Etiket arşivi: ÖDEME

YARGITAY 16.HD E:2010/3045 K:2010/3089*TAAHHÜT TUTANAĞINDA ÖDEME TARİHİNE KADAR FAİZ İSTENMİYORSA TAAHHÜT GEÇERLİDİR

T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2010/3045
KARAR NO : 2010/3089
Y.C.BAŞSAVCILIĞI NO:K.Y.B:2010/75149

Ödeme şartını ihlal eyleminden borçlu Hamza Ayna'nın İİK'nun 340.maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Mersin 1.İcra Mahkemesinin 10.6.2009 tarihli ve 2009/660-1013 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına, borçlunun beraatine ilişkin Mersin l.Ağır Ceza Mahkemesinin 27.7.2009 tarihli ve 2009/690 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 20.03.2010 gün ve 17210 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 7.4.2010 gün ve K.Y.B. 2010/75149 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,

Tebliğnamede, 25.2.2009 tarihinde sanık tarafından yapılan taahhütte işlemiş faizin belirtilmesine karşın, son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz miktarının belirlenmemesi sebebiyle verilen Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 11.5.2009 tarihli ve 2009/3306-3412 sayılı ilamında da belirtildiği üzere taahhüt tutanağında bu tarihler arasında faiz yürütüleceğine dair bir beyan bulunmadığına göre, faiz miktarının ayrıca ilave edilmesinin zorunlu olmadığı, dolayısıyla taahhüdün geçersiz olduğundan söz edilemeyeceği gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Dosya kapsamına göre, borçlu hakkında toplam 10.163.15 TL alacağın tahsili amacıyla yapılan takip sırasında 25.2.2009 tarihinde icra memuru huzurunda alacaklı vekilinin kabulüyle düzenlenen tutanakta borç miktarının 11.946.83TL olarak gösterildiği, tutanağın beyan kısmında da borçlunun "… taahhüt tarihine göre hesaplaması yapılsın dedi. Taahhüt tarihine göre yapılan hesaplamada 10.163.15 TL takip miktarı, 1.219.58 TL vekalet ücreti, 88.9 TL icra masrafı, 325.2 TL tahsil harcı ve 150.00 TL faiz olmak üzere toplam 11.946.83 TL dosya borcunun olduğu dökümleri ile söylendi, borçlu anladım kabul ettim dedi ve söz alarak ben bu borcumun tamamı olan 11.946.83TL'yi 16.03.2009 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum dedi.." şeklinde taahhütte bulunduğu dikkate alındığında, borçlunun hangi miktar için ödeme taahhüdünde bulunduğu, alacaklının da hangi miktar için kabulde bulunduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. 25.2.2009 tarihine kadar faiz belirlenmiş, ancak bu tarihten ödeme tarihi olan 16.3.2009 tarihine kadar olan faiz hesaplanıp taahhüt tutanağında gösterilmemiş ise de, taahhüt tutanağında bu tarihler arasında faiz yürütüleceğine dair bir beyan bulunmadığına, taahhüt edilen miktarın hiç bir kuşkuya yer verilmeyecek şekilde açık olarak belirlenmiş olmasına göre faiz miktarının ayrıca ilave edilmesi zorunlu değildir. Hal böyle olunca taahhüdün geçerli olduğu gözetilmeden itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle Mersin l.Ağır Ceza Mahkemesinin 27.7.2009 tarih ve 2009/690 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-c maddesi uyarınca BOZULMASINA, "yargılamanın yenilenmesi yasağı" nedeniyle bozma kararı doğrultusunda yeniden yargılama yapılmasının gerekmediğine, dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 19.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2009/3306
KARAR NO : 2009/3412
Y.C.BAŞSAVCILIĞI NO: K.Y.B:2009/64955
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLAMI

Ödeme şartını ihlal eyleminden borçlu Serpil Dereköy’ün 2004 sayılı İİK’nun 340. maddesi gereğince 3 ayı geçmemek üzere hapsen tazyikine dair, Aybastı İcra Mahkemesinin 24.09.2008 tarihli ve 2008/8-14 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Ünye Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2008 tarihli ve 2008/641 sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 03.03.2009 gün ve 12629 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 31.03.2009 gün ve K.Y.B. 2009/64955 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,

