Etiket arşivi: HAPİS

Basından Hukuk Haberleri • CENNETTEN GELEN MESAJ’A 1 YIL 3 AY HAPİS

‘Cennetten Gelen Mesaj’a 1 Yıl 3 Ay Hapis

‘Cennetten Gelen Mesaj’a 1 Yıl 3 Ay HapisOğulları tren altında kalarak ölen anne-babaya, evlatlarının adını kullanarak iki ayrı telefondan “İyiyim, hayattayım, sizi rüyamda gördüm. Allah’a emanet olun” şeklinde mesaj gönderen sanığa mahkeme 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Melek ve Dinçer İldan çiftinin hayatı 2008 yılında oğullarından gelen “Kaçırıldım” telefonuyla değişti.

1 hafta sonra 22 yaşındaki Caner İldan’ın tren yolunda parçalanmış cesedi bulundu.

Evlatlarını toprağa veren anne baba, Caner’in ölümündeki sır perdesinin aralanmasını beklerken yaklaşık 4 ay sonra gizemli telefonlar almaya başladı.

Önce anne Melek İldan’ın telefonunu arayan ve kendisinin Caner olduğunu söyleyen bir kişi daha sonra baba Dinçer İldan’ı aradı. Ayrıca “Ben iyiyim. Hayattayım. Sizi rüyamda gördüm. Allah’a emanet olun” şeklinde mesajlar gönderdi. Anne baba savcılığa başvurdu. Telefon hattının, Caner Türk adlı kişinin kimlik bilgileriyle Erdeniz Lü tarafından alındığı ortaya çıktı.

Kendisini Caner olarak tanıtan Lü’nün aynı telefon numaasıyla yaptığı bir dolandırıcılık suçundan hükümlü olduğu tespit edildi. Tutulduğu Ordu’daki cezaevinde ifadesi alınan Erdeniz Lü, aileyi tanımadığını, telefonla aramadığını ve mesaj yollamadığını ileri sürdü.

3 AYDAN 1 YILA KADAR CEZA İSTENİYORDU, 1 YIL 3 AY ALDI

Erdeniz Lü’nün 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle sanık olduğu davada anne baba cinayetin sırrının çözülmesini istedi. Mahkeme de söz konusu telefon numarasının izini cinayet soruşturmasına ait dosyada sürdü. Ancak bir delil bulamadı. Bunun üzerine davayı karara bağlayan Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi, ‘oğullarının ölümüyle zaten psikolojileri bozulan anne ve babanın telefon mesajıyla huzur ve sükûnunun bozulduğunu’ ifade ederek sanığa en üst sınırdan ceza verdi. Erdeniz Lü, toplam 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezada indirime gidilmedi ve erteleme yapılmadı.

Kaynak: Haber HABER TÜRK

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Cum Şub 20, 2015 10:37 am


Basından Hukuk Haberleri • LAVABODA UNUTULAN CÜZDANDAKİ PARAYI HARCAYANA HAPİS

Yerel Mahkeme, unutulan cüzdandaki parayı harcayan kişi hakkında açılan kamu davasında, şikayetçinin olmaması ve kaybolan veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf edildiği gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi. Temyiz üzerine davada son sözü söyleyen Yargıtay, dinlenme tesisi lavabosunda bir vatandaşın unuttuğu cüzdandaki parayı harcayan, çeki de bozdurmaya kalkışan kişinin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanması gerektiğine hükmetti.

Sakarya’nın Sapanca ilçesinde 2011 yılında meydana gelen olayda, şehirlerarası yolculuk yapan bir vatandaş, mola verilen dinlenme tesisinin lavabosunda içerisinde kartvizit, sürücü belgesi, para ve çeklerin de bulunduğu cüzdanı unuttu. Lavaboya gelen kimliği belirsiz bir kişi, unutulan cüzdanı aldı. Kısa bir süre sonra lavaboda unuttuğu cüzdanını almaya gelen vatandaş, cüzdanın olmadığını farketti. Vatandaşın kayıp müracaatı üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Cüzdandaki parayı harcayan kişi, cüzdandaki çeki tahsil etmek amacıyla gittiği bankada, güvenlik güçlerinde yakalandı. Olayla ilgili Sapanca Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Hırsızlık’ suçundan açılan davada hakim karşısına çıkan sanık, kaybolan eşya üzerinde tasarrufta bulunduğunu belirterek beraatini istedi. Kararını açıklayan mahkeme, Türk Ceza Kanunu’nun 160. maddesi kapsamında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu oluşturduğu gerekçesiyle şikayet yokluğu nedeniyle davanın düşürülmesine hükmetti.

