Etiket arşivi: ŞARTA
Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İBRANAMENİN ŞARTA BAĞLANMASI VE GEÇERLİLİĞİ
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2013/4759
KARAR NO. 2013/5807
KARAR TARİHİ. 11.11.2013
ÖZET : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Çek teslim ve ibraname başlıklı belgede çek bedeli ile avukatlık ücreti ve masraflarının ödenmesi süreye bağlandığı ve ödenmemesi halinde icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırıldığından bu belge geciktirici taliki şarta bağlı bir ibranamedir. Çek vade tarihinden bir gün sonra ödenmekle birlikte avukatlık ücreti ve masraf olarak kararlaştırılan borç 12 gün sonra ödenmiştir. Bu suretle taliki şart gerçekleşmediğinden sözkonusu belge ibraname olarak geçersiz hale gelmiştir. Davacı iş sahibinin alacağının icra dosyası ve dava dosyası kapsamındaki delillere göre tespiti, yapılan ödemeler 818 Sayılı BK’nın 84. maddesi hükmünce öncelikle faiz ve icra masraflarından düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın konusu kalmaması sebebiyle hüküm kurulmamasına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici, davalı iş sahibi aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4483 sayılı takip dosyasında 12.10.2009 gün 1744 sıra nolu 56.640,00 TL, 17.10.2009 gün 1745 sıra nolu 27.169,50 TL, 24.10.2009 gün 1746 sıra nolu 79.650,00 TL, 28.10.2009 gün 1747 sıra nolu 26.461,50 TL meblağlı faturalara istinaden 189.921,00 TL asıl alacak 14.632,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 204.553,55 TL alacak için asıl alacağa yıllık %27 faiz uygulanması istemiyle ilâmsız icra takibinde bulunmuştur. Davalı borçlu vekilinin süresinde yaptığı yetki ve borca itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilmekle dosya Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek 2010/4218 Esas numarasını almış, davalı vekilinin süresinde yaptığı borca itirazı ile takip durmuştur.
Davacı alacaklı vekili ile davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan 18.03.2010 tarihli çek teslimi ve ibraname başlıklı belge ile taraflar borcun tasfiyesi konusunda anlaşmışlardır. Borç miktarı, avukatlık ücreti ve masraflar hariç 192.000,00 TL olarak tespit edilmiş, bu borç için 07.04.2010 keşide tarihli 192.000,00 TL’lik çek davacıya verilmiş, avukatlık ücreti ve masraf olarak 07.04.2010 tarihinde 10.177,00 TL’nin alacaklı vekilinin banka hesabına yatırılması kabul edilmiştir. İbranamenin beşinci paragrafında ibraname şartlarına uyulduğu takdirde dava konusu bakım ve onarım yenilenmesi işiyle ilgili sözleşmenin taraflarca karşılıklı olarak feshedilmiş olacağı, son paragrafında da borçlu şirket tarafından bahsedilen çek bedeli ile 10.177,00 TL süresinde ödendiği takdirde Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4218 sayılı dosyasında iş sahibinin borcu kalmadığı ve tüm sonuçları ile ibra edildiği, aksi halde alacaklı tarafından icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırılmıştır. Sözkonusu çek teslim ve ibraname başlıklı belgede çek bedeli ile avukatlık ücreti ve masraflarının ödenmesi süreye bağlandığı ve ödenmemesi halinde icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırıldığından bu belge geciktirici taliki şarta bağlı bir ibranamedir. 