Etiket arşivi: İBRANAMENİN

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İBRANAMENİN ŞARTA BAĞLANMASI VE GEÇERLİLİĞİ

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2013/4759
KARAR NO. 2013/5807
KARAR TARİHİ. 11.11.2013

ÖZET : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Çek teslim ve ibraname başlıklı belgede çek bedeli ile avukatlık ücreti ve masraflarının ödenmesi süreye bağlandığı ve ödenmemesi halinde icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırıldığından bu belge geciktirici taliki şarta bağlı bir ibranamedir. Çek vade tarihinden bir gün sonra ödenmekle birlikte avukatlık ücreti ve masraf olarak kararlaştırılan borç 12 gün sonra ödenmiştir. Bu suretle taliki şart gerçekleşmediğinden sözkonusu belge ibraname olarak geçersiz hale gelmiştir. Davacı iş sahibinin alacağının icra dosyası ve dava dosyası kapsamındaki delillere göre tespiti, yapılan ödemeler 818 Sayılı BK’nın 84. maddesi hükmünce öncelikle faiz ve icra masraflarından düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın konusu kalmaması sebebiyle hüküm kurulmamasına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacı yüklenici, davalı iş sahibi aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4483 sayılı takip dosyasında 12.10.2009 gün 1744 sıra nolu 56.640,00 TL, 17.10.2009 gün 1745 sıra nolu 27.169,50 TL, 24.10.2009 gün 1746 sıra nolu 79.650,00 TL, 28.10.2009 gün 1747 sıra nolu 26.461,50 TL meblağlı faturalara istinaden 189.921,00 TL asıl alacak 14.632,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 204.553,55 TL alacak için asıl alacağa yıllık %27 faiz uygulanması istemiyle ilâmsız icra takibinde bulunmuştur. Davalı borçlu vekilinin süresinde yaptığı yetki ve borca itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilmekle dosya Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek 2010/4218 Esas numarasını almış, davalı vekilinin süresinde yaptığı borca itirazı ile takip durmuştur.

Davacı alacaklı vekili ile davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan 18.03.2010 tarihli çek teslimi ve ibraname başlıklı belge ile taraflar borcun tasfiyesi konusunda anlaşmışlardır. Borç miktarı, avukatlık ücreti ve masraflar hariç 192.000,00 TL olarak tespit edilmiş, bu borç için 07.04.2010 keşide tarihli 192.000,00 TL’lik çek davacıya verilmiş, avukatlık ücreti ve masraf olarak 07.04.2010 tarihinde 10.177,00 TL’nin alacaklı vekilinin banka hesabına yatırılması kabul edilmiştir. İbranamenin beşinci paragrafında ibraname şartlarına uyulduğu takdirde dava konusu bakım ve onarım yenilenmesi işiyle ilgili sözleşmenin taraflarca karşılıklı olarak feshedilmiş olacağı, son paragrafında da borçlu şirket tarafından bahsedilen çek bedeli ile 10.177,00 TL süresinde ödendiği takdirde Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4218 sayılı dosyasında iş sahibinin borcu kalmadığı ve tüm sonuçları ile ibra edildiği, aksi halde alacaklı tarafından icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırılmıştır. Sözkonusu çek teslim ve ibraname başlıklı belgede çek bedeli ile avukatlık ücreti ve masraflarının ödenmesi süreye bağlandığı ve ödenmemesi halinde icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırıldığından bu belge geciktirici taliki şarta bağlı bir ibranamedir. 192.000,00 TL’lik çek 07.04.2010 tarihinden bir gün sonra 08.04.2010 tarihinde ödenmekle birlikte 10.117,00 TL borç kararlaştırılan 07.04.2010 tarihinde değil daha sonra 19.04.2010 tarihinde ödenmiştir. Bu suretle taliki şart gerçekleşmediğinden sözkonusu belge ibraname olarak geçersiz hale gelmiştir. Davacı iş sahibinin alacağının icra dosyası ve dava dosyası kapsamındaki delillere göre tespiti, yapılan ödemeler düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

Bu durumda mahkemece süresinde ödeme yapılmaması nedeniyle çek teslimi ve ibraname başlıklı belge, ibra belgesi olarak geçersiz hale geldiğinden takip dayanağı faturalarla ilgili davacının davalıyı temerrüde düşürüp düşürmediği araştırılıp yeniden alınacak bilirkişi raporu ile davacı alacağı hesap ettirilip davalının davada önce 08.04.2010 tarihinde yaptığı 192.000,00 TL ödeme 818 Sayılı BK’nın 84. maddesi hükmünce öncelikle faiz ve icra masraflarından düşülerek dava tarihi itibariyle davacı yüklenicinin kalan alacağı bulunup, davadan sonra 19.04.2010 günü yapılan 10.117,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınacağı belirtilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
11.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2002/13018
KARAR NO: 2003/5455
KARAR TARİHİ.: 26.05.2003