Tebliğname ile, sanığın taahhüdünü içeren tutanakta ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm ferileri ile birlikte hesaplanıp açıkça gösterilmesi gerektiği, oysa ki tutanakta borcun 30.04.2007 tarihine kadarki kısmı için faizin hesaplandığı, ancak 30.04.2007 tarihi ile son taksitin ödeneceği 30.06.2007 tarihleri arasındaki faizin hesaplanmadığı, bu hususları içermeyen 18.01.2007 tarihli taahhüdün hukuken geçersiz olduğu gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Dosya kapsamına göre, borçlu hakkında toplam 17.701,81 TL alacağın tahsili amacıyla Aybastı İcra Müdürlüğünün 2007/156 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takip sırasında 18.01.2007 tarihinde icra memuru huzurunda alacaklı vekilinin kabulüyle düzenlenen tutanakta borç miktarının 23.358,48 TL olarak gösterildiği, tutanağın beyan kısmında da borçlunun “ben bu borcun 8.000,00 YTL’lik kısmını 30.04.2007 tarihinde, 8.000,00 YTL’lik kısmını 31.05.2007 tarihinde, bakiye 7.358,48 YTL’lik bölümünü ise 30.06.2007 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum” şeklinde taahhütte bulunduğu dikkate alındığında, borçlunun hangi miktar için ödeme taahhüdünde bulunduğu, alacaklının da hangi miktar için kabulde bulunduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. 30.04.2007 tarihine kadar faiz belirlenmiş, ancak bu tarihten son ödeme tarihi olan 30.06.2007 tarihine kadar olan faiz hesaplanıp taahhüt tutanağında gösterilmemiş ise de, taahhüt tutanağında bu tarihler arasında faiz yürütüleceğine dair bir beyan bulunmadığına göre faiz miktarının ayrıca ilave edilmesi zorunlu değildir. Hal böyle olunca taahhüdün geçersiz olduğundan söz edilemeyecektir.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 11.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Dilekçe ve Sözleşme Örnekleri • İCRA ÖDEME TAAHHÜT BELGESİ ÖRNEĞİDİR

T.C.
………………………….. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
DOSYA NO:…../……..

TAAHHÜDNAME TUTANAĞI

ALACAKLI :Adı ve Soyadı…………….Adresi………………

VEKİLİ :………………….

BORÇLU :Adı ve Soyadı……………….Adresi……………..

Alacaklı vekili ve borçlu müdürlüğümüze geldi.Borçlu, bu dosyadaki borcunun tamamını, bugüne kadar işlemiş faizini, vekalet ücretini, icra harç ve giderleri ile birlikte her ayın başında ayda bir olmak üzere 4 eşit .taksitte ödeyeceğini ve ilk taksitin 01.01.2015 den başlamak üzere dört eşit taksitte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini beyan etti. Yapılan hesaplamada ve ekte görülen hesap özetinde de görüldüğü gibi, ödeyeceği toplam miktar …………… dir.Borcun açılımı ise şu şekildedir:Borcun aslı:………TL ,işlemiş faiz:…………. TL Takip çıkışı:………….TL,başvuru harcı ……TL,Vekalet harcı:……TL ,posta gideri:…..TL.Dosya gideri:…..TL,Baro Pulu:……TL,Peşin harç:…….TL,Tahsil harcı:…………TL, Vekalet ücreti: …………TL Takip tarihinden bugüne kadar işlemiş faiz:………TLdir. Son ödeme tarihlerine göre işleyecek faizden feragat edilmiştir. Toplamda …………….. TL’dir.Buna göre borçlu 01.01.2015 de,………….TL,01.02.2015 de …………..TL,01.03.2015 de ………………..TL ve son taksidini de 01.04.2015 de ……………..TL olarak ödeyecektir..Bu şekliyle ödeme taahhüdü alacaklı vekili ve borçlu tarafından kabul edilmiştir.Borçluya, belirtilen tarihlerde ve belirtilen miktarda borcunu ödeyebileceğini, taahhüt ettiği tarihlerde ödeme yapmadığı taktirde ödeme şartını ihlali suçundan dolayı şikayet olunabileceği bu hususta 3 aya kadar disiplin hapis cezasının hüküm ve sonuçları kendisine anlatılarak taahhüt taraflarca imza altına alınarak bir nüshası borçluya bir nüshası alacaklı vekiline ve bir nüshası da müdürlüğümüz dosyasına bırakıldı…/../2015

