Etiket arşivi: MURİS

YARGITAY 1. Hukuk Dairesi 2009/10655 E.N , 2010/1248 K.N.* MURİS MUVAZAASI-HUSUMET-ZAMANAŞIMI

YARGITAY

1. Hukuk Dairesi

2009/10655 E.N ,

2010/1248 K.N.

 

 Taraflar arasında görülen davada;

 

Davacılar, miras bırakan Mehmet'in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 803 parsel sayılı taşınmazını oğlu Ömer'e temlik ettiğini, Ömer'in de muvazaalı şekilde davalı Yüksel'e devrettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.

 

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

 

Mahkemece, davalı Yüksel yönünden iyiniyetli olduğu gerekçesiyle, diğer davalılar bakımından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

 

Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Dava, Borçlar Yasası'nın 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğine ilişkindir.

 

Davalı Yüksel, on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, iyiniyetli olduğunu, diğer davalılar da dedeleri Mehmet'in, sattığı taşınmazla ilgili olarak açtığı davanın retle sonuçlandığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.

 

Mahkemece, davacıların 3. kişi konumundaki davalı Yüksel'e karşı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davası açamayacakları, davalı Yükselin iyiniyetli olduğu, diğer davalılara da husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

 

Miras bırakan Mehmet'in 10.01.2008 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları olarak davacı kızları ile 12.05.1993 tarihinde ölen oğlu Ömer'in çocukları davalılar Filiz ve Emel'in kaldıkları, davaya konu 803 parsel sayılı 637 m2 miktarlı, kargir ev ve avlusu nitelikli taşınmaz muris Mehmet'e aitken intifamı uhdesinde bırakıp çıplak mülkiyetini 650 bin lira bedelle 13.02.1987 tarihinde oğlu Ömer'e satış suretiyle temlik ettiği, Ömer'in de 26.07.1990 tarihinde davalı Yüksel'e yine satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.

 

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar, miras bırakanın muvazaalı sözleşme ile taşınmazı devrettiği kişi, onun mirasçısı ya da muvazaalı yahut kötü niyetli olarak taşınmazı devralan ikinci ve sonraki el durumunda bulunan kişiler aleyhine açılabilir.

 

Öte yandan, muris muvazaasına dayalı iptal, tescil davalarında herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 01.04.1974 gün 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi muris muvazaasına dayalı davalar, miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çignenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır. Bu tür davalarda, dava hakkı murisin ölümü ile doğmaktadır. Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur.

 

Ayrıca, tapu sicilindeki kayda iyiniyetle istinat ederek mülkiyet ya da diğer bir ayni hakkı iktisap eden kimsenin bu iktisabı yasal koruma altındadır ve aslolan kayden edinenin iyiniyetli olmasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde hüküm altına alınan bu kural, sadece sözleşmenin yanlarını değil, aynı zamanda tapulu taşınmazların intikalinde güveni, toplum yararını ve huzurunu sağlamak amacı ile konulmuştur. Ancak, durumu bilen ya da bilebilecek konumda olan kişilerin bu haktan yararlanamayacakları da tartışmasızdır. (TMK 1024. md.)

 

Somut olaya gelince;

 

Dinlenen tanıklar, murisin taşınmazını bedel almadan oğlu Ömer'e devrettiğini, Ömer'in de "mirasçılar bu yeri elimden alır, size devredeyim, tapu masraflarını da ben yapayım" şeklinde kendilerine getirdiği teklifi kabul etmemeleri üzerine davalı Yüksel'e yine bedelsiz temlik ettiğini, Yüksel'in taşınmazı hiç kullanmadığını bildirmişlerdir. Davalı Yüksel, 03.11.2008 günlü cevap dilekçesinde, muris ve oğlu Mehmet ile sihri hısım olduklarını beyan etmiştir. Bu durumda, davalı Yüksel muvazaalı işlemi bilebilecek konumdadır. Bunun yanında, satın aldığı taşınmaz ev olup satış tarihinde intifa hakkı miras bırakan Mehmet'e aittir. Bir kimsenin ev nitelikli taşınmazı intifa hakkı ile yükümlü olarak alması, onu kullanmayacağı anlamına gelir ki, bu da hayatın olağan akışına ters düşer. Kaldı ki, davalı Yüksel taşınmazı intifa hakkı sahibi murisin ölümünden sonra da hiç kullanmamış, taşınmazı kullanan davacılardan birisi hakkında da bir yasal işlem başlatmamıştır. Bu durumda, davalı Yüksel'in iyiniyetli olduğundan ve Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesindeki koruyuculuktan yararlanacağını söylemek olanaksızdır.

