Etiket arşivi: DÜZELTİLMESİ

isim düzeltilmesi, değiştirilmesi 2.kez yapılamaz

Yargıtay 18. Hukuk Dairesinden:

             Esas No     : 2011/8201

             Karar No  : 2011/10823

YARGITAY İLAMl

Davacılar Şevval Deniz Erkurt’a velayeten Saniye Erkurt vd. ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 18.02.2011 günlüve 2011/7-14 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.06.2011 gün ve Hukuk-2011/199931 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacılar Ali Fuat Erkurt ve Saniye Erkurt tarafından Edirne Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan davada, velayeti altında bulunan çocukları Şevval Deniz Erkurt’un “Şevval Deniz” olan adının “Esma Şevval” şeklinde değiştirilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, ancak dosyada bulunan nüfus kayıt örneğinden daha önce Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2005 tarih ve Esas:2005/385, Karar: 2005/555 sayılı hükmü ile küçüğün “Şevval” olan adının “Şevval Deniz” olarak değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

29.04.2006 tarih ve 26153 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun “Nüfus davaları” kenar başlığını taşıyan 36. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde: “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

5490 sayılı Kanun’un anılan hükmü uyarınca bir kişinin adına ilişkin kaydın ancak bir kez düzeltilebileceği gözönünde bulundurularak, daha önce adı mahkeme kararı ile tashih edilmiş olan küçüğün adının ikinci kez tashihine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.’nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 27.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

FENNİ HATALARIN DÜZELTİLMESİ / KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

T.C.
YARGITAY
Yirminci Hukuk Dairesi
E:2006/5308
K:2006/9349
T:26.06.2006
FENNİ HATALARIN DÜZELTİLMESİ
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Özet: Fenni hataları düzeltmek üzere kurulan orman ka­dastro komisyonu, yasada belirtilen sayı ve nitelikteki kişilerden kurulmadığından yaptıkları işlemlerin de hukuken değeri yoktur.
Ayrıca anılan komisyonun mülkiyet değişikliği doğuracak bi­çimde işlemler yapması da yasaya aykırıdır.
6831 s. ORMAN KANUNU (1) (2) [Madde 7]
6831 s. ORMAN KANUNU (1) (2) [Madde 9]
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Orman Bakanlığı, müdahiller ve bir kısım davacı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı Orman Yönetimi vekili 25.11.2004 tarihli dava dilekçesi ile Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine açtığı davada Ç… Köyünde önceki yıllarda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu hakkında 6831 sayılı Yasa’nın 4999 sayılı Yasa ile değişik 7. ve 9. maddelerine göre fenni hataların düzeltilmesi işlemi sırasında yasa hükümlerine uyulmadan vasıf ve mülkiyet değişikliği yapılarak orman sınırlarının değiştirildiğini, bu nedenle 38 nolu Orman Kadastro Komis­yonu tarafından yapılan sınır düzeltmesinin kaldırılmasını istemiştir. Durmuş ve arkadaşları ise dava konusu yerde zilyetliklerinde olan taşınmazlar bulun­duğunu, düzeltme işleminin yararlarına olduğunu bildirilip, davaya katılarak ve davanın reddini, davacılar Bekir ve arkadaşları düzeltme işlemi sırasında zil­yetliklerinde bulunan bir kısım taşınmazlarının orman sınırı içine alındığını, davacı Ç… Köyü Tüzelkişiliği de bu çalışmalar sonucu köye ait bir kısım taşınmazların orman sınırları içinde bırakıldığını bildirerek, işlemin iptalini aç­tıkları ayrı davalarla istemişlerdir. Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra; Orman Yönetimi’nin davasının kabulüne, davacı kişiler tarafından açılan davaların konusuz kalması nedeniyle bu davalar hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Orman Bakanlığı, müdahiller ve bir kısım davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 38 nolu Orman Kadastro Komisyonu’nun 6831 sayılı Yasa’nın 4999 sayılı Yasa ile değişik 7 ve 9. maddeleri gereğince yapıp, 28.10.2004 tarihinde ilan ettiği Ç… Köyünde önceki yıllarda yapılarak kesinleşen orman kadastro sınırlarındaki ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi işleminin iptaline ilişkindir.
05.11.2003 gün ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasa’nın 7/1. maddesi ile “…kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılacağı” hükmü getirilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında, orman kadastro komisyonlarının Bakanlıkça atanacak bir orman yüksek mühendisi veya mühendisinin baş­kanlığında, bir orman mühendisi, bir ziraat yüksek mühendisi, bir ziraat odaları temsilcisi, bir köy veya belediye temsilcisi olmak üzere bir başkan ile dört üyeden oluşturulması öngörülmüştür. Sözü edilen hükümlerden anlaşılacağı gibi, yasanın değişik 7/1. maddesi fenni hataların düzeltilmesi işlemleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılacak; ancak, ölçü, tersimat ve standart harita yapma işlerinde harita ve kadastro mühendisleri Orman Kadastro Yönetmeliği’nin 3/son maddesi gereğince orman kadastro komisyonlarına teknik ekip olarak yardımcı olacaklardır.
Somut olayda;4999 sayılı Yasa’ya göre fenni hataları düzeltme iş­lemlerini yapmak üzere kurulan 38 nolu Orman Kadastro Komisyonu, yasada belirtilen sayı ve nitelikteki kişilerden kurulmadığından, yaptığı işlemlere değer verilemeyeceği gibi; Yasa’nın değişik 7/7. maddesinde “orman kadastrosu yapılıp ilan edilerek kesinleşmiş yerlerde, vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hatalar tespit edildiğinde, bu hatalar … orman kadastro komisyonları tara­fından düzeltilir.” hükümlerine de uyulmamış, bu hükmün dışına çıkılarak ke­sinleşen orman sınırlarının genişletilmesi ya da daraltılması suretiyle mülkiyet değişikliği doğuracak biçimde işlemler yapılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; yasa hükmüne uygun kurulmayan komisyonun yaptığı işlemler yok hükmünde olduğu bir yana, komisyon yasada öngörülen ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi işlemlerini değil, yasanın yasakladığı vasıf ve mülkiyet değişikliği yapmıştır. Her ne kadar diğer davacıların davaya konu ettikleri yerler belir­lenmemişse de yapılan işlemin niteliğine göre bu konu sonuca etkili olma­yacağından 38 nolu Komisyonun Ç… Köyünde yaptığı ve 28.10.2004 tarihinde ilana çıkardığı tüm çalışmaların iptaline karar verilmesi gerekirken, sadece Orman Yönetimi’nin dava açtığı paftalardaki çalışmalar yönünden kısmen iptale karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onan­ması uygun görülmekle, 24.10.2005 günü hükmün A fıkrasının 1 ve 2 nu­maralı bentleri kaldırılarak, bunun yerine “1- Tüm davacıların davasının kabulüne, 2- Ç… Köyünde 38 nolu Orman Kadastro Komisyonu’nun 6831 sayılı Yasa’nın 4999 sayılı Yasa ile değişik 7. ve 9. maddelerine göre yaparak 28.10.2004 tarihinde ilan ettiği fenni hataların düzeltilmesi işlemlerinin tümünün iptaline” cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün HYUY’nin 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle (ONANMASINA), kararı gerekçesine göre davacı gerçek kişilerin davası konusuz kaldığından temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek olmadığına, onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, Hazine’den harç alınmasına yer olmadığına, 26.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