MÜDAHELENİN ÖNLENMESİ DAVASI
– ECRİMİSİL TALEBİ
– KOOPERATİFTEN ÇIKARILMA
– ÇIKARMA KARARININ İPTALİ İSTEMİ
– DAVADAN FERAGAT
– FERAGATİN ŞARTA BAĞLI OLARAK YAPILAMAYACAĞI

ÖZET: Davadan feragat, davacının dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçmesidir. Feragat, şarta bağlı olarak yapılamayacağından açık ve anlaşılabilir ve kesin şekilde yapılmalıdır. Somut olayda, 21.6.2001 tarihli İbraname yukarıda açıklanan anlamında feragate yönelik olarak açık ve kesin değildir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan ve davadan feragat edilmiş olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.

(1086 S. K. m. 91)
Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.06.2002 tarih ve 2002/232-2625 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, haksız olarak ortaklıktan çıkarıldığını ileri sürerek, çıkarma kararının iptalini talep etmiş, birleştirilen dava dosyasında, müvekkiline tahsis edilen dairenin davalı Ayhan Ö.’e tahsis edildiğini bu nedenle müvekkilinin dairesine yapılan haksız müdahalenin önlenmesini, ayrıca 1991 yılından itibaren hesaplanacak ecrimisilin tahsilini, daire verilmeyecekse bedelinin tazminini talep ve dava etmiştir.

Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ihraç kararının iptaline ve davacıya verilecek konut bulunmadığından 6.091.350.659 lira tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, davacının diğer işlemleriyle, davalı Ayhan Ö. hakkındaki davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 09.04.2001 tarih 2001/843-2889 sayılı kararı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı asilin noterlikten vaki feragati sebebiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı vekili, 30.9.1993 tarihli ilk dava dilekçesinde ihraç kararının iptalini istemiş, 27.11.1997 tarihli birleştirilen dava dilekçesinde ise, daire teslimini olmadığı takdirde bedelinin tazminini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafından sunulan Bakırköy 2. Noterliğine ait 14565 yevmiye nolu İbraname uyarınca, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan ve davacı tarafından inkar edilmeyen İbraname başlıklı belgede, davacı kooperatif aleyhine açtığı davalardan I Blok 39 nolu daire (tapu bağımsız bölüm nosu 86) karşılında feragat ettiğini beyan etmiş, yine, bu dairenin kendisine verilmediği takdirde eski haklarının baki olduğu belirtmiştir. Ayrıca, kooperatife olan borçlarının ödeme şekli düzenlenmiştir.
Davadan feragat, davacının dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçmesidir. Feragat, şarta bağlı olarak yapılamayacağından açık ve anlaşılabilir ve kesin şekilde yapılmalıdır. Somut olayda, 21.6.2001 tarihli İbraname yukarıda açıklanan anlamında feragate yönelik olarak açık ve kesin değildir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan ve davadan feragat edilmiş olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 16 Ara 2014, 23:51


MİKTAR İÇERMEYEN İBRANAMENİN GEÇERLİK SORUNU / İBRANAMEDE İŞÇİLİK ALACAKLARININ BELİRTİLMESİ

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2006/9-150
K: 2006/247
T: 26.4.2006
MİKTAR İÇERMEYEN İBRANAMENİN GEÇERLİK SORUNU
İBRANAMEDE İŞÇİLİK ALACAKLARININ BELİRTİLMESİ
Taraflar arasındaki “Alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Ankara 3. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.12.2004 gün ve 1025-1085 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 3.10.2005 gün ve 2089-32008 sayılı ilamı ile,
( …Davacı verdiği ibraname ile fazla mesai ücreti, hafta ve genel tatil ücreti alacaklarını ayrı ayrı zikrederek tamamen aldığını ifade etmiştir. Bu durumda sözü edilen ibranameye itibar edilerek dava konusu, edilen isteklerin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.
Miktar içermemesi başlı başına ibranamenin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Fesihten sonra düzenlenen ve davacının imzasını taşıyan ibranamede, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin tam olarak ödendiği başkaca alacağın kalmadığı belirtildiğine göre, anılan ibranameye değer vermek gerekir. Dairemizin, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır. Bu durumda davacı taleplerinin ibraname dikkate alınarak reddine karar verilmelidir. Mahkemece davanın kabulü yoluna gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtların, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’ un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.