 

Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, muris Mehmet'in kız çocuklarından mal kaçırmak amacı ile taşınmazı oğlu Ömer'e bedelsiz, muvazaalı biçimde devrettiği, kayıt maliki Yüksel'in de iyiniyetli olmadığı sonucuna varılmaktadır.

 

Her ne kadar, davalılar Emel ve Filiz, muris tarafından açılan davanın reddedildiğini savunmuşlar ise de, miras bırakanın dava konusu taşınmazı oğlu Ömer'e temlik ettikten sonra, kayıt maliki olmadığı dönemde oğlu Ömer aleyhine elatmanm önlenmesi davası açtığı, daha sonra feragat ettiği ve davanın feragat nedeniyle reddedildiği, 1987/356-1988/5 sayılı o davanın eldeki davayı etkiler bir yönü olmadığı, kaldı ki, muvazaalı işlemi gerçekleştirenin kamufle amacıyla böylesine bir davayı açabileceği de izahtan varestedir.

 

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.

 

Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMY'nin 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTALİ DAVASI, AVUKATLIK ÜCRETİNİN HESAPLANMASI

YARGITAY 1. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/15507
KARAR: 2014/19371

Taraflar arasında görülen tapu iptal, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanları babaları M…’in 13.02.2007 tarihinde öldüğü, mirasbırakanın maliki olduğu 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazları 21.08.2002 tarihli resmi akit ile oğlu olan davalı A…’ya satış suretiyle temlik ettiği, davacının dava dilekçesinde; 9 parsel sayılı taşınmazın temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiası ile eldeki davayı açtığı, 11.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden aynı iddiayı ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden, mirasbırakan tarafından davalıya satış suretiyle yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.

Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince, dava dilekçesinde yer almayan 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden 11.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talepte bulunulmuş ise de, değer gösterilmeksizin düzenlenen ıslah dilekçesi ile talepte bulunulmuş olduğu, bu haliyle usulüne uygun bir ıslah bulunmadığı ve ayrı bir dava ile talepte bulunulması gerektiği, göz ardı edilerek 7 parsel sayılı taşınmazın kabul kapsamına alınmış olması doğru değildir.

Kabule göre de, davada miras payı üzerinden kabul kararı verildiğine göre, bu paya karşılık gelen değerin vekâlet ücretinin tayininde nazara alınması gerektiği ve yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmal edilmemiş olduğu gözetilmeden yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.

Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilenz nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Cmt Mar 07, 2015 11:35 pm


Miras Hukuku • Varislerin muris sağken miras payında anlaşmaları

Muris,varislerinin bir kısmına tapusuz malları sağken devredip mal verdigi varislerden miras paylarını aldıklarına dair varislerinin imzaladığı bir belge almıştır,ve diğer tapulu taşınmazıda satış yoluyla mal almayan diğer varise bırakmıştır.Muris vefat ettikden sonra miras paylarımızı aldık diyerek belgeye imza atan diğer varisler muris muvazaasına dayana bilirlermi,bu konuda karar varmı,teşekkürler

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukuk_1985 — 02 Oca 2015, 01:56


TAPU İPTALİ VE TESCİL / MURİS MUVAZAASI / DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ

T.C.

YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 2006/2522
K: 2006/4448
T: 20.4.2006
TAPU İPTALİ VE TESCİL
MURİS MUVAZAASI
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 44]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 45]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 388]
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla üyesi olduğu kooperatifin aidatlarını ödeyerek 4 ve 5 nolu bağımsız bölümleri davalılar adına tescil ettirdiğini ileri sürüp muvazaa nedeniyle miras payı oranında tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazları miras bırakandan temlik almadıklarım, kooperatif ödemelerini kendilerinin yaptığım, muvazaanın söz konusu olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalılara miras bırakan tarafından temlik edilmediği, somut olayda 01.04.1974 tarih,112 sayılı içtihatları birleştirme kararının uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakiminin raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava ve birleşen dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden; çekişme konusu 5 nolu bağımsız bölümün S.S. K … Kent Yapı Kooperatifi adına kayıtlı iken kooperatif üyeliği sonucu tahsis suretiyle davalı T. adına tescil edildiği, olayda 1.4.1974 tarih, 112 sayılı lçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, davacının 9.5.2003 tarihinde 2776 ada 8 parseldeki 4 nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak ayın hukuksal nedenle davalı S. aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığı anılan dava dosyasının 2003/458 Esas üzerinden yapılan yargılaması sırasında 29.9.2003 tarihinde eldeki dava dosyası ile birleştirildiğine göre anılan dava hakkında da bir karar verilmesi gerekirken, birleşen dava yönünden olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.