Etiket arşivi: İHRACI

TEŞEKKÜL HALİNDE UYUŞTURUCU MADDE İHRACI / ÖRGÜT KAVRAMI / SUÇ İŞLEME İRADELERİ / ÖRGÜTÜN FAALİYETİ ÇERÇEVESİNDE SUÇ İŞLEME

T.C.

YARGITAY
Onuncu Ceza Dairesi
E:2006/1054
K: 2006/4780
T: 30.3.2006
TEŞEKKÜL HALİNDE UYUŞTURUCU MADDE İHRACI
ÖRGÜT KAVRAMI
SUÇ İŞLEME İRADELERİ
ÖRGÜTÜN FAALİYETİ ÇERÇEVESİNDE SUÇ İŞLEME
5237 s. TÜRK CEZA KANUNU (1) [Madde 118]
5237 s. TÜRK CEZA KANUNU (1) [Madde 220]
Teşekkül halinde uyuşturucu madde ihraç etmek suçundan sanık Osman Akgün hakkında İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 29.09.2005 tarih ve 2002/247 esas 2005/335 karar sayı ile 765 sayılı TCK uygulanarak mahkumiyet kararı verildiği; re’sen de temyize tabi olan hükmün Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının talep edildiği; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hüküm bozulması isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 07.02.2006 tarihinde dairemize gönderildiği anlaşıldığı. Dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği düşünüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının ve sanık müdafiinin duruşmadaki sözlü savunmalarının reddine, ancak;
1-Mahkemece lehe yasanın saptanması sırasında sanığını eylemine 765 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunlarının ilgili maddeleri arasında kıyaslama yapılarak, sanığın eylemline 5237 sayılı kanunun uygulanması halinde 5237 sayılı kanunun 188/1, 4,5 ve 220. maddeleri ile ayrı ayrı uygulama sonucu daha fazla cezaya ulaşılacağı gerekçe yapılarak, 5237 sayılı kanunun uygulanmasının aleyhe olduğu sonucunda varılmışsa da 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunun 93/3. maddesinin “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak; ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” hükmüne aykırı olarak, kararın gerekçesinde 765 sayılı TCK’nın 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddelerine göre yapılan uygulama sonuçları karşılaştırılıp cezaları somutlaştırılmadan yazıl şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK’nın 220.maddesinde düzenlenen “suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir.
Soyut olarak sanık sayısının üç kişi veya daha fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.
Örgütün üyesi olmakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hen de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.
Somut olaya bakıldığında; sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlilikte olduğu anlaşılmakta ise de, suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan durum karşısında olayda 5237 sayılı TCK’nın 118/5. ve 220. maddelerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları ve duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde görüldüğünden re’sen de temyize tabi olan hüküm istem gibi BOZULMASINA, 30.03.2006 tarihinde oybirliği iler karar verildi