Taahhüdü Eden borçlu
Adı ve Soyadı
İmza

(OKUDUM ANLADIM-BORÇLU ELYAZISI ILE)

Adresi:…………………………………………..

Taahhüdü kabul eden
Alacaklı Vek.
Adı ve Soyadı
İmza

T.C
……………………………… İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
DOSYA NO: 20…/……. E.

BORÇ ÖDEME TAAHHÜDÜ
ALACAKLI: …………………………….
VEKİLİ: ……………………………..
BORÇLULAR: …………………………….

Alacaklı …………………….. ile borçlular müdürlüğümüze geldi. Borçlular, dosya borcunun tamamını, bugüne kadar işlemiş ve ödeme tarihine kadar işleyecek faizini, vekalet ücretini,

Yapılan hesaplamada ve ekte görülen hesap özetinde de görüldüğü gibi, ödeyeceği toplam miktar ………………………. TL dir. Burcun acılımı ise şu şekildedir. Borcun aslı …………………. TL . işlemiş faizi: ………………TL. %……….. komisyon : ………….. TL, …………….TL protesto masrafı olmak üzere takip çıkış : ……………………..TL, ye ilaveten başvuru harcı ………………….TL, vekalet harcı: ………………TL,posta gideri: ……………….. TL, Baro pulu: ……………… TL, peşin harcı: …………….TL, Tahsil harcı: ………………. TL, Vekalet ücreti: ……………………… TL Takip tarihinden bugüne kadar işlemiş faiz ………………… TL, taahhütte belirtilen ödeme tarihlerine göre işleyecek faizlerin toplamı …………………… TL olmak üzere Toplam ………………….. TL ‘dir. Buna göre borçlu ;

Bu şekilde ödeme taahhüdü alacaklı vekili ve borçlu tarafından kabul edilmiştir. Borçluya, belirtilen tarihlerde ve belirtilen miktarda borcunu ödeyebileceğini, taahhüt ettiği tarihlerde ödeme yapmadığı taktirde İ.İ.K 340. Maddesinde belirtilen “BORÇLUNUN ÖDEME ŞARTINI İHLALİ HALİNDE CEZA: (Değişik madde : 06/06/1985 – 3222/41 md;değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K/11.mad) 111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç ay kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin takibine başlandıktan sonra borçlu borcunun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorun da olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçmez.” Hükmün gereği ödeme şartını ihlali suçundan dolayı şikayet olabileceği ve bunun hüküm neticesi taahhüdü ihlal halinde aleyhine tazyik hapsine hüküm olunacağı anlatılarak taahhüt taraflara imza altına alınarak bir nüshası borçluya bir nüshası alacaklı vekiline ve bir nüshası da müdürlüğümüz dosyasına bırakıldı. ../../2015

Taahhüdü Eden borçlu
Adı ve Soyadı
İmza

(OKUDUM ANLADIM-BORÇLU ELYAZISI ILE)

Adresi:…………………………………………..

Taahhüdü kabul eden
Alacaklı Vek.
Adı ve Soyadı
İmza

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Pzt Şub 16, 2015 6:29 pm


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • SENEDİN ÖDEME GÜNÜNÜN PAZAR GÜNÜNE DENK GELMESİ, PROTESTO…

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/11814
KARAR: 2013/21014

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlanarak örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda takip dayanağı senede ilişkin olarak zamanaşımı, imzaya ve borca itirazları yanında ciranta olarak kendisine ödememe protestosu çekilmediğinden aleyhine takip yapılamayacağı gerekçesi ile takibin iptalini istediği anlaşılmıştır.

Takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 626. maddesinin 3. fıkrasında; "Muayyen bir günde veya keşide gününden veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şartını havi bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosunun, ödeme gününü takibeden iki iş günü içinde çekilmesi lazımdır", aynı yasanın 664. maddesinde ise; "Vadesi pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlıyan poliçenin ödenmesi, ancak tatili takibeden ilk iş günü istenebilir" hükümlerine yer verilmiş olup, aynı yasanın 690. maddesi uyarınca poliçelere ilişkin bu düzenlemelerin bonolar hakkında da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Somut olayda 21.02.2009 vade tarihli senedin ödeme gününün, 21.02.2009 Cumartesi günü olup, 22.02.2009 tarihinin pazar gününe denk geldiği, ödeme gününün belirtilen yasal düzenleme doğrultusunda 23.02.2009 tarihi olduğu, ödememe protestosunun ise keşideciye ödeme gününü takip eden ikinci iş gününün sonu olan 25.02.2009 tarihinde ve yasal sürede çekildiği görülmüştür.

Bu durumda mahkemece, protestoya ilişkin şikayetin reddi ile borçlunun diğer itirazları hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul edilerek takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan borçlu zamanaşımı itirazında bulunmuş ve mahkemece tensip kararı ile reddedilmiş ise de bu husus borçlu tarafından temyiz konusu yapılmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 12 Şub 2015, 01:22


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞİ, GECİKMİŞ İTİRAZ, MAZERET…

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/13457
KARAR: 2013/20043

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

1-) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklının katılma yolu ile yapmış olduğu temyize ilişkin dilekçesinin kaydının olmadığı gibi harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2-) Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklı tarafından başlatılan iki adet bonoya dayalı kambiyo takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, borçlunun aynı zamanda ayrı bir itiraz dosyası ile söz konusu takipte yetkiye itirazlarını bildirdiği, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltildiği görülmüştür.

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK’un 45. maddesinde, (HMK 166) aynı mahkemede görülmekte olan davaların, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebileceği düzenlenmiştir. Yine kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nın 297. maddesi 2. fıkrasında ise hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hususu düzenlenmiştir.

Somut olayda her ne kadar borçlu vekilince …İcra Hukuk Mahkemesi’nin incelemeye konu şikayet dosyası ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve takibi öğrenme tarihinin 15.04.2011 olduğu ileri sürülmüş ise de; yine aynı vekil tarafından Çeşme İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/45 esas sayılı itiraz dosyasında 19.04.2011 tarihinde yetki itirazında bulunulduğu, mahkemenin 26.04.2011 tarihli tensip kararı ile birlikte aynı borçlu tarafından usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğundan bahisle dosyaların birleştirilmesine ve şikayet dosyası üzerinde yürütülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, birleştirme işleminin devamında sadece şikayete ilişkin karar verilmiş olup, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde birleşen yetki itirazı dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemiştir.

O halde, mahkemece 26.04.2011 tarihli 2011/45 esas- 2011/49 karar sayılı birleştirme kararına rağmen incelemeye konu aynı mahkemenin 2012/88 E.-90 K sayılı kararında borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Öte yandan, İİK’nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Açıklanan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK’nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E.-1991/344 K). Mahkemece, borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğu tespit edildiği halde, borçlunun takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olması sebebi ile mahkemeye yapmış olduğu ve birleştirilen itirazı ile ilgili hüküm kurmak yerine gecikmiş itiraz ile ilgili yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş, itirazın, tespit edilen öğrenme tarihine göre süresinde olup olmadığını denetledikten sonra işin esasını incelemek ve oluşacak sonuca göre birleşen dava hakkında karar vermektir.

