Etiket arşivi: ERTELENMESİ

İflasın ertelenmesi, iflas davasında yetki sözleşmesi, anonim şirketi

T.C. 

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

ESAS NO.2012/19-643

KARAR NO.2013/256

KARAR TARİHİ. 20.02.2013

 

>İFLASIN ERTELENMESİ–GÖREV–İŞ BÖLÜMÜ İLİŞKİSİ –YETKİLİ MAHKEME

 

(2004 s. İİK m. 154) 

ÖZET: Asliye Hukuk Mahkemeleri o yerde kurulmayan özel mahkemelerin görev alanına giren davalara, bu özel mahkemelerin sıfatıyla bakar.

İflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır. Bu yetki, kamu düzenine ilişkin olup, kesindir.

İflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil etse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. Bu karinenin aksinin ispatına dair bir delil sunulmamış olup, iflasın ertelenmesi istemi bakımından yetkili mahkeme, şirketin ticaret siciline kayıt edilen yer Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Taraflar arasındaki “iflasın ertelenmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın yetkisizlik nedeniyle reddine dair verilen 26.10.2010 ve E: 189, K: 302 sayılı kararın incelenmesi iflas erteleme talebinde bulunanlar vekili ile müdahil İ… Bankası vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05.05.2011 gün ve 2177 – 6186 sayılı ilamı ile;

(…İflas erteleme talebinde bulunanlar vekili, müvekkilleri şirketlerin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini belirterek iflas erteleme talebinde bulunmuştur.

Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve müdahil vekillerinin beyanları doğrultusunda iflas erteleme talebinde bulunanların ticari işletmelerinin ve muamele merkezlerinin Bursa olduğu belirtilerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm iflas erteleme talebinde bulunanlar vekili ile müdahil İ… Bankası vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle birden fazla şirketin tek dilekçe ile iflas erteleme talebinde bulunmalarında bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- İİK’nın 154, IV hükmüne göre, iflâs davasında yetkili mahkeme borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Somut olayda iflâsın ertelenmesi talebinde bulunan şirket tarafından, muamele merkezinin Balıkesir’e taşındığının ticaret siciline kaydedilerek ilan edilmesinden sonra iflâsın ertelenmesi talebinde bulunulmuştur. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek talep ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, ticaret sicili kaydının aksini kanıtlayan deliller de belirtilmeden yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

3- Mahkemece takas, mahsup ve temlik işlemlerinin durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilmişse de maddi hukuka ilişkin hakların kullanılmasını önleyici nitelikte tedbire hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: İflas erteleme talebinde bulunanlar;

1- Ç… İplik Tekstil San. ve Tic. Aş.

2- T… Tekstil San. Tic. Aş. vekili.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlatıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, iflasın ertelenmesine ilişkindir.

Yerel mahkemece, “davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” dair verilen karar iflas erteleme talebinde bulunanlar vekili ile müdahil İ… Bankası vekilinin temyizleri üzerine, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece yetkisizliğe dair önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını, iflas erteleme talebinde bulunanlar vekili temyize getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nda görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden, dava dilekçesinde “Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile” ibaresi kullanılmasına karşın, bu konuda bir karar verilmeksizin davaya “Asliye Hukuk Mahkemesi Sıfatı ile” devam olunması karşısında, öncelikle görev/işbölümü ilişkisi ve buna göre davaya hangi sıfatla bakıldığının belirlenmesi hususu önsorun olarak ele alınıp, tartışılmıştır.

Hemen belirtmelidir ki, bazı özel mahkemeler her adli teşkilatta kurulmamış olduğundan, buralardaki Asliye Hukuk Mahkemeleri özel mahkemelerin görev alanına giren davalara, bu özel mahkemelerin sıfatıyla bakmaktadır.

Eldeki dava da Ticaret Mahkemesi sıfatı ile görülmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesine açılmıştır.

Mahkemece, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmemiş ise de, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bulunması Balıkesir’de müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığına göre, davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı belirgindir.

Nitekim, aynı kabul şekli Hukuk Genel Kurulu’nun 28.09.2011 gün ve E:2011/19-446, K:2011/569 sayılı ilamında da benimsenmiştir.