192.000,00 TL’lik çek 07.04.2010 tarihinden bir gün sonra 08.04.2010 tarihinde ödenmekle birlikte 10.117,00 TL borç kararlaştırılan 07.04.2010 tarihinde değil daha sonra 19.04.2010 tarihinde ödenmiştir. Bu suretle taliki şart gerçekleşmediğinden sözkonusu belge ibraname olarak geçersiz hale gelmiştir. Davacı iş sahibinin alacağının icra dosyası ve dava dosyası kapsamındaki delillere göre tespiti, yapılan ödemeler düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece süresinde ödeme yapılmaması nedeniyle çek teslimi ve ibraname başlıklı belge, ibra belgesi olarak geçersiz hale geldiğinden takip dayanağı faturalarla ilgili davacının davalıyı temerrüde düşürüp düşürmediği araştırılıp yeniden alınacak bilirkişi raporu ile davacı alacağı hesap ettirilip davalının davada önce 08.04.2010 tarihinde yaptığı 192.000,00 TL ödeme 818 Sayılı BK’nın 84. maddesi hükmünce öncelikle faiz ve icra masraflarından düşülerek dava tarihi itibariyle davacı yüklenicinin kalan alacağı bulunup, davadan sonra 19.04.2010 günü yapılan 10.117,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınacağı belirtilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2002/13018
KARAR NO: 2003/5455
KARAR TARİHİ.: 26.05.2003
MÜDAHELENİN ÖNLENMESİ DAVASI
– ECRİMİSİL TALEBİ
– KOOPERATİFTEN ÇIKARILMA
– ÇIKARMA KARARININ İPTALİ İSTEMİ
– DAVADAN FERAGAT
– FERAGATİN ŞARTA BAĞLI OLARAK YAPILAMAYACAĞI
ÖZET: Davadan feragat, davacının dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçmesidir. Feragat, şarta bağlı olarak yapılamayacağından açık ve anlaşılabilir ve kesin şekilde yapılmalıdır. Somut olayda, 21.6.2001 tarihli İbraname yukarıda açıklanan anlamında feragate yönelik olarak açık ve kesin değildir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan ve davadan feragat edilmiş olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
(1086 S. K. m. 91)
Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.06.2002 tarih ve 2002/232-2625 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, haksız olarak ortaklıktan çıkarıldığını ileri sürerek, çıkarma kararının iptalini talep etmiş, birleştirilen dava dosyasında, müvekkiline tahsis edilen dairenin davalı Ayhan Ö.’e tahsis edildiğini bu nedenle müvekkilinin dairesine yapılan haksız müdahalenin önlenmesini, ayrıca 1991 yılından itibaren hesaplanacak ecrimisilin tahsilini, daire verilmeyecekse bedelinin tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ihraç kararının iptaline ve davacıya verilecek konut bulunmadığından 6.091.350.659 lira tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, davacının diğer işlemleriyle, davalı Ayhan Ö. hakkındaki davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 09.04.2001 tarih 2001/843-2889 sayılı kararı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı asilin noterlikten vaki feragati sebebiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, 30.9.1993 tarihli ilk dava dilekçesinde ihraç kararının iptalini istemiş, 27.11.1997 tarihli birleştirilen dava dilekçesinde ise, daire teslimini olmadığı takdirde bedelinin tazminini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafından sunulan Bakırköy 2. Noterliğine ait 14565 yevmiye nolu İbraname uyarınca, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan ve davacı tarafından inkar edilmeyen İbraname başlıklı belgede, davacı kooperatif aleyhine açtığı davalardan I Blok 39 nolu daire (tapu bağımsız bölüm nosu 86) karşılında feragat ettiğini beyan etmiş, yine, bu dairenin kendisine verilmediği takdirde eski haklarının baki olduğu belirtmiştir. Ayrıca, kooperatife olan borçlarının ödeme şekli düzenlenmiştir.
Davadan feragat, davacının dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçmesidir. Feragat, şarta bağlı olarak yapılamayacağından açık ve anlaşılabilir ve kesin şekilde yapılmalıdır. Somut olayda, 21.6.2001 tarihli İbraname yukarıda açıklanan anlamında feragate yönelik olarak açık ve kesin değildir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan ve davadan feragat edilmiş olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 16 Ara 2014, 23:51
Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İBRA NAMENİN ŞARTA BAĞLANMASI VE GEÇERLİLİĞİ
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2013/4759
KARAR NO. 2013/5807
KARAR TARİHİ. 11.11.2013
> İLAMSIZ İCRA TAKİBİ ( İtirazın İptali İstemi – Geciktirici Taliki Şarta Bağlı İbranamede Çek ve Masrafların Ödenmesinin Süreye Bağlandığı Çekin 1gün Masrafların 12 Gün Sonra Ödenmesi/Taliki Şart Gerçekleşmediğinden Belgenin İbraname Olarak Geçersiz Hale Geldiği )
> ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İŞ BEDELİ ALACAĞI ( Geciktirici Taliki Şarta Bağlı İbranamede Çek ve Masrafların Ödenmesinin Süreye Bağlandığı Çekin 1gün Masrafların 12 Gün Sonra Ödenmesi/Taliki Şartın Gerçekleşmediği İbranamenin Geçersiz Hale Geldiği – İlamsız İcra Takibine İtirazın İptali ve Takibin Devamı İstemi )
> İBRANAME ( Geciktirici Taliki Şarta Bağlı/Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İş Bedeli Alacağı İçin Çek ve Masrafların Ödenmesinin Süreye Bağlandığı Çekin 1gün Masrafların 12 Gün Sonra Ödenmesi – İlamsız İcra Takibine İtirazın İptali ve Takibin Devamı İstemi/Taliki Şart Gerçekleşmediğinden Belgenin İbraname Olarak Geçersiz Hale Geldiği )
• GECİKTİRİCİ TALİKİ ŞARTA BAĞLI İBRANAME ( Çek ve Masrafların Ödenmesinin Süreye Bağlandığı Çekin 1gün Masrafların 12 Gün Sonra Ödenmesi – Taliki Şart Gerçekleşmediğinden Belgenin İbraname Olarak Geçersiz Hale Geldiği/İlamsız İcra Takibine İtirazın İptali ve Takibin Devamı İstemi )
> ÇEK TESLİMİ VE İBRANAME ( Geciktirici Taliki Şarta Bağlı İbranamede Çek ve Masrafların Ödenmesinin Süreye Bağlandığı Çekin 1gün Masrafların 12 Gün Sonra Ödenmesi/Taliki Şart Gerçekleşmediğinden Belgenin İbraname Olarak Geçersiz Hale Geldiği – İlamsız İcra Takibi )
2004/m. 68
818/m. 84
ÖZET : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Çek teslim ve ibraname başlıklı belgede çek bedeli ile avukatlık ücreti ve masraflarının ödenmesi süreye bağlandığı ve ödenmemesi halinde icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırıldığından bu belge geciktirici taliki şarta bağlı bir ibranamedir. Çek vade tarihinden bir gün sonra ödenmekle birlikte avukatlık ücreti ve masraf olarak kararlaştırılan borç 12 gün sonra ödenmiştir. Bu suretle taliki şart gerçekleşmediğinden sözkonusu belge ibraname olarak geçersiz hale gelmiştir. Davacı iş sahibinin alacağının icra dosyası ve dava dosyası kapsamındaki delillere göre tespiti, yapılan ödemeler 818 Sayılı BK’nın 84. maddesi hükmünce öncelikle faiz ve icra masraflarından düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın konusu kalmaması sebebiyle hüküm kurulmamasına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici, davalı iş sahibi aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4483 sayılı takip dosyasında 12.10.2009 gün 1744 sıra nolu 56.640,00 TL, 17.10.2009 gün 1745 sıra nolu 27.169,50 TL, 24.10.2009 gün 1746 sıra nolu 79.650,00 TL, 28.10.2009 gün 1747 sıra nolu 26.461,50 TL meblağlı faturalara istinaden 189.921,00 TL asıl alacak 14.632,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 204.553,55 TL alacak için asıl alacağa yıllık %27 faiz uygulanması istemiyle ilâmsız icra takibinde bulunmuştur. Davalı borçlu vekilinin süresinde yaptığı yetki ve borca itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilmekle dosya Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek 2010/4218 Esas numarasını almış, davalı vekilinin süresinde yaptığı borca itirazı ile takip durmuştur.
