Etiket arşivi: tatil

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İŞÇİ ALACAKLARI, KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI, İZİN, TATİL VE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ

YARGITAY 22. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/3506
KARAR: 2014/2364

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinin …Otogar şubesinde 01.02.1997 tarihinde çalışmaya başladığını, alacak davası açtığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının işçi olarak 25.03.2008-21.12.2009 tarihleri arasında çalıştığını, daha önce çalıştığı yerlerin şirketin acenteleri olduğunu, davacının iş sözleşmesinin bütün hakları ödenerek sona erdirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep yokken davalı işverence feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacının hizmet süresi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Davacı davalı şirkette 01.02.1997-08.01.2010 tarihleri arasında çalıştığını iddia ederken davalı davacının işçi olarak 25.03.2008-21.12.2009 tarihleri arasında çalıştığını savunmaktadır.

Sigorta kayıtlarında davacının 16.08.2001 – 20.06.2002 tarihleri arasında Büyük …Otogarı No 25 Bayrampaşa adresinde bulunan 61008486.34.06 sicil numaralı, A…, işyerinden prim ödeme kaydının bulunduğu, 02.05.2005- 01.03.2008 tarihleri arasında Büyük …Otogarı No 117-118 B… adresinde bulundan …. sicil numaralı, T…Metro Turizm Oto Nakliyat ve Tic Ltd. Şti. işyerinden prim ödeme kaydının bulunduğu, 26.03.2008-13.05.2008 tarihleri arasında … sicil numaralı, 14.05.2008-21.12.2009 tarihleri arasında ise Büyük …Otogarı No 121 B… adresinde bulunan… sicil numaralı, davalı H… K…. Yurtiçi ve Uluslararası Otobüs İşletmesi Turizm Tic. Ltd. Şti. işyerinden prim ödeme kaydının bulunduğu görülmektedir.

Davacı şahitlerinden G… A… kendisinin 2008 yılının Mart – Eylül ayları arasında davalı şirketin otogar şubesinde katip olarak görev yaptığını, davacıları tanıdığını, 1990 yılından itibaren H… K… şirketinde çalıştıklarını ifade ederken diğer davacı şahidi B…t B… kendisinin 1994 – 1997 yıllarına kadar davalı H….K… firmasında ayakçı olarak çalıştığını, 1997 yılında ayrıldığında yerine davacının işe başladığını beyan etmiştir. Son olarak davacı şahitleri İ… E… ile Y… Ş… davacının 1996 veya 1997 senesinde H… K… firmasında çalışmaya başladığını belirtmişlerdir.

Davacının yaptığı işin niteliği ile çalıştığı işyerleri dikkate alındığında çalışma hayatında birlikte istihdamın çok sık görüldüğü bir işin sözkonusu olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte somut olayda bu tür bir işverenlik statüsünün bulunup bulunmadığının araştırılması ve tartışılıp değerlendirilmesi gereklidir. Bilindiği üzere birlikte istihdam halinde işçinin tüm kıdemi üzerinden işverenler birlikte sorumludurlar. Bu itibarla birlikte istihdamın sözkonusu olduğu durumlarda işçinin kıdemi tek bir işveren nezdinde yapılan çalışma gibi kesintisiz kabul edilir.

Netice olarak kayden önceki işverenleri olarak gözüken işverenler ile davalı arasında birlikte istihdam olup olmadığı netleştirilmelidir. Bunun için davacının işverenleri olarak gözüken şirketlerin Sosyal Güvenlik Kurumu ile Ticaret Sicil Kayıtları ile şirketler arasındaki ilişkileri gösteren işçi devri sözleşmeleri ya da acentelik ya da kira sözleşmeleri dosya kapsamına dahil edilmeli ve gerekirse yerinde inceleme yapılarak ya da uzman bilirkişilere yaptırılarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Cum Mar 20, 2015 9:02 am


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İŞÇİNİN TATİL GÜNLERİNDE ÇALIŞTIĞINI İDDİA ETMESİ, İSPAT…

YARGITAY 22. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/1063
KARAR: 2014/4898

Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, asıl işveren olan davalı Milli Savunma Bakanlığına ait işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini ancak ücretlerinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili ile davacının çalışma kaydını bildiren işverenler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, ihale makamı olan davalının işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacaklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

Somut uyuşmazlıkta, şahit beyanlarına göre oluşturulan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma yaptığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir.

