMAMASI YASAYA UYGUNDUR ÇÜNKÜ SANIK DELİLLERİ GÖRÜNCE SUÇUNU İTİRAF ETMİŞ

Sanığın adli sicil kaydında hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama, görevli memura direnme, kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından 27 ayrı mahkûmiyet hükmünün bulunduğuna dikkat çekilen Genel Kurul kararında, şu ifadelere yer verildi: "Parmak izinin tespit edilmesi sonucunda suç konusu eylemi nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan ve adli sicil kaydında hırsızlık suçu da dahil olmak üzere pek çok suçtan sabıkası bulunan sanığın, önceki ifadelerinde suçlamayı kabul etmeyip kovuşturma aşamasında aleyhindeki deliller nedeniyle suçu işlediğini beyan etmesi samimi ikrar olarak kabul edilemez. Yerel mahkeme iradesinin sanık hakkında TCK’nun 62. maddesinin uygulanmamasına yönelik bulunduğu ve bu tercihin dosya kapsamı ile de uyumlu olduğu anlaşıldığından, hırsızlık suçundan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında TCK’nun 62. maddesinin uygulanmaması ile bu konuda gösterilen gerekçe arasında çelişki bulunduğu söylenemeyecektir. Bu nedenle, sanık hakkında takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına yönelik yerel mahkeme hükmü usul ve kanuna uygun olup, hükmün bozulmasına ilişkin özel daire kararında isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, özel daire bozma kararının kaldırılmasına, usul ve kanuna uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir."

TCK 62. MADDE NE DİYOR?

Öte yandan çoğunluk görüşüne katılmayan altı genel kurul üyesi; "Sanık hakkında TCK’nun 62. maddesinin uygulanmaması ile bu konuda gösterilen gerekçe arasında çelişki bulunduğundan, itirazın reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullandı. TCK’nın 62. maddesi ise şöyle, "Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir."

Kaynak:CİHAN Haber.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 01 Şub 2015, 11:32


Yargıtay, Facebook fotoğrafları delil olamaz, Facebook delilleri hukuka ayrıkırı

Yargıtay Facebook’u reddetti!

 

Yargıtay, Facebook fotoğrafları davalarda delil olamayacağını belirterek kararını verdi. Facebook delilleri hukuka ayrıkırı…

Yargıtay, bir nafaka artırım davasında, Facebook’tan ilgili kişinin rızası dışında elde edilen fotoğrafların delil olarak kullanılmasını yasalara aykırı buldu.

Antalya’nın Alanya ilçesinde görülen bir nafaka davasında, davacı kadın, ihtiyaçların arttığını belirterek boşandığı eşinden aldığı 100 TL iştirak nafakasının 400 TL’ye, 150 TL olan yoksulluk nafakasının ise 500 TL’ye yükseltilmesini talep etti. Buna karşılık dava açan eski koca, boşandığı eşinin Facebook’ta paylaştığı fotoğrafları delil olarak sundu ve bir kişiyle karı-koca hayatı yaşadığını belirterek 150 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etti. Davaları birleştiren mahkeme, kadına verilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının ise 200 TL olarak belirlenmesine karar verdi. Mahkeme kararının gerekçesinde, Facebook’tan alınan fotoğrafların nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldıracak nitelikte olduğu belirtildi.

Hukuka aykırı delil

Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, önceki 1 Ekim 2011’de yürürlükten kalkan Medeni Usul Kanunu yerine yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz” hükmünün yer aldığına dikkat çekildi. Kanuna göre bir davada ileri sürülebilecek her türlü delilin mutlaka hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması gerektiğine işaret eden Daire, “taraflarca sunulan delillerin elde ediliş biçiminin mahkeme tarafından re’sen gözönüne alınması ve delilin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespitinin” gerektiğine işaret etti. Kararda şöyle denildi:

“Burada sözü geçen hukuka aykırılıklardan birisi de özel hayata yapılan haksız müdahaledir. Ancak özel hayatın gizliliği dediğimiz ve sadece bireyi ilgilendiren alana hiçbir şekilde müdahale edilemez. Örneğin kişinin cinsel yaşamı böyledir. Hayatın bu gizli alanı ihlal edilerek bir delil elde edilmiş ise bunu kim, nasıl ve hangi amaçla elde etmiş olursa olsun, söz konusu delil ceza mahkemesinde delil olarak kullanılamaz. Zira, hayatın gizli alanı bir delil elde etme yasağı teşkil eder. Vurgulanmalıdır ki, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil, somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir.

Doğru bulunmamış

Somut olayda, kadının rızası dışında facebook’tan alınan ve delil olarak dosyaya sunulan fotoğrafların yasal delil olarak değeri tartışılıp değerlendirilmeksizin hükme dayanak alınması doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir.”

http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Yargitay-Facebooku-reddetti/1030788/