TAPU SİCİLİNDE YANLIŞ YAZILAN KİMLİK BİLGİLERİNİN DÜZELTİLMESİ / TAVZİH

T.C.
YARGITAY
Ondördüncü Hukuk Dairesi
E. 2006/6058
K. 2006/7309
T. 22.6.2006
TAVZİH
TAPU SİCİLİNDE YANLIŞ YAZILAN KİMLİK BİLGİLERİNİN DÜZELTİLMESİ
4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 1027]
Davacı tarafından, davalı aleyhine 20.12.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen 6.3.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava; tapu sicilinde yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Malike ait kimlik bilgisi, mülkiyeti doğuran olay hangi nedene dayalı olursa olsun yanlış yazılmış ise, bunun düzeltilmesinde hukuki yararı olan malik yada ilgilisi düzeltme isteyebilir. Kadastro yargılaması sırasında adına mülkiyet tesis edilecek kişinin kimliğine ait bilginin mahkeme hükmüne eksik yazılması halinde bu eksikliğin tavzihen düzeltilmesi istemi hükmün infazına kadar mümkündür. Kadastro Mahkemesi ilamı tapu kütüğü oluşturulmakla artık infaz edilmiş durumdadır. Yanlışlığın varlığı da ortada bulunduğuna göre toplanan delillerin takdiri ile işin esası hakkında bir karar verilecek yerde yazılı olduğu gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

DOĞUM TARİHİNİN DÜZELTİLMESİ

T.C.

