Etiket arşivi: etmeli

düğün takıları için eşin rızası yoksa koca eve harcadığı takıları iade etmeli

Boşanma davasında kadının düğünde kendisine takılan altınları iade edilmesi talebini değerlendiren yerel mahkemenin ‘Evin ihtiyacı için kullanılmış, iadeye gerek yok’ kararı Yargıtay’dan döndü. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evin ihtiyacı için bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı koca ispatlamak zorunda olduğuna dikkat çekti. Emsal kararda, “Somut olayda davacının ziynet ve takıları iade şartı olmaksızın verdiğini davalı koca ispat edemediğinden, ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur. O halde, davacı kadının ziynet ve takılara yönelik davası nedeniyle kocanın beyanında varlığını ve bozdurulduğunu ikrar ettiği 7 adet 22 ayar bilezik, 2 adet tam altın ve 63 adet çeyrek altın hakkındaki talebin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, bunlar hakkındaki isteğin reddi doğru olmamıştır.” denildi.

Şiddetli geçimsizlik yaşayan aile, 2012 yılında boşanmak için Edirne Aile Mahkemesi’ne müracaat etti. Kocasının birlik görevlerini yerine getirmediğini öne süren kadın, “Beni, ailesiyle birlikte oturmaya zorladı. Fiziki şiddet uyguladı. Bunu da günlüğümde yazdım.” diyerek mahkemeden manevi tazminat ve düğünde kendisine takılan ve kocasının evin ihtiyaçları için kullandığını söylediği 7 adet 22 ayar bilezik, 2 adet tam altın ve 63 adet çeyrek altının kendisine iadesini istedi. Edirne Aile Mahkemesi, kadının manevi tazminat talebini yerinde görürken altınlara yönelik iade talebini ise reddetti. Bu gelişme üzerine davacı kadın, ziynet alacağı davası yönünden; davalı koca ise kararın tamamına yönelik dosyayı Yargıtay’a gönderdi.

KOCALIK VAZİFESİNİ YERİNE GETİRMEMESİ VE AİLESİYLE YAŞAMAYA ZORLAMASI KUSURDUR

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davalı kocanın temyiz itirazlarını inceledi. Daire, toplanan delillerden; davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, eşini ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı; davacı kadına yüklenebilecek bir kusurlu davranışının kanıtlanamadığının anlaşıldığına hükmetti. Davalı kocanın eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığına hükmeden 2. Hukuk Dairesi, kadına ait günlükteki kadının şiddet gördüğüne ve hakarete uğradığına ilişkin açıklamanın başkaca delille doğrulanmadığından sabit kabul edilemeyeceğini ve kocaya kusur olarak yüklenemeyeceğine dikkat çekti. Kocaya yüklenebilecek kusurun sadece ‘birlik görevlerini yerine getirmeme ve eşini ailesiyle birlikte oturmaya zorlama’ davranışları olduğunu savunan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadının manevi tazminat talebinin yerel mahkemece kabul edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ancak altınları iade isteminin ise yerinde olduğuna hükmetti.

EVLİLİKTE TAKILAN ALTIN KİM TAKARSA TAKSIN KADININDIR

Kocanın sabit kabul edilen ve boşanma sebebini oluşturan kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği ve bu sebeple Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulunun oluşmadığı gözetilmeden; davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce isabetsiz bulundu. Kadının manevi tazminat talebinin kabulü yönündeki yerel mahkemenin verdiği kararı bozan 2. Hukuk Dairesi, davacı kadına düğünde takılan ve kişisel eşya niteliğinde bulunan ziynet ve takıların davalı koca tarafından bozdurulup harcandığı ve kadına iade edilmediğinin ispatlandığını hatırlattı.

Kararda şu ifadelere yer verildi: Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı olur. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda ise; davacı kadına ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından bozdurularak evin ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir. Evin ihtiyacı için bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı koca ispatlamak zorunda olup; somut olayda davacının ziynet ve takıları iade şartı olmaksızın verdiğini davalı koca ispat edemediğinden, ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur. O halde, davacı kadının ziynet ve takılara yönelik davası nedeniyle kocanın beyanında varlığını ve bozdurulduğunu ikrar ettiği 7 adet 22 ayar bilezik, 2 adet tam altın ve 63 adet çeyrek altın hakkındaki talebin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, bunlar hakkındaki isteğin reddi doğru olmamıştır.

