Etiket arşivi: SAĞLIĞINDA

IRZA GEÇME SUÇU / BEDEN VE RUH SAĞLIĞINDA BOZULMA OLUP OLMADIĞI

T.C.

YARGITAY
Beşinci Ceza Dairesi
E. 2006/3427
K. 2006/3381
T. 20.4.2006
IRZA GEÇME SUÇU
BEDEN VE RUH SAĞLIĞINDA BOZULMA OLUP OLMADIĞI
5237 s. TÜRK CEZA KANUNU (1) [Madde 103]
Irza geçme suçundan hükümlü Süleyman Turan’ın hakkında 5237 Sayılı TCK.nun uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili olarak Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.10.2005 gün ve 2004/1 Esas, 2004/78 sayılı ek kararın süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi hükümlü tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlünün öz kızı Raziye’nin ırzına geçmesi eyleminde 5237 Sayılı TCK.nun 103/4. maddesi uyarınca artırım yapılmaması ve 103/6. maddesinin uygulanma olasılığına binaen suç sonucunda mağdurelerin beden ve ruh sağlıklarında bozulma olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ : Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen 765 Sayılı Yasaya göre verilip kesinleşen hükümlerin lehe olması nedeniyle aynen infazına dair karar usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde görülmeyen hükümlünün temyiz itirazlarının reddiyle, kararın ONANMASINA , 20.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

IRZA GEÇMEK SUÇU / BEDEN VE RUH SAĞLIĞINDA BOZULMA OLUP OLMADIĞI

T.C.

YARGITAY

Beşinci Ceza Dairesi

E. 2006/4332

K. 2006/3822

T. 4.5.2006

IRZA GEÇMEK SUÇU
BEDEN VE RUH SAĞLIĞINDA BOZULMA OLUP OLMADIĞI

765 s. TÜRK CEZA KANUNU (1) [Madde 418]
5237 s. TÜRK CEZA KANUNU (1) [Madde 103]

Irza geçmek suçundan hükümlü Hüseyin Keklik hakkında 5237 Sayılı TCK.nun uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili olarak, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.07.2005 gün ve 2003/88 Esas, 2003/216 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi hükümlü tarafından istenmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;

Ek kararın hükümlü müdafisine 09.08.2005, hükümlüye ise 13.12.2005 tarihinde bizzat tebliğ edildiği halde 17.02.2006 tarihinde yasal süre geçtikten sonra hükümlü tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi gereğince Reddine;incelemenin 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi ve 1412 Sayılı CMUK.nun 305. maddesi uyarınca re’sen yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

5252 Sayılı Yasanın 9/3 ve CMK.nun 34 ve 230. maddeleri uyarınca lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi, gerektiğinde duruşma açılıp tüm bunların gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

Kesinleşen hükümde 765 Sayılı Yasanın 418/2. maddesinin tatbik edilmiş olması karşısında; 5237 Sayılı Yasanın 103/6. maddesinin uygulanma olasılığı nazara alınarak mağdurenin suçun sonucunda beden veya ruh sağlığında bozulma olup olmadığının Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden görüş alınarak saptanması gerektiğinin nazara alınmaması;

İlk hükümde alt sınırdan ceza uygulandığı halde lehe yasa değerlendirmesinde teşdiden uygulama yapılması;

SONUÇ : Kanuna aykırı, re’sen temyiz incelemesine tabi hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA , 04.05.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.