Etiket arşivi: ispatlayamazsa

terk eden kadın aksini kesin olarak ispatlayamazsa takıları götürdüğü kabul edilir

Yargıtay: Terk eden kadın takısını bırakmaz
Mahkeme kararında direnince, dosya 3 Nisan’da YHGK’na geldi. Kurul, direnme kararını da bozdu. Terk eden kadının, aksini kesin olarak ispatlamayaması halinde, takılarını üzerinde götürdüğünün kabul edileceği kararı kesinleşti.

DÜĞÜN TAKISI KADINA HEDİYE

Yargıtay içtihatları ışığında düğünde takılan takılar kadına ait. Medeni Kanun’a göre, ziynet eşyası (takı) tabiatı gereği kadına ait mallardan sayılıyor. Kadına akrabalar tarafından verilmiş “hediye” olarak nitlendiriliyor. Hatta bunlar, erkek veya onun akrabalarının taktıkları yazılı delille ispatlanamadıkça, karının evlilik birliğine getirdiği “şahsi mal” sayılıyor. “Kocaya bağışlama” hali hariç tutuluyor sadece. Boşanma sonrası takılar kadından geri alınamıyor. Yargıtay içtihatlarında, “Evlenme sırasında kadına hediye edilen ziynet eşyaları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur” deniliyor.

KADIN TAKISIZ TERK ETMEZ

Takılarla ilgili durum böyle. Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu “hayat deneylerine” dayanarak, geçen Nisan ayında ilginç bir takı kararı verdi. Kurul, “Evi terk etmeyi tasarlayan kadının takılarını önceden götürmesi de çıkarken üzerinde taşıması mümkündür. Ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmeli açtığı dava reddedilmelidir” dedi. Okurumun davasına benzeyen bu davada şöyle karar verildi:

MAHKEME KABUL ETTİ YARGITAY BOZDU

Kayseri’de 2010’da T.K. adlı erkek, Z.K. adlı kadınla evlendi. Çiftin evlilikleri sadece beş ay ve Z.K. evi terk etti. Z.K. boşanma dilekçesinde içinde elbiseleri olan bir bavulla evi terk ettiğini 28 bin 640 lira değerindeki düğün takıları ile çeyizinin ise evde kaldığını öne sürdü. Kayseri 1. Aile Mahkemesi, davayı kısmen kabul etti. Z.K.’nın çeyizleri ile bilirkişi raporuna göre CD görüntüleri ve fotoğraflardan tespit edilen takıların iadesi veya 11 bin 555 lira olan bedelinin yasal faiziyle davacı kadına ödenmesine karar verildi.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, çeyiz eşyalarının iadesini onarken, takıların iadesini oybirliği ile bozdu. 6 Mart 2012 tarihli bozma kararında davacı kadının, tanıklarının takıların evde kaldığı konusunda net, açık ve ayrıntılı beyanlarda bulunamadıkları ve iddianın kanıtlanamadığı vurgulanarak, şöyle denildi:

OLAĞANA TERS DÜŞER

“Davacı (kadın) dava konusu ziynet eşyalarının elinden alındığını ileri sürmüş, davalı yan (erkek) bu iddiayı kabul etmemiştir. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunları davalı (erkek) tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer.
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken, üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu evde kaldığını ispat yükü altındadır.”

MAHKEME DİRENDİ KURUL BOZDU

Mahkeme kararında direnince, dosya 3 Nisan’da YHGK’na geldi. Kurul, direnme kararını da bozdu. Terk eden kadının, aksini kesin olarak ispatlamayaması halinde, takılarını üzerinde götürdüğünün kabul edileceği kararı kesinleşti.

A.S. İSPAT ETMEK ZORUNDA

Okurumun sorusuna bu son karar ışığında şöyle diyebilirim. A.S gibi evi terk eden kadın eğer takı iadesi davası açacaksa; bu takılarının varlığını, bunların elinden zorla alındığını, götürmesine engel olunduğunu ve evde kaldığını ispat yükü altında. İspat edilememesi halinde ise takıların kadının üzerinde kaldığı kabul edilecek ve davası reddedilecek. A.S aldatıldığı için maddi-manevi tazminat ve çalışmadığı için de nafaka talep edebilecek.