Etiket arşivi: OLUŞTURULAN

YARGITAY BOZMASI / YENİ OLGUYA GÖRE OLUŞTURULAN KARAR / DİRENME KARARI

T.C.

YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu

E: 2006/3-285

K: 2006/273

T: 10.5.2006

YARGITAY BOZMASI
YENİ OLGUYA GÖRE OLUŞTURULAN KARAR
DİRENME KARARI

Taraflar arasındaki “İşgal Tazminatı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.12.2004 gün ve 2002/318-2004/746 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.04.2005 gün ve 2005/3497-3928 sayılı ilamı ile; ( …Davacı vekili, idareye {Vakıflara} ait taşınmaz üzerine; davalı Bayındırlık Bakanlığı tarafından yaptırılan sosyal konutların yıllarca diğer davalılar tarafından işgal edildiğim, işgalin haksız olduğunu iddia ederek; her bir davalıdan. 01.04.1997- 31.03.2002 tarihleri arasında tahakkuk eden 882.300.000 TL. ecrimisil bedelinin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili; söz konusu sosyal konutların 1976 Van Muradiye depremzedelerine konut olarak tahsis edildiğini, işgalci olanın müvekkilleri değil, olsa olsa bu konutları tahsis eden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı Hazine vekili ise; gecekondu önleme bölgesi olarak ayrılan yerde Bakanlık tarafından sosyal konut inşa edilmiş olduğunu bunun bir kamu ödevini yerine getirme amacı taşıdığını, bu nedenle bakanlığın kötü niyetinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, ‘Tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın Fatih Sultan Mehmet Vakfı adına kayıttı olduğu, davalı Bakanlığın 1965 yılında Van-Muradiye depreminde deprem mağduru olan vatandaşların barınması için 8 bloktan oluşan 80 dairelik konutları inşa ettirdiği, diğer davalılarında bu nedenle taşınmazlarda oturdukları anlaşılmakla; davalıların kötü niyetli olmadığı ve davacının işgalden önce bu yerden faydalandığı ve bundan bir zararı olduğu da ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir, … ” gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Ecrimisil, hak sahibi zilyedin, kötüniyetli zilyetten ( bir başka anlatımla; zilyet olmayan malikin, malik olmayan zilyedden ) isteyebileceği tazminattır.

1 ) Bakanlığın, ecrimisil istenen dönemde;taşınmaz üzerinde bir tasarrufunun bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı Hazine yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esastan hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

2 ) Davalılar ( depremzedeler ), konutların kendilerine davalı bakanlıkça tahsis edildiğini, işgalci olmadıklarını savunmuşlar, mahkemece de bu gerekçeyle davanın reddi cihetine gidilmiştir. Oysa, tahsisin geçici olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Zira, davalılar vekili müvekkillerinin 1994 yılında idareye ( Vakıflara ) başvurarak konutları satın almak istediklerini ancak taleplerinin red edildiğini beyan etmiştir. Bu durumda, davalıların; ecrimisil istenilen dönemde konutlarda haksız olarak oturduklarının kabulü gerekir. Mahkemece ( taşınmazın arsa vasfi gözetilerek ) hesaplanacak ecrimisil miktarının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, işgal tazminatı istemine ilişkindir.

Davacı Vakıflar idaresi olup, idarelerine ait taşınmazda davalı bakanlıkça yaptırılan sosyal konutların yıllarca diğer davalılara haksız işgal edilmesi nedeniyle ecrimisil isteminde bulunmuş; davalı Bakanlık davanın kendileriyle ilgisinin olmadığını ve diğer davalılar ise işgalin haksız olmadığını savunmuşlardır.

Mahkemece işgalin haksız olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece karar “tahsisin geçici olduğu, davalıların 1994 yılında davacı idareye yaptıkları satış teklifinin reddedildiği, bu tarihten sonraki işgallerinin haksız olduğu, taşınmazın arsa vasfı da gözetilerek hesaplanacak ecrimisil miktarının hüküm altına alınması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyulup uyulmaması yönünde bir karar verilmeden önce, ara kararlarıyla emsal nitelikte olup, Yargıtay incelemesinde olan ve sonuçta onanarak, karar düzeltme talebi de reddedilen, bir dava dosyası beklenerek, bu dosyanın kararı ve onama, karar düzeltme ilamları da dosyaya alınarak ve kararda da dayanak gösterilerek, önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı idare vekili temyiz etmiştir.

Şu durumda, mahkemece bozma sonrası yapılan araştırma ve gerekçeye dayanak alınan yeni bir olgunun varlığı karşısında, ortada direnme kararı bulunmayıp, yeni bir hüküm varlığı söz konusudur.

Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 10.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.