Ayrıca, HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 03 Şub 2015, 01:53


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • ÖDEME EMRİ TEBLİĞ EDİLMEDEN, HİÇ BİR HAKTAN FERAGAT EDİLEMEZ

T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2011/1545
KARAR NO: 2011/16847
KARAR TARİHİ. 27/09/2011

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/09/2010
NUMARASI: 2010/801-2010/793
DAVACI: BORÇLU :G.Y.
DAVALI: ALACAKLI ;D………… MÜH VE ISI SİSTEMLERİ LTD ŞTİ

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı emekli maaşının yatırıldığı Finans bank Eskişehir Merkez Şubesindeki hesabına Mehmetçik Vakfından gelen paraların olduğu, Ziraat Bankası Porsuk Şubesine konan hacizlerin bu paraların niteliği gereği haczedilemez bulunduğundan dolayı kaldırılmasını talep etmiştir.

Somut olayın incelenmesinde borçlu hakkında 14.5.2010 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği, icra dosyasında bulunan 14.5.2010 tarihli taahhütname tutanağı başlıklı icra zaptında borçlunun "ödeme emrini dairede tebliğ almak istiyorum. Hakkımda açılacak icra takibine herhangi bir itirazım bulunmamaktadır. Tüm itiraz ve dava haklarımdan feragat ederim. Lehime olan tüm sürelerden feragat ederim. Ziraat Bankası Eskişehir Şubesinde bulunan hesabım maaş hesabı olsa dahi borç miktarı kadar haciz konulmasına muvafakat ediyorum. Emekli Sandığından ve SSK’dan almakta olduğum maaşlarımın tamamının kesilmesine başkaca haciz olsada sıraya girmeksizin kesilmesine muvafakatim vardır" şeklinde beyanda bulunduğu ve beyanın altını imzalandığı, örnek 10 ödeme emrinin icra kaleminde 14.5.2010 tarihinde borçlu tarafından bizzat tebliğ edildiği görülmüştür.

İcra zaptının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmeden, dolayısıyla ödeme emrine itiraz süreleri başlamadan ödeme emrine itiraz sürelerinden feragat edilmiş olup henüz doğmamış bir haktan feragat edilemeyeceğinden bu feragat geçersizdir. Bu nedenle henüz takibin kesinleşmediği safhada yapılan hacze muvafakatte geçerli değildir.

Mahkemece haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hacze muvafakatin olduğu gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan Ziraat Bankası Porsuk Şubesinde bulunan hesaba konulan haczin kaldırılması talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir.

SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/09/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 16 Oca 2015, 23:12


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İCRA ÖDEME EMRİ TEBLİĞ EDİLEN BORÇLUNUN YURT DIŞINDA OLMASI

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/7964
KARAR: 2013/17427

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin babasına ait tebligata elverişli adresi olmadığı, yurt dışında ikamet ettiğini, nüfus kaydına göre yerleşim yerinin 16.02.2012 tarihinden itibaren "Nızhnıy Novgorod/RUSYA" olduğunu 29.08.2012 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesini istemiştir. Mahkemece borçlunun iddiası yerinde görülmeyerek tebligatın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle şikayet reddedilmiştir.

Somut olayda; borçluya örnek 10 nolu ödeme emri " ….. Mah. ….. Sok. ….. Apt. N: …. D: …. ….. /Adana" adresinde "Muhatabın adresi geçici kapalı olup, yaylaya gittiği imzadan imtina eden görevli İ… ‘den öğrenildi. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereği Yeşilyurt mahalle muhtarına tebliğ edilip adresin kapısına 2 nolu örnek yapıştırılarak imzadan imtina eden görevli İ… ‘e haber verildi" şerhi ile 14.08.2012 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Adana Valiliği Emniyet Müdürlüğü’nün 03.12.2012 tarihli yazısına göre borçlunun 01.05.2012 tarihinde yurt dışına çıktığı, 18.08.2012 tarihinde yurda giriş yaptığı tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemenin de gerekçesinde açıkladığı üzere borçlu, tebliğin yapıldığı 14.08.2012 tarihinde yurt dışında olduğundan yaylaya gittiğinden bahisle yapılan tebliğ usulsüzdür. Bir başka anlatımla tebliğ mazbatasındaki şerhin aksi resmi belge ile kanıtlandığından yapılan tebligat usulsüz olup, mahkemece istemin kabulü yerine yazılı şekilde reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 19 Ara 2014, 14:51


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • KONUT DESTEK KREDİSİ ERKEN ÖDEME CEZASININ İPTALİ…

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/3031
KARAR: 2014/3357

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı; davalı banka ile Konut Destek Kredisi Sözleşmesi imzaladığını, faiz oranlarının düşmesi üzerine borcunu yapılandırdığını ve kendisinden 4.452,00TL kesinti yapıldığını, yapılan bu kesintinin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının davasının kabulüne, toplam 4.452,00 TL erken kapatma, erken ödeme, kredi tahsis komisyon bedeli adı altında tahsil edilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazının reddi gerekir.