KAYBEDİLEN EŞYA OLABİLMESİ İÇİN SAHİBİNİN YERİNİ BİLMEMESİ GEREKİR

Cumhuriyet savcısı kararı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun hukuki konusunu oluşturan eşyanın kaybedilmiş olmasından söz edebilmek için malın sahibinin eşyanın nerede olduğunu bilmemesi ve eşyanın egemenlik alanından çıkması gerektiğine dikkat çekti.Kayıp olaylarında, eşyaya sahip olma olanağının kalmamış olmasının arandığının, somut olayda mağdur tarafından suça konu cüzdanının, bıraktığı lavaboda olduğunun bilindiği ve lavabodan ayrıldıktan kısa süre sonra unuttuğu cüzdanını almak için döndüğünde cüzdanının yerinde olmadığını fark ettiği hatırlatıldı. Yargıtay kararında, "Sanığın elde ettiği cüzdanın, içinde bulunan kimlik ve ehliyet sayesinde mağdura ait olduğunu bildiği anlaşılmakla; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin nitelendirilmesinde hataya düşülerek aynı yasanın 160. maddesinde düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu oluşturduğu gerekçesiyle şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir." denildi.

5 YILA KADAR YARGILANMALI

Yargıtay kararında dikkat çekilen TCK’nın 142/1-b maddesinde "Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalan kişinin iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" ifadesi yeralıyor. Yerel mahkemenin davanın düşürülmesinde yasal dayanak gösterdiği TCK 160. maddesinde ise şu ifadeler yer alıyor: "Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır." CİHAN

haber3.com

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 04 Şub 2015, 02:30


Yargıtay Ceza Daireleri Kararları • HAPİS CEZASI İLE BİRLİKTE PARA CEZASI, DENETİMLİ SERBESTLİK

Yargıtay 11. Ceza Dairesi
Esas: 2014/7735
Karar: 2014/7852

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10/02/2014 gün ve 2014/3047/9826 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/02/2014 gün ve KYB.2014/65845 sayılı ihbarnamesi ile;

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hükümlü H…’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-e, 158/1-son, 204/2, 43 ve 52/2. maddeleri gereğince iki kez 6 yıl hapis ve bir kez 294.450,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair …2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2009 tarihli ve 2007/62 esas, 2009/283 sayılı kararının infazı sırasında, …Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/11/2013 tarihli, 2010/1-825, 2010/1-826 ve 2010/1-827 sayılı müddetnameye yönelik infazının cezaların toplanmasının usul ve yasaya uygun olmadığı,

6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerinden yararlandırılmasına ilişkin müddetnameye yönelik yapılan itirazının kabulüne ve müddetnamenin iptaline dair aynı Mahkemenin 24/12/2013 tarihli ve 2013/1233 Değişik İş sayılı kararına yönelik …Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin …3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2013 tarihli ve 2013/924 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;

Dosya kapsamına göre, 11/04/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a eklenen 105/A maddesinde.

"1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir

(2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi halli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları halinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler." ve aynı Kanun’un geçici 3. maddesindeki, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla koşullu salıverilmelerine bir yıldan az süre kalan;

a) Açık ceza infaz kurumunda bulunan,

b) Kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarını taşıyan, iyi hâlli hükümlülerin talepleri hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilir.

(2) Koşullu salıverilmelerine bir yıl kala açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkını kazanan hükümlüler, bu infaz usulünden en fazla altı ay süreyle yararlanırlar.

" hükümlerine göre, koşulların bulunması hâlinde hükümlünün hapis cezası bakımından koşullu salıverilmesine bir yıl süre kaldığı halde denetimli serbestlikten yararlandırılması gerektiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 90/4. maddesinde yer alan “Başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması ve müteakip infaz işlemlerinin buna göre yapılması amacıyla dosya hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir.”

hükmüne uygun şekilde, hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanan kişinin işlediği tek bir suçtan farklı yaptırımı içeren cezalar da olsa bir kez denetimli serbestlikten yararlanmasına olanak tanıyan usul ve yasaya uygun olan müddetnameyi, hapis cezası ile birlikte doğrudan verilen adli para cezasının ayrı ayrı ve sıraya konularak infazı gerektiğinden bahisle iptal eden karara yönelik yapılan itirazın, hükümlünün bir kez denetimli serbestlikten yararlandırılması gerektiği gerekçesi ile kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:

İncelenen dosya içeriğine göre, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, …Cumhuriyet Başsavcılığının 26.11.2013 gün ve 2010/1-825-926-827 sayılı müddetnamesine yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair …2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2013 gün ve 2013/1233 Değişik İş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii …3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2013 gün ve 2013/924 Değişik İş sayılı kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 22.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 05 Oca 2015, 18:02


Ceza Hukuku • 2 yıl 6 ay hapis cezasında uzlaşma istiyoruz yararı olurmu?