Bu nedenle, ön sorunun reddi ile işin esasının incelenmesine oybirliği ile karar verilmiş; ön sorun bu şekilde aşıldıktan sonra, Hukuk Genel Kurulu’nca işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.

İşin esasına gelince;

Uyuşmazlık;iflas erteleme talebinde bulunan şirketlerin muamele merkezlerinin Bursa ili mi yoksa Balıkesir ili mi olduğu; buradan varılacak sonuca göre, yetkili mahkemenin bu iki yerden hangisi olduğu, noktasında toplanmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun “İflas Takiplerinde Yetkili Merci” başlığı altında düzenlenen 154/III. maddesinde, “…

Şu kadar ki, iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.” hükmü öngörülmüştür.

Bu açık hüküm karşısında, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi’nin yetkisi kamu düzenine ilişkin olup, kesindir.

Nitekim, aynı ilke Hukuk Genel Kurulu’nun 28.09.2011 gün ve E:2011/19- 446, K:2011/569 sayılı ilamında da benimsenmiştir.

iflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden k!arine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir.

Somut olayda, iflas erteleme talebinde bulunanlar, şirketlerin merkezlerini Bursa ilinden Balıkesir iline taşımışlardır. Bu kapsamda, her iki şirket 05.04.2010 tarihinde Balıkesir Ticaret Odası’na kayıtlarını yaptırmış; daha sonra ise, şirketlerin merkezlerinin Balıkesir ilinde gösterilen adres olduğu 14.04.2010 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edilmiştir. Eldeki dava ise,

16.04.2010 tarihinde açılmıştır.

görüldüğü üzere, şirketlerin sicile kayıt edildiği Balıkesir il merkezi, İİK 154. madde kapsamında muamele merkezi yönünden karine oluşturur. Bu karinenin aksinin ispatına dair bir delil de dosyaya sunulmamıştır.

Şu durumda, iflasın ertelenmesi istemi yönünden yetkili mahkemenin Balıkesir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen ve işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, yanılgılı gerekçeyle direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: İflas erteleme talebinde bulunanlar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3″ atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440/III-3. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

İFLASIN ERTELENMESİ

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi
E. 2006/11455
K. 2006/13571
T. 22.6.2006
İFLASIN ERTELENMESİ
2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 179]
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Takip dayanağı borçlunun lehtarı Hüseyin Temel tarafından, keşideci Ayşe Suister hakkında kambiyo takibi yapılmaktadır. Borca ve imzaya itirazda bulunulmamıştır.
Borçlu vekili, müvekkilinin Haltan Tarım Ürünleri A.Ş.nin yönetim kurulu başkanı ve ortağı olduğu, anılan şirket hakkında iflasın ertelenmesi davası açıldığı, verilen tedbir kararı uyarınca İİK.nun 179. maddesi hükmü gereği, müvekkili hakkındaki takibin geri bırakılmasını istemektedir.
İİK.nun 179/son maddesine göre iflasın ertelenmesi talepleri “öncelikle ve ivedikle sonuçlandırılır.”İflasın ertelenmesi talebi ile 10.11.2003 tarihinde Anamur Asliye Ticaret Mahkemesine başvurulmuş, 10.12.2003 tarihli “tensip zaptı” ile karar verilinceye kadar geçecek süre içinde davacı şirket ve ortakları hakkında yapılacak icra takiplerinin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmiş, 08.02.2006 tarihli duruşma tutanağı fotokopisinden de anlaşılacağı üzere henüz hiçbir işlem yapılmamıştır.
İİK.nun 179/b maddesine göre erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz.
Açıklanan durum itibariyle henüz erteleme kararı verilmemiştir. Bu nedenle İİK.nun 179/a-179/b maddelerinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenlerle muteriz borçlu vekilinin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde icranın geri bırakılmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 22.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İFLÂSIN ERTELENMESİ / MALVARLIĞININ MUHAFAZASI

