Etiket arşivi: MÜDDEABİHİN

MÜDDEABİHİN TEMLİKİ

T.C.

YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 2006/2277
K: 2006/3442
T: 30.3.2006
MÜDDEABİHİN TEMLİKİ
ÖZET : İKİ TARAFTAN BİRİ DAVA KONUSUNU (MÜDDEABİHİ) BİR BAŞKASINA TEMLİK ETTİĞİ TAKDİRDE DİĞER TARAF SEÇİM HAKKINI KULLANMAKTA DİLERSE TEMLİK EDEN İLE OLAN DAVASINI TAKİPTEN VAZGEÇEREK DAVAYI DEVRALAN KİŞİYE YÖNELTMEKTE, DİLERSE DAVASINA TEMLİK EDEN KİŞİ HAKKINDA TAZMİNAT DAVASI OLARAK DEVAM EDEBİLMEKTEDİR. KENDİLİĞİNDEN (RESEN) GÖZETİLMESİ ZORUNLU BULUNAN BU USUL KURALINA GÖRE,MAHKEMECE DİĞER YANA SEÇİMLİK HAKKI HATIRLATILARAK DAVAYA HANGİ KİŞİ HAKKINDA DEVAM EDECEĞİ SORULMALI,SONUCUNA GÖRE İŞLEM YAPILMALIDIR. BU DURUM KARŞISINDA YUKARIDAKİ İLKELER ÇERÇEVESİNDE USULİ İŞLEMLERİN TAMAMLANMASI, ONDAN SONRA İŞİN ESASI HAKKINDA BİR HÜKÜM KURULMASI İÇİN KARAR BOZULMALIDIR.
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı bulunduğu 12 parselde bulunan 11 nolu daireyi yükleniciden satın aldığını, davalıların hiçbir haklı nedene dayanmaksızın taşınmaza elattıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, söz konusu daireyi yükleniciden satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu dairenin dava dışı yüklenici tarafından davalılara satıldığı, davacının daire ile bir ilgisinin kalmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla;tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava ,paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir,
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalılardan Servet’in paydaş oldukları, bu yerde dava dışı yüklenici tarafından inşa edilen yapıdaki dava konusu 3. kat ön tarafta bulunan 11 nolu daireyi davacının 29.9.1998 tarihinde, davalı Servet’in ise 26.11.1999 tarihinde noterden tasdikli satış vaadi sözleşmeleri ile dava dışı yükleniciden satın aldıkları, dava konusu bağımsız bölümün davalıların kullanımında olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı dava konusu taşınmazda bulunan bağımsız bölüme davalıların haksız olarak elattıklarını öne sürerek eldeki davayı açmıştır.
Ancak, dava karara bağlandıktan sonra davalı Servet’in kayden maliki olduğu payını 20.8.2004 tarihinde Hayati ve Pakize’ye sattığı eksiğin tamamlanması suretiyle getirtilen tapu kaydından anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Bu durum karşısında yukarıdaki ilkeler çerçevesinde usuli işlemlerin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması için karar bozulmalıdır.
Hal böyle olunca, anılan nedenle davacının temyiz itirazları yerindedir kabulüyle hükmün belirtilen sebepten ötürü HUMK’nun 428 md. gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

DAVAYI TAKİP YETKİSİ / MÜDDEABİH / TEMLİK / MÜDDEABİHİN BAŞKASINA TEMLİKİ

T.C.

YARGITAY

Ondördüncü Hukuk Dairesi

E. 2006/3752

K. 2006/4990

T. 27.4.2006

DAVAYI TAKİP YETKİSİ
MÜDDEABİH
TEMLİK
MÜDDEABİHİN BAŞKASINA TEMLİKİ

1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 186]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 409]
Taraflar, arasındaki tapu iptali tescil ve sözleşmenin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14.2.2006 gün ve 2005/10530-2006/1269 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ( davalı ) Hüseyin Yıldırım tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Mahkemece, tapu iptali tescil davasının reddine, sözleşmenin feshine ilişkin birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiş, hükmü davacı ve birleştirilen davanın davalısı Hüseyin Yıldırım temyiz etmiştir. Aynı kişi onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasını teminen karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Uyuşmazlık konusu, öncesi 2183 parsel iken ifraz ile 436 ada 1 parsel ve 437 ada 1 parsel numarasını almış olan taşınmazdır. Dava 5.10.1998 tarihinde açılmıştır. Çekişme konusu taşınmazların davanın açıldığı tarihten sonra 30.3.2005 ve 30.8.2005 tarihinde satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın dava dışı kişiye temlikine rağmen davacı HUMK.nun 186. maddesinin kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak ne dava konusunu temellük eden kişiye karşı ayın davası olarak sürdürmüş ve ne de temlik eden taraf hakkında davayı zarar ve ziyan davasına çevirerek devam ettirmiştir. Mahkemece yargılamaya son verilen 22.9.2005 günlü oturuma davacı katılmamış, davalı ise davayı takip edeceğini ve davanın reddini savunmuştur.

Görüldüğü üzere, dava davacı tarafından takipsiz bırakılmış davacı HUMK.nun 186. maddesinde kendisine tanınan haklardan hiçbirisini kullanmamıştır. Davayı takip eden davalı Nebahat Doğan ise karardan önce dava konusu taşınmazı üçüncü kişiye temlik etmiştir. Burada dava konusunu temlik eden davalının mevcut temlike rağmen davayı takip yetkisinin bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulması gerekecektir. Gerçekten davanın devam ettiği bir sırada bir tarafın müddeabihi başkasına temlik etmesi halinde mahkemenin yasanın 186. maddesine başvurması ve davacı tarafa seçimlik hakkını sorması gerekir. Buna yanıt verilmesi halinde sorun yoktur. Ancak davacının 186. maddedeki tercih hakkını kullanmaması ya da davayı takipsiz bırakması durumunda bu hak kullanılmadığından davanın davacı tarafından takip etmek istenmediği sonucuna varılmalıdır. Bu gibi durumlarda dava konusu taşınmaz malı temlik eden davalının da temlik işlemi nedeniyle davaya devam edilmesini talep yetkisi kalmayacağından mahkemece HUMK.nun 409. maddesine göre işlem yapılarak bir karar verilmesi gerekir ( Prof. Dr. Bakı Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı Cilt:IV sayfa: 4076 ve devamı ). Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak temlik eden davalının davayı takip yetkisi varmışçasına yazılı şekilde davayı reddetmiş olması doğru olmamıştır.

Kararın açıklanan sebeple bozulması gerektiği bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından davacının karar düzeltme istemi kabul edilmelidir.

Kabule göre de; dava reddedildiği halde peşin alınan harçtan red harcı dışındaki kısmın davacıya iade edilmemesi yanlıştır.

SONUÇ : yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme istemini kabulü ile onamayı ilişkin Dairemizin 14.2.2006 tarih 2005/10530-2006/1269 sayılı ilamının KALDIRILARAK, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 450 YTL Yargıtay duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacı ve birleşen davanın davalısı Hüseyin Yıldırım’a verilmesine, 27.04.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.