İyi günler ben ve abım bilişim suclarından 2 yıl 6 ay hapıs cezası aldık ve temize gittik karsı taraf zararının 6 bın veya 7 bınlıra olarak belırtmıstı ıtıraz ettık ama acıkcası cezanın onanmasından korkuyoruz ve uzlaşma ile hapis cezasından kurtulabılırmıyız ? karsı tarafın zararını karsılarsak bu durumu dılekce vererek bıldırsek bı yararı olurmu yada karsı tarafı arasak onunla konussak yardımlarınızdan dolayı sımdıden tesekkurler.

5237 sayılır tck nın37/1 maddesi delaletıyle 5237 sayılı tck nın 142/2e maddesi uyarınca mahkumumıyetıne karar verılmıstır bu maddeden ceza aldık.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: ramcodai42 — 02 Oca 2015, 16:50


Ceza Hukuku • 2 yıl 6 ay hapis cezası , bilişim suçu nedeniyle…

iyi geceler ben ve abım bilişim suclarından 2 yıl 6 ay hapıs cezası aldık ve temize gidecegız yalnız karsı taraf zararını 6 bınlıra veya 7 bınlıra olarak belırtmıs ben ıse en fazla 1 lıralık alıs verısler yapmıstım bunu ıtıraz dılekcemızde belırtsek bı yararı olurmu

5237 sayılır tck nın37/1 maddesi delaletıyle 5237 sayılı tck nın 142/2e maddesi uyarınca mahkumumıyetıne karar verılmıstır dıyor :/ napabılırım lutfen yardım.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: ramcodai42 — 30 Ara 2014, 20:25


Basından Hukuk Haberleri • MAHKEME BU KARTVİZİT İÇİN 19 KİŞİYE HAPİS CEZASI YAĞDIRDI

Mahkeme bu kartvizit için 19 kişiye hapis cezası verdi

Resim

Ankara’da cadde ve sokaklara kartvizit bırakan seks işçileri ile bu kartları basıp dağıttığı iddia edilen 19 kişi hakkında açılan davada mahkeme hapis cezası yağdırdı.

Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre; Ankara’da cadde ve sokaklara kartvizit bırakan seks işçileri ile bu kartları basıp dağıttığı iddia edilen 19 kişi hakkında açılan davada mahkeme sıra dışı bir karar verdi. Bugüne dek Kabahatler Kanunu kapsamında “çevreyi kirletme” suçuna kapsamında değerlendirilen bu kartvizitler ‘pornografik ürün’ sayıldı. Böylece mahkeme; kartvizit sahibi kadın ve trans bireylere “çocukların görebileceği yerde müstehcenlik” iddiasıyla 1,5 yıl hapis ve 5 bin TL, kartları bastığı iddia edilen kişiye de 2 yıl hapis ve 5 bin TL para cezası verdi.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre; Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne 2012’de gelen bir ihbarda; “Ulus Meydanı, Heykel ve civarı, Çankırı Caddesi ile bağlı sokaklar, iş merkezleri, okul önleri ve otobüs duraklarına müstehcen fotoğrafların bulunduğu kartvizitlerin atıldığı ve fuhuş amaçlı müşteri temini için gelen geçenleri rahatsız ettikleri” bildirildi. Polisler de çevredeki kartvizitleri toplayarak, üzerlerindeki numaraların hangi kadın ve trans bireylere ait olduğunun tespiti için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na yazı yazdı. Gelen yanıt üzerine, kartvizitlerin sahipleri ile bunları basan ve atanlar saptandı.
Seks işçisi on kadın ve iki trans birey, “geçimini fuhuş yaparak temin ettiğini, bastırdığı müstehcen içerikli kartvizitleri dağıtarak müşteri temin ettiğini” söyledi. Kimlikleri saptanan matbaacı B.A. ve N.A. bir kez müstehcen içerikli kart bastıklarını kabul etti. N.A. ve B.A.’ya ait matbaada yapılan aramada, “lezbiyen ilişkileri ve doğal olmayan cinsel ilişkilerin bulunduğu pornografik görüntülerin olduğu gibi suça konu kartvizitlerde kullanıldığı” belirlendi. İki kartvizitin pornografik ürün kapsamında kaldığı ifade edildi. Kartvizitler üzerinde “Benimle sevişmek ister misin”, “Beni ara, hadi bekliyorum ara beni” gibi cümleler bulunduğu kaydedildi. Otelinde fuhuş yaptırdığı ve kart bastırdığı ileri sürülen H.Y., kartları dağıttığı iddia edilen S.B. ve L.Ç. ise suçlamaları reddetti. Hazırlanan iddianamede, bu kart vizitlerin pornografik ürün sayılması gerektiğini savunuldu. Tüm sanıklar açısından Türk Ceza Kanunu’nun 226/1. maddesi gereğince “çocukların görebileceği yerde müstehcenlik” iddiasıyla, bir sanık hakkında TCK’nın 226/4. maddesi gereğince “müstehcen görüntüleri üretip kullanıma sunmak” iddiasıyla, iki sanık hakkında da TCK’nın 227/2. maddesi gereğince “fuhuşa aracılık etmek” iddiasıyla dava açıldı.

