Etiket arşivi: hâline

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • BORÇLU ÇİFTÇİNİN HALİNE UYGUN TRAKTÖRÜ HACZEDİLEMEZ…

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/11614
KARAR: 2013/20163

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi müvekkilinin çiftçilikle iştigal etmesine rağmen bir adet traktörünün haczedildiğini, haciz işleminin İİK.’nun 82/4.maddesine aykırı olduğunu iddia ederek haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece traktörün sermaye ağırlıklı olması nedeniyle İİK.’nun 82/4.maddesi kapsamına girmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

İİK.’nun 82.maddesinin birinci fıkrasında ”Aşağıdaki şeyler haczolunamaz” denildikten sonra aynı fıkranın 4. bendinde ” Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; …..”denilmiştir.İİK.’nun 82.maddesine 02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı kanunun 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrada ise ”Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.” hükmüne yer verilmiş ve bu düzenleme 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İİK’nın 82/1.maddesinin 4.bendi ve 82/2. maddesine göre, "Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi, çift hayvanları, nakil vasıtaları, diğer eklenti ve ziraat aletleri…." haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl mesleğinin çiftçilik olması ve bilfiil bu işi yapması gerekir. Anılan maddeye göre haczedilmemesi gereken taşınır ve taşınmaz malları ve miktarları tespit edilirken, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olup olmadığı ile tarımsal faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olup olmadığı hususunun gözönünde tutulması gerekmektedir. Traktör de bir ziraat aletidir ve haczi konusunda da belirtilen bu ilke geçerlidir.Bu gün ülkemizde kara sabanla çiftçilik yapan çok az sayıda insan kalmıştır.Kara saban çağdaş bir tarım aleti olmadığı gibi hayvanlarla nakil yapılması da çağdaş bir yöntem değildir.Bu itibarla teknolojideki gelişmeler nedeniyle verimliliği, kaliteyi ve kârlılığı arttıran, ekonomik hayata artı değerler kazandıran makinelerde çiftçilerimiz için bir ihtiyaçtır. İİK.’nun 82.maddesinin 2.fıkrası gereğince ekonomik hayatın sürekliliği, borçların bir an evvel ödenmesi, çiftçinin kendisinin ve ailesinin sağlık içinde yaşamlarını sürdürebilmesi, çiftçilik mesleğinin devamı için zorunlu, vazgeçilmez, çağın koşullarına uygun alet, edevat, makine ve benzer vasıtaların makul kıstaslar dahilinde haczedilmezlik kuralı kapsamında değerlendirmesi gerekmektedir.

Bu nedenle İİK.’nun 82/2.maddesi gereğince traktörün de çiftçiler için zorunlu nakil ve ziraat aleti olduğu ve haczedilmezlik kuralına göre değerlendirilmesi gerektiği konusunda Dairemizde yeniden oluşan görüş doğrultusunda içtihat değişikliğine gitmek gerekmiştir.

Bir traktörün borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemece, şikayetçinin çiftçilik mesleğini devam ettirebilmesi için bu mesleği icra ettiği arazinin miktar ve vasfı da dikkate alınarak traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa şikayete konu traktörün kıymeti ve borçlunun haline münasip traktörü temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen traktörün kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen traktör için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki traktör ise maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun büyük ölçekte tarım arazisine sahip olması çok sayıda traktöre sahip olmasını gerektirmediği gibi çok vasıflı ve birden fazla traktöre sahip olması da maddenin amacına aykırıdır.

O halde mahkemece; Dairemizin yeni oluşturulan içtihadı doğrultusunda, borçlunun ve ailesinin geçimini sağlaması için yeterli arazi miktarı ile arazi üzerinde yetiştirilebilen ürün de dikkate alınarak borçlunun İİK.’nun 82.maddesinin 1. fıkrasının 4.ve 7. bentleri kapsamında faaliyetlerini sürdürebilmesi için traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa şikayete konu traktörün kıymeti ve borçlunun haline münasip traktörü alabilmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten ve traktör haline münasip ise üzerindeki haczin kaldırılmasına, traktörün kıymeti borçlunun haline münasip traktörün bedelinden fazla ise satılmasına, satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen traktörü alabilmesi için gerekli olan paranın borçluya bırakılmasına, kalanın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 05 Şub 2015, 00:54