banka nerelere harcadığını belgelemediği dosya masrafını iade etmeli

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre Yargıtay, milyonlarca banka müşterisini ilgilendiren önemli bir karara onay verdi. Özel bir banka, konut kredisi kullandırdığı müşterisinden 4 bin lirayı aşkın dosya masrafı aldı. Müşteri, kendisinden fazladan alınan 4.147 TL’lik parayı bankadan talep etti. Aldığı olumsuz yanıt sonrası tüketici mahkemesine başvurdu. Mahkeme, fazladan alınan dosya masrafının iadesine karar verdi. Banka avukatı kararı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay da emsal nitelikte bir karar verdi. Yerel mahkemenin verdiği kararı onayan Yargıtay, benzer davalarda tüketici lehine kapı aralamış oldu.

Ramazan Akpınar 21 Ağustos 2006 günü özel bir bankadan konut kredisi çekti. Aldığı kredinin tutarı 85 bin TL oldu. Banka, anılan kredi için 4.147 TL’lik dosya masrafı çıkardı. Akpınar, 4.147 TL’lik dosya masrafını kabul etti ve taraflar sözleşme imzaladı.

HAKSIZ ŞART UYARISI

Akpınar kredi ödemelerine devam ettiği süreçte, daha önce çıkan yargı kararları ve ‘Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. Maddesi’ne göre bankanın kendisinde aldığı dosya masrafının haksız olduğunu öğrendi. Anılan maddede “Satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır” hükmü yer alıyor.

Akpınar ilgili yönetmeliği ayrıntılı inceledikten sonra söz konusu bankadan, dosya masrafı olarak kendisinden alınan 4.147 TL’nin iadesini istedi. Ancak banka, Akpınar’ın bu talebini yanıtsız bıraktı.

‘ALDIĞIMIZ PARA YASAL’

Akpınar bu kez yargı yoluna gitti. Avukatı aracılığı ile İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi’nde dava açtı. Talebi, kendisinden alınan paranın mahkeme kanalı ile iadesiydi. Bankanın savunması ise, alınan dosya masrafının hukuka ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun olduğu yönünde oldu.

‘ALDIN AMA NEREYE HARCADIN?’

Mahkeme karar vermeden önce bilirkişi raporu talep etti. Emekli banka müdürü Osman Sezer bilirkişi olarak atandı. Sezer 5 sayfalık raporunu 21 Ocak günü mahkemeye sundu.

Raporda özetle şu yönde görüş oluştu: “Dosya masrafı adı altında para alındı. Ancak alınan paraların nereye harcandığı, nasıl bir masraf yapıldığı belli değil. Banka bu konuda herhangi bir belge sunamadı. Bankanın talep edebileceği iki masraf kalemi var. Bunlardan biri, ortalama 400 liralık ekspertiz ücreti, diğeri ise kırtasiye masraflarıdır. Ancak banka bu iki kalem için de para talep etmedi. Örnek Yargıtay kararı, alınan paraların nerelere harcandığının ortaya konulması gerektiğine işaret ediyor. Bu durumda davacı, bankanın aldığı 4.147 TL’yi talep edebilir.”

YARGITAY OYBİRLİĞİ İLE ONADI

Mahkeme, bilirkişi raporunun da dosyaya sunulması ile birlikte kararını geçtiğimiz 7 Mart’ta yapılan duruşmada açıkladı. Mahkeme, bankanın, müşterisinden aldığı 4.147 TL’yi yasal faizi ile birlikte ödemesine, ayrıca mahkeme masraflarını da üstlenmesine karar verdi. Davayı kaybeden bankanın, kararı, Yargıtay’a taşıdı. Dosyaya bakan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 18 Eylül günü oy birliğiyle yerel mahkeme kararını onadı. Yargıtay, dava masrafını da davalı bankanın üzerine bıraktı.

‘MİLYONLARCA KİŞİYİ İLGİLENDİRİYOR’

Akpınar’ın avukatı Fırat Epözdemir Yargıtay kararına ilişkin özetle şunları söyledi: “Anılan karar, yalnızca konut kredilerinde değil, taşıt ve tüketici kredilerinde de alınan dosya masraflarını da ilgilendiriyor. Yerel mahkeme çok net bir soruya göndermede bulunmuştu: ‘Masraf adı altında aldığın parayı nereye harcadın. Eğer bunu belgeleyemiyorsan geri ödemekle yükümlüsün.’ Yerel mahkeme kararının Yargıtay tarafından da onanması, benzer sorunlar yaşayan milyonlarca banka müşterisin yakından ilgilendiriyor.”