CEZA YAĞDI
Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava geçen 5 Kasım’da bitti. Mahkeme, gerekçeli kararında, kartları basıp dağıtanların, kart sahiplerinin suçuna iştirak ettiğini kaydederek, “Sanıkların uzun süreden beri her yaştaki insanların gelip geçtiği cadde ve sokaklara müstehcen görüntülü kartvizitleri attıkları ve atmaya da devam ettikleri ve bu suretle toplumda önemli bir rahatsızlık oluşturdukları, kastlarının yoğunluğu da dikkate alınmak suretiyle cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir” dedi.
Yargılama sonunda, tüm sanıklara “çocukların görebileceği yerde müstehcenlik” suçundan 1 yıl 6 ay hapis ve 5 bin TL para cezası verildi. Otel sahibi sanık, “fuhuşa aracılık etmek” suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 10 bin TL para cezasına, bir sanık da “müstehcen görüntüleri üretip kullanıma sunmak” suçundan 2 yıl hapis ve 5 bin TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıkların “bir daha suç işlemeyeceği konusunda ve yargılama sürecinde herhangi bir pişmanlık göstermediği” için indirime ve ertelemeye gitmedi.

‘MAYO REKLAMINA DA CEZA VERİN’
Seks işçisi M.B.’nin avukatlığını yapan Ahmet Toköz, karara itiraz etti. Toköz, temyiz dilekçesinde, yasada müstehcenliğin tanımlanmadığını ve yerel mahkemenin takdirine kaldığını, bu kavram ile ifade özgürlüğü arasındaki çizginin çok ince olduğunu belirtti. Müvekkiline ait kartvizitte mayolu bir resim ve telefon numarası bulunduğunu kaydeden Toköz, “Eğer müvekkile ait kartvizit müstehcen kabul edilirse sigaralar üzerindeki cinsel isteksizlik resimleri, mayo reklamları, iç çamaşırı defileleri, kimi sinema ve edebiyat eserleri ve bir çok mağaza vitrini müstehcen ilan edilecektir. Daha da birçok eser bu kapsamda değerlendirilebilir” dedi.

Radikal / İsmail Saymaz

http://www.medyafaresi.com/haber/Mahkem … 34998.html

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 24 Ara 2014, 13:43


Yargıtay beraati bozdu, haksız kelepçe takan polislere 3 ay hapis cezası

Polise haksız kelepçe cezası

3 polis memuru, “gereksiz yere” şüpheli bir kişiye kelepçe taktıkları gerekçesiyle 3 ay hapis cezasına çarptırıldı

Kartal’da meydana gelen olayda, polis memurları Mehmet Z (24), Volkan T. (22) ve Ufuk K. (29), uyuşturucuyla ilgili bir ihbar üzerine Recep Güleşen isimli (30) kişinin üzerini aradı. Şüphelide suç unsuru bulamayan polisler, bu kez otomobilini kontrol etti. Araçta 1 adet bıçak bulan 3 polis, şüpheliye kelepçe takmak istedi. Ancak Güleşen ve mahalle halkı tepki gösterince polisler işlem yapmadan olay yerinden ayrıldı. Aracında ruhsat içinde bulunan 2 bin lirasının kaybolduğunu, suçsuz yere kendisine kelepçe takıldığını belirten Güleşen şikayetçi oldu.

‘Şüpheyle olmaz, delil lazım’

Savcılık 3 polis hakkında dava açtı. Beraat eden polisler, davanın Yargıtay’dan dönmesi üzerine yeniden hakim karşısına çıktı. Sanık polislerden Ufuk K, hakimin “Hangi suçlamayla kelepçe taktınız” sorusuna, “Şüphe vardı” diye yanıt verince hakim “Şüpheyle olmaz. Somut deliliniz olması lazımdı. Bıçak ile ilgili tutanak da yok, bıçak da yok. Çok hata yapmışsınız” dedi. Mahkeme 3 polis memuruna görevlerini kötüye kullanmak suçundan 3 ay hapis cezası verdi, daha sonra cezayı erteledi.

