Etiket arşivi: TEBLİĞİ

Banka ve Tüketici Hukuku • Tüketici mahkemesi kararı ve bankaya tebliği

Banka dosya masrafı ile ilgili tüketici mahkemesinin kararında sadece dosya masrafını iade etti. hakem heyeti kararında dosya masrafı ve diğer ücretlerde dahil mevcuttu mahkeme tüketici hakem heyeti kararındaki miktardan düşük ve davayıda kısmen kabul ettiği için 19 küsür lira davacı bankaya ödemem için bana tebliğ edildi ben krediyi internet şubesinden kullandığım için bankanın genel merkezine ödememmi gerekir yoksa il merkezinden şubeden ödeyebilirmiyim mahkeme kararını icra takibine koymadan bankanın merkezine fakslasam olurmu bu şekilde 20 liralık davacıya ödemem gereken parayı da kesip ödeme yaparlarmı ödeme yapmazlar ise ödemem gereken mahkeme masrafını ne şekilde ödemem gerekir yada başka yolu nedir

Bilgiler: Tarih-Gönderici: sec84 — Çrş Mar 18, 2015 11:58 pm


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • MAHKEMENİN GÖREVSİZLİK KARARI VEREBİLMESİ İÇİN DİLEKÇENİN DAVALIYA TEBLİĞİ GEREK

H.M.K–MADDE 114 :

(1) Dava şartları şunlardır:

a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.

T.C
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2014/5360
KARAR NO.2014/6131
KARAR TARİHİ: 28.10.2014

>Görevsizlik kararı verilebilmesi için, öncelikle dava dilekçesinin davalıya tebliği şarttır. Taraf teşkili sağlanmadan davada görevsizlik kararı verilemez.

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararların tazmini talebinden ibarettir. Mahkemece dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğ edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme ile tensiben görevsizlik kararı verilmiş, karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesi gereğince dava şartı olan "mahkemenin görevli olması" şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Mahkemenin görevli olması dava şartıdır (HMK. m.114/1-c). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK. m.137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre, görevsizlik kararı verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. 127/1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. m.136/1) beklenmesi, verdiğinde bunun diğer tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime, belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de, davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın 137’nci maddesinin (1.) fıkrasında, ön inceleme dilekçelerinin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1. madde hükmü de, bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.

Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanun’dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ileriye ötelemiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. Bazı hallerde dava dilekçesindeki talebe göre görevli olmayan mahkemenin, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi veya ikinci cevap dilekçesinin verilmesinden sonra görevli hale gelmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca 6100 sayılı Kanun, eskisinden farklı olarak, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etme hakkını davalıya da tanımıştır (m. 20/1). Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde davalıya kararı veren mahkemeden yargılama giderlerini talep etme hakkı da vermiştir (m. 331/2 son cümle). Davalının bu haklarını kullanabilmesi, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmiş olmasını gerektirir.

6100 sayılı HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun’un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir. Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden tensiben görevsizlik kararı verilmesi HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturmaktadır.

Bütün bu hükümlerden, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından kararın usul yönünden bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: hukukçu — Prş Mar 12, 2015 7:10 pm


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞİ, GECİKMİŞ İTİRAZ, MAZERET…

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/13457
KARAR: 2013/20043

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

1-) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklının katılma yolu ile yapmış olduğu temyize ilişkin dilekçesinin kaydının olmadığı gibi harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2-) Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklı tarafından başlatılan iki adet bonoya dayalı kambiyo takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, borçlunun aynı zamanda ayrı bir itiraz dosyası ile söz konusu takipte yetkiye itirazlarını bildirdiği, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltildiği görülmüştür.

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK’un 45. maddesinde, (HMK 166) aynı mahkemede görülmekte olan davaların, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebileceği düzenlenmiştir. Yine kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nın 297. maddesi 2. fıkrasında ise hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hususu düzenlenmiştir.

Somut olayda her ne kadar borçlu vekilince …İcra Hukuk Mahkemesi’nin incelemeye konu şikayet dosyası ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve takibi öğrenme tarihinin 15.04.2011 olduğu ileri sürülmüş ise de; yine aynı vekil tarafından Çeşme İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/45 esas sayılı itiraz dosyasında 19.04.2011 tarihinde yetki itirazında bulunulduğu, mahkemenin 26.04.2011 tarihli tensip kararı ile birlikte aynı borçlu tarafından usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğundan bahisle dosyaların birleştirilmesine ve şikayet dosyası üzerinde yürütülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, birleştirme işleminin devamında sadece şikayete ilişkin karar verilmiş olup, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde birleşen yetki itirazı dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemiştir.

O halde, mahkemece 26.04.2011 tarihli 2011/45 esas- 2011/49 karar sayılı birleştirme kararına rağmen incelemeye konu aynı mahkemenin 2012/88 E.-90 K sayılı kararında borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Öte yandan, İİK’nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Açıklanan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK’nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E.-1991/344 K). Mahkemece, borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğu tespit edildiği halde, borçlunun takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olması sebebi ile mahkemeye yapmış olduğu ve birleştirilen itirazı ile ilgili hüküm kurmak yerine gecikmiş itiraz ile ilgili yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş, itirazın, tespit edilen öğrenme tarihine göre süresinde olup olmadığını denetledikten sonra işin esasını incelemek ve oluşacak sonuca göre birleşen dava hakkında karar vermektir.

Ayrıca, HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 03 Şub 2015, 01:53


Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • TAŞINMAZ SATIŞI, SATIŞ İLANININ BORÇLUYA TEBLİĞİ ŞARTI…

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/7917
KARAR: 2013/17803

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10.maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişIi olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.

Aynı Kanun’un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.

Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/8.maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda, buna ilişkin kaydın (şerhin) tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunludur. Bir diğer anlatımla 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebliğ evrakı üzerine tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair kayıt düşülmesi zorunludur.

Diğer taraftan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için ise, bu maddenin, 6099 Sayılı Yasanın 9.maddesi ile değişik 2.fıkrası uyarınca, muhatabın, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit ediIememiş olması zorunludur.

Somut olayda, alacaklı tarafından Bakırköy 8.Sulh Hukuk Mahkemesi ‘nin 26.02.2008 tarih ve 2007/153 E. 2008/157 K. sayılı izalei şuyu dosyasında dava dilekçesinin davacı Y…’ın tapu sicilindeki adresine bizzat tebliğ edildiği, keza aynı adrese, kıymet takdir raporunun 04.06.2011 tarihinde, satış ilanının ise 23.05.2012 tarihinde TK. nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Satış ilanının borçluya tebliğ tarihi olan 23.05.2012 tarihi itibariyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’ nun 10, 21 ve 35. maddelerinde değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra müdürlüğünce, davacı Y…’ın adres kayıt sisteminde adresinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, varsa bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca satış ilanının tebliği, yok ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’ nun 35.maddesinin 6099 Sayılı Yasanın 9.maddesi ile değişik 2.fıkrası uyarınca tebliğ işleminin tamamlanması gerekirken, bu araştırma yapılmadan 7201 Sayılı Kanun’un 35.maddesine göre tebligat yapıldığı görülmektedir.

İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

O halde İcra Mahkemesince, satış ilanının tebliğ edildiği tarih itibariyle borçlunun, adrese dayalı kayıt sisteminde adresinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı denetlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 8 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 14 Oca 2015, 12:01


6552 sayılı (torba) yasa kapsamında alacakların yapılandırılması tebliği

http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/Tebligler/Taslaklar/6552/6552_sayilikanun_1_seri_no_tebligtaslak.pdf

