Etiket arşivi: tanıkla

İşçinin boş kağıda imza atarak istifasında, hile iddiası tanıkla ispat edilebilir

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, 2000/13464 esas sayılı ve 2000/18865 karar sayılı, 13.12.2000 tarihli kararı,

> BEYAZ İMZA—HİLE İDDİASI—- BEYAZ İMZALI İSTİFADA TANIK DİNLENMESİ

(818 s. BK. m. 28) (1475 s. İş K. m. 14) (1086 s. HUMK. m. 293/4-5)

ÖZET : Beyaz imza alınıp verilmesi hallerinde taraflar arasında karşılıklı ve kuvvetli
emniyete dayanan bir ilişki var demektir. Bu nedenle, beyaz imza verenin, beyaz imza
alındığını gösteren belge istemesi düşünülemezse de, iş aktinin beyaz imzalı kağıt
doldurularak istifa etmiş gibi gösterilmesi şeklinde feshedildiği iddiasına karşı tanık
dinlenmeli ve tanıkların beyanları değerlendirilerek kıdem ve kötüniyet tazminatının haklı
olup olmadığı belirlenmelidir.

Davacı, kıdem ve kötüniyet tazminatı, ikramiyeyle yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar
VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm ALTINA ALMIŞTIR.

Hüküm taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmiş
ise de; HUMK.nun 435 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve
incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı Kanuni gerektirici sebeplere göre,
davalının tüm temyiz itirazları YERİNDE DEĞİLDİR.
2- Davacının temyizine gelince;
Davacı, iş akdinin işverence haksız olarak sona erdirildiğini belirterek kıdem, kötüniyet
tazminatlarıyla birlikte izin ücretiyle ödenmeyen ikramiye alacaklarının hüküm altına
ALINMASINI İSTEMİŞTİR.
Davalı ise savunmasında; davacının istifa suretiyle işten ayrıldığını İLERİ SÜRMEKTEDİR.
Gerçekten dosya içerisinde 28.4.1999 tarihini taşıyan ve davacı tarafından imzalanan bir
dilekçe mevcut olup, bu dilekçede “… 18 Nisan 1999 Belediye Başkanlığı seçimini Servet´in
kazanmasından rahatsızlık duyduğumdan belediyenizdeki görevimden istifa ediyorum…”
denilmektedir.
Davacı kendisi ve diğer çalışanlardan Belediye Başkanı ve yetkilileri tarafından 1993 yılında
imzalarını taşıyan boş kağıtlar alındığını ve daha sonra üstlerinin doldurularak işleme
konulduğunu ancak istifa etmelerini gerektiren bir neden OLMADIĞINI BELİRTMİŞTİR.
Mahkeme yazılı bir belge olan ve imzası kabul edilip içeriği kabul edilmeyen istifa dilekçesinin
gerçek iradeyi yansıtmadığının ancak yazılı belgeyle ispatlanması gerektiğini belirterek
dinlenilen tanık beyanlarına DEĞER VERMEMİŞTİR. Yine mahkemenin de kabul ettiği şekilde
dinlenilen davacı tanıkları belediye başkanının çalışanlardan ve davacıdan imzalı boş kağıt
aldığını İFADE ETMİŞLERDİR.
Beyaz imza alınıp verilmesi hallerinde taraflar arasında karşılıklı ve kuvvetli emniyete dayanan
bir münasabetin mevcut olduğu KABUL EDİLMEKTEDİR. Böyle bir münasebet bulunmasa
beyaz imza alınıp verilmesi düşünülemez. Bu durumda beyaz imza verenin diğerinden beyaz
imza aldığını gösteren bir belge istemesi işin mahiyeti bakımından söz konusu edilemez. Kaldı
ki, iddia bir taraftan davacının suistimal edilen emniyeti dolayısıyla hile iddiasına da
DAYANMAKTADIR. Her iki bakımdan da davacının olayda şahit dinletmesi Hukuk
Muhakemeleri Usul Kanunun 293 üncü maddesinin 4. ve 5. bentlerine DE UYGUNDUR. Bu
durumda mahkemece yapılacak işlem tanık sözlerini değerlendirmek suretiyle davacının
kıdem ve kötüniyet tazminat isteklerinde haklı olup olmadığını BELİRLEMEKTEN İBARETTİR.
Eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz
harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.12.2000 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Borçlar Hukuku • Alacakta HMK 200/1’e göre tanıkla ispat

Merhabalar öncelikle belirtmek istiyorum ki avukat vekalet ücreti veya danışma ücreti ödeyebilecek durumda değilim. Daha önce gayrimenkûlünü otel şeklinde işleten gayrimenkul sahiplerine ve tur şirketlerine komisyonculuk yaptığımız bir şahısla yollarımızı ayırma kararı aldık. Bunun üzerine hesaplama yaptık ve 2.000TL tutarında alacaklı olduğum ve bunu taksitlerle belirli tarihlerde ödeyeceği konusunda anlaşmaya vardık bu konuşmayı yaparken yanımızda bir arkadaşımız vardı ayrıca başka bir arkadaşımızı da telefonda bilgilendirdik. Yani konuya ilişkin iki adet şahit vardır. Ben şahıstan senet imzalamasını talep etsem de kabul etmedi, edep ahlak adamlık gibi konulardan bahsedip borcunu ödeyeceğini belirtti. Ödeme günü geldiğinde borcu reddetti, şuan son taksitin günü de geçti.

Bu konu üzerine dört adet sorum bulunmaktadır;

1) Dava dilekçesi yazarken HMK200/1’i dayanak olarak göstermek mümkün müdür?
2) Senet yapmayı reddetmesi borcu da reddettiği anlamına gelir mi yani hakim burada örtülü irade beyanı olduğuna hükmedebilir mi?
3) 2.000TL’nin bir kısmı nakit olarak bir kısmı başkasına karşı olan ortak borcumuzun tarafımca ödenmesi suretiyle bir kısmı çeşitli mal ve hizmetlerden yararlanma şeklinde yapılmıştır. Bu alacak iddiam hakkında ve tanık gösterme konusunda bir sorun oluşturur mu?
4) İlamsız İcra Takibi yoluyla alacağımı talep edersem karşı taraf muhtemelen reddedecek bu durumda icranın reddi tazminatı da isteyebilir miyim? Bu ne oranda olur?

Bilgiler: Tarih-Gönderici: ymncn — 02 Şub 2015, 08:18