T.C.
YARGITAY
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E:2006/4390
K: 2006/6210
T: 08.06.2006
İFLÂSIN ERTELENMESİ
MALVARLIĞININ MUHAFAZASI
Özet: İflâsın ertelenmesi talebi yerinde görülürse mah­kemece, malvarlığının muhafazası için, maddi hukuk alanında sonuçlar doğurmayan tedbirler alınmalıdır. Ayrıca alacaklıların alacaklarını tahsil amacıyla kullanabilecekleri takas, mahsup, hapis hakkı gibi hukuki işlemlerin durdurulması da uygun değildir. Aynı şekilde rehin ve blokajın kaldırılmasına da mah­kemece karar verilemez.
6762 s. TÜRK TİCARET KANUNU (1) (2) [Madde 324]
2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 179]
Davacı vekilince hasımsız olarak açılan iflâsın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Gelir İdaresi Başkanlığı, Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı ile S… Plastik San. ve Tic. A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı şirket iflâsın ertelenmesi talebinde bulunmuştur. İflâsın erte­lenmesine karar verilebilmesi için öncelikle ortaklığın borca batık durumda olması gerekir. Bu şartın varlığı yönünden şirketin bilanço düzenlendiği tarihte tüm malvarlığını tespit eden, tüm borçlarının ve alacaklarının bilançonun düzenlendiği tarihteki değerini tespit eden bir bilanço bulunmalıdır. Borca batıklık bilançosunda aktifler rayiç değerinden bilançoya geçirilmelidir (TTK m. 324).
İflâsın ertelenmesine karar verilebilmesi için gerekli diğer şart erteleme talebinde bulunan şirketin malî durumunun iyileştirilmesi ümidi bulunmalıdır. İcra ve İflâs Kanunu’nun 179/1. maddesi uyarınca erteleme talebinde bulunan şirketin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileş­tirme projesini mahkemeye sunmalıdır. Mahkeme sunulan projeyi ciddi ve inandırıcı bulması halinde iflâsın ertelenmesine karar verir. Erteleme talebinde bulunan şirket tarafından sunulan projenin ciddiliği ve inandırıcılığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda şirketin malî durumunun iyileştirilebilmesi için nakit ihtiyacının giderilmesi gerektiği, bu nedenle takas, mahsup, hapis ve temlik işlemlerinin durdurulmaması halinde şirketin tıkanarak faaliyetini tamamen durdurabileceği belirtilmiştir.
Mahkemece takasın alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacağı, ertele­menin amacı ile bağdaşmadığı, rehin ve blokaj kayıtlarının ertelemenin amacı ile bağdaşmadığı gerekçesiyle takas, rehin ve blokajla ilgili tedbirlerin deva­mına karar verilmiştir.
İflâsın ertelenmesi talebinin yerinde görülmesi halinde mahkemece malvarlığının muhafazası için gerekli tedbirler alınmalıdır. Ancak mahkemece, maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran muhafaza tedbirleri verilmemelidir. Ayrıca alacaklıların alacaklarını tahsil amacıyla kullanabilecekleri takas, mah­sup, hapis hakkı gibi hukuki işlemlerin durdurulması da mevcut düzenlemeye uygun değildir (Öztek, Selçuk: İflâsın Ertelenmesi, Bankacılar Dergisi, Sayı: 53, 2005, s. 66). Aynı şekilde rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılması mah­kemece iflâsın ertelenmesine karar verilmesi halinde hâkimin alması gereken tedbirler arasında kabul edilemez.
Mahkemece alacaklılar tarafından takas hakkının kullanılmaması, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılması halinde iyileştirme projesinin hayata geçi­rilebileceği gerekçesiyle tedbir kararı verilmiştir. Oysa tedbirlere karar veri­lirken borçlunun menfaati kadar alacaklıların menfaati de gözetilmeli ve ancak gerekli olan tedbirlere karar verilmelidir.
Hükme esas bilirkişi raporunda takas, mahsup, temlik işlemlerinin uygulanması, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılmaması halinde şirketin nakit ihtiyacını gideremeyeceği belirtilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere takas hakkının yasaklanması, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılması mevcut düzenlemeye uygun olmadığı gibi sadece tedbirlerle malî durumun iyileş­tirilmesinin sağlanması ertelemeye ilişkin düzenlemenin amacı ile bağdaşmaz. Bu durumda mahkemece takas, rehin ve blokaj kayıtları ile ilgili tedbirlerin uygulanmaması halinde şirketin iyileştirme projesinde gösterdiği diğer nedenlerle iyileştirmenin mümkün olup olmadığı konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 08.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.