2- 4077 sayılı kanunun 10/B maddesinde, “Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez” hükmü yer almaktadır. Buna göre taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin faiz türüne göre, davacıdan kredi borcunun erken kapatılması halinde erken kapama ücretinin tahsilinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece iadesine karar verilen meblağ içerisinde kredinin erken kapatılması sebebiyle davalı bankanın tahsil ettiği erken kapama bedeli de bulunmaktadır. Dava dilekçesinde 21.09.2010 tarihinde davacı tarafından kredi borcunun tamamının kapatıldığı ve bu işlem nedeniyle davacıdan komisyon tahsil edildiği ifade edilmiştir. Yine dosya içerisinde mevcut 21.09.2010 tarihli banka dekontunda 40,714.88 TL anapara, 328.43 TL faiz tutarı ve 820.86 TL erken kapama ücretinin davacıdan tahsil edildiği görülmektedir. Buna göre erken kapama ücreti olarak davacıdan tahsil edilen 820,86 TL nin iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Birinci bentde açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentde açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 15 Ara 2014, 15:02


YARGITAY 17.H.D E:2013/2472 K:2014/652*Sigortanın ödeme yaptığı günden tazminat hesap gününe kadar işleyen faizin indirimi

YARGITAY

17. Hukuk Dairesi

ESAS: 2013/2472 

KARAR: 2014/652

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Ş… Otomotiv San. İnş. Tur ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

 

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen davada, müvekkillerinin eşi ve anneleri olan A…'ın davalıların maliki ve sürücüsü oldukları araçta yolcu iken gerçekleşen trafik kazasında yaşamını yitirdiğini ve müvekkillerinin bu suretle murislerinin desteğinden mahrum kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların her biri için 1.000 TL olmak üzere toplam 6.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı H… için 15.000 TL, diğer davacıların her biri için 10.000 TL olmak üzere toplam 65.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 06.05.2011 tarihli dilekçe ile davalı B… hakkındaki davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.

 

Davalılar vekili, davalı B…'ya husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca davacıların tüm zararlarının sigorta şirketi tarafından karşılandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı B… hakkında açılan dava konusunda vaki feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacıların davalarının kısmen kabulü ile davacı H… için 9.000 TL, davacılar K… ve R… için ayrı arı 7.500 TL, davacılar B…, F… ve E… için ayrı ayrı 6.000 TL manevi tazminat ile davacı H… için 4.797,15 TL, davacı F… için 4.100,98 TL, davacı E… için 2.327,32 TL, maddi tazminatın davalı şirket ve davalı Ü…'dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline, davacılar B…, R… ve K…'un maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Ş…Otomotiv San. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı Ş… Otomotiv San. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

 

Hükme esas alınan 27.09.2010 tarihli bilirkişi raporunda, davacılara 04.09.2008 tarihinde ödenen toplam 51.737 TL hesaplanan tazminattan düşülmemiş, bu miktar mahkemece güncellenmeden düşülerek bakiye miktarlara hükmedilmiştir.

 

Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Öncelikle destekten yoksun kalma tazminatı, ilk hesaplamanın yapıldığı gündeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK 111. maddede belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir.

 

Yapılan ödemenin davacıların zararını karşılamadığının anlaşılması halinde, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacılara yapılan sigorta ödemesinin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek bu konularda bilirkişiden ek rapor alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetli değildir. 

 

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Ş… Otomotiv San. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Ş… Otomotiv San. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ş… Otomotiv San. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti.'ne geri verilmesine 21.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.