Davacı alacaklı vekili ile davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan 18.03.2010 tarihli çek teslimi ve ibraname başlıklı belge ile taraflar borcun tasfiyesi konusunda anlaşmışlardır. Borç miktarı, avukatlık ücreti ve masraflar hariç 192.000,00 TL olarak tespit edilmiş, bu borç için 07.04.2010 keşide tarihli 192.000,00 TL’lik çek davacıya verilmiş, avukatlık ücreti ve masraf olarak 07.04.2010 tarihinde 10.177,00 TL’nin alacaklı vekilinin banka hesabına yatırılması kabul edilmiştir. İbranamenin beşinci paragrafında ibraname şartlarına uyulduğu takdirde dava konusu bakım ve onarım yenilenmesi işiyle ilgili sözleşmenin taraflarca karşılıklı olarak feshedilmiş olacağı, son paragrafında da borçlu şirket tarafından bahsedilen çek bedeli ile 10.177,00 TL süresinde ödendiği takdirde Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4218 sayılı dosyasında iş sahibinin borcu kalmadığı ve tüm sonuçları ile ibra edildiği, aksi halde alacaklı tarafından icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırılmıştır. Sözkonusu çek teslim ve ibraname başlıklı belgede çek bedeli ile avukatlık ücreti ve masraflarının ödenmesi süreye bağlandığı ve ödenmemesi halinde icra işlemlerine kaldığı yerden devam edileceği kararlaştırıldığından bu belge geciktirici taliki şarta bağlı bir ibranamedir. 192.000,00 TL’lik çek 07.04.2010 tarihinden bir gün sonra 08.04.2010 tarihinde ödenmekle birlikte 10.117,00 TL borç kararlaştırılan 07.04.2010 tarihinde değil daha sonra 19.04.2010 tarihinde ödenmiştir. Bu suretle taliki şart gerçekleşmediğinden sözkonusu belge ibraname olarak geçersiz hale gelmiştir. Davacı iş sahibinin alacağının icra dosyası ve dava dosyası kapsamındaki delillere göre tespiti, yapılan ödemeler düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece süresinde ödeme yapılmaması nedeniyle çek teslimi ve ibraname başlıklı belge, ibra belgesi olarak geçersiz hale geldiğinden takip dayanağı faturalarla ilgili davacının davalıyı temerrüde düşürüp düşürmediği araştırılıp yeniden alınacak bilirkişi raporu ile davacı alacağı hesap ettirilip davalının davada önce 08.04.2010 tarihinde yaptığı 192.000,00 TL ödeme 818 Sayılı BK’nın 84. maddesi hükmünce öncelikle faiz ve icra masraflarından düşülerek dava tarihi itibariyle davacı yüklenicinin kalan alacağı bulunup, davadan sonra 19.04.2010 günü yapılan 10.117,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınacağı belirtilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2002/13018
KARAR NO: 2003/5455
KARAR TARİHİ.: 26.05.2003
MÜDAHELENİN ÖNLENMESİ DAVASI
– ECRİMİSİL TALEBİ
– KOOPERATİFTEN ÇIKARILMA
– ÇIKARMA KARARININ İPTALİ İSTEMİ
– DAVADAN FERAGAT
– FERAGATİN ŞARTA BAĞLI OLARAK YAPILAMAYACAĞI
ÖZET: Davadan feragat, davacının dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçmesidir. Feragat, şarta bağlı olarak yapılamayacağından açık ve anlaşılabilir ve kesin şekilde yapılmalıdır. Somut olayda, 21.6.2001 tarihli İbraname yukarıda açıklanan anlamında feragate yönelik olarak açık ve kesin değildir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan ve davadan feragat edilmiş olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
(1086 S. K. m. 91)
Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.06.2002 tarih ve 2002/232-2625 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, haksız olarak ortaklıktan çıkarıldığını ileri sürerek, çıkarma kararının iptalini talep etmiş, birleştirilen dava dosyasında, müvekkiline tahsis edilen dairenin davalı Ayhan Ö.’e tahsis edildiğini bu nedenle müvekkilinin dairesine yapılan haksız müdahalenin önlenmesini, ayrıca 1991 yılından itibaren hesaplanacak ecrimisilin tahsilini, daire verilmeyecekse bedelinin tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ihraç kararının iptaline ve davacıya verilecek konut bulunmadığından 6.091.350.659 lira tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, davacının diğer işlemleriyle, davalı Ayhan Ö. hakkındaki davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 09.04.2001 tarih 2001/843-2889 sayılı kararı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı asilin noterlikten vaki feragati sebebiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, 30.9.1993 tarihli ilk dava dilekçesinde ihraç kararının iptalini istemiş, 27.11.1997 tarihli birleştirilen dava dilekçesinde ise, daire teslimini olmadığı takdirde bedelinin tazminini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafından sunulan Bakırköy 2. Noterliğine ait 14565 yevmiye nolu İbraname uyarınca, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan ve davacı tarafından inkar edilmeyen İbraname başlıklı belgede, davacı kooperatif aleyhine açtığı davalardan I Blok 39 nolu daire (tapu bağımsız bölüm nosu 86) karşılında feragat ettiğini beyan etmiş, yine, bu dairenin kendisine verilmediği takdirde eski haklarının baki olduğu belirtmiştir. Ayrıca, kooperatife olan borçlarının ödeme şekli düzenlenmiştir.
Davadan feragat, davacının dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçmesidir. Feragat, şarta bağlı olarak yapılamayacağından açık ve anlaşılabilir ve kesin şekilde yapılmalıdır. Somut olayda, 21.6.2001 tarihli İbraname yukarıda açıklanan anlamında feragate yönelik olarak açık ve kesin değildir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan ve davadan feragat edilmiş olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — 16 Ara 2014, 23:51
DANIŞTAY İDDK İtiraz No: 2012/720 SAĞLIK ÖZRÜ NEDENİYLE YER DEĞİŞTİRMENİN ŞARTA BAĞLANAMAYACAĞI
T.C.
DANIŞTAY.İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU.
YD İtiraz No: 2012/720.
İstemin Özeti : Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen yürütmenin durdurulması istemi hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen ise reddine ilişkin 08/06/2012 günlü, E:2010/2883 sayılı kararın, yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin kısmına, davacı itiraz etmekte ve kararın kaldırılmasını istemektedirler.
Danıştay Tetkik Hakimi___________ :Ayşe Çakırca Rutbil
Düşüncesi_____________________ : Davacı itirazının reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; 6.5.2010 günlü, 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı
Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendinde yer alan “atanan kişileri” ibaresinin (sözleşmeli öğretmenleri kapsamadığını ileri sürerek eksik düzenleme nedeniyle), 9. maddesinin 2. fıkrasının, 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “… askerlik dahil…” ibaresinin , 15. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “… askerlik dahil…” ibaresinin, 19. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “…bir defada…” ibaresinin, 26. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… en az üç yıl…” ibaresinin, 26. maddesinin 2. fıkrasının, 26. maddesinin 4. fıkrasının, 28. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “… toplam 3 yıl süreyle…” ibaresinin, 32. maddesinin 1. fıkrası (p) bendinin, 33. maddesinin 3. fıkrasının, 34. maddesinin 1. fıkrasının (eksik düzenleme nedeniyle), 35. maddesinin 3. fıkrasının, 35.maddesinin 4. fıkrasının, 38.maddesinin 1. fıkrasında yer alan “…zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlayan öğretmenlerden…” ibaresinin, 38. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… norm kadro açığı…” ibaresinin, 40. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… yerleşim yeri dışındaki…” ibaresinin, 40. maddesinin 3. fıkrasında yer alan özür durumu da dahil olmak üzere…” ibaresinin, 45. maddesinin 2. fıkrasının ve 45. maddesinin 3. fıkrasının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.
Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun 08/06/2012 günlü, E:2010/2883 sayılı kararıyla; Yönetmeliğin 40. maddesinin 3. fıkrasında yer alan özür durumu da dahil olmak üzere…” ibaresine karşı açılan davada yürütmenin durdurulması isteminin Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun 08/06/2012 günlü, E: 2010/2779 sayılı kararıyla kabul edildiği anlaşıldığından, aynı konuda yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine yer bulunmadığına, dava konusu diğer maddeler yönünden ise yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiştir.
Davacı, anılan kararın yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin kısmına itiraz etmekte ve yürütmenin durdurulmasını istemektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin 35.maddesinin 3. ve 4.fıkraları dışınaki kısımlarına yönelik yürütmenin durdurulması isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/2. maddesindeki koşulların gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddedildiği, davacılar tarafından öne sürülen nedenlerin de kararın bu kısımlarının kaldırılmasınıgerektirecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının Yönetmeliğin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkralarına yönelik itiraz istemine gelince;
06/05/2010 günlü, 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Özür durumuna bağlı yer değiştirmeler” başlıklı 35. Maddesinin 3.fıkrasında; “Özür durumuna bağlı yer değiştirme isteğinde bulunanlardan öğretmenlikte ve Devlet memurluğunda adaylıklarının kaldırılmış olması şartı aranır. Aday öğretmenlerin yer değiştirme istekleri değerlendirmeye alınmaz.” hükmüne yer verilmiş, 35. maddesinin 4. fıkrasında ise; “Bu Yönetmeliğin 14 ve 15 inci maddeleri kapsamında öğretmenliğe atananların, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi ipin son atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerekir.” düzenlemesi yer almış, 31/08/2012 günlü, 28397 sayılı Yönetmelikle 35. maddenin 4.fıkrasındaki “14 ve 15 inci maddeleri” ibaresi “14 üncü maddesi” olarak değiştirilmiş, Yönetmeliğin “Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama” başlıklı 14. maddesinde; eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda adaylıklarının kaldırılmış olması kaydıyla; Bakanlık kadrolarındaki görevlerinden ayrılanların, halen kamu kurum ve kuruluşlarında öğretmen veya başka unvanda görev yapanların; Devlet üniversitelerinde en az iki yıl süreyle öğretim üyesi, öğretim görevlisi, okutman, uzman ve araştırma görevlisi olarak halen çalışmakta olanlar ile bu unvanlarda aynı sürelerde çalışmış olup da bu görevlerinden ayrılmış olanların öğretmen olarak atanmak üzere bu kapsamda başvuruda bulunabilecekleri düzenlenmiş; öte yandan, Yönetmeliğin “sağlık durumu özrü” başlıklı 36. maddesinin 5. fıkrasında ise, sağlık özrüne bağlı olarak yapılacak yer değiştirmelerin zamana bağlı olmaksızın yapılacağı hükme bağlanmıştır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasında, “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu fıkrada belirtilen yaşama hakkını doğrudan doğruya ilgilendiren hukuki kuralların oluşturulması sırasında gözönünde bulundurulması gereken temel husus, insan sağlığının korunmasının birincil öncelikli hedef olduğudur. Dolayısıyla, sağlık sorunlarının etkin ve süratli bir biçimde çözülmesini sağlayacak tüm hukuki ve tıbbi olanakların oluşturulması, istisna kabul etmeyen bir gerçektir.
Dava konusu, sağlık durumu özrüne bağlı yer değiştirme suretiyle atanma isteğinde bulunabilmeyi aday öğretmenler açısından ortadan kaldıran ve Yönetmeliğin 14. maddesine göre atananlar yönünden son atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olma şartına bağlayan dava konusu düzenlemeler; Anayasa’nın güvenceye aldığı “yaşama hakkının hukuka aykırı bir biçimde sınırlandırılması niteliğindedir. Bu nedenle, Yönetmeliğin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının “sağlık durumu özrü” yönünden getirdiği engellemenin hukuka aykırılık oluşturması karşısında 35. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında (sağlık durumu özrü yönünden) hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu Yönetmeliğin 35. maddesi 3. ve 4. fıkraları yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından bu kısma yönelik davacı itirazının KABULÜ ile Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın bu kısmının kaldırılmasına ve davacının dava konusu Yönetmeliğin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkralarına yönelik yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, diğer kısımlar yönünden davacının itirazının REDDİNE, 06/06/2013 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
Başkan Sinan YÖRÜKOĞLU
KARŞI OY
X- Yönetmeliğin 35. maddesinin 3. fıkrası yönünden, yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi ipin. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen koşulların bakılan uyuşmazlıkta gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen karara yapılan itirazın reddi gerektiği oyuyla, karara bu madde yönünden katılmıyoruz.
Üye Kadir ÖZKAYA
Üye Yalçın EKMEKÇİ
KARŞI OY
XX-Yönetmeliğin “Hizmetin gereği olarak yapılacak yer değiştirmeler” başlıklı 40. maddesinin 2.fıkrasında; “Bu kapsamda II ipinde görev yerleri değiştirilmesi gerekenler, o il ipinde görevli oldukları yerleşim yeri dışındaki diğer eğitim kurumlarına, o il ipinde alanlarında ihtiyap bulunmaması halinde diğer illerde alanlarında ihtiyap bulunan eğitim kurumlarına.. zorunlu palışma yükümlülüğünü tamamlamamış olanlar zorunlu palışma yükümlülüklerini tamamlayabilecekleri hizmet alanlarına atanırlar.” kuralı yer almaktadır.
Dava konusu düzenleme ile Yönetmeliğin “Hizmetin gereği olarak yapılacak yer değiştirmeler” başlıklı 40. maddesi kapsamında yapılacak yer değiştirmelerin mutlaka öğretmenin görevli olduğu yerleşim yeri dışındaki bir eğitim kurumuna yapma zorunluluğu getirildiği, oysa hizmetin gereği olarak yapılan yer değiştirmelerin idari bir önlem olduğu hususu dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin bu kapsamda yer değişikliği yapılanların cezalandırılması niteliği taşıdığı anlaşıldığından, Yönetmeliğin 40. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “yerleşim yeri dışındaki” ibaresinin yürütülmesinin durdurulması gerektiği oyuyla, karara bu madde yönünden katılmıyorum.
Üye Namık Kemal ERGANİ