54 bin TL değer biçilen ev, borçlunun hâline münasip meskendir haczedilemez

 Yargıtay, borçlu vatandaşın “hâline uygun” evine el konarak satılamayacağına hükmetti. Artık, ihtiyaçtan fazla değeri olmayan evlere haciz konamayacak

Yargıtay, fakirlerin oturduğu ve ailenin ihtiyacına cevap verebilecek “normal” bir evin, fiyatından daha düşük değerle haciz yoluyla satılamayacağına karar verdi. “Borçlunun hâline münasip ev haczedilemez” kararıyla icra mahkemelerine de uyarılarda bulunan Yargıtay, icralık olan borçluların “meskeniyet” şikayetlerinin dikkate alınmasını istedi. Sözkonusu karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan (YHGK) çıktığı için tüm icra hakimlikleriyle, mahkemeleri ve Yargıtay’ın diğer dairelerini bağlayıcı nitelik taşıyor.

Kararın çıkmasına yol açan dosyaya göre; bir alacaklı, borçlarını ödemekte güçlüğe düşen vatandaşın üzerine kayıtlı evinin icra yoluyla satılması için haciz koydurdu. Bunun üzerine kendisi ve ailesinin tek varlığı bu ev olan vatandaş “meskeniyet” şikayetiyle İcra Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Borçlu, “Hâline ve sosyal durumuna münasip meskeninin haczedildiğini” belirtip, evinin haciz yoluyla satış kararının kaldırılmasını istedi.

MESKENİYET VARSA…

Alacaklı vatandaş ise borçlusunun “meskeniyet” iddiasını kabul etmediklerini, borçlu kişinin sözkonusu taşınmazda oturmadığını belirterek, mahkemeden davanın reddini talep etti. Tarafları dinledikten sonra, borçlunun meskeniyet şikayetini incelemeye alan İcra mahkemesi, haciz yoluyla satılması istenen evin, piyasa değeri ile borçlunun ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesi için bilirkişi heyeti görevlendirdi. Bilirkişiler, icrayla satılmak istenen evin değerini 53 bin 900 lira olarak belirledi. Mahkeme, bu değerdeki evin “borçlunun hâline ve sosyal durumuna münasip mesken” olduğunu, yani ihtiyacından fazla değerde olmadığı sonucuna ulaştı. Ve mahkeme, eve konulan haciz kararını kaldırdı.

DAİRE KARARI BOZDU

Alacaklı vatandaş bu kararı Yargıtay’da temyiz etti. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, mahkemenin düşük değerdeki evin haciz yoluyla satışına karşı çıkan yerel mahkeme kararını bozdu. Daire, boçlunun daha mütevazı bir semtte, daha mütevazı koşullarda yaşayabileceği kararını verdi. Ancak, borçlu vatandaşın düşük değerdeki evinin satılmasına karşı çıkan yerel mahkeme, 12. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına karşı eski kararında direndi. Dosya da alacaklının temyizi üzerine bu kez en üst kurul sıfatıyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na (YHGK) gitti.

Ve HGK, bu tartışmada Yargıtay’daki daireden değil, eve haciz konulmasına direnen mahkemeden yana tutum aldı ve yerel mahkemenin “bu ev haczedilip satılamaz” diyen mahkeme kararını onayladı. YHGK, şu gerekçeleri kullandı:

“Bilindiği üzere; İ.İ.K.’nun 82. maddesinde haczolunamaz şeyler sayılmış, 12. bendinde de ‘Borçlunun haline münasip evi (Ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır)’ şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda, mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın borçlunun haline münasip olduğu, belirlenen 53 bin 900 TL, taşınmaz bedelinin borçlu ve ailesinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek normal bir evin değerinden düşük olduğu tespit edilmiştir. Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilirkişi raporuna göre İİK’nun 82/12 maddesi gözetilerek, meskeniyet iddiasının kabulü ile davaya konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına dair yerel mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup verilen hükmün onanması gerekir.”