Etiket arşivi: KİMİN

TEDBİR NAFAKASI TAKDİRİNDE AYRI YAŞAMAKTA HAKLILIK OLGUSUNDAN ZİYADE MÜŞTEREK ÇOCUĞUN KİMİN YANINDA KALDIĞI VE KİMİN TARAFINDAN BAKILDIĞI NAZARA ALINACAĞI

“T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/6256
Karar: 2016/10142
Karar Tarihi: 27.06.2016
NAFAKA DAVASI – TEDBİR NAFAKASI TAKDİRİNDE AYRI YAŞAMAKTA HAKLILIK OLGUSUNDAN ZİYADE KİMİN YANINDA KALDIĞI VE KİMİN TARAFINDAN BAKILDIĞI NAZARA ALINACAĞI – DAVALININ GELİRİYLE ORANTILI ŞEKİLDE TEDBİR NAFAKASINA HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Müşterek çocuk yönünden talep edilen tedbir nafakası takdirinde ayrı yaşamakta haklılık olgusundan ziyade kimin yanında kaldığı ve kimin tarafından bakıldığı nazara alınır. Çocuk yönünden ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz. Somut olayda; taraflar ayrı yaşamakta olup, ortak çocuk davacı kadının yanında kalmaktadır. O halde, mahkemece; anne yanında kalan ortak çocuğun geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, tarafların ekonomik sosyal durumları ve TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyete uygun bir tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, aksi şekilde müşterek çocuk yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

(4721 S. K. m. 4, 182, 328, 329)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların davalının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, davalının ailesinin müvekkilini kabullenemediğini, kayınvalidesinin rencide etmek için hakarete yönelik eylemlerde bulunduğunu, baskılara dayanamayan davacının evi terk ettiğini, fakat davalının iyi niyetli konuşmalarına istinaden geri döndüğünü, son olarak davalının darp ettiğini ve defolup gitmesini beyan ettiğini belirterek; müvekkili için 500,00 TL, müşterek çocuk için 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların davalının ailesiyle altlı üstlü oturduklarını, konutlarının ayrı olduğunu, davacının daha öncede hamileyken evi terk ettiğini, daha sonra müvekkilinin işyerine gelerek eve dönmek istediğini beyan ettiğini ve not başlıklı yazı hazırlayarak olumsuz davranışlarını kabul ettiğini, son olarak davacının evi sebepsiz yere terk ettiğini, babasını eve çağırarak evden ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacının ayrı yaşama hakkını delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, TMK 182/2.maddesine göre, ana ve baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar. TMK.328/1.maddesine göre, ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Aynı yasanın 329/1.maddesine göre de, küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.

Müşterek çocuk yönünden talep edilen tedbir nafakası takdirinde ayrı yaşamakta haklılık olgusundan ziyade kimin yanında kaldığı ve kimin tarafından bakıldığı nazara alınır. Çocuk yönünden ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz.

Somut olayda; taraflar ayrı yaşamakta olup, ortak çocuk davacı kadının yanında kalmaktadır.

O halde, mahkemece; anne yanında kalan ortak çocuğun geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, tarafların ekonomik sosyal durumları ve TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyete uygun bir tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde müşterek çocuk yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)”

(Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı – 14.11.2016)

FacebookTwitterGoogle+LinkedInWhatsAppEmailBlogger PostPaylaş

Yargıtay Ceza Daireleri Kararları • İNTERNET SİTESİNE YÜKLENEN İÇERİKTEN KİMİN SORUMLU OLACAĞI

YARGITAY 12. Ceza Dairesi
Esas: 2014/7338
Karar: 2014/24862

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın, internette cinsel içerikli bir arkadaşlık sitesinin yöneticisi olduğu, ilgili sitede, katılanın, arkadaş ortamında çekilen özel bir fotoğrafının erkek aradığı biçimindeki ifadeler ile birlikte yayımlandığının iddia edildiği olayda; internet sitesine alan adı sağlayan şirketin cevabi yazısında, siteye veri yükleyen kişilerin bilgileri ve IP numaralarının kendilerinde bulunmadığının, siteye yer sağlayıcı hizmeti vermediklerinin, hizmet ilişkisinin alan adı kaydından ibaret olduğunun, sitenin alan adının tescili sırasında müşteri tarafından verilen bilgilerin doğru olup olmadığının teyit edilemediğinin, sitenin alan adı yöneticisinin sanık olduğunun belirtildiği, sanığın aşamalardaki beyanlarında, katılanı tanımadığını, gece kulübü olduğunu, internet siteleri kurduğunu, sitenin isim hakkının önce kendisinde olduğunu, daha sonra siteyi sattığını, katılanın resmini yayımlamadığını, hakkında hiçbir yazı veya reklam yapmadığını, suçla ilgisinin olmadığını savunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre de, yayına ait ekran görüntüsünün dosyada bulunmadığı, sitenin halen faal olduğu, inceleme tarihi itibariyle katılana ait herhangi bir fotoğraf ve kişisel bilgi olmadığı, resim ya da kişisel ilgiler katılanın beyan ettiği şekilde daha önceden var ise, muhtemelen silindiği ya da yayımdan kaldırıldığı, siteye site yöneticisi dışında herkes tarafından üye olmak suretiyle ilan oluşturulup resim yüklenebildiği, buna göre, internet sitesine fotoğraf yüklemesi yapan kişi veya kişilere ait bilgiler ile IP adreslerinin tespit edilemediği gibi aradan geçen süre de gözetildiğinde tespitinin mümkün görülmediği, sanığın, katılanı tanımadığı da dikkate alınarak, internetteki arkadaşlık sitesi yöneticisi olmasının fotoğraf yüklemesinin de sanık tarafından yapıldığının kabulüne imkan vermeyeceği anlaşılmakla, sanığa atılı suç sabit olmadığından beraatine dair kabulde isabetsizlik görülmemiş; suça konu yayının benzerinin yabancı kaynaklı sitelerde yayımlandığına ilişkin sayfa görüntüleri dosyada bulunduğundan ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu hükme yeterli görüldüğünden; tebliğnamedeki bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik inceleme ve araştırmaya, sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 29 Oca 2015, 13:12