YARGITAY

Onsekizinci Hukuk Dairesi
E:2006/1630
K: 2006/2716
T: 4.4.2006
DOĞUM TARİHİNİN DÜZELTİLMESİ
1587 s. NÜFUS KANUNU [Madde 46]
Davacı Ö. ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada G. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 18/10/2005 günlü ve 2005/12 E 159 K. sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Cumhuriyet Başsavcılığının 27/2/2006 gün ve Hukuk 12849 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece, davacı Ö.’ün nüfus kaydında 12/10/1974 olan doğum tarihinin 12/10/1980 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosyaya getirtilen aile nüfus kaydı içeriğinden, davacının babasının 17/2/1979 tarihinde öldüğü görülmektedir. Düzeltilen doğum tarihine göre davacı babasının ölümünden 1 yıl 7 ay 25 gün sonra doğmuş olmaktadır.
Nüfus kaydında yapılacak olan düzeltmenin ya da değişikliğin diğer. kayıtlarla ( özellikle ilgilinin annesinin babasının ve kardeşlerinin kayıtlarıyla ) çelişki yaratmamasına özen gösterilmesi gerekirken, mahkemece böyle bir sonucu doğuracak biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.’nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 4.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİNDE YANLIŞ YAZILAN ANA BABA ADININ DÜZELTİLMESİ / DELİLLERİN TOPLANMASI

T.C.

YARGITAY

Yirmibirinci Hukuk Dairesi
E: 2005/14005

K: 2006/4355

T: 27.4.2006

İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİNDE YANLIŞ YAZILAN ANA BABA ADININ DÜZELTİLMESİ
DELİLLERİN TOPLANMASI

506 s. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU (1) (2) (4)(5) [ 108]

Davacı işe giriş bildirgesinde yanlış yazılan ana ve baba adının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Sultan Namazcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Davacı 19009716 sicil numaralı 27.9.1989 tarihli işe giriş bildirgesindeki Şevkiye ve Mehmet olan ana-baba isimlerinin Sadegül ve Ali olarak düzeltilip işe giriş bildirgesinin kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir.

Mahkemece davanın kabulüne eksik inceleme ile ulaşılmıştır.

Gerçekten Sosyal Güvenlik Sistemimizde hakkı sahibine teslim ederken başka bir hak sahibinin hakkına zarar verilmemesi hususunda duraksamaya sebep olunmaması esas olup bu konuda titizlikle araştırma yapılmalıdır. Bu nedenle, anılan işe giriş bildirgesinde yazılı anne-baba ismine göre böyle bir kişinin var olup olmadığı nüfus idaresinden araştırılmalı. ayrıca davacının Türk vatandaşlığına geçişine ilişkin ilgili nüfus idaresinde bulunan vatandaşlığa alınma evraklarının onaylı suretlerinin getirtilmesi, işe giriş bildirgesindeki fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması işyerinden işyeri evraklarının işe girişte alınan ikametgah senedi ve çalıştığı süre içindeki imzaladığı ücret bordrolarıyla birlikte celbi ile ücret bordrolarındaki imza bölümünden imza incelenmesi yaptırılıp ayrıca davacı ile birlikte çalışan bordro tanıklarının tanık sıfatı ile çağrılıp dinlenmesi tüm toplanacak deliller değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca varılması bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

NÜFUS SİCİLİNİN DÜZELTİLMESİ

T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
E: 2006/3182
K: 2006/9332
T: 12.6.2006

NÜFUS SİCİLİNİN DÜZELTİLMESİ

1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 73]

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacının Niğde Nüfus Müdürlüğü aleyhine açtığı davada, nüfus kütüğünde Fatma olan ana adının Hatice olarak düzeltilmesine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Dosya içinde mevcut nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden davacının 10/4/1953 doğumlu olduğu, nüfusa 15/4/1953 tarihinde tescil edildiği, 15/4/1953 doğumlu olan ve nüfusa 29/4/1953 tarihinde tescil edilen Naciye Gümüştepe adlı bir kardeşinin bulunduğu görülmüştür.

Mahkemece ana olduğu iddia edilen Hatice Gümüştepe’nin nüfus aile kaydının getirtilmediği anlaşılmıştır.

Dosya içeriğinden davacının doğum tarihi ile nüfus kaydına göre baba bir kardeşi Naciye’nin doğum tarihleri arasında beş günlük bir sürenin bulunduğu, davacı ile Naciye’nin ikiz oldukları ve aynı gün doğdukları konusunda bir iddianın da ileri sürülmediği görülmüştür. Bir kadının beş gün ara ile çocuk doğurması mümkün olmadığı halde, davacının Fatma olan ana adının Hatice olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir.

Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, bu kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, bu hususa uyulmaması doğru bulunmamıştır.

Diğer taraftan, dava nüfus sicilinin düzeltilmesine ilişkin olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca sonuçta hukuku etkilenecek olanlara tevcihi zorunludur. Mahkemece davacının annesi olduğunu iddia ettiği Hatice Gümüştepe’nin nüfus kaydı getirtilerek sağ olması halinde kendisinin hasım olarak gösterilmesi, ölmüş ise husumetin mirasçılarına yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması suretiyle davanın görülüp sonuçlandırılması gerekirken eksik hasımla hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 12.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.