Etiket arşivi: SORUMLULUKLARI

SAHTE VEKALETNAME İLE İŞLEM YAPILMASI / NOTERİN SORUMLULUKLARI / İLLİYET BAĞI / ZARARIN TAZMİNİ / MALİYE HAZİNESİ

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi
E. 2006/1956
K. 2006/3585
T. 3.4.2006
SAHTE VEKALETNAME İLE İŞLEM YAPILMASI
NOTERİN SORUMLULUKLARI
İLLİYET BAĞI
ZARARIN TAZMİNİ
MALİYE HAZİNESİ
1512 s. NOTERLİK KANUNU [Madde 162]
4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 1007]
Davacı A. vekili Avukat K. tarafından, davalı Maliye Hazinesi ve diğerleri aleyhine 13.5.2004 ve 5.1.2005 gününde verilen dilekçeler ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davalılar E. ( mirasçıları ) ve Y. hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.2.2005 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı T. vekili, duruşmasız incelenmesi davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 8.11.2005 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil T. ç. ve vekili Avukat N. ile karşı taraftan davacı vekilleri Avukat K. ve Avukat B. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, tapuda sahte vekaletname ile işlem yapılmasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir. Yerel mahkemece davalılar E. mirasçıları ve Y. hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan Maliye Hazinesi ve T. ç. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı sahte vekaletname ile kendisine tapuda satılan taşınmazın gerçek malikin açtığı tapu iptali ve tescil davasını kazanması sonucu elinden çıktığını, zarara uğradığını belirterek tazminat istemiştir.
Dosyadaki kanıtlara göre, davalılar E. ve Y. tapu maliki R.nin kimlik bilgilerine ulaşarak haricen sahte bir nüfus cüzdanı düzenlemişler ve davalı E.nin fotoğrafını yapıştırmışlar,dır. B.u nüfus cüzdanı ile davalı T. ‘nun görevli olduğu U. Noterliği’nde, A. ili E. İlçesi H. Beldesi 531 Ada, 13 parsel sayılı taşınmazın satışı hususunda, emlakçılık yapan davalı Y.ye düzenleme şeklinde vekaletnameyi davalı E. vermiştir. Daha sonra davalı Y. bu vekaletname ile taşınmazı davacıya tapuda satmıştır. Asıl malik R. durumu öğrenince suç duyurusunda bulunmuş ve tapu iptali tescil davası açarak taşınmazını geri almıştır.
Yine dosya içeriğine göre davalılar Y. ve E. sahtecilik suçundan mahkum olmuşlardır. Vekaletnameyi düzenleyen noter katibi ise sahtecilik suçundan beraat etmiştir. Davalı noter hakkında ise Adalet Bakanlığı’nca koğuşturma izni verilmemiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığı’nın 9/8/2001 tarihili ekspertiz raporuna göre vekaletname çıkarılmada kullanılan sahte nüfus cüzdanı iğfal kabiliyetine haizdir.
Davalılar Maliye Hazinesi ve Noter T. ‘nun sorumlulukları Medeni Kanun’un 1007. maddesi ve Noterlik Kanunu’nun 162. maddesi gereğince kusursuz sorumluluktur. Diğer bir anlatımla zarar gören bu davalıların kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Bu davalılar da kusurlarının bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdırlar. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Somut olayda iğfal kabiliyeti bulunan nüfus cüzdanını kullanan üçüncü kişinin bu eylemi ile illiyet bağı kesilmiştir.
Şu durumda davalılardan Maliye Hazinesi ve T. hakkındaki davanın reddi gerekirken yerel mahkemece anılan davalıların da sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdiden incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalı T. yararına takdir olunan 475.00 YTL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve davalı T. Ç.’ndan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

RÜCU EDİLECEK KİŞİLERİN SORUMLULUKLARI

T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi
E: 2006/6955
K: 2006/8081
T: 5.6.2006

RÜCU EDİLECEK KİŞİLERİN SORUMLULUKLARI
1479 s. ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR … [Madde 69]
3226 s. FİNANSAL KİRALAMA KANUNU (1) [Madde 9]
3226 s. FİNANSAL KİRALAMA KANUNU (1) [Madde 17]
Davacı, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır. Hükmün, davalılardan Y…… Finansal Kiralama A.Ş. Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 23.09.1998 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine davacı Kurumca ölüm sigortası kolundan bağlanan aylığın ilk peşin değerinin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece, sürücü Bekir’in olaydaki kusuru nedeniyle davalı mirasçıların ve malik sıfatıyla diğer davalı Finansal Kiralama A.Ş.’nin sorumluluklarına karar verilmiştir. Bu yönde; 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmü kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları öncelikle 3. kişinin suç sayılan hareketi ile yasada belirtilen sosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması ve sigortalı yada haksahiplerine bu yardımların yapılması koşuluna bağlanmıştır. Dava konusu olayda; sürücü Bekir’in 8/8 kusuru ile neden olduğu trafik kazasında Bağ-Kur sigortalısı vefat etmiş ve sigortalının hak sahiplerine Bağ-Kur’ca ölüm sigortasından aylık bağlanmıştır. Ne var ki; davalı Y…… Finansal Kiralama A.Ş.’nin rücu alacağından sorumluluğuna dayanak kılınan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin 3396 sayılı Kanunla değiştirilen 2. fıkrasında yer alan “… araç maliklerine…” ibaresi; Anayasa Mahkemesinin 27.03.2000 tarih ve 2001/343 Esas 2002/41 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 13.11.2002 gün ve 24935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu durumda araç malikinin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan yasanın öngördüğü “diğer sorumlular” kavramı kapsamında 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çevresinde işleten sıfatına haiz bulunması; bir başka anlatımla trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyeti ile, aracı tehlikesi kendisine ait olmak üzere, kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde mümkündür. Somut olayda kazaya karışan 34 GZG 62 plakalı aracın Beyoğlu 19.Noterliğinin 04.08.1997 tarih ve 36519 yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile dava dışı Selahattin Aydın’a kiralandığı sözleşme gereği aracın mülkiyeti davalı şirkete ait olmakla birlikte, kiralama tarihinden itibaren dört yıl süre ile kiracının bakım, gözetiminde işletilmesine ve zilyetliğine bırakıldığı anlaşılmaktadır.3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunun 9 ve 17. maddelerine göre aracın mülkiyeti Finansal Kiralama Şirketine ait geçici 13. maddeye göre kiracı, kira sözleşmesi süresince Finansal Kiralama konusu malın zilyeti olup, sözleşmenin amacına uygun her türlü faydayı elde etme hakkına sahiptir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.01.2001 tarih ve 2000/10-1789 Esas 2001/6 karar sayılı kararında da benimsenen ilkeler doğrultusunda araç işleten sıfatına da haiz olmayan davalı şirketin rücu alacağından sorumlu olamayacağı dikkate alınmadan, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Yapı Kredi Finansal Kiralama A.Ş.’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan Y…… Finansal Kiralama A.Ş’ye iadesine, 05.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.