0,50 promilin üzerinde alkol alınarak araç kullanılıyorsa hapis cezası için gerekli koşul vardır

0.50 promilden bir fazlasına bile hapis kararı verilir

Tokat’ta bir sürücü hafif maddi hasarlı kazaya yol açtı. “0.85p romil alkollü” raporu için mahkeme “Kazaya etkisi yok” kanısıyla beraata hükmetti. Yargıtay “Yasal sınır aşıldı” diyerek hapis istedi

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 0.85 promil alkolle kaza yapan sürücü için “Kazada alkolün etkisi yok, alkol almayan kişiler de kaza yapabilir” diyen mahkeme kararını, “Yasal sınır olan 0.50 promilin üzerinde alkol alınarak araç kullanılıyorsa hapis cezası vermek için gerekli koşul oluşmuştur” diyerek bozdu. Tokat’ta, 2008′de meydana gelen hafif maddi hasarlı kazada, Rufai Y., önündeki araca çarptı. Rufai Y. kendiliğinden polise giderek durumu anlattı. Sürücüye, Tokat Devlet Hastanesi’nden verilen raporda 0.85 promil alkol tespit edildi.

“ALKOL ALMAYAN DA BU KAZA YAPILIR” 
Rufai Y.’ye TCK’nın 179′uncu maddesinde tanımlanan “trafik güvenliğini tehlikeye sokmak” suçundan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Davaya bakan Tokat 1′inci Sulh Ceza Mahkemesi, “kazada alkolün etkisi yoktur” diye rapor tutan tutanakta imzası olan polisleri dinledi. Polis memurları, kazanın herhangi bir kişinin yapabileceği basit bir kaza olduğunu, herkesin benzer kazaya karışabileceğini anlattı. Mahkeme, bu anlatım ve tutanaklara dayanarak beraat kararı verdi, gerekçesinde de şöyle dedi: “Sadece alkol alanlar değil, trafiğe uyuşturucu yahut alkol almaksızın çıkan kişilerin de trafik kazasına yol açtığı umumun malumudur. Yasa koyucu, alkolün etkisiyle araç kullanamayacak durumda olanların cezalandırılmasını amaçlamıştır. Tutanakta imzası olan polisler, sanığın alkollü olmakla birlikte araç kullanabilecek durumda olduğunu beyan etmiştir.”

KURULUN KARARI BELİRLEYİCİ 

Kararın temyiz incelemesini, önceki kararlarında “Sadece promil değerine bakarak hapis cezası kararı vermek doğru olmaz. Alınan alkolün o kişi üzerindeki etkisi bilirkişi raporları ve tanık anlatımlarıyla belirlenmelidir. 0.50 promilin üzerindeki alkol oranı idari para cezası (trafik cezası) nedeni olabilir ama doğrudan hapis cezası nedeni olamaz” görüşünü savunan Yargıtay 2′nci Ceza Dairesi yaptı. Daire, sanığın yasal sınır olan 0.50 promilin üzerinde, 0.85 promil alkol aldığını hatırlattıktan sonra, “Sanığın eyleminde alkolün etkisiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurları oluşmuştur. Mahkûmiyet kararı verilmesi gerekir” dedi. Tokat Sulh Ceza Mahkemesi ilk kararında direnince dosya bu kez Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, davanın açılmasının üzerinden 5 yıl geçtikten sonra geçen haftaki oturumunda davayı sonuçlandırdı. Genel Kurul, Yargıtay 2′nci Ceza Dairesi’nin yorumunu doğru bularak Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu. Ceza Genel Kurulu’nun, yerel mahkemelerin “direnmesi” üzerine verdiği kararlar kesin ve bağlayıcı nitelik taşıyor. Bu nedenle sanık Rufai Y.’ye 0.50 promilin üzerinde alkollüyken araç kullandığı gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Ceza miktarını Tokat 1′inci Sulh Ceza Mahkemesi belirleyecek.

1 PROMİL ALKOL: 2 DUBLE RAKI
Yapılan araştırmalar ve uygulamadaki tespitler; kişisel durumlara göre değişmekle birlikte 40 yaşındaki ortalama kilodaki bir erkekte 1 promil (100 mililitre kanda 100 miligram alkol) alkole, 2 duble rakı, 4 bira veya 4 kadeh şarapla ulaşılabildiğini gösteriyor. 40 yaş ve ortalama kilodaki bir kadında ise sınır, 1.5 duble rakı, 3 bira veya 3 kadeh şarap.