Etiket arşivi: MALULİYET

İş Kazası Sonucu Maluliyet, Maddi Tazminat Hesaplama

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi
2007/20150 E.2008/1542 K.
Mahkeme : İş Mahkemesi
Konu : Maddi Manevi Tazminat İstemi

ÖZET: Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 39.229.10 YTL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan T. T. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan T.T.San. Tic.Ltd.Şti. vekilince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.02.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan T.T. San.Tic.Ltd.Şti.vekili Av.R.K.ile davacı asil F. B. ve Vekili Av.M.K.geldiler. Diğer davalı kurum adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatlar ile asilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı T.T. San. Tic. Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

Dava zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sağ ayağının kırılması nedeniyle %15,20 oranında meslekte kazanma gücünü kaybeden sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı işverenlik tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, sigortalının, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Kusurun aidiyeti ve oranı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.

Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesap raporunun Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.

KARAR: Somut olayda 25.04.2007 tarihli asıl ve 17.07.2007 tarihli ek hesap bilirkişi raporlarında davacının asgari ücretin 1,24 kat fazla ücret aldığı açıklandığı halde, asgari ücretin 4 katı civarında bir ücret aldığı kabul edilerek hesap yapıldığı görülmektedir. Davacının 12.08.1998 tarihli gelir bağlama kararındaki ortalama ücreti olay tarihindeki asgari ücretin 2,49 katı civarındadır. Her ne kadar asgari ücretin 4 katı esasa alınarak bulunan ücretler kesinleşen rücu davasındaki tavan hesabına esas 26.06.2001 tarihli rapordaki ücretlerle uyumlu gibi gözükse de anılan raporda da davacının asgari ücretin 2,49 katı ücret aldığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı açıklandığı halde, hesaplamanın 4 kat üzerinden yapılması karşısında hesaba esas alındığı açıklanan ücretle, hesaplama sırasında uygulanan ücret arasında uyumsuzluk olduğu ortadadır.

Öte yandan 05.05.1963 doğumlu davacının aktif devre hesabının 60 yaşını bitirdiği 05.05.2022 tarihine kadar yapılması gerekirken 31.12.2025 tarihine kadar yapılması keza pasif devre hesabının ise PMF tablosuna göre bakiye ömrünün sonu olan 18.01.2031 tarihine kadar yapılması gerekirken, 31.12.2033 tarihine kadar yapılmak suretiyle maddi tazminatın fazla çıkarıldığı da açıktır. Hal böyle olunca da maddi tazminatın hesabına esas ücretin nasıl bulunduğu belli olmayan, aktif ve pasif devrelerin uzun tutulduğu giderek Yargıtay denetimine elverişsiz hesap raporunun maddi tazminatın belirlenmesine esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı T.T.San. Tic. Ltd. Şti.’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılardan T.T. San.Tic.Ltd.Şti. yararına takdir edilen 550.00 YTL. Duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan Temel Taş’a iadesine, 05.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi

İŞ KAZASI / İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET / MANEVİ TAZMİNAT

T.C.
YARGITAY
Yirminci Hukuk Dairesi
E. 2006/5897
K. 2006/7047
T. 27.6.2006
İŞ KAZASI
İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET
MANEVİ TAZMİNAT
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 83]
818 s. BORÇLAR KANUNU [Madde 41]
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda;ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 20.000.00.-YTL. manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.06.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat O.B geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tespit edildi:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere kararın dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı STFA Enerji Telekominikasyon San.Tic.A.Ş. nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, iş kazası sonucu beden tamlığı bozulan davacı işçinin maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı ıslah ile dava dilekçesinde yer almayan manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece,manevi tazminata ilişkin açılmış bir dava olmadığı halde, ıslah dilekçesi ile manevi tazminat istemi dikkate alınarak, manevi tazminatın kabulüne karar verilmesi yanlıştır. HUMK.’nun 83. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Bu nedenle ” davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine” şeklinde karar verilmesi gerekirken “davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile 40.000,00-YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine”şeklinde hüküm kurularak söz konusu ıslaha değer verilmesi doğru bulunmamıştır.
Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı STFA Enerji Telekominikasyon San.Tic.A.Ş.nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 450.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET / MADDİ TAZMİNAT / BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANCININ HESABI / MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI

T.C.
YARGITAY
Yirmibirinci Hukuk Dairesi
E:2006/2011
K:2006/5370
T:29.5.2006
İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET
MADDİ TAZMİNAT
BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANCININ HESABI
MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI
818 s. BORÇLAR KANUNU [Madde 41]
818 s. BORÇLAR KANUNU [Madde 55]
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
1 -Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Dava iş kazası sonucu % 9 oranında meslekte kazanma güç kaybına uğrayan davacı işçinin maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkin olup; mahkemece, davanın olayda belirlenen % 20 kusur oranına tekabül eden miktardaki maddi ve manevi tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
İddia, savunma ve dosya içeriğine göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, tazminatın ve davalının sorumluluğun kapsam ve miktarının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Maddi tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu açıktır. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek; bilinen dönemdeki kazancı mevcut verilerek nazara alınarak iskontolama ve araştırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancın ise yıllık olarak %10 artırılıp % 10 iskonto’ya tabi tutulacağı 60 yaşına kadar ( aktif ) dönemde, 60 yaşından sonrada pasif dönemde ( çalışmadan geçireceği zaman süresinde ) elde edeceği kazançların ortalama yönteme başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Mahkemece, hükme esas alınan 17.10.2005 tarihli hesap raporunda ise pasif döneme ait zararın hesaplanmadığı görülmektedir. Ayrıca raporda hesaplamaya esas alınan ücretin T.İ.S.’lerde öngörülen zamların yansıtılarak belirlendiği belirtilmiş ise de olay tarihinden hesaplamaya esas alınan tarihe kadar geçen devredeki daha açık deyimle bilinen zarar devresinde ödenen ücretler sorulup belgelendirilmek suretiyle somutlaştırılmamıştır. Bu yönlerden maddi tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelik taşımadığı ortadadır.
Öte yandan, davacının % 9.2 oranında meslekte kazanma güç kaybına uğramasıyla sonuçlanan iş kazasının meydana gelmesinde, davalı işverenle birlikte dava dışı P. A.Ş.’nin de kusurlu olduğu saptanmıştır. Bu durumda, her ikisinin de kazanın sonuçlarından davacıya karşı birlikte ( müteselsil ) sorumluğu B.K.’nun 51.maddesi hükmü gereğidir. Davacı kazadan doğan tazminat alacağının tamamım müteselsil sorumluluk kurallarına göre sorumlulardan birlikte ( müteselsilen ) talep edebileceği gibi birinden de talep edebilir. Dava dilekçesinde açıkça müteselsil sorumluluğa dayanıldığı belirtilerek zararın tamamı davalıdan talep edilmiştir. Buna rağmen müteselsil sorumluluk kuralları göz ardı edilerek davalının olaydaki kusur oranına tekabül eden miktarlarda maddi ve manevi tazminatlara hükmedilmesi B.K.’nun 51.maddesi hükmüne açıkça aykırıdır.
Diğer yandan, maddi ve manevi tazminat taleplerinin her biri yönünden davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, maddi ve manevi tazminatların toplam miktarı üzerinden tek vekalet ücretine hükmolunması da doğru değildir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hükmün oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 29.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.