Ancak davacı şahitlerinin aynı konuda davalı işverene karşı açtıkları davaları mevcut olup, davacı ile menfaat birliği içerisinde olan kişilerin şahitliğine itibar edilmesi mümkün olmadığı gibi, işyerinde yapılan teftiş sonucunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Müfettişliğince düzenlenen 04.05.2012 tarihli inceleme raporunda davacının fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağı talebine ilişkin olarak işyerinde yapılan fazla mesai ile genel tatillerde yapılan çalışmaların belirlendiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ile sözkonusu inceleme raporunun örtüşmediği ve bilirkişi tarafından rapor hazırlanırken sözkonusu inceleme raporunun dikkate alınmadığı anlaşılmış olup, davacının talep ettiği fazla mesai ve genel tatil alacaklarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Müfettişliğince düzenlenen 04.05.2012 tarihli inceleme raporu dikkate alınarak hesaplanaması ve çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 06.03.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 01 Oca 2015, 17:16


Adli tatil içinde süre işlemeyeceğinden, temyiz süresinin adli tatilin bittiği tarihten itibaren hesaplanması gerekir


YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2007/8-78   K. 2007/85   T. 10.4.2007

• ADLİ TATİLDE KARAR TEBLİĞİ ( Yedi Günlük Temyiz Süresinin Adli Tatilin Bittiği Tarihten İtibaren Hesaplanması Gerektiği )

• TEMYİZ SÜRESİ ( Adli Tatil İçinde Süre İşlemeyeceğinden Yedi Günlük Temyiz Süresinin Adli Tatilin Bittiği Tarihten İtibaren Hesaplanması Gerektiği )

• ADLİ TATİL İÇİNDE GÖRÜLEMEYEN DAVA ( Davaya İlişkin Kararın Adli Tatil İçinde Tebliğ Edilmesi Halinde Yedi Günlük Temyiz Süresinin Adli Tatilin Bittiği Tarihten İtibaren Hesaplanması Gerektiği )

• SÜRELERİN HESAPLANMASI ( Adli Tatil İçinde Süre İşlemeyeceğinden Yedi Günlük Temyiz Süresinin Adli Tatilin Bittiği Tarihten İtibaren Hesaplanması Gerektiği )

5271/m.331/1-4

ÖZET : Uyuşmazlık, adli tatil içinde görülmesi olanaklı bulunmayan bir davaya ilişkin kararın adli tatil içinde tebliğ edilmesi halinde, temyiz süresinin ne şekilde hesaplanacağına ilişkindir.

Adli tatil içinde süre işlemeyeceğinden, yedi günlük temyiz süresinin adli tatilin bittiği tarihten itibaren hesaplanması gerekir.

DAVA : Hakkı olmayanları seçmen kütüğüne yazmak suçundan sanık Veli Topsakal’ın 298 sayılı Yasanın 142, 765 sayılı TCY’nın 80. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin olarak Bala Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 29.06.2005 gün ve 9-101 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi 20.02.2007 gün ve 5788-1389 sayı ile;

`… 298 sayılı Kanunun 175. maddesi uyarınca bu kanunda yazılı suçların kovuşturmasının 3005 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiş ise de, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanununun yürürlükten kaldırıldığı, bu nedenle temyiz süresi yönünden karar tarihinde yürürlükte olan 5271 sayılı Yasa hükümlerinin geçerli olduğu ve gıyapta verilen hükmün sanık müdafiine 15.8.2005 tarihinde tebliğ edildiği ve sanık müdafiince hükmün 5271 sayılı Yasanın 331/1-4. madde ve fıkralarında belirtilen yasal süre geçtikten sonra 9.9.2005 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla süresinde yapılmayan temyiz isteğinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine…` karar vermiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 27.03.2007 gün ve 205511 sayı ile;

`Gıyapta verilen hükme ait tebligatın adli tatil süresi içinde yapılmış olması halinde, temyiz süresi adli tatilin bitiminden itibaren başlar ve bu süre 7 gündür.

1412 sayılı CMUK. ve 5271 sayılı CMK’da belirtilen 3 günlük süre uzaması ancak tebligat adli tatile girmeden yapılıp işleyen sürenin adli tatile rastlaması durumunda söz konusudur.

Sanık müdafiine adli tatil içinde 15.08.2005 tarihinde tebligat yapılmış olduğundan, 09.09.2005 havale tarihli temyiz dilekçesinin yasal sürede verildiği anlaşılmaktadır.` görüşü ile itiraz ederek, Özel Daire kararının kaldırılmasını, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İncelenen olayda;

Yerel Mahkeme sanığın yokluğunda verdiği 29.06.2005 gün ve 9-101 sayılı hükümle, sanığı seçmen kütüğüne yazılma hakkı olmayan birden çok seçmeni yazma suçundan dolayı 298 sayılı Yasanın 142, 765 sayılı TCY’nın 80. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etmiştir.

Sanık müdafiinin hükmü temyiz etmesi üzerine Özel Daire, gerekçeli kararın sanık müdafiine 15.8.2005 tarihinde tebliğ edildiği, onun da yasal süre geçtikten sonra 9.9.2005 tarihinde hükmü temyiz ettiği saptamasına yer vererek temyiz isteğinin reddini kararlaştırmış, Yargıtay C.Başsavcılığı ise, temyiz isteminin süresinde olduğundan bahisle itiraz etmiştir.

Çözümü gereken hukuki uyuşmazlık, adli tatil içinde görülmesi olanaklı bulunmayan bir davaya ilişkin kararın adli tatil içinde tebliğ edilmesi halinde, temyiz süresinin ne şekilde hesaplanacağına ilişkindir.

Hüküm tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 331. maddesinin 1. fıkrasında: ceza işlerini gören makam ve mahkemelerin her yıl ağustosun birinden eylülün beşine kadar tatil olunacağı, 2. fıkrasında: anılan makam ve mahkemelerin bu süre içinde, sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getirecekleri belirtilmiş, 4. fıkrasında ise; adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı ifade edilmiştir.

Bu düzenlemelere göre, adli tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmü uygulanmayacak, bu tür dava ve işlerle ilgili süreler adli tatil içinde de işleyecektir. Sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adli tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesi, işlemeye başlayan sürenin adli tatil içinde sona ermesi gerekir. Bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, süre, adli tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacaktır. Öte yandan, adli tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adli tatile rastlayan dönemde tebliği geçerlidir. Ancak tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehil adli tatilin bitiminden itibaren başlayacaktır.

Somut olayda, yargılaması adli tatil içinde yapılamayan bir davaya ilişkin gerekçeli karar 15.08.2005 tarihinde sanık müdafiine tebliğ edilmiş, sanık müdafii de 09.09.2005 havale tarihli dilekçe ile hükmü temyiz etmiştir. Adli tatil içinde süre işlemeyeceğinden, yedi günlük temyiz süresinin adli tatilin bittiği tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Bu durumda, 9 Eylül 2006 tarihinde gerçekleştirilen temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, temyiz isteminin süre yönünden reddine dair Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 20.02.2007 gün ve 5788-1389 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 10.04.2007 günü oybirliği ile karar verildi.

 

paylaşımından dolayı Av.Mahmut Asrağ’a teşekkür ederiz