Etiket arşivi: HAYATIN

Ceza Hukuku • ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL.

ronnezwolf yazdı:
Merhaba. Ben 7-8 aydır bi kızla sevgili idim kızla çıkarken bazen buluşuyorduk bazen buluşamıyorduk o yüzden bana kız çıplak fotoğraflar atıyordu ama yüzü gözükmüyordu hep kafadan aşağıydı. Neyse sonra bir kaç olay oldu sonra biz öğrendik ki benim yakın arkadaşlarımdan birisiyle de 2 aydır çıkıyormuştu onunla da birlikte olmuş filan neyse ben bunu öğrendim direk ayrıldım ve kız bana iftira atmaya başladı işte ben onunla hiç konuşmadım sevgili olmadık falan filan diye hakkımda iftira atıp tutmuş bende sonra fazla sinirlendim o öfke ve sinirle bu kızın resimlerini başkalarına gösterdim işte kızı tanıyın nasıl birisi olduğunu filan öğrenin ben doğruyu söylüyorum dedim. Olay bu kadarla da bitmiyor ben bu kızın arkadaşlarına da anlattım olanları bitenleri her şeyi sonra kızlarda bana hak verdiler ve o kızdan uzak durdular. Sonra beni bir gün kızlar aradı dediler ; işte bizi tehdit ediyor onun yanında durmadığımız için onu savunmadığımız için bizim sırlarımızı ailelerimize anlatacakmış filan dediler yani kızları tehdit etmiş. Neyse sonra bu olaylar sırasında kız evine gitmişti olaylar kapansın diye neyse bir gün benim telefonum çaldı açtım işte kız annesinin hattından beni aramış dedi ki : ben 2 güne kadar oraya geleceğim o resimlerin herkese yalan olduğunu söyle benim açımdan değil senin açından ve ailen açısından hiç iyi olmaz filan dedi. Resmen beni de tehdit etti.Hatta bu konuşmanın ses kaydını almıştım ben şuan elimde duruyor ses kaydı. İşte salı günü beni okul müdürü aradı ve çağırdı gittim görüştüm rehberlik öğretmeni ve müdür yardımcısı da odadaydı konuşmaya başladık filan rehberlik hocası sürekli beni suçluyordu müdür ise olayın kapanmasını istiyordu işte bana dediler ki eğer bu kız mahkemeye giderse daha 17 yaşında sana iftira atarak beni tehdit ederek resim fotoğraf istedi sonrada arkadaşıyla birlikte olmamı istedi falan derse senin başın yanar dediler. Sonra okul müdürü bana mesajları resimleri konuşma kayıtlarını hepsini silmemi söyledi son 6 yıla kadar her mesajın konuşmanın dokümanı çıkıyor dedi ( bende inanmadım silmedim çünkü mesajın içeriğinin görüntülendiğini sanmıyorum ). Olaylar böyle olmuştur şimdi kızın bana attığı mesajlar falan hepsi duruyor ses kayıtları duruyor. Ben resimleri zorla tehdit ile falan almadım mesajlarda hepsinin kanıtı var. Kız 17 yaşında ve resimleri kendi rızası ile bana gönderdi hiçbir zorlama olmadı tarafımca. Şimdi bana detaylı olarak anlatır mısınız ? kız mahkemeye başvurursa sonuçları ne olur veya ben şimdi ne yapmalıyım bir akıl verirseniz yol gösterirseniz çok iyi olur. Şimdiden teşekkürler.

Bir evin içersinde Aile sırlarına vakıf olupda neden dışarıda anlatamayız.? Evin içersinde Ailelerin yatak odalarına neden girmeyiz.?Bir öğretmen neden özel hayatını derste sizlere anlatmaz.? Mahremiyet,Özel olduğu için değilmi.

Peki aile sırlarına vakıf olup bunları dışarıda anlatıldığında evde insanın başına ne geliyor.? Aferin oğlum iyi yapmışsın böyle olmanmı gerekir deniyor, yoksa bir ton sopamı yeniyor.? Yani bunun bir mahremiyet aile içinde gizli kalması gerektiği öğretiliyor ve bu kurala uymayanda aile tarafından cezalandırılıyor.

Şimdi O kızla aranda bir duygusal ilişki gelişmiş ve arkadaş olmuşunuz ve bir birlerinizle bir sırları yani Mahremiyeti paylaşmışsıız bu mahremiyetin ne şartlar altında olursa olsun Aile sırları gibi gizli kalması gerekiyormu tabiki gerekiyor,bu kurala uymayanlar,TCK kanunumuzda özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişilik haklarına saldırı suçundan cezalandırılıyor. Yani bu kurallara uymaz isek evde aile büyükleri cezalandırıyor, dışarıda ise bu kurala uymaz isek Kanun cezalandırıyor.