BAZI ALACAKLARIN 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR GENEL TEBLİĞ
(SERİ NO: 1)
6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı  Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun 11/9/2014 tarihli ve Mükerrer 29116 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 6552 sayılı Kanunun 73 ve 74 üncü maddeleri Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 6552 sayılı Kanunun 73 ve 74 üncü maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden bu madde hükümlerinin uygulamasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.
I- KANUNUN 73 ÜNCÜ MADDESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
Tebliğin bu bölümünde 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesine yönelik açıklamalara yer verilmiĢtir.
A- MADDE KAPSAMINDAKĠ ALACAKLI İDARELER VE ALACAKLAR İLE TANIMLAR
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen bazı
amme alacakları ile büyükĢehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin ve belediyelerin bazı alacaklarının yeniden
yapılandırılması ile Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen bazı amme alacaklarının terkinine iliĢkin
düzenlemeler yer almaktadır.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci, ikinci ve on altıncı fıkralarında “(1) Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerince tahsil edilen;
a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1) 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar
verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından
(2013 takvim yılına ilişkin gelir vergisi ikinci taksiti hariç),
2) 2014 yılına ilişkin olarak 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı
vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından (2014 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci
taksiti hariç),
3) 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi
cezalarından,
b) 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu, mülga
11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 10/6/1983
tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,
18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında
Kanun, 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, 10/7/2003
tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, mülga
13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, 15/2/2011 tarihli ve
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ve 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezalarından,
c) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen; adli ve idari para cezaları ile
mülga 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı, 30/5/2013
tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi, mülga 22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı
Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı, mülga 10/9/1960 tarihli ve 79 sayılı Milli Korunma Suçlarının
Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna
istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa
istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu, mülga 10/8/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik
Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ve 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları hariç olmak üzere, asli ve ferî amme alacaklarından
(28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında
olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan amme alacakları dâhil),2
kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece ferî alacaktan ibaret olması hâlinde ferî
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme
alacaklarının tahsilinden vazgeçilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının
%50’sinin, bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden
vazgeçilir.
(16) a) Emlak vergisi ile çevre temizlik vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamları ve emlak vergisi üzerinden hesaplanan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile buna bağlı
gecikme zammından,
b) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan su
kullanımından kaynaklanan alacakları ile bunlara bağlı ferî (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil)
alacaklarından,
c) 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli
alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî (sözleşmelerde düzenlenen her türlü
ceza ve zamlar dâhil) alacaklarından,
vadesi 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan alacaklar hakkında bu madde hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu madde hükümlerine göre, bir alacağın yapılandırılarak ödenebilmesi için bu alacağın;
– maddede belirtilen tür ve dönemden kaynaklı bir alacak olması,
– “kesinleĢmiĢ alacak” olması,
– Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiĢ ya da ödeme süresi henüz geçmemiĢ
olması (Maddenin on altıncı fıkrası kapsamında olan alacaklar için vadesi 30/4/2014 tarihi ve öncesi olan),
Ģarttır.
Buna göre, bir alacağın 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında yapılandırılarak
ödenebilmesi için bu üç Ģartın bir arada bulunması gerekmektedir.
Madde kapsamında yapılandırılarak ödenebilecek alacakların sahip olması gereken Ģartlardan “kesinleĢmiĢ
alacak” Ģartı aĢağıda açıklanmıĢ olup, diğer Ģartlara iliĢkin açıklamalar, alacaklı idareler itibarıyla izleyen bölümlerde
yer almaktadır.
KesinleĢmiĢ Alacak;
Yapılan düzenlemeye göre, madde kapsamında yapılandırılacak alacakların Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olması gerekmektedir.
Bir alacağın kesinleĢmesi, alacağın varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale
gelme olasılığının kalmamasıdır.
Alacakların kesinleĢmesi, düzenlendikleri veya iliĢkili oldukları kanunlardaki hükümler nedeniyle
farklı Ģekilde gerçekleĢebilmektedir.
Buna göre, bazı alacakların kesinleĢme süreçleri aĢağıdaki gibidir.
a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezalarının
kesinleĢmesi;3
i) Beyanname ile beyan edilen vergiler beyan edildiği tarihte (ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine
tahakkuk eden vergilerin dava konusu yapılması halinde bu vergiler kesinleĢmemiĢ alacak olduğu halde, anılan
maddenin dördüncü fıkrasına istinaden bu durumdaki vergilerin de madde hükmüne göre yapılandırılması mümkün
bulunmaktadır.),
ii) Ġkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ile kesilen vergi cezalarına iliĢkin düzenlenen vergi/ceza
ihbarnamesinin tebliği üzerine,
– Süresi içerisinde dava açılmamıĢ olması veya dava açılmıĢ olmakla birlikte yargılama aĢamalarının son
bulması,
– UzlaĢma hükümlerinden yararlanılarak uzlaĢılması,
hallerinde söz konusu olacaktır.
213 sayılı Kanunun “Tahakkuk” baĢlıklı 22 nci maddesinde “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir
verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, “verginin ödenebilir hale
gelmesi” verginin tahakkuku olarak tanımlanmıĢtır.
“Tahakkuk” vergi hukukunun bir kavramı olduğu halde, “kesinleĢme” yargılama hukukunun kavramıdır.
Vergi alacağının tahakkuku ile kesinleĢmesi genellikle aynı zamanlarda gerçekleĢmekle birlikte farklı olan
durumlar da mevcuttur.
Örneğin, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalar vergi/ceza ihbarnamesiyle
mükelleflere tebliğ edilmekte, mükelleflerce ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemesinde dava konusu
yapılabilmekte ve vergi mahkemesince de bu cezalı tarhiyatların onanması (davayı reddetmesi) halinde bir üst yargı
merciine itirazen veya temyizen baĢvurulabilmektedir.
Ġtiraz/temyiz incelemesi Bölge Ġdare Mahkemesi/DanıĢtay’da devam eden vergi ve cezalara iliĢkin
tarhiyatlar, vergi mahkemesi kararının vergi dairesine tebliği üzerine tebliğ tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 112 nci
maddesine göre gecikme faizi hesaplanarak “tahakkuk” ettirildiği halde, bir üst yargı merciinde yargılamanın devam
etmesi nedeniyle bu alacakların “kesinleĢmiĢ alacak” olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, ilk derece yargı kararı üzerine tahakkuk ettiği
halde yargılaması devam etmesi nedeniyle kesinleĢmemiĢ olan alacaklar madde kapsamına girmemektedir.
b) Ġdari para cezalarının kesinleĢmiĢ alacak olabilmesi için idari yaptırım kararlarına karĢı süresi içerisinde
dava açılmaması veya dava açılmıĢ olmakla birlikte yargılama aĢamalarının son bulması gerekmektedir.
Ancak, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli
Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı
Anayasa DeğiĢikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları hakkında dava
yolu bulunmadığından, bu idari para cezaları verildikleri tarih itibarıyla kesinleĢmektedir.
c) Ecrimisillerin kesinleĢmiĢ alacak olarak değerlendirilebilmesi için ecrimisil ihbarnamesi/ecrimisil
düzeltme ihbarnamesinin tebliği üzerine süresi içerisinde dava açılmamıĢ olması veya dava açılmıĢ olmakla birlikte
yargılama aĢamalarının son bulması gerekmektedir.
ç) Yukarıda yer verilen alacakların dıĢında kalan ancak madde kapsamına giren diğer alacakların kesinleĢmiĢ
alacak olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu alacakların varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya
ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmaması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununda feragat hakkında özel bir
düzenleme yapılmadığı halde Kanunun 31 inci maddesinde, feragat konusunda 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiĢtir. Ancak, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile 1086 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıĢ ve 6100 sayılı Kanunun
447 nci maddesinde, 1086 sayılı Kanuna yapılan atıfların 6100 sayılı Kanuna yapılmıĢ sayılacağı düzenlenmiĢtir.
6100 sayılı Kanunun 307 nci maddesinde feragat, “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen
vazgeçmesi” Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Anılan Kanunun, 309 uncu maddesinde feragat beyanının dilekçe ile veya
yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği; 311 inci maddesinde ise feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç
doğuracağı hüküm altına alınmıĢtır. Ayrıca, yargılamanın her aĢamasında davacının feragatte bulunması mümkündür. 4
Buna göre, açılmıĢ bulunan davadan davacının feragati ile davacı dava dilekçesindeki talep sonucunun
tamamından vazgeçmiĢ sayılmakta olup, davadan feragat, davacının tek taraflı bir irade beyanı ile yapılıp
tamamlandığından, feragatin geçerliliği için, feragatin davalı tarafından kabul edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu uyuĢmazlığın feragat nedeniyle son bulduğunu tespit etme görevi mahkemeye aittir.
Mahkemenin, davacının beyanının gerçekten feragat olduğunu ve kanunun öngördüğü Ģekilde yapıldığını tespit etmesi
durumunda, davadan feragat nedeniyle uyuĢmazlığın son bulduğuna karar vermesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi feragat, davacının talep sonucundan vazgeçmesi olup, feragat ile davacı, dava
dilekçesinde belirttiği talepten tamamen veya kısmen vazgeçmiĢ olmaktadır. Davadan feragat ile davacı, sadece
davasından feragat etmiĢ olmaz, aynı zamanda o dava ile istemiĢ olduğu haktan da tamamen vazgeçmiĢ olacaktır.
Feragat eden davacı artık bu konuda yeniden dava açamayacağı gibi, feragatin her türlü sonucuna da katlanmak
zorunda olup, davadan feragat edilmekle dava sona ermekte ve kesin hükmün sonuçları doğmaktadır.
Bu itibarla, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamına tür ve dönem olarak girdiği halde varlığına
iliĢkin dava açılmıĢ olan alacaklardan; anılan Kanunun yayımlandığı tarihten önce davadan tamamen feragat edilmesi
ve feragata iliĢkin mahkeme kararının tebliğ edilmiĢ olması üzerine kesinleĢmiĢ olanlar, 6552 sayılı Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiĢ ya da ödeme süresi henüz geçmemiĢ alacak olması
Ģartıyla, madde hükmünden yararlanabilecektir.
Bu durumda, feragat edilen davaya konu alacakların tamamı esas alınarak madde hükümlerinin tatbiki
gerekecektir.
Diğer taraftan, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler
Kanununun “Vazgeçme ve kabul” baĢlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında “(1) Kanun yoluna başvuran kişi, bu
konuda karar verilinceye kadar başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda
bulunulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, madde kapsamına giren idari para cezalarından, dava konusu yapılmıĢ olanlar hakkında,
davacıların davalarından vazgeçmeleri halinde de “feragate” iliĢkin olarak yukarıda yapılan açıklamalara göre iĢlem
yapılacaktır.
1. MALĠYE BAKANLIĞINA BAĞLI TAHSĠL DAĠRELERĠNCE TAKĠP EDĠLEN AMME
ALACAKLARI
Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerince takip edilen alacaklardan hangilerinin 6552 sayılı Kanunun 73 üncü
maddesi kapsamında yapılandırılacağı maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde düzenlenmiĢtir.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamına giren kesinleĢmiĢ alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla
aĢağıda açıklanmıĢtır.
1.1. Alacağın Türü ve Dönemi;
1.1.1. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Açısından;
1.1.1.1. Alacağın türü;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamına, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergiler ve vergi
cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında vergi tabirinin, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve fon payı
ile eğitime katkı payını ifade ettiği hükme bağlanmıĢtır. Bu nedenle madde kapsamına vergi tabirine dahil olan tüm
alacaklar girmekte olup, bu Tebliğde de kapsama giren bu alacaklar vergi tabiri ile ifade edilmiĢtir.
1.1.1.2. Alacağın dönemleri;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamına giren vergiler, vergilendirme dönemleri itibarıyla aĢağıda
açıklanmıĢtır.
1.1.1.2.1. 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe
kadar verilmesi gereken beyannamelere iliĢkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamları madde kapsamındadır.
Konuya iliĢkin açıklamalar aĢağıda yer almaktadır.5
– Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler;
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname/bildirim verme süresinin son günü Nisan/2014 ayı ve
öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Nisan/2014 ayına rastlamakla beraber
beyanname/bildirim verme süresinin son günü Mayıs/2014 ayına sirayet edenler kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Nisan 2014 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine iliĢkin özel tüketim
vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Nisan/2014 ayına
rastladığından kapsama girmekte, aynı vergiye iliĢkin 16-30 Nisan 2014 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim
tarihi Nisan/2014 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi Mayıs/2014 ayına sirayet ettiğinden kapsama
girmemektedir.
Aynı Ģekilde, 1-15 Nisan 2014 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi izleyen 7 nci iĢ
günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna
karĢılık 16-30 Nisan 2014 dönemine iliĢkin olanlar ise kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler;
Mart/2014 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Nisan/2014 vergilendirme dönemi
ise kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler;
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Nisan/2014 ayı ve öncesine
rastlayan dönemler kapsama girmekte, Nisan/2014 ayından sonraya rastlayanlar kapsama girmemektedir.
Örneğin; 2014 takvim yılına iliĢkin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben ödenmesi gereken geçici vergiler
kapsama girmemektedir.
Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflere iliĢkin geçici vergilerde ise geçici vergi dönemi ve beyanname
verme süresi 30/4/2014 tarihi ve bu tarihten önce olan dönemler kapsama girmektedir.
1-2-3/2014 dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmekte, 4-5-6/2014
dönemine (3 aylık) iliĢkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisinin dönemi içinde Nisan/2014 ayı bulunmakla
birlikte beyanname verme süreleri 30 Nisan 2014 tarihinden sonra olduğundan kapsama girmemektedir.
– Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri;
Vergilendirme dönemi yıllık olan vergilerde, 2013 takvim yılı ve önceki yıllara iliĢkin vergilendirme
dönemleri kapsama girmekte, 2014 takvim yılına iliĢkin vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin kapandığı tarih ve beyanname
verme süresinin son günü 30/4/2014 tarihi ve bu tarihten önce olanlar kapsama girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise
kapsama girmemektedir.
Ancak, maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi hükmü nedeniyle 2013 takvim yılına
iliĢkin olarak yıllık beyanname ile beyan edilen gelir vergisinin ikinci taksiti madde kapsamına girmemektedir.
2014 yılı kıst dönemlerine iliĢkin olup vergi mevzuatı gereği 2014 yılı içerisinde verilmesi gereken yıllık
gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname verme süresinin son günü 30/4/2014 tarihi ve bu tarihten
önce olanlar kapsama girmektedir. Aynı Ģekilde, tasfiye dönemine iliĢkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden
kanuni beyanname verme süresi 30/4/2014 tarihi ve bu tarihten önce olanlar kapsama girmektedir.
– Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri;
Bu vergi türünde, beyanname verme süresinin son günü 30/4/2014 tarihi ve bu tarihten önce olanlar kapsama
girmektedir.
– Harç mükellefiyetleri;
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak iĢlem anında beyanname
alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre
tarhiyata konu olabilmektedir.6
492 sayılı Kanuna göre genellikle gayrimenkullerin devir ve iktisap iĢlemleri nedeniyle ödenmesi gereken
harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, 30/4/2014 tarihi
ve bu tarihten önce gerçekleĢtirilen devir ve iktisap iĢlemleri nedeniyle, tarh edilip 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ bulunan harçlar madde kapsamına girmektedir.
492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı
tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiĢ
olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiĢ bulunanlar kapsama girmektedir.
1.1.1.2.2. 2014 yılına iliĢkin olarak 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce tahakkuk eden vergi ve
bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları madde kapsamındadır.
2014 yılına iliĢkin olarak 30/4/2014 tarihinden önce tahakkuk eden motorlu taĢıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi
alacaklar Kanun kapsamına girmektedir.
18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu TaĢıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrası
gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen taĢıtlara iliĢkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih 30/4/2014 tarihi
veya bu tarihten önce olanlar Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise girmemektedir.
2014 yılına iliĢkin olarak yıllık tahakkuk etmesi gereken motorlu taĢıtlar vergisi için yapılan tarhiyatlardan
30/4/2014 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) tahakkuk eden ve 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih
hariç) kesinleĢmiĢ olup, anılan Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiĢ olan ya da
ödeme süresi henüz geçmemiĢ bulunanlar kapsama girmektedir.
Ancak, maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi gereğince, 2014 yılına iliĢkin olarak
tahakkuk eden motorlu taĢıtlar vergisinin Temmuz/2014 ayında ödenmesi gereken ikinci taksitinin madde kapsamında
yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
1.1.1.2.3. 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere iliĢkin olarak vergi aslına bağlı
olmayan vergi cezaları madde kapsamındadır.
Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarında 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere
iliĢkin olarak kesilen ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olup, vadesi geldiği halde
ödenmemiĢ ya da ödeme süresi henüz geçmemiĢ olanlar kapsamdadır.
Örneğin; Mart/2014 dönemine ait olup 30/4/2014 tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi
gereken mal ve hizmet alımlarına iliĢkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satıĢlarına iliĢkin bildirim
formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine iliĢkin tespitler en erken bu tarihin bittiği 00:00 saatinden sonra
dolayısıyla 1/5/2014 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere iliĢkin vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları madde
kapsamına girmemektedir. Mart/2014 döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilen
cezalar ise Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olması Ģartıyla Kanun kapsamına
girmektedir.
1.1.2. Kapsama Giren Ġdari Para Cezaları;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince madde kapsamına;
– 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu,
– Mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü KuruluĢ ve Görevleri Hakkında
Kanun,
– 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu,
– 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,
– 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi
Hakkında Kanun,
– 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa DeğiĢikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun,
– Mülga 13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların KuruluĢ ve Yayınları Hakkında Kanun,7
– 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu,
– 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu,
– 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,
– 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların KuruluĢ ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun,
hükümlerine göre 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen idari para cezaları girmektedir.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi hükmüne göre, söz konusu idari para cezalarından, idari yaptırım karar
tutanağının düzenlenme tarihi 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce olan ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
(bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olup vadesi geldiği halde ödenmemiĢ veya ödeme süresi henüz geçmemiĢ olanlar kapsam
dahilindedir.
Ancak, 30/4/2014 tarihinden önce verilmekle birlikte 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu
tarih hariç) kesinleĢmemiĢ olan idari para cezaları madde kapsamına girmemektedir.
1.1.3. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Kapsamında Takip Edilen
Alacaklar;
Bu Tebliğin I/A-1.1.1. ve I/A-1.1.2. bölümlerinde yer alan alacakların dıĢında olup 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 6552 sayılı Kanunun
yayımlandığı tarihten (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih hariç)
kesinleĢmiĢ bulunan diğer asli ve fer’i amme alacakları da (28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiĢ olan amme
alacakları dahil) madde kapsamındadır.
Ancak, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen;
– Adli ve idari para cezaları (6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan
idari para cezaları hariç),
– Mülga 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı,
– Mülga 22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı ġeker Kanununa istinaden alınan Ģeker fiyat farkı,
– Mülga 10/9/1960 tarihli ve 79 sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma TeĢkilat, Sermaye ve
Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler Ġhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve
akaryakıt fiyat farkı,
– 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile
madencilik fonu,
– Mülga 10/8/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik MüsteĢarlığının KuruluĢ ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnameye ve 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığının TeĢkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları,
– 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi,
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamı dıĢında tutulmuĢtur.
2. BELEDĠYELERCE TAKĠP EDĠLEN ALACAKLAR
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on altıncı fıkrasında, belediyelerin ve büyükĢehir belediyeleri su ve
kanalizasyon idarelerinin madde kapsamında yapılandırılarak ödenecek alacakları sayılmıĢtır. Fıkrada yer almayan
alacakların madde kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
Fıkra kapsamında olup madde çerçevesinde yapılandırılacak alacaklara iliĢkin açıklamalar aĢağıda yer
almaktadır. 8
2.1. Emlak ve çevre temizlik vergisi ile emlak vergisi üzerinden hesaplanan taĢınmaz kültür
varlıklarının korunmasına katkı payı;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on altıncı fıkrasının (a) bendine göre, emlak vergisi ile çevre
temizlik vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları ve emlak vergisi üzerinden
hesaplanan taĢınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zamlarının madde
kapsamında yapılandırılması mümkündür.
Bu kapsamda, söz konusu alacaklardan vadesi 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde,
kesinleĢmiĢ olup 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiĢ bulunanların madde kapsamında
yapılandırılması mümkün olacaktır.
Buna göre, 2014 yılına iliĢkin emlak vergisi, emlak vergisi üzerinden hesaplanan taĢınmaz kültür varlıklarının
korunmasına katkı payı ile su ihtiyacını belediyece tesis edilmiĢ su Ģebekesinden karĢılamayan konutlarla iĢ yeri ve
diğer Ģekilde kullanılan binalara iliĢkin çevre temizlik vergisinin birinci taksit ödemesinin son gününün 30/4/2014
tarihinden sonraya rastlaması nedeniyle bu taksite konu alacakların madde kapsamında yapılandırılması mümkün
bulunmamaktadır.
Ancak, su ihtiyacını belediyece tesis edilmiĢ su Ģebekesinden karĢılayan konutlara iliĢkin olup su tüketim
miktarı esas alınmak suretiyle hesaplanan çevre temizlik vergisinin iliĢkili olduğu su tüketim faturasının son ödeme
tarihinin 30/4/2014 tarihinden önceye (bu tarih dahil) rastlaması durumunda bu vergiler madde kapsamında
yapılandırılabilecektir.
2.2. Belediyelerin su alacakları;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on altıncı fıkrasının (b) bendine göre, 3/7/2005 tarihli ve 5393
sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan su kullanımından kaynaklanan alacakları ile
bunlara bağlı fer’i (sözleĢmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dahil) alacakların madde kapsamında
yapılandırılması mümkündür.
Bu kapsamda, söz konusu alacaklardan vadesi 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde,
kesinleĢmiĢ olup 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiĢ bulunanların madde kapsamında
yapılandırılması mümkün olacaktır.
Örneğin, su kullanım dönemi 15 Mart 2014 ila 15 Nisan 2014 olan su alacağının faturada yer alan son ödeme
tarihi Nisan/2014 ayı içerisine rastladığı takdirde bu alacak madde kapsamına girmekte, Mayıs/2014 ayına rastlaması
halinde madde kapsamına girmemektedir.
2.3. BüyükĢehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on altıncı fıkrasının (c) bendine göre, 20/11/1981 tarihli ve 2560
sayılı Ġstanbul Su ve Kanalizasyon Ġdaresi Genel Müdürlüğü KuruluĢ ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki
büyükĢehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin abonelerinden olan su ve atık su bedeli alacakları ile bu
alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i (sözleĢmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar
dahil) alacaklarının madde kapsamında yapılandırılması mümkündür.
Bu kapsamda, söz konusu alacaklardan vadesi 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde,
kesinleĢmiĢ olup 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiĢ bulunanların madde kapsamında
yapılandırılması mümkün olacaktır.
3. TANIMLAR
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) Bu maddede geçen, Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları tabiri; Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları
endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim
oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, vergi tabiri;
213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve fon payı ile eğitime katkı payını, beyanname tabiri; vergi
tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri ifade eder. Bu madde hükümlerine göre ödenecek alacaklara bu Kanunun
yayımlandığı ay için uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten bir
önceki ay için belirlenen Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.” hükmü yer almaktadır.
Bu Tebliğde yer alan tabirler, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde geçen tanımlarıyla kullanılmıĢtır.9
B- ALACAKLARIN YAPILANDIRILMASINA ĠLĠġKĠN AÇIKLAMALAR
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi ile Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen
kesinleĢmiĢ amme alacakları ile belediyelere ve büyükĢehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerine ait kesinleĢmiĢ
bazı alacakların yapılandırılarak ödenmesine iliĢkin düzenlemeler yapılmıĢtır.
1. BAġVURU SÜRESĠ VE ġEKLĠ
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında “(8) Bu madde hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçluların maddede öngörülen şartların yanı sıra bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna
kadar başvuruda bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarları, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri şarttır. Bu
Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre tatili izleyen ilk iş
günü mesai saati sonunda biter.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, maddeden yararlanmak isteyen borçluların 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar baĢvuruda bulunmaları gerekmektedir.
Bu itibarla, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine, belediyelere, büyükĢehir belediyeleri su ve
kanalizasyon idarelerine olan ve Kanunun 73 üncü maddesi kapsamına giren borçlarını bu madde kapsamında
yapılandırarak ödemek isteyen borçluların (Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın son günü 30 Kasım 2014
olduğu halde bu günün tatile rastlaması nedeniyle bu tarihi izleyen ilk iĢ günü olan) 1 Aralık 2014 tarihi mesai saati
bitimine kadar borçlu bulundukları idarelere (tahsil dairelerine) yazılı olarak baĢvurmaları gerekmektedir.
Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine olan borçları için madde hükümlerinden yararlanmak isteyen
borçlular bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan baĢvurabilecekleri gibi posta yoluyla veya BaĢkanlığımız
internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden baĢvuru yapmaları mümkündür.
Ayrıca, borçlular motorlu taĢıtlar vergisi ve/veya taĢıtla iliĢkili idari para cezaları için bulundukları
ildeki/ilçedeki motorlu taĢıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine de baĢvuru yapabileceklerdir. Bu takdirde,
ödeme planları mükelleflerin bağlı oldukları vergi daireleri tarafından tanzim edilecek ve mükelleflere ödeme
planları müracaat ettikleri vergi dairesinde imza karĢılığında elden, gerekli Ģartların bulunması koĢuluyla
(www.gib.gov.tr) internet adresi üzerinden doğrudan, e-posta yoluyla veya taahhütlü posta yolu ile verilebilecektir.
Bu Tebliğ ekinde yer alan baĢvuru dilekçesi (EK: 1/A, 1/B, 1/C) Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerince
takip edilen kesinleĢmiĢ alacaklar için madde hükmünden yararlanmak isteyen borçlularca kullanılmak üzere
düzenlenmiĢ olup, alacaklı diğer idarelerce örneğe uygun baĢvuru dilekçelerinin hazırlanarak borçluların kullanımına
sunulması icap etmektedir.
Borçluların birden fazla vergi dairesine olan borçları için maddeden yararlanma talebinde bulunmaları
halinde, her bir vergi dairesine ayrı ayrı baĢvurmaları gerekmektedir.
Borçlular, madde kapsamına giren toplam borçları için madde hükmünden yararlanabilecekleri gibi sadece
talep ettikleri dönem ve türler açısından da maddeden yararlanabileceklerdir. Ancak, motorlu taĢıtlar vergisi
mükelleflerinin, her bir taĢıt itibarıyla hesaplanacak toplam borç tutarı için baĢvuruda bulunmaları zorunludur.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında vergi dairelerince Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına bağlı tahsil daireleri adına niyabeten takip edilen alacaklar için maddeden yararlanmak amacıyla vergi
dairelerine baĢvurulması mümkün bulunmamaktadır.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince, madde hükmünden yararlanmanın
Ģartlarından birisi de dava açılmaması, açılmıĢ davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına baĢvurulmaması
olduğundan, bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere baĢvuran borçluların, tahsilat iĢlemlerinden dolayı açtıkları
davalardan da (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu alacaklar için maddeden yararlanmak isteyenlerin alacağa
iliĢkin olarak açmıĢ oldukları davalar dahil) vazgeçmeleri gerekmektedir.
Diğer taraftan, BaĢkanlığımız internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden maddeden yararlanmak için
baĢvuruda bulunan borçluların, yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili davalar bulunması halinde ilgili vergi
dairesine ayrıca yazılı olarak da baĢvurmaları Ģarttır.
2. ALACAK TUTARININ TESPĠTĠ 10
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesine göre yapılandırılarak ödenecek alacakların tespitinde aĢağıda
yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
2.1. YĠ-ÜFE tutarının hesaplanması;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde, alacakların yapılandırılmasında bu alacaklara iliĢkin faiz, cezai
faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YĠ-
ÜFE aylık değiĢim oranlarının esas alınacağı düzenlenmiĢtir.
Bu itibarla, YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas alınarak hesaplanacak YĠ-ÜFE tutarı, fer’i alacaklar için esas
alınan hesaplama yöntemleri kullanılarak tespit edilecektir.
YĠ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 213 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanuna
göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiĢtirilmeyecek, sadece aylık gecikme
zammı/gecikme faizi oranı yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları kullanılacaktır.
YĠ-ÜFE tutarı, gecikme faizi veya gecikme zammı dıĢında madde kapsamına giren diğer fer’i alacaklar
yerine de hesaplanabilmektedir. Bu durumda da ilgili fer’i alacağın hesaplama yöntemi kullanılarak ödenecek YĠ-ÜFE
tutarı bulunacaktır.
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları olarak, Türkiye Ġstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004
tarihine kadar toptan eĢya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değiĢim oranları, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları
endeksi (ÜFE) aylık değiĢim oranları, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurtiçi üretici fiyat endeksi (YĠ-ÜFE) aylık değiĢim
oranları esas alınacaktır.
Bu hesaplamalarda ilk aya iliĢkin esas alınacak YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay
için açıklanmıĢ olan oran olacaktır. Alacağın vade tarihinin ayın son günü olması halinde de hesaplamalarda baĢlangıç
oranı olarak kullanılacak YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı, vade tarihinin rastladığı ay için belirlenmiĢ olan orandır.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hüküm gereğince, YĠ-ÜFE tutarının
hesaplanmasında, Kanunun yayımlandığı Eylül/2014 ayı için esas alınması gereken oran, bir önceki ay olan
Ağustos/2014 ayına ait YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı olacaktır.
Türkiye Ġstatistik Kurumunca Ocak/1980 ayından Kanunun yayımlandığı tarihten bir önceki aya ait YĠ-ÜFE
aylık değiĢim oranı dahil açıklanan YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları ekli tabloda (EK:2) yer almaktadır. YĠ-ÜFE
tutarlarının tespitinde kullanılacak olan YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da
hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme iliĢkin olarak YĠ-ÜFE aylık değiĢim
oranlarının toplamı eksi değer olduğu takdirde alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler yerine alınması gereken YĠ-
ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir.
ÖRNEK 1- 26/6/2013 vadeli bir verginin Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiĢ olması halinde
bu vergiye % 20,3005 oranında hesaplanması gereken gecikme zammı yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları toplamı
aĢağıdaki Ģekilde hesaplanacaktır.
YĠ-ÜFE Oranı Hesaplanacak Süre
SÜRE ESAS ALINACAK ORAN (%)
27/6/2013 – 26/7/2013 için Haziran 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 1,46
27/7/2013 – 26/8/2013 için Temmuz 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,99
27/8/2013 – 26/9/2013 için Ağustos 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,04
27/9/2013 – 26/10/2013 için Eylül 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,88
27/10/2013 – 26/11/2013 için Ekim 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,69
27/11/2013 – 26/12/203 için Kasım 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,62
27/12/2013 – 26/1/2014 için Aralık 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 1,11
27/1/2014 – 26/2/2014 için Ocak 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 3,32
27/2/2014 – 26/3/2014 için ġubat 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 1,38
27/3/2014 – 26/4/2014 için Mart 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,74
27/4/2014 – 26/5/2014 için Nisan 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,09
27/5/2014 – 26/6/2014 için Mayıs 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı -0,52
27/6/2014 – 26/7/2014 için Haziran 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,06
27/7/2014 – 26/8/2014 için Temmuz 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,73
27/8/2014 – 10/9/2014 için Ağustos 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,2111
*Gecikme zammının ay kesrine isabet eden günleri için YĠ-ÜFE tutarı hesaplanmasında, ilgili ay YĠ-ÜFE
aylık değiĢim oranı 30’a bölünmek suretiyle bulunacak günlük oran kullanılacaktır. Bulunacak rakamın virgülden
sonraki 6 hanesi hesaplamalarda kullanılacak olup, 7 nci ve devam eden hanelerde bir sayı bulunması halinde 6 ncı
hane bir üst sayıya tamamlanarak günlük YĠ-ÜFE oranı bulunacaktır. Bulunan günlük oran geçen gün sayısı ile
çarpılarak ay kesrine isabet eden toplam YĠ-ÜFE oranı bulunacaktır.
Toplam YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi
gereken YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Örnek 2- 16/9/2013 vadeli vergi aslına bağlı ceza olan vergi ziyaı cezasının Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiĢ olması halinde bu vergi ziyaı cezasına % 16,5675 oranında hesaplanması gereken gecikme
zammı yerine toplam YĠ-ÜFE oranı aĢağıdaki Ģekilde hesaplanacaktır.
YĠ-ÜFE Oranı Hesaplanacak Süre
Toplam YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı ile vergi ziyaı cezası çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine
ödenmesi gereken YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi ziyaı cezası ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
2.1.1. YĠ-ÜFE tutarının hesaplanmasında esas alınacak diğer hususlar;
Gecikme zammının günlük olarak hesaplanması gerektiği hallerde, bu sürelere uygulanması gereken YĠ-ÜFE
aylık değiĢim oranı da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde günlük olarak
bulunacaktır.
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde yer alan asgari gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine
alınacak YĠ-ÜFE tutarı için de uygulanacaktır.
6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz halleri söz
konusu ise gecikme zammı uygulanmayan süreye YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı da uygulanmayacak, bu hallerin varlığı
YĠ-ÜFE uygulanan süreyi de durduracaktır.
6183 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi uyarınca, belediye sınırları dıĢındaki köylerde tahsildarlar tarafından
tahsil edilen ve tahsildarın ilk uğradığı zaman ödeme yapılmadığı takdirde %10 oranında uygulanan gecikme zammı
yerine, tahsildarın ilk uğradığı aydaki YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı uygulanacaktır.
2.2. 6552 sayılı Kanunun Yayımlandığı 11/9/2014 Tarihi Ġtibarıyla (Bu Tarih Hariç) KesinleĢmiĢ ve Bu
Tarihe Kadar (Bu Tarih Dahil) Vadesi Geldiği Halde ÖdenmemiĢ Vergiler ile Vergi Aslına Bağlı Vergi
Cezaları;
[(0,42/30)x15]*
TOPLAM YĠ-ÜFE ORANI 11,80
SÜRE ESAS ALINACAK ORAN (%)
17/9/2013 – 16/10/2013 için Eylül 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,88
17/10/2013 – 16/11/2013 için Ekim 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,69
17/11/2013 – 16/12/2013 için Kasım 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,62
17/12/2013 – 16/1/2014 için Aralık 2013 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 1,11
17/1/2014 – 16/2/2014 için Ocak 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 3,32
17/2/2014 – 16/3/2014 için ġubat 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 1,38
17/3/2014 – 16/4/2014 için Mart 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,74
17/4/2014 – 16/5/2014 için Nisan 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,09
17/5/2014 – 16/6/2014 için Mayıs 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı -0,52
17/6/2014 – 16/7/2014 için Haziran 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,06
17/7/2014 – 16/8/2014 için Temmuz 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı 0,73
17/8/2014 – 10/9/2014 için Ağustos 2014 ayına ait YĠ-ÜFE oranı
[(0,42/30)x25] 0,35
TOPLAM YĠ-ÜFE ORANI 9,4512
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde
göre, madde kapsamında yapılandırılacak alacaklar, vergiler ile vergi aslına bağlı vergi cezalarıdır. 6552 sayılı
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olup, bu tarih itibarıyla vadesi geldiği halde
ödenmemiĢ olan vergiler ve vergi aslına bağlı vergi cezalarının madde kapsamında yapılandırılması aĢağıdaki Ģekilde
olacaktır.
Madde kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;
– vade tarihinden, Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı yerine,
– daha önce hesaplanmıĢ gecikme faizi olması halinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme
faizi yerine,
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas alınarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, maddede öngörülen süre ve Ģekilde tamamen ödenmesi halinde, vergi aslına
iliĢkin gecikme zammı ve gecikme faizinin tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ ve bu tarihe kadar (bu tarih
dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiĢ vergi aslına bağlı vergi cezaları ve bu cezalara iliĢkin gecikme zamları
hakkında da yukarıda yapılan açıklamalara göre iĢlem yapılacaktır.
Örnek 3- 26/1/2011 vadeli 3.500,00 TL gelir (stopaj) vergisi süresinde ödenmemiĢtir. Bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar 2.131,52 TL gecikme zammı hesaplanmıĢtır. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla toplam borç
tutarı 5.631,52 TL’dir.
Bu maddeden yararlanmak üzere baĢvuruda bulunulması halinde, vergi aslına uygulanan gecikme zammı
yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları kullanılarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak
toplam YĠ-ÜFE oranı ve YĠ-ÜFE tutarı aĢağıdaki gibi olacaktır.
Gecikme Zammı
Hesaplanan Süre
Alacak
Aslı
Tutarı
(TL)
Toplam Gecikme
Zammı Oranı
Gecikme
Zammı Tutarı
(TL)
Toplam YĠ-
ÜFE Oranı
YĠ-ÜFE Tutarı
(TL)
27/1/2011-10/9/2014 3.500,00 %60,9005 2.131,52 %27,85 974,75
Buna göre, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aĢağıdaki gibi olacaktır.
Ödenecek Tutar
Gelir (stopaj) Vergisi : 3.500,00 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) : 974,75 TL
TOPLAM : 4.474,75 TL
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı : 2.131,52 TL
Yukarıda belirtilen Ģekilde hesaplanan toplam 4.474,75 TL tutarın maddede öngörülen süre ve Ģekilde
ödenmesi halinde, toplam 2.131,52 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 4- 2009 vergilendirme dönemine iliĢkin 25/3/2010 tarihine kadar elektronik ortamda verilmesi
gereken yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemiĢtir. Yapılan inceleme sonucunda, 2009 dönemi için 20.000,00 TL
gelir vergisi tarh edilmesi ve bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.000,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit
edilmiĢtir. Vergi/ceza ihbarnamesi 6/4/2011 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiĢtir. Ġnceleme sonucu yapılan bu tarhiyata
konu alacaklar için uzlaĢma talep edilmediği gibi dava da açılmadığından, söz konusu alacaklar kesinleĢerek 6/5/2011
tarihinde tahakkuk etmiĢ ve Kanunun yayımlandığı tarihe kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıĢtır. Bu tarhiyata
göre tahakkuk eden vergi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve gecikme zamları Ģu Ģekildedir.13
Gelir Vergisi : 20.000,00 TL
Vergi Ziyaı Cezası : 20.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası : 1.000,00 TL
Gecikme Faizi : 3.630,00 TL
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı : 10.957,36 TL
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı : 10.957,36 TL
TOPLAM : 66.544,72 TL
Bu maddeden yararlanmak üzere baĢvuruda bulunulması halinde, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen
alacak tutarları aĢağıdaki gibi olacaktır.
Vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiĢ olan ve madde kapsamına giren vergi cezalarının maddeden
yararlanılarak ödenmek istenmesi halinde, maddenin ikinci fıkrası gereğince bu cezaların %50’si ödenmesi
durumunda, cezanın geri kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Vergi aslına uygulanan gecikme faizi ve gecikme zammı ile vergi ziyaı cezasına uygulanan gecikme zammı
yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları kullanılarak, YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, örnek olayda gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere iliĢkin toplam
YĠ-ÜFE oranları ve YĠ-ÜFE tutarları aĢağıda gösterilmiĢtir.
Gecikme
Faizi
Hesaplanan
Süre
Alacak
Aslı
Tutarı
(TL)
Toplam
Gecikme
Faizi
Oranı
Gecikme
Faizi
Tutarı
(TL)
Toplam
YĠ-ÜFE
Oranı
YĠ-ÜFE
Tutarı
(TL)
I. Taksit 1/4/2010-
6/5/2011 10.000,00 %22,05 2.205,00 %11,65 1.165,00
II. Taksit 1/8/2010-
6/5/2011 10.000,00 %14,25 1.425,00 %9,01 901,00
TOPLAM 20.000,00 3.630,00 2.066,00
Gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam YĠ-
ÜFE oranı ve YĠ-ÜFE tutarı aĢağıdaki Ģekildedir.
Gecikme
Zammı
Hesaplanan
Süre
Alacak Aslı
Tutarı
(TL)
Toplam
Gecikme
Zammı
Oranı
Gecikme
Zammı
Tutarı
(TL)
Toplam
YĠ-ÜFE
Oranı
YĠ-ÜFE
Tutarı
(TL)
7/6/2011-
10/9/2014
20.000,00
(Gelir V.) %54,7868 10.957,36 %22,056 4.411,20
7/6/2011-
10/9/2014
20.000,00
(Vergi Ziyaı
Cezası)
%54,7868 10.957,36 %22,056 4.411,20
TOPLAM 40.000,00 21.914,72 8.822,40
Ödenecek Tutar
Gelir Vergisi : 20.000,00 TL
Vergi Ziyaı Cezası : 20.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.000,00 x % 50=) : 500,00 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) : 2.066,00 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) : 4.411,20 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı
Yerine) : 4.411,20 TL
TOPLAM : 51.388,40 TL
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
Özel Usulsüzlük Cezası : 500,00 TL
Gecikme Faizi : 3.630,00 TL
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı : 10.957,36 TL
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı : 10.957,36 TL
TOPLAM : 26.044,72 TL14
Yukarıda belirtilen Ģekilde hesaplanan toplam 51.388,40 TL’nin maddede öngörülen süre ve Ģekilde
ödenmesi durumunda, toplam 26.044,72 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
2.3. 6552 sayılı Kanunun Yayımlandığı 11/9/2014 Tarihi Ġtibarıyla (Bu Tarih Hariç) KesinleĢtiği Halde
Henüz Ödeme Süresi GeçmemiĢ Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Vergi Cezaları;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerine
göre, madde kapsamında yapılandırılacak alacak olarak vergiler ile vergi aslına bağlı vergi cezaları girmektedir.
Bu alacaklardan 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olup, bu tarih
itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiĢ olan vergiler ve vergi aslına bağlı vergi cezalarının madde kapsamında
yapılandırılması mümkündür.
Bu itibarla, muhtelif Ģekillerde kesinleĢen ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla henüz ödeme süresi
geçmemiĢ olan alacaklar hakkında, aĢağıda açıklanan hususlar ve bu Tebliğin önceki bölümlerinde yer alan
açıklamalar dikkate alınarak iĢlem tesis edilecektir.
2.3.1. 213 sayılı Kanunun uzlaĢma hükümlerine göre kesinleĢen alacaklar;
6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihinden önce 213 sayılı Kanunun gerek uzlaĢma gerekse
tarhiyat öncesi uzlaĢma hükümlerinden yararlanılarak uzlaĢma sağlanmıĢ ancak Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ödeme süresi henüz geçmemiĢ borcu olan mükellefler, uzlaĢma sonucu kesinleĢerek tahakkuk eden vergi ve ceza
tutarları ile hesaplanan gecikme faizleri dikkate alınarak madde hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Örnek 5- 24/6/2013 tarihinde verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamesi süresinde verilmemiĢtir.
Mükellefin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda 50.000,00 TL katma değer vergisi tarh edilerek bir
kat vergi ziyaı cezası ile 1.200,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiĢtir. Buna iliĢkin
vergi/ceza ihbarnamesi 21/6/2014 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiĢtir.
Mükellef, 10/7/2014 tarihinde uzlaĢma talebinde bulunmuĢ, 24/8/2014 tarihi uzlaĢma günü olarak verilmiĢ ve
aynı gün varılan uzlaĢma sonucuna göre, vergi dairesince aĢağıda yazılı tutarlar tahakkuk ettirilmiĢtir.
Katma Değer Vergisi : 40.000,00 TL
Vergi Ziyaı Cezası : 5.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası : 1.200,00 TL
Gecikme Faizi : 7.280,00 TL
TOPLAM : 53.480,00 TL
Mükellefin maddeden yararlanmak üzere baĢvuruda bulunması halinde, ödenecek tutar ile tahsilinden
vazgeçilen alacak tutarı aĢağıdaki Ģekilde olacaktır.
Gecikme Faizi
Hesaplanan
Süre
Alacak Aslı
Tutarı
(TL)
Toplam
Gecikme
Faizi
Oranı
Gecikme
Faizi Tutarı
(TL)
Toplam YĠ-
ÜFE Oranı
YĠ-ÜFE Tutarı
(TL)
27/6/2013-
24/8/2014 40.000,00 %18,20 7.280,00 % 10,86 4.344,00
Ödenecek Tutar
Katma Değer Vergisi : 40.000,00 TL
Vergi Ziyaı Cezası : 5.000,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası (1.200,00 x %50=) : 600,00 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) : 4.344,00 TL
TOPLAM : 49.944,00 TL
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
Gecikme Faizi : 7.280,00 TL
Özel Usulsüzlük Cezası : 600,00 TL
TOPLAM : 7.880,00 TL
Yukarıda belirtilen Ģekilde hesaplanan toplam 49.944,00 TL’nin maddede öngörülen süre ve Ģekilde
ödenmesi durumunda, toplam 7.880,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir. 15
2.3.2. 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesinden yararlanılarak ödenecek vergi aslına bağlı vergi
cezaları;
213 sayılı Kanun uyarınca kesilmiĢ olan vergi aslına bağlı vergi cezaları için anılan Kanunun 376 ncı
maddesi hükmü uyarınca indirim talebinde bulunulan ancak, 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi
itibarıyla dava açma süresi geçmiĢ dolayısıyla kesinleĢtiği halde henüz ödeme süresi geçmemiĢ bulunan alacaklar için
indirimli ceza tutarları dikkate alınarak madde hükümlerinden yararlanılabilecektir.
2.3.3. 213 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan piĢmanlık hükümlerine göre beyan edilen
matrahlar üzerinden tahakkuk eden alacaklar;
6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla (bu tarih hariç) piĢmanlık hükümlerine göre
tahakkuk eden ve bu tarih itibarıyla henüz 15 günlük ödeme süresi geçmemiĢ olan alacaklar için madde hükümlerinden
yararlanılabilecektir. Bu takdirde, piĢmanlık zammı yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YĠ-ÜFE aylık değiĢim
oranları kullanılarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ancak, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi hükmüne göre ödeme yapılmamıĢ olması halinde piĢmanlık
hükümlerinin ihlal edilmiĢ sayılacağı tabiidir. Dolayısıyla, kısmen piĢmanlık ihlali olamayacağından borçlular
ödedikleri tutar kadar 73 üncü madde hükmünden yararlanamayacaklardır. Bu takdirde, yapılan ödemeler ödeme
tarihleri esas alınarak beyan edilen alacaklara mahsup edilecektir.
213 sayılı Kanunun piĢmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi
itibarıyla (bu tarih hariç) 213 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde öngörülen 15 günlük ödeme süresinde ödenmemiĢ
olan vergiler için piĢmanlık hükümleri ihlal edilmiĢ olacak ve bu alacaklar 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi
kapsamında yapılandırılabilecektir.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin kapsadığı dönemlere iliĢkin olarak bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce piĢmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden Ģartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden
verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiĢ veya tebliğ edildiği
halde dava açma süresi geçmemiĢ olan vergi aslına bağlı vergi cezalarının madde kapsamında yapılandırılması
mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Kanunun geçici 2 nci maddesinin beĢinci fıkrasında, “(5) Bu madde kapsamındaki alacaklar ile
bu Kanunun bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümleri kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak
mevzuatlarında yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.”
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 213 sayılı Kanunun piĢmanlık hükümlerine göre beyan edilen ve madde kapsamında
yapılandırılan vergilere, ödeme yönünden Ģartların ihlali halinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı
Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaĢımı süreleri, Kanunun geçici 2 nci maddesinin beĢinci fıkrası
gereğince taksit ödeme süresince iĢlemeyeceğinden, piĢmanlık hükümlerinin ihlali üzerine kesilecek cezalarda
zamanaĢımı süresi bu hüküm dikkate alınarak tayin edilecektir.
Örnek 6- Ekim/2013 vergilendirme dönemine iliĢkin elektronik ortamda verilmesi gereken gelir (stopaj)
vergisi beyannamesi 4/9/2014 tarihinde piĢmanlıkla verilmiĢ ve bunun üzerine 10.000,00 TL vergi tahakkuk etmiĢ ve
alacağın vadesi 19/9/2014 tarihi olarak oluĢmuĢtur. Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle 1.200,00
TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilerek aynı gün mükellefe tebliğ edilmiĢtir.
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiĢ olan bu alacağa iliĢkin maddeden
yararlanmak üzere baĢvuruda bulunulması halinde, madde hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen
alacak tutarı aĢağıdaki gibi olacaktır.
PiĢmanlık
Zammı
Hesaplanan
Süre*
Alacak
Aslı
Tutarı
(TL)
PiĢmanlık
Zammı
Oranı
PiĢmanlık
Zammı
Tutarı
(TL)
YĠ-ÜFE
Hesaplanacak
Süre
Toplam
YĠ-ÜFE
Oranı
YĠ-ÜFE
Tutarı
(TL)
27/11/2013-
10/9/2014 10.000,00 %14,00 1.400,00 27/11/2013-
10/9/2014 %7,95 795,00
* PiĢmanlık zammının hesabında Kanunun yayımı tarihi esas alınmıĢtır.16
Ödenecek Tutar
Gelir (stopaj) Vergisi : 10.000,00 TL
Damga Vergisi : 27,20 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (PiĢmanlık Zammı Yerine) : 795,00 TL
TOPLAM : 10.822,20 TL
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
PiĢmanlık Zammı (Gelir (stopaj) Vergisi için) : 1.400,00 TL
Yukarıda belirtilen 10.822,20 TL’nin maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi halinde, 1.400,00 TL’nin
tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefe kesilmiĢ olan 1.200,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına iliĢkin vergi/ceza ihbarnamesinin
4/9/2014 tarihinde tebliğ edilmiĢ olması ve 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla 30 günlük
dava açma süresinin geçmemiĢ olması nedeniyle bu alacak kesinleĢmemiĢ olduğundan mükellef bu ceza için madde
hükmünden yararlanamayacaktır.
2.3.4. 213 sayılı Kanun uyarınca ikmalen, re’sen ya da idarece yapılan tarhiyata iliĢkin olarak dava
açılmaksızın kesinleĢen alacaklar;
Ġkmalen, re’sen ya da idarece tarh edilmiĢ ve Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla dava
açılmaksızın kesinleĢmiĢ olan ve ödeme süresi henüz geçmemiĢ bulunan alacaklar için, tarhiyata iliĢkin vergi/ceza
ihbarnamelerinde belirlenen tutar ve hesaplanan gecikme faizi dikkate alınarak 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi
hükmünden yararlanılabilecektir.
2.4. Kanunun Yayımlandığı 11/9/2014 Tarihi Ġtibarıyla Asılları Kısmen ya da Tamamen ÖdenmiĢ Olan
Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Vergi Cezaları
6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla asılları kısmen ya da tamamen ödenmiĢ olan
alacaklar da Kanunun 73 üncü maddesi hükmüne göre yapılandırılacaktır.
Buna göre, Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla, asılları kısmen ya da tamamen ödenmiĢ olan
vergilerle ilgili olarak aĢağıdaki Ģekilde iĢlem yapılacaktır.
2.4.1. Asılları kısmen ödenmiĢ olan vergi ve vergi aslına bağlı vergi cezaları;
Asılları kısmen ödenmiĢ olan vergilerin ödenmemiĢ kısmına,
– vade tarihinden Kanunun yayımlandığı tarihe kadar hesaplanacak gecikme zammı yerine,
– daha önce hesaplanmıĢ gecikme faizi olması halinde, gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak
gecikme faizi yerine,
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı esas alınarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, ödenmemiĢ vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi halinde vergi aslına uygulanan
gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, asılları kısmen ödenmiĢ vergi aslına bağlı vergi cezaları ile buna bağlı gecikme zamları
hakkında da yukarıda yapılan açıklamalara göre iĢlem yapılacaktır.
2.4.2. Asılları tamamen ödenmiĢ vergiler ile vergi aslına bağlı vergi cezalarına iliĢkin fer’i alacaklar;
6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla asılları tamamen ödenmiĢ vergiler üzerinden
hesaplanmıĢ gecikme zammı ve gecikme faizleri;
– verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
– vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı esas alınarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanarak yapılandırılacaktır. 17
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı esas alınarak yapılandırılan tutarın, maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi
halinde vergi aslına uygulanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, asılları ödenmiĢ olan vergi aslına bağlı vergi cezalarına iliĢkin gecikme zamları hakkında da
yukarıda yapılan açıklamalara göre iĢlem yapılacaktır.
2.4.3. Asılları tamamen ödenmiĢ vergiler ile vergi aslına bağlı vergi cezalarına iliĢkin fer’i alacaklardan
Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen tahsil edilenler;
Asılları tamamen ödenmiĢ vergilere iliĢkin gecikme faizi ve gecikme zamlarından, Kanunun yayımlandığı
tarihten önce kısmen tahsilat yapılmıĢsa,
– verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
– vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı esas alınarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
ÖdenmiĢ gecikme zammı/gecikme faizi tutarının, hesaplanan YĠ-ÜFE tutarından fazla olması halinde
herhangi bir tahsilat yapılmayacak, kalan gecikme zammı/gecikme faizinin tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla
birlikte, tahsil edilmiĢ olan gecikme zammı ve gecikme faizinden herhangi bir red ve iade yapılmayacaktır.
ÖdenmiĢ gecikme zammı/gecikme faizi tutarının, hesaplanan YĠ-ÜFE tutarından az olması halinde ise
ödenecek tutar, YĠ-ÜFE tutarından ödenmiĢ olan gecikme zammı/gecikme faizi tutarı çıkarılmak suretiyle tespit
edilecektir. Bu Ģekilde belirlenen YĠ-ÜFE tutarının maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi halinde, kalan
gecikme zammı/gecikme faizinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, asılları tamamen ödenmiĢ vergi aslına bağlı vergi cezalarına iliĢkin gecikme zamlarından
kısmen tahsil edilenler hakkında da yukarıda yapılan açıklamalara göre iĢlem yapılacaktır.
Örnek 7- Ocak, ġubat, Mart/2012 geçici vergilendirme dönemine iliĢkin 8.000,00 TL kurum geçici vergi
tahakkuk etmiĢtir. Ancak, mükellef 17/5/2012 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiĢtir. Söz konusu kurum
geçici vergi borcu mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini, beyanname verme süresi içerisinde vermesi nedeniyle,
1/4/2013 tarihinde terkin edilmiĢ ve 1.176,04 TL gecikme zammı hesaplanmıĢtır.
Mükellefin gecikme zammı borcuna karĢılık vergi dairesince 10/8/2013 tarihinde 100,00 TL cebren tahsilat
yapılmıĢtır.
Mükellefin, 6552 sayılı Kanundan yararlanmak için baĢvuruda bulunması halinde kurum geçici vergisinin
vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı yerine YĠ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam YĠ-ÜFE oranı %1,825’dir.
Toplam YĠ-ÜFE tutarı ise (8.000 x %1,825=)146,00 TL olacaktır.
Mükellefin gecikme zammına karĢılık hiç ödeme yapmamıĢ olması halinde, madde hükmünden yararlanmak
için ödemesi gereken tutar 146,00 TL’dir.
Ancak, mükelleften Kanunun yayımlandığı tarihten önce gecikme zammına karĢılık 100,00 TL tahsilat
yapıldığından; 6552 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken YĠ-ÜFE tutarından, daha önce tahsil edilmiĢ olan 100,00 TL
çıkarılarak tahsili gereken YĠ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Buna göre, ödenecek YĠ-ÜFE tutarı; (146,00 – 100,00=)46,00 TL’dir.
Mükellefin bu tutarı maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödemesi halinde gecikme zammından kalan
(1.176,04-100,00=)1.076,04 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, mükelleften cebren tahsil edilen tutarın 200,00 TL olması durumunda, geçici vergiye ait
gecikme zammı yerine hesaplanan 146,00 TL YĠ-ÜFE tutarı, cebren tahsil edilen tutarın altında olmasına karĢın
herhangi bir red ve iade yapılmayacaktır. 18
2.5. Bir Vergi Aslına Bağlı Olmaksızın KesilmiĢ Olan Vergi Cezaları
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince,
30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere iliĢkin olarak kesilmiĢ olan vergi aslına bağlı olmayan
vergi cezaları da Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla kesinleĢmiĢ ve vadesi geldiği halde ödenmemiĢ ya
da ödeme süresi geçmemiĢ olması halinde anılan maddenin ikinci fıkrası kapsamında yapılandırılabilecektir.
Bu durumda, vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel
usulsüzlük cezaları) %50’sinin maddede belirtilen süre ve Ģekilde tamamen ödenmesi Ģartıyla cezaların kalan
%50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımlandığı tarihten önce bu cezalara karĢılık kısmi ödeme yapılmıĢ olması halinde ödenmemiĢ
kısım için bu maddeden yararlanılabilecektir.
Örnek 8- Mükellefe, yaptığı satıĢa iliĢkin fatura vermemesinden dolayı 500,00 TL özel usulsüzlük cezası
kesilmiĢ ve vergi/ceza ihbarnamesi 13/6/2013 tarihinde tebliğ edilmiĢtir. Kesilen ceza itirazsız 13/7/2013 tarihinde
kesinleĢmiĢtir.
Mükellefin, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinden yararlanmak için baĢvuruda bulunması halinde
500,00 TL özel usulsüzlük cezasının %50’sine isabet eden (500,00 x %50=)250,00 TL ödemesi gerekecektir. Söz
konusu tutarın maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi halinde kalan 250,00 TL özel usulsüzlük cezasının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Öte yandan, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesine göre indirimli olarak tahakkuk ettirilen cezanın vergi
aslına bağlı olmayan vergi cezası olması halinde, bu cezanın 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin ikinci fıkrası
hükmüne göre yapılandırılmasında indirilmiĢ tutar esas alınacaktır.
Örnek 9- 2013 yılına iliĢkin belge basım görevi ile ilgili bildirim ödevini yerine getirmeyen matbaa
iĢletmecisine 700,00 TL’lik özel usulsüzlük cezası kesilmiĢ ve vergi/ceza ihbarnamesi 23/7/2014 tarihinde tebliğ
edilmiĢtir. Mükellef söz konusu vergi cezası için 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi hükmünden yararlanmak üzere
dava açma süresinin son günü olan 22/8/2014 tarihinde vergi dairesine müracaat etmiĢtir.
Vergi dairesince mükellefin talebi üzerine cezanın 1/3’ü indirilerek, kalan 466,67 TL özel usulsüzlük cezası
tahakkuk ettirilmiĢ ve mükellefe cezayı 22/9/2014 tarihine kadar ödemesi gerektiği bildirilmiĢtir.
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiĢ olan bu alacağa iliĢkin Kanundan
yararlanmak üzere baĢvuruda bulunulması halinde, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi çerçevesinde hesaplanan
466,67 TL özel usulsüzlük cezası maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre %50 oranında indirilerek tahsil edilecektir.
Söz konusu cezanın %50’sine isabet eden (466,67 x %50=)233,34 TL’nin maddede öngörülen süre ve Ģekilde
ödenmesi halinde, özel usulsüzlük cezasından kalan 233,33 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
2.6. Ġhtirazi Kayıtla Beyan Edilen Vergiler
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “(4) İhtirazi kayıtla verilen beyannameler
üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında bu maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca, madde kapsamına giren alacak türü ve dönemine iliĢkin olarak ihtirazi kayıtla beyan
edilmiĢ ancak bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiĢ olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiĢ bulunan alacaklar da Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında yapılandırılabilecektir. Ancak, alacağın
varlığına iliĢkin dava açılmıĢ olması durumunda açılmıĢ davalardan vazgeçilmesi gerektiği tabiidir.
Bu takdirde, ihtilafa iliĢkin yargı mercilerince verilmiĢ kararlar dikkate alınmadan mükelleflerin beyanı
üzerine tahakkuk eden tutar esas alınarak madde hükmünden yararlanılacaktır.
2.7. Geçici Vergiler;
6552 sayılı Kanun kapsamına, vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü
Nisan/2014 ayı ve öncesine rastlayan dönemler girdiğinden, 2014 takvim yılına iliĢkin gelir ve kurumlar vergisine
mahsuben ödenmesi gereken geçici vergiler madde kapsamına girmemektedir.
Ancak, özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflere iliĢkin geçici vergilerde ise geçici vergi dönemi ve
beyanname verme süresi 30/4/2014 tarihi ve bu tarihten önce olanlardan Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
kesinleĢmiĢ ve vadesi geldiği halde ödenmemiĢ ya da ödeme süresi geçmemiĢ olanlar Kanunun 73 üncü maddesi 19
kapsamına girdiğinden, geçici verginin özel hesap dönemine iliĢkin mahsup döneminden önce Kanun hükmünden
yararlanmak üzere baĢvuruda bulunulması halinde, bu borçların yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.
Geçici vergilerin yıllık gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilebilmesi için mahsup tarihi itibarıyla
ödenmiĢ olması gerektiğinden, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesine göre geçici vergilerin yapılandırılmıĢ olması
bu vergilerin ödendiği anlamına gelmeyeceğinden, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi sırasında
madde kapsamında yapılandırılmıĢ ancak ödenmemiĢ geçici vergi asıllarının yıllık gelir veya kurumlar vergisine
mahsubu edilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak, yapılandırılmıĢ ve yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin
verilmesinden önce ödenmiĢ olan geçici vergilerin yıllık gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edileceği,
ödenmemiĢ geçici vergi asıllarının ise terkin edileceği tabiidir.
Ayrıca, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi verildikten sonra ödenmemiĢ geçici vergiler terkin
edileceğinden, madde kapsamına girmesine rağmen söz konusu beyannamelerin verilmesinden sonra bu vergilerin
yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
2.8. Kanunun 73 üncü Maddesi Kapsamındaki Ġdari Para Cezaları;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen
ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla kesinleĢmiĢ olup vadesi geldiği halde ödenmemiĢ olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiĢ bulunan ve maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para cezalarının
yapılandırılmasına imkan sağlanmıĢtır.
Buna göre, madde kapsamında yapılandırılması mümkün olan askerlik, seçim, trafik, nüfus, karayolu taĢıma,
otoyollar ve köprülerden ihlalli geçiĢ idari para cezaları ile Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından verilmiĢ olan idari
para cezalarından, 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiĢ olan ve 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı
11/9/2014 tarihi itibarıyla (bu tarih hariç) kesinleĢmiĢ olup vadesi geldiği halde ödenmemiĢ olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiĢ bulunanların asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine, Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; ödenmemiĢ alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, maddede belirtilen süre ve Ģekilde tamamen ödenmesi Ģartıyla cezaya bağlı
fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Madde kapsamında yapılandırılması mümkün olan idari para cezalarından;
– 2918 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarına, vade tarihinden ödendiği
tarihe kadar;
– 4925 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde ödenmemiĢ olan idari para cezalarından, anılan Kanunda
değiĢiklik yapan 5728 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 8/2/2008 tarihinden önce (bu tarih hariç) verilmiĢ olanlara
vade tarihinden 8/2/2008 tarihine kadar (bu tarih hariç),
geçen her ay ve kesri için aylık %5 oranında faiz hesaplanması ve hesaplanan faiz tutarının da cezanın iki
katını geçmemesi gerekmektedir.
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında trafik ve karayolu taĢıma idari para cezalarının
yapılandırılmasında aylık %5 oranında hesaplanacak faiz yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YĠ-ÜFE aylık
değiĢim oranları esas alınarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Ancak, hesaplanan YĠ-ÜFE tutarı da ilgili Kanun
gereğince idari para cezasının iki katını geçemeyecektir.
2918 sayılı Kanunun 31/7/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5228 sayılı Kanunla değiĢmeden önceki 115 inci
maddesi hükmüne göre, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren on gün içerisinde ödenmeyen trafik idari para cezaları iki
katına çıkarak ödeme süresi on gün daha uzamakta ve bu süre içerisinde de ödenmeyen trafik idari para cezaları üç
katına çıkmaktaydı. 5228 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce verildiği halde 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar ödenmemiĢ olan trafik idari para cezalarının yapılandırılmasında herhangi bir fer’i alacak bulunmadığından, bu
alacak üzerinden YĠ-ÜFE tutarı hesaplanmayacak ve yapılandırmaya üç katına çıkmıĢ tutar esas alınacaktır. Aynı
Ģekilde 4925 sayılı Kanunun 5228 sayılı Kanunla değiĢmeden önceki 29 uncu maddesi hükmüne göre üç katına çıkmıĢ
karayolu taĢıma idari para cezaları da üç katına çıkan tutar üzerinden borçlular maddeden yararlanabilecektir.
Madde kapsamına 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
(bu tarih hariç) kesinleĢerek vadesi geldiği halde ödenmemiĢ olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiĢ bulunan idari
para cezaları girmekte olup, idari para cezası kesinleĢtiği halde bu cezaya iliĢkin tutanakların ilgili vergi dairelerine
intikal etmemiĢ olması halinde, borçlular vergi dairelerine idari yaptırım karar tutanaklarını ibraz ederek baĢvuruda
bulunabilecek ve bu baĢvurular üzerine söz konusu idari para cezaları madde kapsamında yapılandırılacaktır. 20
Örnek 10- 27/3/2013 vadeli ve 639,00 TL tutarlı trafik idari para cezasının, maddeden yararlanılarak
ödenmek istenmesi halinde, ödenmesi gereken alacak tutarı ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı Ģu Ģekilde olacaktır.
Faiz Hesaplanan
Süre
Ġdari Para Cezası
Tutarı
(TL)
Faiz
Oranı
Faiz Tutarı
(TL)
Toplam YĠ-
ÜFE Oranı
YĠ-ÜFE
Tutarı
(TL)
28/3/2013-
10/9/2014 639,00 %90 575,10 %13,31 85,05
Ödenecek Tutar
Ġdari Para Cezası : 639,00 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (%90 Faiz Yerine) : 85,05 TL
TOPLAM : 724,05 TL
Tahsilinden Vazgeçilen Alacak
%90 Faiz : 575,10 TL
Yukarıda belirtilen Ģekilde hesaplanan toplam 724,05 TL’nin maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi
durumunda, 575,10 TL tutarındaki faizin tahsilinden vazgeçilecektir.
2.9. 6183 sayılı Kanun Kapsamında Takip Edilen Diğer Alacaklar;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen ve bu Tebliğin (I/A-1.1.3.)
bölümünde yer verilen diğer amme alacaklarının yapılandırılmasına iliĢkin açıklamalar bu bölümde yer almaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih
hariç) kesinleĢmiĢ olup vadesi geldiği halde ödenmemiĢ ya da ödeme süresi henüz geçmemiĢ bulunan asli alacakların
ödenmemiĢ kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi adlarla
uygulanan fer’i amme alacakları yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi Ģartıyla bu alacaklara uygulanan faiz,
cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmemiĢ olan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde ise
fer’i alacak yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın maddede öngörülen süre ve
Ģekilde ödenmesi Ģartıyla madde hükmünden yararlanılacak ve faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
amme alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu bent kapsamına giren alacak asıllarının Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya
tamamen ödenmiĢ olması halinde yapılandırılacak tutar bu Tebliğin (I/B-2.4.) bölümüne göre tespit edilecektir.
Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına;
– Ecrimisiller,
– Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) alacakları,
– Destekleme ve Fiyat Ġstikrar Fonu (DFĠF) alacakları,
– Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından verilen ve süresinde ödenmemesi nedeniyle vergi
dairelerine takip için intikal ettirilen öğrenim ve katkı kredisi alacakları,
– Doğrudan gelir desteği ödemelerinden geri alınması gereken alacaklar,
– 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları ĠnĢası KarĢılığı Olarak Alınacak Harçlar
ve Mahkümlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanuna göre doğan yiyecek bedelleri,
gibi alacaklar girmektedir.
Ayrıca, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup
vergi dairelerine takip için intikal etmiĢ olan amme alacakları da 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında
yapılandırılacaktır.21
6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin beĢinci fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki zam, 68 inci
maddesinin üçüncü fıkrası ile 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki tazminatlar
asli alacak olarak dikkate alınmak suretiyle madde kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 11- YurtdıĢından 10 ay vadeli ihracatın finansmanı için 1/2/2010 tarihinde kredi kullanan mükelleften
teĢvik mevzuatı gereğince kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi yapılmamıĢtır.
Ġhracat taahhüdünü süresi içinde kapatan mükellefin taahhüt kapatılmasında kullanılan gümrük
beyannamelerinin gerçeğe uygun olmadığının anlaĢılması üzerine ilgili banka tarafından 7.500,00 TL kaynak
kullanımını destekleme fonu kesintisi takip ve tahsil edilmek üzere mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine 30/6/2011
tarihinde bildirilmiĢtir. Vergi dairesince yapılan tebliğ üzerine vadesi 15/8/2011 tarihi olan kaynak kullanımını
destekleme fonu kesintisi ile kredi kullanım tarihinden vade tarihine kadar hesaplanan cezai faiz için Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıĢtır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak üzere bağlı olduğu vergi dairesine baĢvurması halinde, kaynak
kullanımını destekleme fonu kesintisi aslına;
– Kredi kullanım (1/2/2010) tarihinden vade tarihine kadar geçen süre için hesaplanan cezai faiz yerine,
– Vade tarihinden Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre için hesaplanan
gecikme zammı yerine,
YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları kullanılarak YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ile cezai faiz ve gecikme zammı yerine uygulanacak
YĠ-ÜFE tutarları aĢağıdaki Ģekilde olacaktır.
Cezai Faizin Hesaplandığı
Süre
KKDF
Tutarı
(TL)
Cezai Faiz Toplam YĠ-ÜFE
Oranı
YĠ-ÜFE
Tutarı
(TL)
1/2/2010 – 14/8/2011 7.500,00 2.071,23 % 14,8713 1.115,35
Örnek olayın meydana geldiği dönemde yıllık cezai faiz oranı; 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı
Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ĠliĢkin Kanunun 1 inci maddesinde yer alan kanuni faiz oranlarının 2
katıdır. Hesaplamalarda, kredi kullanım tarihinden alacağın vade tarihine kadar yürürlükte olan kanuni
faiz oranlarının 2 katı esas alınarak geçen gün sayıları üzerinden basit faiz hesaplama metodu
kullanılmaktadır. 1/2/2010 tarihinden 14/8/2011 tarihine kadar geçen süre için faiz tutarı [7.500 x 560 x
(9 x 2)]/36500 = 2.071,23 TL’dir.
Ö
Ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı:
Ödenecek Tutar
Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi : 7.500,00 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Cezai Faiz Yerine) : 1.115,35 TL
YĠ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı Yerine) : 1.647,30 TL
TOPLAM : 10.262,65 TL
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
Cezai Faiz : 2.071,23 TL
Gecikme Zammı : 3.871,07 TL
TOPLAM : 5.942,30 TL
Yukarıda belirtilen Ģekilde hesaplanan toplam 10.262,65 TL tutarın maddede öngörülen süre ve Ģekilde
ödenmesi halinde, toplam 5.942,30 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Gecikme
Zammının
Hesaplandığı
Süre
KKDF
Tutarı
(TL)
Toplam
Gecikme
Zammı
Oranı
Gecikme
Zammı Tutarı
(TL)
Toplam
YĠ-ÜFE
Oranı
YĠ-ÜFE
Tutarı
(TL)
16/8/2011-
10/9/2014 7.500,00 %51,6142 3.871,07 %21,964 1.647,3022
2.10. Tecilli Alacaklar
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on üçüncü fıkrasının (a) bendinde “a) 13/2/2011 tarihli ve 6111
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre bu maddenin
yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar hariç olmak üzere, bu madde kapsamına giren
alacakların, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil
şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu madde
hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri
geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili
kanunun öngördüğü faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar
hakkında bu madde hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamına giren kesinleĢmiĢ alacakların,
Kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar (4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 2
nci maddesi gibi) uyarınca tecil edilmiĢ ve tecil Ģartlarına uygun ödeniyor olması halinde borçlular, Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödeme süresi geçmemiĢ olan taksit tutarları için madde hükümlerinden
yararlanabileceklerdir.
Bu takdirde tecil Ģartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır. Bu
Ģekilde ödenmiĢ taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için ilgili kanunun öngördüğü faiz
uygulanmıĢ ve tahsil edilmiĢ olduğundan, ödenmiĢ kısım ile ilgili herhangi bir iĢlem yapılmayacaktır. Kalan taksit
tutarları vadesinde ödenmemiĢ alacak kabul edilerek 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi hükümleri uygulanacaktır.
Ġlgili kanunlara göre tecil edilmesine rağmen alacağın varlığına iliĢkin mahkemelerde ihtilafın devam ediyor
olması, dolayısıyla alacağın kesinleĢmemiĢ bulunması durumunda bu alacağın Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında
yapılandırılması mümkün olmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 73 üncü maddesinin on beĢinci fıkrasında, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil
edilmiĢ olan tutarlar ile bu maddenin on üçüncü fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan tecile iliĢkin olarak 6183
sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu madde hükümlerine dayanılarak red ve iadesinin
yapılmayacağı hüküm altına alınmıĢtır.
Bu nedenle, madde hükümlerinden yararlanılarak ödeme yapılmak istenmesi halinde, Kanunun yayım tarihi
olan 11/9/2014 tarihinden önce taksit tutarları ile birlikte ödenen tecil faizleri red ve iade edilmeyecektir.
Bu durumdaki alacaklar için madde hükmünden yararlanmak istenilmesi halinde ödenmemiĢ alacak aslına
uygulanmıĢ olan fer’i alacaklar yerine YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı ile YĠ-ÜFE tutarı toplanarak
yapılandırılan alacak tutarının maddede öngörülen süre ve Ģekilde ödenmesi halinde alacak asıllarıyla ilgili fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 12- Mükellef tarafından 26/2/2013 tarihinde ödenmesi gereken 57.000,00 TL gelir (stopaj) vergisi
zamanında ödenmemiĢtir. 8/12/2013 tarihinde vergi dairesine baĢvurularak toplam borç için tecil talebinde
bulunulmuĢtur.
Vergi dairesi, mükellefin gecikme zammı dahil 64.474,81 TL borcu olduğunu tespit etmiĢ ve bu tutarın, ilk
taksit Aralık/2013 ayından baĢlamak ve 15 ayda 15 eĢit taksitte ödenmek üzere tecilini uygun görmüĢtür.
Aylık Taksit Tutarı: 64.474,81 / 15 = 4.298,32 TL’dir.
Mükellef ilk dokuz taksitini zamanında ödemiĢ, 20/9/2014 tarihinde Kanundan yararlanmak için bağlı olduğu
vergi dairesine baĢvuruda bulunmuĢtur. Ġlk dokuz taksit ile birlikte toplam 1.866,9 TL tecil faizi ödenmiĢtir.
Bu örnekte, vergi dairesi öncelikle kalan borç tutarından ne kadarının vergi aslı, ne kadarının da gecikme
zammı olduğunu tespit edecektir.
Örnek olayda;
Ödenen Borç Tutarı = Aylık Taksit Tutarı x Ay Sayısı
= 4.298,32 x 9
= 38.684,88 TL’dir23
Ödenen tutardan vergi aslına isabet eden tutar, aĢağıdaki formüle göre tespit edilecektir.
Vergi aslına isabet eden tutar = Ödenen Tutar x Vergi Aslı Tutarı
Toplam Borç Tutarı
Vergi aslına isabet eden tutar = 38.684,88 x 57.000,00 = 34.199,99 TL’dir.
64.474,81
Kalan vergi aslı tutarı = 57.000,00 – 34.199,99 = 22.800,01 TL’dir.
Bu durumda, tecil Ģartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır.
Kalan 6 taksit tutarının toplamı 25.789,92 TL olup bunun 22.800,01 TL’si vergi aslı, 2.989,91 TL’si gecikme
zammıdır. Vergi aslından kalan tutara, gecikme zammı yerine vade tarihinden Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
hesaplanacak 2.957,16 TL YĠ-ÜFE tutarı ile vergi aslı toplanarak ödenecek toplam tutar bulunacaktır.
Madde hükmüne göre ödenmesi gereken vergi aslı ve YĠ-ÜFE tutarının, Kanunda öngörülen süre ve Ģekilde
ödenmesi halinde 22.800,01 TL vergi aslına Kanunun yayımlandığı tarihe kadar hesaplanan 5.905,31 TL gecikme
zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla birlikte, tecil kapsamında ilk dokuz taksit tutarı ile birlikte Kanunun
yayımı tarihinden önce tahsil edilen 1.866,91 TL tecil faizi red ve iade edilmeyecektir.
3. ÖDEME SÜRESĠ VE ġEKLĠ
3.1. Ödeme Süresi;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında “(8) Bu madde hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçluların maddede öngörülen şartların yanı sıra bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna
kadar başvuruda bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarları, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri şarttır. Bu
Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre tatili izleyen ilk iş
günü mesai saati sonunda biter.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm çerçevesinde; Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine, belediyelere ve büyükĢehir belediyeleri
su ve kanalizasyon idarelerine borçlu bulunanların Kanunun 73 üncü maddesi hükmünden yararlanmak istemeleri
halinde, 1 Aralık 2014 tarihi mesai saati bitimine kadar borçlu bulundukları idarelere (tahsil dairelerine) baĢvurmaları
gerekmektedir. Madde kapsamında yapılandırılan borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ya da ikiĢer
aylık dönemler halinde azami on sekiz eĢit taksitte ödenmesi mümkün olup ilk taksit ödeme süresi 31/12/2014 tarihi
mesai saati bitiminde sona ermektedir.
Maddenin sekizinci fıkrası hükmü ile azami taksit süresi 18 eĢit taksit olarak belirlenmiĢ olmakla birlikte
maddenin dokuzuncu fıkrası ile 6, 9 ve 12 eĢit taksitte ödeme seçenekleri getirilmiĢtir.
Maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre, ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile
rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iĢ günü mesai saati sonuna kadar uzayacaktır.
3.2. Taksitle Ödeme ve Katsayı Uygulaması;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında “(9) Bu madde hükümlerine göre hesaplanan
tutarın;
a) İlk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi hâlinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.
b) Taksitle ödenmek istenmesi hâlinde borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit
taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede
ödeme yapılamaz.
c) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili fıkralara göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,05),
2) Dokuz eşit taksit için (1,07),24
3) On iki eşit taksit için (1,10),
4) On sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek
taksit tutarı hesaplanır. Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri
taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde
ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.
ç) Bu madde kapsamında ödenmesi gereken tutarlar; il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil
bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer aylık dönemler hâlinde azami otuz altı eşit taksitte ödenebilir.
Bu takdirde bu bent hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmi dört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25),
otuz altı eşit taksit için (1,30) olarak uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm ile yapılandırılan alacak tutarının taksitler halinde ödenebileceği ve ödeme süresine bağlı olarak
katsayı uygulanacağı düzenlenmiĢtir.
Bu fıkranın uygulamasında aĢağıda yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
3.2.1. Fıkra hükmüne göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen
ödenmesi halinde, bu tutara Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz,
gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı ya da katsayı uygulanmayacaktır.
Söz konusu ödeme defaten yapılabileceği gibi ilk taksit ödeme süresi içerisinde farklı zamanlarda borcun
tamamının ödenmesi halinde de bu hükümden yararlanılacaktır.
3.2.2. Yapılandırılan alacak tutarının taksitle ödenmek istenmesi halinde borçlularca baĢvuru sırasında; 6, 9,
12 veya 18 eĢit taksitte ödeme seçeneklerinden biri tercih edilecektir. Borçlu tarafından taksit sayısına iliĢkin bir
tercihte bulunulmaması halinde, idarece fıkrada öngörülen en uzun taksit sayısı olan 18 taksite iliĢkin ödeme planı
verilecektir.
Maddenin dokuzuncu fıkrasının (b) bendindeki açık hüküm sebebiyle borçlular tercih ettikleri taksit
süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapamayacaktır.
3.2.3. Taksitle yapılacak ödemeler için fıkranın öngördüğü ilgili katsayı, yapılandırılan alacak tutarı ile
çarpılacak ve bulunacak tutar borçlu tarafından seçilen taksit sayısına bölünerek ikiĢer aylık dönemler halinde
ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.
Örneğin; borçlu tarafından madde kapsamında yapılandırılan alacağın 6 eĢit taksitte ödenmesi yönünde tercih
kullanıldığı takdirde yapılandırılan alacak tutarı 6 eĢit taksit için öngörülen (1,05) katsayısı ile çarpılacak ve bulunan
tutar taksit sayısı olan 6 sayısına bölünecektir. Aynı Ģekilde borçlunun 18 eĢit taksiti seçmesi halinde, taksitle ödenecek
alacak tutarı (1,15) katsayısı kullanılarak tespit edilecektir.
3.2.4. Maddenin dokuzuncu fıkrası ile borçlulara seçtikleri taksit süresinden daha kısa sürede ödeme yapma
imkanı verilmekte ve daha kısa sürede yapılan ödemelerde fıkra hükmüne göre hesaplanan katsayının düzeltilmesi
öngörülmektedir.
Örneğin; borçlu tarafından madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarının 18 eĢit taksitte ödenmesi
yönünde tercih kullanıldığı halde, borcun 6 eĢit taksit için öngörülen sürede tamamen ödenmesi halinde, (1,15)
katsayısı esas alınarak hesaplanan tutar 6 eĢit taksit için öngörülen (1,05) katsayısına göre düzeltilecektir.
Fıkrada 6, 9, 12 ve 18 eĢit taksit süresi olmak üzere dört ayrı taksit süresi ve bu süreler için dört farklı katsayı
belirlenmiĢtir. Erken yapılan ödemeler nedeniyle katsayı düzeltmesinin yapılabilmesi için borçlu tarafından seçilen
taksit süresine uygulanacak katsayı ile alacağın tamamının ödendiği tarihin denk geldiği taksit süresi için belirlenmiĢ
katsayının birbirinden farklı olması gerekmektedir.
Örnek 13- Madde hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine baĢvuruda bulunan mükellef, borcunu
18 eĢit taksitte ödemeyi talep etmiĢtir.
Vergi dairesi madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 3.600,00 TL olarak hesaplamıĢtır.25
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 18 eĢit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 3.600,00 TL alacak tutarı
(1,15) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu Ģekilde bulunan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
18 eĢit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 3.600,00 x 1,15= 4.140,00 TL’dir.
Taksit tutarı: 4.140/18= 230,00 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 4.140,00 TL’nin (4.140,00 – 3.600,00=)540,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, Aralık/2014, ġubat/2015, Nisan/2015, Haziran/2015 aylarında ödemesi gereken taksit tutarları
toplamı olan (230,00 x 4 =) 920,00 TL’yi süresinde ödemiĢtir.
Temmuz/2015 ayında mükellef vergi dairesine baĢvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini
bildirmiĢtir.
BaĢvuru sırasında 18 eĢit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiĢ olmakla birlikte, daha sonra 6 eĢit taksit
ödeme seçeneğinin ödeme süresi içerisinde, borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak
tutarına (1,15) katsayısı yerine 6 eĢit taksit için öngörülmüĢ olan (1,05) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak
tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,05) katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit
tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.
Buna göre;
6 eĢit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 3.600,00 x 1,05 = 3.780,00 TL
Ödenen toplam taksit tutarı: 230,00 x 4 = 920,00 TL
Tahsil edilecek toplam tutar: (3.780,00 – 920,00=)2.860,00 TL olacaktır.
Bu durumda, mükellefin madde kapsamında yapılandırılan 3.600,00 TL borcu için (3.780,00 –
3.600,00=)180,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (540,00 – 180,00=)360,00 TL daha az ödeme imkanı sağlayacaktır.
Örnek 14- Madde hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine baĢvuruda bulunan mükellef, borcunu
12 eĢit taksitte ödemeyi talep etmiĢtir.
Vergi dairesi madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 12.000,00 TL olarak hesaplamıĢtır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 12 eĢit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 12.000,00 TL alacak tutarı
(1,10) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu Ģekilde bulunan tutar, 12’ye bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
12 eĢit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 12.000,00 x 1,10= 13.200,00 TL’dir.
Taksit tutarı: 13.200,00 / 12= 1.100,00 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 13.200,00 TL’nin (13.200,00 – 12.000,00=)1.200,00 TL’si toplam katsayı
tutarıdır.
Mükellef, ilk 9 taksiti süresinde ödemiĢtir. Bu sürede yapılan toplam tahsilat (1.100,00 x 9=)9.900,00 TL’dir.
Mayıs/2016 ayında mükellef vergi dairesine baĢvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini
bildirmiĢtir.
Mükellef tarafından borcun tamamı 12 eĢit taksit için öngörülmüĢ ödeme süresi (Aralık/2014 ila Ekim/2016)
içinde erken ödenmiĢ olmakla birlikte, ödemenin yapıldığı Mayıs/2016 ayı fıkrada belirlenen ve farklı katsayı
uygulanmasını gerektiren 9 eĢit taksit için öngörülmüĢ süreden (Aralık/2014 ila Nisan/2016) sonraya rastlamaktadır.26
Fıkrada 9 eĢit taksit ila 12 eĢit taksit arasındaki süreler için farklı bir katsayı belirlenmemiĢtir. Bu nedenle,
mükellefçe yapılan ödemeye 12 eĢit taksit için belirlenmiĢ katsayı dıĢında bir katsayı uygulanması imkanı
bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Mayıs/2016 ayında mükellef kalan üç taksit tutarını defaten ödemesi halinde herhangi
bir katsayı düzeltmesi yapılmayacaktır.
Örnek 15- 14 üncü örnekte belirtilen mükellefin taksitlendirilen borcunun ilk 4 taksitini süresinde ödedikten
sonra kalan kısmın tamamını Temmuz/2015 ayında ödediği kabul edildiğinde madde kapsamında ödenecek tutar
aĢağıdaki Ģekilde hesaplanacaktır.
Madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarı 12.000,00 TL’dir. Katsayı uygulanmak suretiyle
taksitlendirilen tutar olan 13.200,00 TL’ye karĢılık dört taksit toplam tutarı olan 4.400,00 TL tahsil edilmiĢtir.
BaĢvuru sırasında 12 eĢit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiĢ olmakla birlikte, daha sonra 6 eĢit taksit
ödeme seçeneğinin ödeme süresi içerisinde borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak
tutarına (1,10) katsayısı yerine 6 eĢit taksit için öngörülmüĢ olan (1,05) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak
tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,05) katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit
tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.
Buna göre;
6 eĢit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 12.000,00 x 1,05= 12.600,00 TL
Ödenen toplam taksit tutarı: 1.100,00 x 4= 4.400,00 TL
Tahsil edilecek toplam tutar: 12.600,00 – 4.400,00= 8.200,00 TL olacaktır.
Bu durumda, mükellefin madde kapsamında yapılandırılan 12.000,00 TL borcu için (12.600,00 –
12.000,00=)600,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (13.200,00 – 12.600,00=)600,00 TL daha az ödeme imkanı sağlayacaktır.
3.3. Kredi kartı ile ödeme;
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on birinci fıkrasında “(11) Bu madde kapsamında ödenecek olan
alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü
takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler
hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme
tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösterir makbuz verilir. Bu
şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı
kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.” hükmü yer
almaktadır.
Bu hüküm, madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarının kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödenmesine
imkan vermektedir. Fıkra hükmüne göre kredi kartı kullanılarak ödeme yapılabilmesi için aracılık yapan bankalarla
anlaĢma yapılması gerekmektedir.
Bu Tebliğin yayımlandığı tarih itibarıyla Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek alacakların
tahsilatı amacıyla ödemeye aracılık yapacak bankalarla gerekli anlaĢma sağlanmıĢ olup kredi kartı kullanılmak
suretiyle yapılacak ödemeler Gelir Ġdaresi BaĢkanlığının internet sitesi (www.gib.gov.tr) üzerinden yapılabilecektir.
Ancak, bankaların uygulama geliĢtirmeleri halinde, internet siteleri veya Ģubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat
iĢlemleri yapılması mümkündür.
Kredi kartı ile yapılacak ödemeler, tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten ödenmesi ya da
bir veya birden fazla taksitin ilgili taksit aylarına yansıtılmak suretiyle ödenmesi Ģeklinde yapılabilecektir.
Borçluların kredi kartına taksit Ģeklinde ödeme yapmak istemeleri halinde, madde kapsamında yapılandırılan
alacak tutarı banka tarafından borçlunun hesaplarına maddenin dokuzuncu fıkrasının öngördüğü taksit aylarında
yansıtılacaktır. Bununla birlikte, borçlu tarafından yapılan ödeme tutarını gösterir alındı, kredi kartı ile ödeme
iĢleminin yapıldığı tarih itibarıyla verilecek ve borç ödenmiĢ kabul edilecektir.27
Maddenin on birinci fıkrası gereğince kredi kartı kullanılmak ve borçlunun bankadaki kredi hesaplarına taksit
aylarında borç olarak yansıtılmak suretiyle yapılan ödemeler ilgili taksit ayının son gününü izleyen günden itibaren
6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre belirlenen sürede Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Örneğin, borçlu tarafından madde kapsamında taksitlendirilmiĢ alacağın ilk üç taksit tutarının kredi kartı ile
aynı gün ödendiği varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan Aralık/2014 ve ġubat-Nisan/2015
aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü
izleyen 20 gün içerisinde Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Kredi kartıyla yapılan taksitli ödemenin maddenin öngördüğü taksitli ödeme Ģekli olduğu dikkate alındığında,
bu Ģekilde yapılan ödemelerde de katsayı uygulanacaktır.
3.4. Mahsuben ödeme
Maddenin on ikinci fıkrasında, “(12) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme
alacaklarına uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları
ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin
yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve
eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih
itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılır, mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda
mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak
eksik ödenen bu tutarın bir ay içinde ödenmesi istenilir. Bu süre içinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği
tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen
gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde eksik ödenen tutar için bu
Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu fıkrada, madde hükümlerinden yararlanarak borçlarını yapılandıran mükelleflerin vergi dairelerinden olan
alacaklarıyla yapılandırılan borçlarını ne Ģekilde ödeyebilecekleri hususu düzenlenmiĢtir.
Bu hükme göre, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına
uygulanmak üzere, madde hükümlerinden yararlanmak için baĢvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi
mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine
getirilebilmesi için baĢvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz
olarak ibraz etmeleri Ģarttır. Belgelere ek olarak mahsuben iadenin gerçekleĢtirilebilmesi için teminat, yeminli mali
müĢavir raporu veya vergi inceleme raporu da aranan durumlarda, bunların da aynı süre içinde vergi dairesine intikal
etmiĢ olması gerekmektedir.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla maddeye göre ödenecek
tutara mahsup iĢlemleri yapılacaktır. Mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması halinde,
mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen taksit tutarının bir ay içerisinde ödenmesi hususunda borçluya bildirimde
bulunulması gerekmektedir.
Bir aylık süre içerisinde eksik ödenen taksit tutarının, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar
gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için madde hükümleri ihlal edilmiĢ
sayılmayacaktır.
Mükelleflerin bu hükümden yararlanmaları için baĢvurularını bu Tebliğe ekli (EK:3) dilekçe ile yapmaları
gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellefin mahsup talebi üzerine mahsup iĢlemleri yapıldıktan sonra, fazla veya yersiz
mahsup yapıldığının tespiti halinde, haksız alınan iade tutarı için vergi mevzuatı gereği gerekli tarhiyatın yapılacağı
tabiidir. Bu durumda, madde kapsamında mahsup yoluyla yapılmıĢ olan tahsilatlar için herhangi bir düzeltme iĢlemi
yapılmayacaktır.
4. MADDE HÜKMÜNDEN YARARLANMANIN DĠĞER ġARTLARI
4.1. 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin yedinci fıkrasında “(7) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi,
kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde hükmünden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine
tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla
vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri hâlinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına 28
ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler. İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve
kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında bu hüküm uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, madde hükmünden yararlanmak üzere yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj)
vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için baĢvuruda bulunan mükelleflerin
maddede öngörülen diğer Ģartların yanı sıra; fıkrada belirtilen bu vergi türlerinden, taksit ödeme süresince beyan
üzerine ilk taksit ödeme süresinin baĢlangıç tarihinden mükellef tarafından seçilen son taksit ödeme süresinin sonuna
kadar, erken ödeme halinde borcun tamamen ödendiği tarihe kadar, tahakkuk edenleri vadesinde ödemeleri Ģarttır.
Dolayısıyla bu hüküm, maddeye göre ödenecek taksitlerin süresinde ödenmemesi halinde uygulanacak
hükümler ile iliĢkili olmayıp taksit ödeme süresince mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk edecek vergilerin
zamanında ödenmesi ile ilgilidir.
Örneğin, gelir vergisi mükellefi olan bir borçlu, maddeden bu vergi türü için 18 eĢit taksitte ödeme seçeneği
ile yararlanması durumunda, ilk taksit ödeme süresinin baĢladığı 1/12/2014 tarihinden 18 eĢit taksitin sona erdiği
31/10/2017 tarihine kadar beyanı üzerine tahakkuk eden, gelir vergisini, katma değer vergisini, gelir (stopaj) vergisini
ve mükellefiyeti bulunması halinde özel tüketim vergisini ödemesi gerekmektedir. Ancak, bu vergilerle birlikte
tahakkuk eden damga vergisinin vadesinde ödenmemesi halinde yapılandırma ihlal edilmiĢ sayılmayacaktır.
Taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmesi Ģartı, bir takvim yılında
her bir vergi türü için en fazla iki defa ihlal edilebilecektir. Böyle bir durumda borçlular madde hükümlerinden
yararlanma haklarını kaybetmeyecektir.
Ancak, bir vergi türünün bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde
mükellefler üçüncü ihlale konu verginin vadesinin rastladığı ayın sonuna kadar (bu tarih dahil) ödedikleri taksitler için
madde hükmünden yararlanacak, bu tarihten sonra ise madde kapsamında ödeme haklarını kaybedeceklerdir.
Diğer taraftan, mükelleflerin çok zor durumda bulunmaları nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememeleri
hali maddenin ihlal nedeni sayılmamıĢtır.
Çok zor durum hali, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde geçen “çok zor durum” halini ifade etmektedir.
Bu itibarla, 6183 sayılı Kanuna göre vadesinde ya da vadesinden önce yapılan müracaatlara istinaden borçları
tecil edilen mükelleflerin çok zor durumda bulundukları kabul edilecektir. Tecil talebi çok zor durum hali dıĢındaki
nedenlerle (Örneğin, katma değer vergisi gibi taksitlendirilmesi uygun görülmeyen vergiler veya diğer nedenler)
uygun görülmeyen mükellefler için tecil yapılmamakla birlikte, çok zor durum halinin varlığı tespit edilmiĢse madde
hükmü ihlal edilmiĢ sayılmayacaktır.
4.2. Maddenin onuncu fıkrasının (b) bendinde “b) Bu maddenin yedinci fıkrasında vadesinde ödenmesi
öngörülen alacakların veya taksit tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 5 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu madde hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, madde kapsamında ödenecek taksitler ile taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk
eden ve maddenin yedinci fıkrasında belirtilen vergilerin (her bir vergi türü itibarıyla) vadesinde yapılan ödemelerinde
5 liraya kadar eksik ödemeler ihlal sebebi sayılmayacaktır. Bununla birlikte, tahakkuk eden alacağın %10’u 5 liranın
altında ise yüzde %10 tutarına isabet eden tutar kadar eksik ödeme hali ihlal sebebi sayılmamıĢtır. Ancak, bu tutarları
aĢan eksik ödemelerin ihlal sebebi olarak değerlendirileceği tabiidir.
Örneğin, madde hükmünden gelir vergisi için yararlanmıĢ bir mükellefin Aralık/2014 dönemine iliĢkin
beyanı üzerine tahakkuk eden katma değer vergisi 2.855,00 TL olmasına rağmen bankaya 2.850,00 TL olarak ödeme
yapılmıĢtır. Eksik ödenen tutar 5 lirayı aĢmadığından madde hükümleri ihlal edilmiĢ sayılmayacaktır. Diğer taraftan,
tahakkuk eden verginin %10’u olan (2.855,00 x %10=)285,50 TL ise 5 liradan daha fazla olduğundan tutarın oranla
mukayese edilmesine gerek olmadığı tabiidir.
4.3. Maddenin altıncı fıkrasında, “(6) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede
belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları
şarttır. Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih,
ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi
aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu
ihtilaflarıyla ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve
bu kararlar ile hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bulunması hâlinde bunlar talep edilemez.” hükmü
yer almaktadır.29
Bu fıkrada, madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların, maddede belirtilen Ģartların yanı sıra dava
açmamaları, açılmıĢ davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına baĢvurmamalarının Ģart olduğu belirtilmiĢtir.
Madde kapsamına alacağın varlığı hususunda ihtilaf olan alacaklar girmemekte olup, münhasıran kesinleĢmiĢ
alacaklar girdiğinden, bu maddeden yararlanmak isteyen borçluların bu kesinleĢmiĢ alacaklara iliĢkin dava
açmamaları, açılmıĢ davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına baĢvurmamaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, maddenin dördüncü fıkrası hükmüne göre, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine
tahakkuk etmiĢ olan vergiler için de maddeden yararlanılabileceği düzenlendiğinden, bu alacaklar için maddeden
yararlanmak istendiğinde bu alacağa iliĢkin açılmıĢ davalardan da vazgeçilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların bu yöndeki iradelerini baĢvuruları sırasında
belirtmeleri Ģarttır.
C- TAKSĠTLERĠN SÜRESĠNDE ÖDENMEMESĠ HALĠNDE YAPILACAK ĠġLEMLER
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (a) bendinde, maddeye göre yapılandırılan alacak
tutarının taksit süresinde ödenmemesi halinde, madde hükümlerinden yararlanabilme koĢullarına yönelik düzenlemeler
yer almaktadır.
1. SÜRESĠNDE ÖDENMEYEN TAKSĠTLER
Maddenin onuncu fıkrasının (a) bendinde “a) Bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim
yılında iki veya daha az (2014 takvim yılı için bir) taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde,
ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin
belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla (2014 takvim yılı için birden fazla) taksitin
süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm
alacaklı tahsil daireleri açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, madde kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin; 2014 takvim yılında en fazla bir tanesinin
ödenmemesi veya eksik ödenmesi, müteakip takvim yıllarında ise en fazla iki defa ödenmemesi veya eksik ödenmesi
halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun baĢvuru sırasında tercih ettiği taksitlendirme
süresinin son taksitini izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine
göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi Ģartıyla madde
hükümlerinden yararlanılacaktır.
Diğer taraftan;
– Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen ayın
sonuna kadar da ödenmemesi,
– 2014 takvim yılında birden, müteakip takvim yıllarında ise ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya
eksik ödenmesi,
halinde madde hükmünden yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Bu hüküm alacaklı tahsil daireleri açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
2. ĠHLAL NEDENĠ OLMAYAN EKSĠK ÖDEMELER
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (b) bendi hükmüne göre, taksitler için yapılan
ödemelerde her bir taksite yönelik 5 liraya kadar eksik ödemeler ihlal sebebi sayılmamıĢtır. Bununla birlikte, taksit
tutarının %10’u 5 liranın altında ise yüzde %10 tutarına isabet eden tutar kadar eksik ödeme ihlal sebebi
sayılmayacaktır.
3. ĠHLAL HALĠNDE MADDE HÜKÜMLERĠNDEN YARARLANMA
3.1. 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendinde, “c) Bu madde kapsamına giren
alacakların maddede belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu maddenin yedinci fıkrası hükümleri 30
saklı kalmak kaydıyla borçlular ödedikleri tutarlar kadar bu madde hükümlerinden yararlanırlar.” hükmü yer
almaktadır.
Bu hükme göre, madde kapsamında taksitlendirilen alacakların maddede öngörülen süre ve Ģekilde tamamen
ödenmemesi halinde, bu Tebliğin (I/B-2.3.3.) bölümünde yer alan açıklamalar saklı kalmak kaydıyla borçlular
yaptıkları ödemeler nispetinde madde hükümlerinden yararlandırılacaktır.
Örnek 16- Mükellef, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında olan kesinleĢmiĢ borçları için
maddeden yararlanma talebinde bulunmuĢtur.
Mükellefin Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla kapsama giren borçları Ģu Ģekildedir:
2012 Yılına Ait Gelir Vergisi : 3.000,00 TL
Gelir Vergisine ĠliĢkin Gecikme Zammı : 644,02 TL
26/5/2013 Vadeli Gelir (stopaj) Vergisi : 800,00 TL
Gelir (stopaj) Vergisine ĠliĢkin Gecikme Zammı : 173,60 TL
TOPLAM : 4.617,62 TL
Vergi asıllarına vade tarihleri ile Kanunun yayımlandığı tarihe kadar gecikme zammı yerine hesaplanacak
toplam YĠ-ÜFE oranı ve tutarları aĢağıdaki gibidir:
Gelir Vergisi I. Taksit Tutarı Ġçin : 1.500 x %13,03 = 195,45 TL
Gelir Vergisi II. Taksit Tutarı Ġçin : 1.500 x %10,27 = 154,05 TL
Gelir (stopaj) Vergisi Ġçin : 800 x %12,80 = 102,40 TL
TOPLAM : (3.800,00 + 451,90=)4.251,90 TL
Mükellef, vergi asılları ile hesaplanan YĠ-ÜFE tutarları toplamını madde kapsamında 6 eĢit taksitte ödemeyi
tercih etmiĢtir.
Ödenecek Taksit Tutarları = [(Vergi Asılları + Toplam YĠ-ÜFE Tutarı) x 1,05] /6
= [(3.800 + 451,90) x 1,05 ] / 6
= 744,08 TL
Mükellef madde hükmüne göre 5 taksiti süresinde ödemiĢ ancak, son taksit için herhangi bir ödeme
yapmamıĢtır.
Bu durumda, mükellefin yaptığı ödemeler, vadesi ve dönemi önce gelen borçlardan baĢlanarak her bir dönem
itibarıyla mahsup edilecektir. Yapılan ödemeler belirtilen Ģekilde mahsup edildikten sonra alacağın tamamen tahsil
edilemediği dönemlerde madde hükmü ihlal edilmiĢ sayılacaktır. Bu takdirde kısmi ödeme olan döneme iliĢkin
vergiler için yapılmıĢ ödemeler kadar madde hükmünden yararlanılacaktır.
Mükellefin madde hükmünden yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiĢ
kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, madde kapsamında yapılandırılan toplam alacak tutarı 4.251,90 TL olup bu tutara karĢılık 5 taksit
içerisinde ödenen tutar [(4.251,90 / 6=) 708,65 x 5=]3.543,25 TL’dir.
Mükellefin vadesi önce gelen borcu gelir vergisi olduğundan, 3.543,25 TL yapılan ödeme tutarı, ilk önce
yıllık gelir vergisi ile buna isabet eden YĠ-ÜFE tutarı toplamına (3.000,00 + 349,50=)3.349,50 TL mahsup edilecektir.
Bu Ģekilde yapılan mahsup sonucunda mükellef, 31/3/2013 ve 31/7/2013 vadeli gelir vergisi ve buna iliĢkin gecikme
zammı için maddeden yararlanmıĢ olacaktır.
Mahsuptan sonra kalan (3.543,25 – 3.349,50 =)193,75 TL tutar, gelir (stopaj) vergisi ve bu vergiye iliĢkin YĠ-
ÜFE tutarı toplamı olan 902,40 TL’yi karĢılayamadığından bu dönem borcu için madde hükümleri ihlal edilmiĢ
sayılacaktır.31
Bu durumda, yapılan ödeme tutarı kadar maddeden yararlanılacaktır. Ödeme tutarından vergi aslına isabet
eden tutar;
Vergi aslına isabet eden tutar =
(Vergi Aslı) x (Yapılan Ödemeden Kalan Tutar)
(Vergi Aslı + YĠ-ÜFE Tutarı)
formülü ile bulunacaktır. Buna göre;
Vergi aslına isabet eden tutar =
800 x 193,75
= 171,76 TL’dir.
902,40
Bu tutar, madde hükümlerine göre YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı uygulanarak bulunan (171,76 x
%12,80=)21,99 TL ile birlikte (171,76 + 21,99=)193,75 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup
edileceğinden, gelir (stopaj) vergisinin kalan (800 – 171,76=)628,24 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak
gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek 17- Nisan, Mayıs, Haziran/2013 geçici vergilendirme dönemine iliĢkin 10.000,00 TL kurum geçici
vergi tahakkuk etmiĢtir. Ancak, mükellef 17/8/2013 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiĢtir. Söz konusu vergi
borcu, mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini süresi içerisinde vermesi nedeniyle, 1/4/2014 tarihinde terkin
edilmiĢ ve 1.050,05 TL gecikme zammı hesaplanmıĢtır.
Mükellefin, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinden yararlanmak için baĢvuruda bulunması halinde
kurum geçici vergisinin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı
yerine YĠ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam YĠ-ÜFE oranı %8,41’dir.
Toplam YĠ-ÜFE tutarı ise (10.000,00 x %8,41=)841,00 TL olacaktır.
Mükellefin söz konusu tutarı 6 eĢit taksitte ödemek istemesi durumunda madde kapsamında toplam ödenecek
tutar (841,00 x 1,05=)883,05 TL olarak bulunacaktır. Dolayısıyla, bir taksit tutarı (883,05 / 6=)147,18 TL olacaktır.
Mükellefin madde kapsamında ilk 3 taksitini süresinde ödediği, diğer taksitlerini ise ödemediği
varsayıldığında, mükellef ödediği tutar kadar madde hükmünden yararlanabilecektir. Bu durumda mükellefin madde
hükmünden yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiĢ kısmı dikkate alınacaktır.
Toplam Gecikme Zammı Tutarı x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı Hariç)
Hesaplanan YĠ-ÜFE Tutarı
=
1.050,05 x 420,50
= 525,03 TL
841,00
formülü kullanılacak ve gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir
Kalan (1.050,05 -525,03=)525,02 TL gecikme zammının ise takip ve tahsiline devam edilecektir.
Örnek 18- Bu Tebliğin I/B-2.2. bölümündeki 4 numaralı örnekte yer alan mükellefin maddeye göre
belirlenen tutarı 12 taksitte ödemek istediğini, ancak 5 taksiti süresinde ödediğini, kalan 7 taksiti ödemediğini
varsaydığımızda, bu mükellefin madde kapsamında yararlanacağı tutar Ģu Ģekilde hesaplanacaktır.
Ödenecek Toplam Tutar: [(40.500,00 + 10.888,40) x 1,10=]56.527,24 TL olup (56.527,24/12=)4.710,60 TL,
bir taksitte ödenecek tutardır. Buna göre, mükellef 5 taksitte toplam (4.710,60 x 5=)23.553,00 TL ödeme yapmıĢtır.
Ancak, mükellefin madde hükmünden yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik
edilmemiĢ kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, katsayı hariç olmak üzere yapılandırılan alacağa yönelik olarak taksitler içerisinde ödenmiĢ olan
tutar, katsayının tatbik edildiği tutarın taksit sayısına bölünmesi ve ödenen taksit sayısı ile çarpılması sonucunda
bulunacaktır.32
Taksitler içerisinde katsayı hariç ödenen tutar [(51.388,40 / 12=)4.282,37 x 5=] 21.411,85 TL’dir.
Mükellefin maddeden yararlanacağı tutarın yapılandırılan borçlarına mahsubunda Seri:A Sıra No:1 Tahsilat
Genel Tebliğinde yapılanan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
Mükellefin, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi gereğince vergi aslından yararlanacağı tutarın “K” olduğu
varsayılmıĢtır.
K =
Alacak Aslı (Vergi) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
K =
20.000,00 x 21.411,85
51.388,40
K = 8.333,34 TL olarak hesaplanacaktır.
Bu tutar, madde hükümlerine göre YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı uygulanarak bulunan (8.333,34 x
%22,056=)1.838,00 TL ile birlikte (8.333,34 + 1.838,00=)10.171,34 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına
mahsup edileceğinden, yıllık gelir vergisinin kalan (20.000,00-8.333,34=)11.666,66 TL’si vade tarihinden itibaren
uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Diğer taraftan, 20.000,00 TL vergi aslı için hesaplanan gecikme faizi yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı
uygulanarak hesaplanan 2.066,00 TL YĠ-ÜFE tutarına karĢılık kısmi ödeme nedeniyle mahsup edilecek tutar ile takip
edilecek gecikme faizi aĢağıdaki gibi hesaplanacaktır.
Yıllık gelir vergisi kanuni süresinde beyan edildiğinde iki eĢit taksitte ödenmektedir. Kanuni süresinden sonra
tahakkuk ettirilen yıllık gelir vergisi için gecikme faizi, taksitlerin kanuni ödeme süreleri dikkate alınarak
hesaplanmaktadır. Bu çerçevede örnek olayda gecikme faizi ve gecikme faizi yerine tahsil edilecek YĠ-ÜFE tutarının
hesabında da yıllık gelir vergisi taksitlerinin kanuni ödeme süreleri esas alınmıĢtır.
Mükellefin, madde gereğince gecikme faizinden yararlanacağı tutar (R=R1+R2);
R1= Yıllık Gelir Vergisi 1. Taksit Tutarına Ġsabet Eden Gecikme Faizinin Maddeden Yararlanacağı Tutar:
(8.333,34 / 2=)4.166,67 x %11,65 = 485,42 TL’dir.
R2= Yıllık Gelir Vergisi 2. Taksit Tutarına Ġsabet Eden Gecikme Faizinin Maddeden Yararlanacağı Tutar:
(8.333,34 / 2=)4.166,67 x %9,01 = 375,42 TL’dir.
R= 485,42+375,42=860,84 TL olacağından, (3.630,00 – 860,84=)2.769,16 TL gecikme faizinin takibine
devam edilmesi gerekmektedir.
Mükellefin, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi gereğince vergi ziyaı cezasından yararlanacağı tutarın “X”
olduğu varsayılmıĢtır.
X =
Alacak Aslı (Vergi Ziyaı Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
X =
20.000,00 x 21.411,85
51.388,40
X = 8.333,34 TL olarak hesaplanacaktır.
Bu tutar, madde hükümlerine göre YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranı uygulanarak bulunan (8.333,34 x
%22,056=)1.838,00 TL ile birlikte (8.333,34 + 1.838,00=)10.171,34 TL olarak vergi ziyaı cezası ve gecikme zammına
mahsup edileceğinden, vergi ziyaı cezasının kalan (20.000,00-8.333,34=)11.666,66 TL’si vade tarihinden itibaren
uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Mükellefin, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi gereğince özel usulsüzlük cezasından yararlanacağı tutarın
“Y” olduğu varsayılmıĢtır. 33
Y =
Alacak Aslı (Özel Usulsüzlük Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Y =
500,00 x 21.411,85
51.388,40
Y = 208,33 TL olarak hesaplanacaktır.
Yapılandırılan 500,00 TL özel usulsüzlük cezasına karĢılık 208,33 TL ödeyen mükellefin maddeden ödediği
tutar kadar yararlandırılmasında yapılandırma öncesi tutarında dikkate alınması gerektiğinden, yapılandırma öncesi
1.000,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına karĢılık Kanundan yararlanılacak tutar (M) aĢağıdaki Ģekilde
hesaplanacaktır.
M =
Yapılandırma Öncesi Alacak Aslı x Özel Usulsüzlük Cezasına KarĢılık Ödenen Tutar
YapılandırılmıĢ Tutar
M = 416,66 TL Kanundan yararlanılacaktır.
Borçludan özel usulsüzlük cezası olarak (1.000,00 – 416,66=) 583,34 TL tutar takip edilecektir.
Örnek 19- Mükellef, madde kapsamında yapılandırılan katma değer vergisi borcuna iliĢkin Aralık/2014 ve
ġubat, Nisan, Haziran/2015 aylarında ödemesi gereken taksitlerini vadelerinde ödemiĢ olmakla birlikte; madde
kapsamında yapılandırılmasını talep ettiği katma değer vergisi ile ilgili olarak Ocak, ġubat ve Mart/2015 aylarında
beyanı üzerine tahakkuk eden vergilerini ödeme süresi içerisinde ödememiĢtir.
Bu durumda, mükellef taksitlendirme süresince bir takvim yılında tahakkuk eden katma değer vergisini üç
defa ödemeyerek maddeden yararlanma Ģartını ihlal ettiğinden, ihlalin gerçekleĢtiği Mart/2015 ayı sonuna kadar
ödediği Aralık/2014 ve ġubat/2015 taksit tutarları için 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi hükümlerinden
yararlanacak, Nisan ve Haziran/2015 taksit tutarları için ise anılan madde hükümlerinden yararlanamayacaktır.
Ancak, mükellefin Aralık/2014 ve ġubat, Nisan, Haziran/2015 taksitlerini 31/3/2015 tarihinden önce ödemiĢ
olması halinde, bu taksit tutarlarının tamamı için anılan madde hükümlerinden yararlanabileceği tabiidir.
Ç- TAHSĠLĠNDEN VAZGEÇĠLEN ALACAKLAR
6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin on dördüncü fıkrasının (a) bendinde, belli tutarın altında kalan idari
para cezalarının, (b) bendinde ise belli tutarın altında kalan amme alacaklarının tahsilinden vazgeçilmesi
düzenlenmiĢtir.
1. TAHSĠLĠNDEN VAZGEÇĠLEN 120 TL’NĠN ALTINDAKĠ ĠDARĠ PARA CEZALARI
Maddenin on dördüncü fıkrasının (a) bendinde “a) 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 30/3/2005 tarihli ve 5326
sayılı Kabahatler Kanununun 39 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, 31/12/2013
tarihinden (bu tarih dâhil) önce idari yaptırım kararı verildiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ilgilisine tebliğ edilmemiş olan ve genel bütçeye gelir kaydı gereken ve her bir kabahat için 120 Türk lirasının (bu
tutar dâhil) altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmez, tebliğ edilmiş olanların ve bunlara bağlı ferî alacakların
tahsilinden vazgeçilir. Bu bent kapsamına giren ve mülga 5539 sayılı Kanun ile 6001 sayılı Kanun gereğince verilen
idari para cezası ile birlikte ilgilisine tebliği gereken ve tutarı 12 Türk lirası ve altında kalan geçiş ücretleri için de bu
bent hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan bent kapsamına; idari yaptırım kararı 31/12/2013 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilmiĢ olan ve tür
olarak 4207 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5326 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre
verilenler hariç olmak üzere vergi dairesi tarafından takip edilen ve genel bütçeye gelir kaydı gereken idari para
cezalarının tamamı ile tutarı 12,00 TL ve altında kalan geçiĢ ücretleri girmektedir. Bu nedenle, bent kapsamına
girmeyen alacakların terkin edilmemesine özellikle dikkat edilecektir.
M =
1.000,00 x 208,33
50034
Diğer taraftan, tür olarak bent kapsamına girdiği halde ilgili kabahate iliĢkin olarak verilen idari para
cezasının tutar olarak 120,00 TL’nin üzerinde olması halinde bu idari para cezaları terkin edilmeyecektir.
Ayrıca, verildiği tarih itibarıyla 120,00 TL’nin üzerinde olan idari para cezalarına karĢılık yapılan tahsilatlar
nedeniyle Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla bakiye tutarı 120,00 TL’nin altında kalanlar da terkin edilmeyecektir.
Anılan bentte, kapsama giren idari para cezaları ile geçiĢ ücretlerinden Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla;
– Tebliğ edilmemiĢ olanların ilgilisine tebliğ edilmemesi,
– Tebliğ edilmiĢ olanların ve bunlara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilmesi,
esası getirilmiĢtir.
Buna göre, bent kapsamına giren alacaklar için ilgili kamu kurum ve kuruluĢlarınca; 6552 sayılı Kanunun
yayımlandığı 11/9/2014 tarihine kadar tebliğ edilmemiĢ olan idari yaptırım kararları bu tarihten sonra tebliğ
edilmeyecek, bu tarihten önce tebliğ edilmesine rağmen tahsil edilmemiĢ olanlar ise tahsil edilmeyecek ve tahsil için
ilgili vergi dairesine gönderilmeyecektir.
Bent kapsamında olan alacaklardan, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vergi dairesine intikal ettirildiği
halde henüz tahsil edilememiĢ olanların tahsilinden vazgeçilecektir. Ancak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce bu
alacaklara yönelik yapılmıĢ olan tahsilatlar red ve iade edilmeyecektir.
2. TAHSĠLĠNDEN VAZGEÇĠLEN 50 TL’YĠ AġMAYAN AMME ALACAKLARI
Maddenin on dördüncü fıkrasının (b) bendinde “b) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip
edilmekte olan ve vadesi 31/12/2007 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı
dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 Türk lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı
ferî alacakların, aslı ödenmiş ferî alacaklardan tutarı 100 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.” hükmü
yer almaktadır.
Bu bentte, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan belli tutarın altındaki alacakların
tahsilinden vazgeçilmesine yönelik hükümlere yer verilmiĢtir.
Anılan bent kapsamına;
– Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmekte olan,
– Vadesi 31/12/2007 tarihinden (bu tarih dahil) önce olan,
– Her bir alacak türü ve dönemi itibarıyla aslı 50,00 TL’yi aĢmayan (tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı
fer’iler dahil),
– Aslı ödenmiĢ fer’i alacaklardan tutarı 100,00 TL’yi aĢmayan,
– Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiĢ olan,
alacaklar girmektedir.
Buna göre, vergiler, vergi cezaları, kaynak kullanımını destekleme fonu alacakları, ecrimisiller, adli para
cezaları, idari para cezaları, yiyecek bedelleri gibi amme alacakları bu bent kapsamında terkin edilecektir.
Diğer taraftan, bent kapsamına alacağın gelir kaydedileceği bütçe ayrımı yapılmaksızın Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanuna göre takip edilmekte olan alacakların tamamı girdiğinden, bu alacaklar
bentte belirtilen diğer Ģartlara sahip olmaları kaydıyla terkin edilecektir.
Örneğin; 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (II) sayılı cetvelde
yer alan ve dolayısıyla özel bütçeli olan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun (YURTKUR) 16/8/1961 tarihli
ve 351 sayılı Kanun kapsamında verdiği öğrenim kredilerinin süresinde ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip ve tahsili için ilgili vergi dairesine gönderilmesi üzerine yapılan tahsilatlar YURTKUR’a
aktarılmaktadır. Bu alacaklar vergi dairelerince takip edilmekle birlikte bent hükmü ile YURTKUR’un; vadesi
31/12/2007 tarihinden önce olan ve vergi dairesine takip için aktarıldığı halde 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla tahsil edilememiĢ olan her bir alacak türü ve dönemi itibarıyla alacak aslı 50,00 TL’yi aĢmayan ve tutarına 35
bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacaklar ile aslı ödenmiĢ fer’i alacaklardan tutarı 100,00 TL’yi aĢmayan
alacaklarının da tahsilinden vazgeçilecektir. Bu alacak türüyle ilgili yapılacak terkinde kredinin son taksite iliĢkin
vadesinin 31/12/2007 tarihinden önce olması ve ödenmemiĢ kredi tutarının toplamının 50,00 TL’yi aĢmaması
gerekmektedir.
Öte yandan, bentte aranan diğer Ģartların yanında alacak aslının 50,00 TL’yi aĢmaması halinde bu alacak aslı
ile tutarına bakılmaksızın bu asla tatbik edilen fer’ilerin tamamı terkin edilecektir. Ayrıca, alacak aslı ödenmiĢ olan
fer’i alacaklardan tutarı 100,00 TL’yi aĢmayan alacak tutarları da terkin edilecektir.
Örneğin; 2005 takvim yılının 2. gelir geçici vergi dönemine iliĢkin beyanname, süresinde verilmiĢ olmasına
rağmen vergi ödenmemiĢtir. 2005 yılına iliĢkin yıllık gelir vergisi beyannamesi Mart/2006 ayında süresinde
verilmiĢtir. Ödenmeyen geçici vergi, yıllık beyanname verilmesi nedeniyle terkin edildiğinden, geçici verginin vade
tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan 85,00 TL tutarındaki gecikme zammı 6552 sayılı
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiĢtir. Söz konusu gecikme zammının aslı bulunmadığından ve tutarı
100,00 TL’yi aĢmadığından bu bent kapsamında tahsilinden vazgeçilecektir.
D- DĠĞER HUSUSLAR
1. Madde hükümlerine göre yazılı olarak yapılması gereken baĢvuruların taahhütlü posta veya APS ile
gönderilmesi halinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi halinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına intikal
ettiği tarih baĢvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır.
Diğer taraftan, baĢvuruların Gelir Ġdaresi BaĢkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden internet
vergi dairesine eriĢmek suretiyle yapılması halinde, baĢvuru tarihi elektronik ortamda baĢvurunun yapıldığı tarih
olacaktır.
2. Bu Tebliğin ekleri, mükelleflerce çoğaltılmak suretiyle kullanılabilir.
3. Tüzel kiĢiler ya da tüzel kiĢiliği haiz olmayan teĢekküller için madde hükümlerinden yararlanma
baĢvuruları bunların kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.
4. 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla haklarında 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı Ġcra
ve Ġflas Kanunu hükümlerine göre iflasının açılmasına karar verilen gerçek ve tüzel kiĢilerin madde hükümlerinden
yararlanabilmeleri için iflas iĢlemlerini yürüten iflas idaresinin ilgili vergi dairesine yazılı olarak müracaat etmesi
zorunludur.
Bununla birlikte, iflas halindeki tüzel kiĢiliklerin ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin 213 sayılı Kanun ve
6183 sayılı Kanun uyarınca sorumlu oldukları borçlar için madde hükümlerinden yararlanabilmeleri mümkün
bulunmaktadır.
2004 sayılı Kanunun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen iflas ertelemesine iliĢkin hükümler
çerçevesinde iflas ertelemesine karar verilen Ģirkete veya kooperatife mahkemece erteleme kararıyla birlikte kayyım
atanmaktadır. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim
organının karar ve iĢlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. Haklarında iflas ertelemesi
kararı bulunan Ģirketler ve kooperatifler 6552 sayılı Kanuna göre yapacakları baĢvurularını haklarında verilmiĢ
mahkeme kararına göre temsile yetkili kiĢiler vasıtasıyla yapacaklardır.
5. 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi hükmünden, 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yer alan
sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, Ģirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu
sayılan kiĢiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceklerdir.
1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu
uyarınca mükellefle birlikte borcun ödenmesinden müĢtereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunanların da madde
hükümlerinden yararlanmaları mümkündür.
Asıl amme borçlusu ile birlikte borcun ödenmesinden birden fazla kiĢinin sorumlu olması halinde bu kiĢilerce
madde hükümlerinden farklı taksit seçenekleri seçilmek suretiyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
6. Adi ve kollektif Ģirketlerde ortak olanlar Ģirketin borçlarının tamamı üzerinden müĢtereken ve müteselsilen
sorumlu olduklarından, bu ortaklar da sorumlu oldukları bu borçlar için madde hükmünden yararlanabileceklerdir.
7. Maddenin on üçüncü fıkrasının (a) bendi gereğince, 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre alacakları yapılandırılan ve 6552 36
sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacakların madde kapsamında
yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
Bilindiği gibi, 6111 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendi ile il özel idareleri,
belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kiĢiliğini haiz kuruluĢlara, anılan Kanun kapsamında
yapılandırılan alacak tutarlarını genel taksit süresinden daha uzun sürede ikiĢer aylık dönemler halinde azami otuz altı
eĢit taksitte; Gençlik ve Spor Bakanlığına, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiĢ
olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulanan spor kulüplerine ise azami kırk iki eĢit taksitte ödenmesi imkanı
verilmiĢtir. Dolayısıyla, bu borçluların anılan Kanun kapsamında yapılandırılan borçları ilgisine göre, altı, dokuz, on
iki, on sekiz, yirmi dört, otuz, otuz altı ve kırk iki eĢit taksit halinde ödemeleri mümkün bulunmaktadır.
Bu itibarla, 6111 sayılı Kanun kapsamında borçlarını yapılandırarak yirmi dört, otuz, otuz altı ve kırk iki eĢit
taksit seçeneklerini tercih eden mükelleflerden taksit ödemesi 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla devam
edenlerin bu borçları için madde hükmünden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
8. Maddenin on üçüncü fıkrasının (ç) bendinde “ç) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici
5 inci maddesi ile 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi
kapsamında uzlaşılan alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmü yer almakta olup, anılan
Kanunlar uyarınca uzlaĢma hükümlerinden yararlanan kuruluĢlardan aranılan amme alacaklarının madde kapsamında
yapılandırılmamasına özellikle dikkat edilecektir.
9. Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On
Dört Ġlde BüyükĢehir Belediyesi ve Yirmi Yedi Ġlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanuna istinaden tüzel kiĢiliği sona eren mahallî idareler ve bunlara bağlı kuruluĢlar ile
mahallî idare birliklerinin; büyükĢehir belediyesine ve büyükĢehir ilçe belediyesine dönüĢen belediyelerin ve bağlı
kuruluĢlarının, birleĢme/dönüĢme/katılma veya devir yoluyla ilçe belediyelerine, büyükĢehir belediyelerine ve/veya
bağlı kuruluĢlarına veya köye dönüĢen belediyelerin il özel idaresine geçen ve kamu kuruluĢları ile Ġller Bankası
Anonim ġirketi’ne olan kamu ve özel hukuka tabi borçlarının bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla iĢlemiĢ olan
ferîleri yerine YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile devrolan borcun asli unsurunun
toplamı herhangi bir faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî alacak uygulanmaksızın bu idarelerin genel
bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı Ġl Özel Ġdarelerine
ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesindeki esaslar
dâhilinde ve 6360 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası da dikkate alınmak suretiyle tahsil
edileceğinden, bu borçların 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında yapılandırılmaması gerekmektedir.
Ancak, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde, tüzel kiĢiliği sona eren mahallî idareler ve bunlara
bağlı kuruluĢlar ile mahallî idare birliklerinin; büyükĢehir belediyesine ve büyükĢehir ilçe belediyesine dönüĢen
belediyelerin ve bağlı kuruluĢlarının, birleĢme/dönüĢme/katılma veya devir yoluyla (a) bendinde belirtilen idarelere
devredilen borçları dıĢında kalan ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinde belirtilen diğer kamu idarelerine
devredilen ve kamu kuruluĢları ile Ġller Bankası Anonim ġirketi’ne olan kamu ve özel hukuka tabi borçları da (a)
bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde yeniden hesaplanarak ilgili kamu idaresinden tahsil edileceği düzenlenmiĢtir.
Buna göre, 6360 sayılı Kanun kapsamında kendisine borç devredilen ve 5779 sayılı Kanun kapsamında genel
bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden pay ayrılmayan kamu idarelerinin, devraldıkları ve 6552 sayılı Kanunun
73 üncü maddesi kapsamında olan bu borçları için bu maddeden yararlanmaları mümkün bulunmaktadır.
10. Madde hükümlerinden yalnızca kesinleĢmiĢ alacaklar için yararlanılması mümkün olduğundan, bu
alacakların takibiyle ilgili olarak dava açmamaları, açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına baĢvurmamaları
gereken borçluların, madde hükümlerinden yararlanabilmeleri için baĢvuru süresinde, yazılı olarak bu iradelerini
belirtmeleri Ģarttır.
Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairelerine verilecek ve dilekçelerin bu dairelere verildiği tarih,
yargı merciine verildiği tarih sayılacak ve tahsil dairelerince bu dilekçelerin bir örneği ilgili yargı merciine
gönderilecektir.
Maddeden yararlanmak için elektronik ortamda baĢvuruda bulunan borçluların, madde hükmünden
yararlanabilmeleri için ıslak imzalı dilekçelerini ilgili tahsil dairesine Tebliğin (I/B-1.) bölümünde belirtilen Ģekilde
göndermeleri Ģarttır.
Diğer taraftan, maddenin altıncı fıkrası hükmüne göre, madde hükümlerinden yararlanmak üzere baĢvuruda
bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak Kanunun yayımlandığı tarihten sonra
tebliğ edilen kararlar uyarınca iĢlem yapılmayacak ve bu kararlar ile hükmedilmiĢ yargılama giderleri ve vekâlet ücreti
bulunması halinde bunlar karĢılıklı olarak talep edilemeyecektir. 37
11. 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasının (ç) bendinde, “ç) Bu madde kapsamında
ödenmesi gereken tutarlar; il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlarca ikişer aylık dönemler hâlinde azami otuz altı eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu bent hükmüne göre
hesaplanacak katsayı yirmi dört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuz altı eşit taksit için (1,30) olarak
uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kiĢiliğini haiz
kuruluĢlara, madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarlarını genel taksit süresinden daha uzun sürede ikiĢer aylık
dönemler halinde azami 36 eĢit taksitte ödenmesi imkanı verilmiĢtir.
Bu kuruluĢların kendilerine verilen imkanı kullanarak ödeme yapmak istemeleri halinde, yapılandırılan
alacak tutarına; yirmidört eĢit taksit için (1,20), otuz eĢit taksit için (1,25) ve otuzaltı eĢit taksit için (1,30) katsayısı
uygulanacaktır. Katsayı uygulaması bu Tebliğin “I/B-3.2. Taksitle Ödeme ve Katsayı Uygulaması” bölümüne göre
yapılacaktır.
Diğer taraftan, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kiĢiliğini haiz
kuruluĢlar dıĢında kalan il özel idareleri ve belediyelere ait tüzel kiĢiler maddenin dokuzuncu fıkrasının (ç) bendinin
tanıdığı imkandan yararlanamayacaklardır.
12. 6552 sayılı Kanunun 81 inci maddesi ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununa eklenen geçici 60 ıncı maddenin onaltıncı fıkrasında, “(16)…, bu madde ile bu maddeyi
ihdas eden Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye
Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan
spor kulüplerince ikişer aylık dönemler hâlinde azami kırk iki eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu bent hükmüne
göre hesaplanacak katsayı yirmi dört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuz altı eşit taksit için (1,30) ve
kırk iki eşit taksit için (1,35) olarak uygulanır.” hükmüne yer verilmiĢtir.
Bu hükme göre, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına
tescil edilmiĢ olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerine, madde kapsamında yapılandırılan
alacak tutarlarını ikiĢer aylık dönemler halinde azami 42 eĢit taksitte ödeme imkanı tanınmıĢtır. Spor kulüplerinin bu
imkandan yararlanabilmeleri için baĢvuru sırasında Gençlik ve Spor Bakanlığına ya da Türkiye Futbol Federasyonuna
veya özerk spor federasyonlarına tescil edilmiĢ spor kulübü olduklarını belirten belgeyi ibraz etmeleri gerekmektedir.
Bu kulüplerin dernek veya Ģirket Ģeklinde örgütlenmiĢ olması madde ile verilen imkandan yararlanmalarına
engel teĢkil etmemektedir. Spor kulüplerinden aranılan amme alacaklarıyla ilgili olarak ikincil sorumluluğu bulunan
kiĢiler de bu hükümden yararlanabilecektir.
Madde hükmüne göre, bu kulüplerin kendilerine verilen imkanı kullanarak ödeme yapmak istemeleri halinde,
yapılandırılan alacak tutarına; yirmidört eĢit taksit için (1,20), otuz eĢit taksit için (1,25), otuzaltı eĢit taksit için (1,30)
ve kırkiki eĢit taksit için (1,35) katsayısı uygulanacaktır. Katsayı uygulaması bu Tebliğin “I/B-3.2. Taksitle Ödeme ve
Katsayı Uygulaması” bölümüne göre yapılacaktır.
13. Maddenin on üçüncü fıkrasının (b) bendine göre, maddeden yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara,
Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi herhangi bir fer’i alacak
tatbik edilmeyecektir.
14. 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin onbeĢinci fıkrası gereğince, madde kapsamına giren alacaklara
karĢılık;
– Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiĢ olan tutarlar,
– Madde kapsamında tahsil edilen tutarlar,
– Maddenin onüçüncü fıkrasının (a) bendi kapsamında maddeden yararlanmak istenen ve 6183 sayılı Kanun
veya diğer kanunlar uyarınca yapılan tecile iliĢkin olarak tahsil edilen faizler,
red ve iade edilmeyecektir.
15. Borçlu tarafından madde kapsamında yapılan ödemelerin kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılması
durumunda, borç kredi kartı ile ödeme iĢleminin gerçekleĢtiği anda ödenmiĢ olacağından, bu Ģekilde yapılmıĢ olan
ödemeler yönünden de varsa ödenen alacaklara iliĢkin tatbik edilmiĢ hacizler ödeme nispetinde kaldırılacak ve alınmıĢ
teminatlar iade edilecektir.38
Kredi kartıyla son taksiti de içerecek Ģekilde ödeme yapılması halinde;
– Kredi kartıyla yapılan ödemelerin iliĢkin olduğu motorlu taĢıtların satıĢ ve devrine ait iliĢik kesme belgesi
verilebileceği,
– Kredi kartı ile yapılan ödeme tarihinden itibaren maddenin yedinci fıkrasında yer alan taksit ödeme
süresince beyan üzerine tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenme Ģartı aranılmayacağı,
tabiidir.
16. 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce, vergi mevzuatında yer alan düzenlemeler nedeniyle
mahsuben iade talebi bulunan mükellefler diledikleri takdirde mahsup talep ettikleri borçları için madde
hükümlerinden yararlanabilecektir. Bu takdirde, mahsuben iade talebinden vazgeçtiklerini bağlı bulundukları vergi
dairesine, birden fazla vergi dairesine mahsup talepli borçları olması halinde, her birine ayrı ayrı maddeden
yararlanmak için belirlenen baĢvuru süresi içerisinde ekte bir örneği yer alan (EK:4) dilekçeyle bildirmeleri
gerekmektedir.
Mükellefin kendi borcu dıĢında, ilgili mevzuat uyarınca üçüncü Ģahısların borçlarına mahsup talebi olması
halinde ise mahsup talebinden vazgeçebilmesi için borcuna mahsup istenen üçüncü Ģahsın da bu konuya yönelik irade
beyanı aranılacaktır. Bu takdirde, mükellefin üçüncü Ģahıs lehine yaptığı mahsup talebi hükümsüz kalacaktır. Lehine
mahsup talep edilen üçüncü Ģahsın ise mükellefin irade beyanı olmadan yapılandırılan borçlarına mahsubunu talep
edebileceği tabiidir.
Bununla birlikte, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu iade alacaklarını madde
kapsamındaki taksitlerine maddenin on ikinci fıkrasına göre veya madde kapsamında yapılandırılmayan vergi
borçlarına ilgili mevzuat uyarınca mahsubunu talep etmeleri mümkündür. Bu durumda, mahsuba esas alınacak tarih,
Kanunun yayımlandığı tarihten sonra yaptıkları baĢvuru esas alınarak belirlenecektir.
Diğer taraftan, katma değer vergisi iade alacağının vergi borcuna mahsubunu talep eden ve vergi borcunu
madde hükmüne göre ödemek üzere bu mahsup talebinden vazgeçen mükelleflere anılan alacaklarının, mahsubundan
vazgeçilen borcun söz konusu madde kapsamında yapılandırılmasından sonra hesaplanan taksit tutarları toplamını aĢan
kısmı ilgili mevzuat hükümlerine göre ve 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi de göz önünde bulundurularak nakden
iade edilebilecektir.
17. Madde kapsamında borçları yapılandırılan mükellefler tarafından, borcu olup olmadığına dair yazı
istenilmesi halinde taksitlendirme ihlal edilmediği sürece bu borçları için vadesi geçmiĢ borcun bulunmadığına dair
yazı verilecektir.
18. 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin beĢinci fıkrası uyarınca madde kapsamında ödenecek olan
motorlu taĢıtlar vergisi ile bu vergiye bağlı kesilen vergi cezaları ve bunlara bağlı fer’i amme alacakları yerine
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YĠ-ÜFE aylık değiĢim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taĢıt
için, madde hükümlerinin ihlal edilmemiĢ olması koĢuluyla 197 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü
uygulanmadan, taksit ödeme süresi sonuna kadar taĢıtlarının fenni muayenelerini yaptırmalarına ve uçuĢa elveriĢli
belgelerini almalarına imkan verilecektir.
Ancak, taĢıtın satıĢ ve devri halinde taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi Ģartının aranılacağı tabiidir.
19. Maddenin on üçüncü fıkrasının (c) bendinde, maddeye göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak tatbik
edilen hacizlerin yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden teminatların iade edileceği hükme
bağlanmıĢtır.
Buna göre, madde kapsamındaki borçlarını ödemek üzere baĢvuran ve borçlarına karĢılık ödemede bulunan
mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği
malların amme alacağını karĢılayacak değerde olması halinde, ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.
Bu hüküm çerçevesinde, borçları madde hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin teminat değiĢikliği
talepleri de değerlendirilebilecektir.
20. Maddenin yedinci fıkrası hükmü gereğince, madde hükümlerinden yararlanan il özel idareleri, belediyeler
ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kiĢiliğini haiz kuruluĢlar hakkında maddenin bu fıkra hükmü
uygulanmayacaktır. Buna göre, anılan kuruluĢların yapılandırılan borçlarının ödeme süresince beyanları üzerine
tahakkuk eden vergilerini vadesinde ödememeleri yapılandırmanın ihlaline sebebiyet vermeyecektir. 39
21. Madde hükümlerinden yararlanmak için açılmıĢ davalardan vazgeçilmesi Ģart olduğundan, borçlular
tarafından maddeden yararlanmak için yapılan baĢvurular üzerine tahsilat iĢlemlerinden dolayı açılmıĢ davalar sulh
yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek
tebliğ edilen ödeme emrine karĢı açılmıĢ olan davalara konu alacaklar için madde hükmünden yararlanmak üzere
baĢvuruda bulunulması halinde, ödeme emrine karĢı açılmıĢ davalardan da vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58
inci maddesi gereğince %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.
22. 6552 Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında yapılandırılan alacaklara iliĢkin zamanaĢımı süreleri,
Kanunun geçici 2 nci maddesinin beĢinci fıkrası gereğince taksit ödeme süresince iĢlemeyeceğinden, zamanaĢımı
sürelerinin bu hüküm dikkate alınarak tayin edilmesi gerekmektedir.
23. Madde hükümlerinden yararlanmak üzere baĢvuruda bulunmayan ya da borçları madde kapsamına
girmeyen mükelleflerden aranılan amme alacaklarının takip ve tahsiline devam edilecektir.
II- KANUNUN 74 ÜNCÜ MADDESĠNE ĠLĠġKĠN AÇIKLAMALAR
A- KAYITLARDA YER ALDIĞI HALDE ĠġLETMEDE MEVCUT OLMAYAN KASA MEVCUDU
VE ORTAKLARDAN ALACAKLARIN BEYANI
6552 sayılı Kanunun 11/9/2014 tarihinde yürürlüğe giren 74 üncü maddesi hükmü ile bilanço esasına göre
defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle
birlikte iĢletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile iĢletmenin esas faaliyet konusu dıĢındaki iĢlemleri dolayısıyla
(ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu
bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar
vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltmeleri ve böylece kayıtlarını fiili duruma uygun hale
getirmeleri imkanı verilmiĢtir.
1. Kapsam
Bu hüküm, sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır.
2. Bilanço Düzenleme ve Beyan
Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri
bilançolarında görülmekle birlikte iĢletmelerinde bulunmayan
– Kasa mevcutlarını,
-ĠĢletmenin esas faaliyet konusu dıĢındaki iĢlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya
çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını
6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın son günü olan 31/12/2014 tarihine (bu tarih dahil) kadar
vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebileceklerdir. (Ek:5)
Kanunun 74 üncü maddesi hükmü uyarınca verilmesi gereken ve elektronik ortamda gönderilebilen
beyannamenin, kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda olan mükellefler tarafından
340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik
ortamda gönderilmesi zorunludur. Elektronik ortamda beyanname ve bildirim verme zorunluluğu bulunmayanlarca,
söz konusu beyan kurumlar vergisi mükellefiyeti yönünden bağlı olunan vergi dairelerine kağıt ortamında
yapılabilecektir.
ĠĢletmenin esas faaliyet konusu dıĢındaki iĢlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya
çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak
tutarlarının belirlenmesinde, tek düzen hesap planında yer alan “131. Ortaklardan Alacaklar” ve “231. Ortaklardan
Alacaklar” toplamından “331. Ortaklara Borçlar” ve “431. Ortaklara Borçlar” toplamının çıkarılması sonucunda kalan
net tutar dikkate alınacaktır.
Söz konusu beyan sonucunda aĢağıdaki esaslara göre kayıtlar düzeltilebilecektir.
3. Vergisel Yükümlülükler ve Muhasebe Kayıtları
Bilançolarında görülmekle birlikte iĢletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar
tutarlarını düzeltmek için beyanda bulunan mükellefler, beyan edilen tutarlar üzerinden % 3 oranında vergi
hesaplayacak ve hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi içinde ödeyeceklerdir.40
Söz konusu tutarların beyanı üzerine, defter kayıtlarının düzeltilmesi gerekeceği tabiidir.
Örnek 1- (A) Anonim ġirketinin, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenlediği bilançosunda kasa hesabında
300.000 TL görülmekle birlikte fiilen kasada bulunmayan tutar 290.000 TL’dir. ġirketin dönem içindeki faaliyetleri
sonucunda, beyan tarihi olan 24/10/2014 tarihi itibarıyla kasa hesabının mevcudu 400.000 TL olarak görülmektedir.
Anılan mükellef, her ne kadar beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 400.000 TL olsa da, 31/12/2013 tarihli
bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih itibarıyla var olan kasa mevcudu içinde fiilen kasada bulunmayan tutarları
esas alacak, bu tutarın 290.000 TL olması nedeniyle, bu tutarı beyan edecek ve beyan edilen tutar üzerinden
hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi sonuna (31/12/2014 tarihine) kadar ödeyecektir.
Bu çerçevede;
Beyan tutarı : 290.000 TL
Hesaplanan vergi : (290.000 x %3=) 8.700 TL
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düĢülmesi:
___________________________24/10/2014__________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 290.000 TL
ZARARLAR
(6552 sayılı Kanunun 74. maddesi)
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
100 KASA 290.000 TL
______________________________ / _______________________________
– Verginin hesaplanması:
___________________________24/10/2014__________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 8.700 TL
ZARARLAR
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
360 ÖDENECEK VERGĠ VE FONLAR 8.700 TL
_____________________________ / ________________________________
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım
hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
___________________________24/10/2014__________________________
950 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 298.700 TL
GĠDERLER
951 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 298.700 TL
GĠDERLER ALACAKLI HESABI
_____________________________ / ________________________________
Örnek 2- (K) Anonim ġirketinin, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenlediği bilançosunda kasa hesabında
400.000 TL görülmekte olup, dönem içindeki faaliyetleri sonucunda, beyan tarihi olan 28/10/2014 tarihi itibarıyla kasa
mevcudu 220.000 TL’dir.
Anılan mükellef, her ne kadar, 31/12/2013 tarihli bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih itibarıyla var olan
kasa mevcudu 400.000 TL olsa da, beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 220.000 TL olduğundan, fiilen kasada
bulunmayan kısım esas alınmak suretiyle en fazla bu tutar (220.000 TL) kadar beyanda bulunabilecektir.41
Bu tutarın 200.000 TL’lik kısmının kasada fiilen bulunmadığı varsayıldığında beyan edilecek tutar ve
üzerinden hesaplanacak vergi aĢağıdaki gibi olacaktır.
Beyan tutarı : 200.000 TL
Hesaplanan vergi : (200.000 x %3=) 6.000 TL
Beyanla ilgili muhasebe kayıtları da aĢağıdaki Ģekilde olacaktır.
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düĢülmesi:
___________________________28/10/2014__________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 200.000 TL
ZARARLAR
(6552 sayılı Kanunun 74. maddesi)
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

100 KASA 200.000 TL
_____________________________ / ________________________________
– Verginin hesaplanması:
___________________________28/10/2014__________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 6.000 TL
ZARARLAR
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
360 ÖDENECEK VERGĠ VE FONLAR 6.000 TL
_____________________________ / ________________________________
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım
hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
___________________________28/10/2014__________________________
950 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 206.000 TL
GĠDERLER
951 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 206.000 TL
GