Etiket arşivi: suçudur

Şeker olmayan çocuğuna insülin yaparak ölüme neden olmak kasten öldürme suçudur

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2014/6430 esas ve 2015/2929 karar sayılı kararı

Şeker Hastası Olmayan Çocuklarına İnsülin Enjekte Ederek Ölümlerine Neden Olmak Olası Kast Değil Kasten Öz Çocuklarını Öldürme Suçunu Oluşturur.

özet

1) Sanığın şeker hastasına hangi dozda insülin enjekte edilmesi gerektiğini, sağlıklı kişiye verilmesi halinde ciddi rahatsızlık oluşturduğunu ve fazla dozda verilmesi halinde ölümün meydana gelebileceğini bildiği halde, şeker hastası olmayan çocuklarına sadece eşinin ilgisini çekmek ve evden uzaklaşmak için birden fazla insülün enjekte ederek ölümlerine neden olduğu anlaşılmakla, sanığın ayrı ayrı kasten yaşı küçük çocuklarını öldürmekten cezalandırılması yerine oluşa uygun düşmeyen olası kasıtla yaşı küçük çocuklarını öldürmeden hüküm kurularak eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Fatma’nın kendi çocuğu olan yaşı küçük maktuller Şükriye ve Osman Gazi’yi farklı tarihlerde olası kasıtla öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümlerde eleştiri nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle re’sen de temyize tabi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), 06/05/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

zorunlu müdafii avukatın, celselere mazeretsiz devamsızlığı görevi kötüye kullanma suçudur

CMK Avukatına Görevi İhmalden Ceza

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2013/1029 esas ve 2014/5008 karar sayılı

Tebliğname No : 5 – 2012/188515

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : …..2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/06/2012
NUMARASI : 2011/434 Esas, 2012/184 Karar
SANIK : ……
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
TEMYİZ EDEN : O yer Cumhuriyet Savcısı
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
İstanbul Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yapan sanığın …..3. Çocuk Mahkemesinde yargılanan suça sürüklenen çocuklara CMK’nın 150/2. maddesi gereğince 09/04/2010 tarihinde zorunlu müdafii olarak atandığı ancak mahkemenin 27/04/2010, 16/06/2010 ve 17/02/2011 tarihlerinde yapılan celselerine mazeretsiz katılmayarak davanın gereksiz uzaması sonucu kamu zararına, adaletin gecikmesi nedeniyle de kişi mağduriyetine neden olduğunun tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı ve eyleminin TCK’nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeyle beraat hükmü kurulması,

Kanuna aykırı, O yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

avukatın müvekkil adına tahsil ettiği paranın bir kısmını şahsına mal etmesi zimmet suçudur

Yargıtay 5.Ceza Dairesi

2012/11197 esas ve 2013/6909 karar sayılı 20.06.2013 tarihli kararı

· Nitelikli Zimmet
· Avukatlık Görevini Kötüye Kullanma
· Kamu Görevlisi
· Kamusal Faaliyet
· Özel Kanunlarla İlişki

Özet: Bir kimsenin Ceza Yasası uygulamasında “kamu görevlisi” yapılan faaliyetin de “kamusal faaliyet” sayılabilmesi için, kamu adına yürütülen bir hizmetin bulunması, bunun da Anayasa ve yasalarda belirlenmiş usullere göre verilmiş bir siyasal karara dayalı olması ve ayrıca faaliyetin kamuya ait güç ve yetkilerin kullanılması suretiyle gerçekleştirilmesi gerektiği, avukatların 1136 sayılı Kanunun 35/1 ve 35/A maddelerinde yazılı ve münhasıran avukatlar tarafından yapılabilecek iş ve işlemler ile uzlaştırma işlemi ve barolar ile Türkiye Barolar Birliğinin organlarında ifa ettikleri görevleri yönünden kamu görevlisi olduklarında kuşku bulunmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 5. maddesinin 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle anılan Kanunun genel hükümlerine aykırı olan sınırlayıcı nitelikteki Avukatlık Yasanın 62. maddesinin de özel nitelikteki görevi kötüye kullanma suçları açısından zımnen ilga edilmiş sayılacağı ve TCK’nın 247. maddesine göre zimmete geçirilen malın devlete veya özel kişilere ait olmasının suçun oluşması bakımından öneminin bulunmadığı gözetilmelidir.
(5237 s. TCK m. 5, 6/1-c, 247, 257)
(1136 s. Av. K. m. 1,2,35/1,35/A, 62,76/1,109/1-2)

Dava: Mahalli mahkemece verilen hük%

3,5 saat içinde aynı içerikteki 4 sms mesajı kişinin huzur ve sükununu bozma suçudur

Yartgıtay, yerel mahkemenin kararını bozarak 3,5 saat içinde aynı konuda 4 telefon mesajı atılmasını suç saydı

 

 

  • Yargıtay , 3,5 saat içinde aynı konuda 4 telefon mesajı atılmasını sakıncalı buldu.
  • Ard arda gelen mesajların kişinin ruhsal sükûn içinde yaşama hakkını ihlal ettiği açıklandı.
  • Bu durumun e-postalar için de geçerli olabileceği ifade edildi. 
Art arda gelen veya istenmeyen kısa mesajlar (SMS ), kullanıcıyı çileden çıkartabiliyor. İşte Yargıtay, kişinin rahatsız olduğu ‘mesaj yağmuruyla’ ilgili çok tartışılacak bir karara imza attı. 3,5 saat içinde aynı konuda 4 telefon mesajı atılmasını suç saydı. Yerel mahkeme nin beraat hükmünü bozan Yargıtay, “Aynı içerikteki 4 mesaj, davacının ruhsal sükûn içinde yaşama hakkını ihlal etmiştir. Sanığa mahkûmiyet verilmelidir.” dedi.
Cep telefonu kullanımıyla ilgili emsal teşkil edecek dava Kocaeli ’nde açıldı. S.A. adlı vatandaş, kendisine 3,5 saat içerisinde aynı içerikte 4 defa mesaj atan kişi hakkında şikâyetçi oldu. Körfez 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, 7 Eylül 2009’da kararını verdi ve sanığın beraatine hükmetti. Davacı taraf ise dosyayı Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Sanığın aynı anlamdaki mesajını gün içerisinde art arda göndermesini yasaya aykırı bulan Yargıtay, yerel mahkemenin beraat kararını bozdu. Daire kararında şöyle dedi:“Hayatın akışına göre bir konudaki meramın bir veya iki kez mesaj gönderilmekle belirtileceği yerde, aynı anlamdaki mesajların gereksiz ve rahatsız edici biçimde 3,5 saat içinde 4 kez katılana gönderilmesi suçtur. Bu biçimdeki eylem, Türk Ceza Kanunu’nun 123’üncü maddesindeki gerekçede belirtilmiştir. Sanık hakkında ‘ruhsal sükûn içinde yaşama hakkını’ ihlal ettiği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. Davacı S.A.’nın vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmüştür. Dolayısıyla hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.”
E-POSTA İÇİN DE GEÇERLİ OLABİLİR 
Zaman Gazetesi’nin haberine göre, Yargıtay’ın kararını değerlendiren Bursa Barosu avukatlarından İbrahim Halil Özçaycı , elektronik postalar (e-mail) konusunda mesajın içeriğinin ve hâkimin kanaatinin belirleyici unsur olduğunu kaydetti: “Cep telefonu sürekli insanın yanında. Her gelen mesaj, sinyal sesiyle rahatsız edici olabilir. Ama akıllı telefonlar dışında e-mailde aynı durum söz konusu değil. İstemezsen açmazsın. Yine de bu konuda mesajın içeriği ve hâkimin yorumu önemli. İster mesaj isterse e-mail olsun, tehdit, hakaret veya taciz içeriyorsa suçtur.”

kredi kartıyla gün içerisinde yapılan komisyon karşılığı nakit para ticareti tefecilik suçudur

 

Kredi kartı üzerinden para satanlar, artık tefeci muamelesi görecek. Yargıtay, kredi kartıyla aynı gün içerisinde yapılan komisyon karşılığı nakit para ticaretinin tefecilik suçu olduğuna karar verdi.

Kredi kartı ile alışveriş yapılmış gibi göstererek vatandaşa nakit verip karşılığında komisyon alan kuyumcu ve beyaz eşya satıcıları artık tefeci muamelesi görecek. Yargıtay, aynı gün hiçbir satış yapmamasına rağmen POS cihazı üzerinden satış gerçekleştirilmiş gibi yapılan işlemde alınan komisyonla kredi kartının ait olduğu bankanın aldığı komisyonun karşılaştırılması gerektiğini, eğer fark varsa burada tefecilik suçunun oluştuğunu belirtti.

Olay, Bolu’da bir vatandaşın kuyumcu hakkında dava açmasıyla başladı. Kuyumculuk yapan sanığın POS cihazı tefeciliği yaptığı iddiasıyla yargılaması Bolu 2.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapıldı. Mahkeme, sanığın beraatine karar verdi. Karara yapılan itirazı görüşen Yargıtay 5.Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını oybirliğiyle bozdu. Dairenin bozma gerekçesinde kuyumcu olan sanığın işyerinde herhangi bir alışveriş yapılmadığı halde, yapılmış gibi gösterildiğini belirtti. Kararda, ‘Alışveriş yapılmış gibi kendilerine para ihtiyacı nedeniyle başvuran kişilere ait kredi kartlarıyla POS cihazı aracılığıyla işlem yapıp, gerçek olmayan bu alışveriş tutarından belli bir komisyon kesintisi yapıldığı’na dikkat çekti.

Kazanç maksadı var

Yargıtay “Bu nedenle bankaya komisyon ödememeleri veya kredi kartı sahiplerinden aldıkları komisyon miktarından az ödemeleri halinde, eylemlerin kazanç elde etmek maksadıyla başkasına ödünç para verme niteliğinde olduğu kabul edilmelidir” dedi. Yargıtay, yerel mahkemeden sanıklara ait pos cihazlarının ait oldukları bankalara veya Bankalararası Kart Merkezi’ne başvurularak suç tarihinde yapılan işlemlerin talep edilmesini istedi. Yargıtay, “Pos cihazlarından yapılan alışverişler karşılığında komisyon ödeyip ödemedikleri ve ödemişlerse miktarları sorulup gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulsun” dedi.