Şimdi kızla arkadaşlık yaptın bu kız senden hariç bir kişi ile konuştuğunu veya duygusal ilişki içersine girdiği konusunda bilgi edindin, bunun doğruluğunu araştıra bilirsin VELAKİNN Doğrudahi olsa önceden aranda gecen hiç bir kelimeyi yani 3. kişilere söyleyemezsin etrafa duyuramazsın.Duyurduğun anda suçu işlemiş olursun. Sen ne yapmışın kıza kızdığın için arkadaşlarına gelin len buraya bak doğru bildiğiniz kızın "RESİMLERİ BANA GÖNDERDİĞİ MESAJLAR" diyerek, etrafa aranızda kalması gereken mahremiyet görüntü ve bilgilerini 3, kişilere aktararak duyurarak özel hayatınızda kalmısı gerekenleri afişe etmişin, EVET BU SUÇTUR. Aranızdaki yapmış olduğunuz telefon görüşmelerini kayda almışın ve bunları bir başka kişilere deşifre etmen ve duyurursan O da suçtur,

Bu nedenle bu işte sesni çıkarmadan sessizce durman, kızlada fazla ileri geri sürtüşmeden,etrafta konuşmadan sessiz kalman senin için çok hayırlı olur,yoksa kendini önce savcının önünde, sonrada ceza mahkemesi hakimi önünde ve daha sonrada tazminat davası hakimi önünde bulursun.

Kısacası şu yapmış olduğun hareket suçtur ve hiç sesini çıkarmadan derslerine bakıp sessizce evin yoluna evden de okul yoluna gidip gelmen senin geleceğin acısından çok iyi olur.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Sal Mar 24, 2015 9:13 am


Nitelikli bir işçinin, işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırı

Eskişehir’de bir firmanın paketleme servisinde forklift işçisi olarak çalışan işçi, maaşının sigorta matrahında gösterilen kısmını banka aracılığı ile geri kalan kısmını ise iş yerinde bulunan bir odada zarfla aldığını belirterek, tespit davası açtı.

Zarfın verildiği kamera kayıtlarını da mahkemeye delil olarak sunan işçi, dava reddedilince konuyu Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, mahkemenin, delilleri yeterince incelemeden hüküm kurduğunu belirterek, “Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır.” görüşü kapsamında, mahkeme kararının bozulmasına karar verdi.

Çifteler’de bir firmanın paketleme bölümünde forklift işçisi olarak çalışan genç ve arkadaşları, maaşlarının sigorta matrahında gösterilen bölümünü bankadan, kalan kısmı da iş yerinde bir odada işçilerin sıraya girmesiyle verilen zarfla aldıklarını belirterek, Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tespit davası açtı. İşçiler, zarf içinde elden para ödenmesine ilişkin iş yerinde bulunan kamera kayıtları görüntülerine ait CD’yi de mahkemeye sundu. İşçilerin bir oda kapısı önünde sırada beklediklerine dair görüntülerde, odadan çıkanların elinde ince uzun zarfların olduğunun görüldüğü ortaya çıktı.
Kararını açıklayan mahkeme davayı reddetti.

Davacı avukatı, kararı temyiz etti.
Dava dosyasını yeniden ele alan Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, mahkemece, gerçek ücretle çalışma tespitine ilişkin talebin reddine ilişkin kararın, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verildiğine dikkat çekti. Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun vurgulandığı Yargıtay kararında, işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağının düşünülemeyeceğinin altı çizildi. Kararda, somut olayda davalı iş yerinde ücretin, sigorta matrahında gösterilen kısmının banka aracılığı ile geri kalan kısmının ise iş yerinde bulunan bir odada işçilerin sıraya girmesi suretiyle elden zarf içinde ödendiği iddiası ile birçok işçinin gerçek ücretin tespiti için davanın açıldığı vurgulandı.
Aynı nitelikteki davalarda bahsi geçen zarf içinde elden para ödenmesine ilişkin iş yerinde bulunan kamera kayıtları görüntülerine ait CD’nin dosyaya sunulduğunun hatırlatıldığı kararda; görüntülerde işçilerin bir oda kapısı önünde sırada bekledikleri ve içeriden çıkanların elinde ince uzun zarfların olduğunun görüldüğü belirtildi. Tanıkların da iş yerinde böyle bir uygulama olduğunu beyan ettiklerine işaret edilen Yargıtay kararında, işçilerin ücret bordrolarının da imzasız olduğu dile getirildi. Forklift işçisi olarak çalışan işçiye Eskişehir Ticaret Odası yazısında 2007-2010 yıllarında emsal işi yapanların asgari ücretin yüzde 30 fazlası ücret aralığında ücret alabileceğinin bildirildiğinin kaydedildiği açıklamada,
“Mahkemece yapılacak iş, dosyaya delil olarak sunulan kamera görüntülerini de delil başlangıcı kabul ederek, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davacının sicil dosyası ile iş yerine ilişkin dönem bordrolarını getirtmekti. Yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile iş yerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek, gerektiğinde işverenin bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanına başvurulması da gerekirdi. İşverenin yaptığı bildirimler ile çalışan işçilerin niteliklerini de karşılaştırarak, işverenin çalıştırdığı işçilerin kıdem ve pozisyonuna göre gerçek ücreti üzerinden bildirilip bildirilmediği üzerinde de durulmamıştır. Davacının bildirilen ücret ile çalışması olağan olmayan nitelikli bir işçi olup olmadığını, nitelikli bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığını belirlemek, bildirilen ücretle çalışmasının olağan olmadığı belirlendiği takdirde, işverenin aynı pozisyondaki işçilere ödediği ücretlerin gerçeğe uygun olup olmadığının da değerlendirilmesi lazımdı. Bu bildirimlerin gerçeğe uygun olduğunun belirlenmesi halinde, bu ücretleri esas almak, aksi takdirde benzer işi yapan iş yerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından ve Türkiye İstatistik Enstitüsü’nden emsal ücret araştırması yaparak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekiyordu. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine oy birliğiyle karar verildi.”

Eşin gizli ses kaydı, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi kabul edilmez

Gizli Ses Kaydı Boşanma Delili

Boşanma davası sırasında erkek eşin boşanma delili olarak mahkemeye sunduğu ve birlikte yaşadıkları evde eşinin kendisini aldattığını ortaya çıkaran ses kayıtlarını mahkeme “özel hayatın gizliliği” nedeniyle reddetti. İkamet edilen yerde bulunan aile mahkemesinde görülen davada hakim, ses kayıtlarının hukuka aykırı yollarla temin edildiği ve bu sebepten ötürü mahkemede delil olarak kullanılamayacağına ve davanın reddine karar verdi.

Aile mahkemesinde görülen davanın reddi üzerine eski koca, davayı bir üst mahkemeye taşıyarak kararı temyiz etti.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nde görülen davada hakim aile mahkemesinin vermiş olduğu “özel hayatın gizliliği” nedeniyle ses kaydının boşanma delili sayılmaması kararını bozarak gizli ses kaydı boşanma delili kabul edilir kararı verdi. Kocanın eve yerleştirmiş olduğu ve diğer eşin haberi olmaksızın alınan ses kayıtları Yargıtay tarafından boşanma delili olarak kabul gördü.

Yargıtay bu kararının gerekçesi ise şu şekilde açıklandı: “Evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin ayrı özel yaşam alanı olmayıp, ailenin yaşam alanıdır ve diğer eş yönünden dokunulmaz değildir. “

Bu sebepten dolayı eşlerden birisi diğer eşin sadakatinden şüphe duyması durumunda birlikte ikamet ettikleri konutta , eşin haberi olmaksızın ses kayıt cihazı yerleştirmek suretiyle, eşinin ulu orta olmayan konuşmalarını kayıt altına alması , özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ile hukuk normlarına aykırı olduğu kabul edilmez.” İfadeleri kullanıldı.

Böylelikle eşlerin ortak yaşam alanları içerisinde sergiledikleri tutumlar için özel hayatın gizliliği ilkesinin geçerli olmadığı kanaati Yargıtay tarafından onanmış olmaktadır. Yargıtay’ın bu kararına göre eşlerin birlikte yaşadıkları konut ortak yaşam alanı olarak kabul edilirken , burada gerçekleşen eşlerden birisinin haberi olmaksızın ses kaydı alınması boşanma davasında özel hayatın gizliliği çerçevesinde değerlendirilmemektedir.

Ancak Yargıtay’ın vermiş olduğu “gizli ses kaydı boşanma delili olarak kabul edilmektedir” kararı boşanma davası için kabul görmekle birlikte, ses ve ya görüntülerin kişilerin haberi olmadan gizli bir şekilde kayıt altına alınması Türk Ceza Kanununda bulunan 133 ve 134 sayılı maddelere göre suç teşkil etmektedir. Bu durumda boşanma gerçekleşirken ses kaydını gizli bir şekilde elde eden kocaya hapis cezası verilmektedir.

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2011/5707 K. 2011/4121• EVİ GÖZETLEMEK• ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL

T.C.

YARGITAY

12. CEZA DAİRESİ

E. 2011/5707

K. 2011/4121

T. 1.11.2011

DAVA : Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

KARAR : Suç tarihinde sanığın, müştekinin evinin arka cephesinde eve iki metre mesafede bulunan ve müştekinin mutfak ile yatak odasını görecek şekilde zeytin ağacına çıkarak evini gözetlemek şeklinde gelişen olayda, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

 

SONUÇ : İsabetsiz olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.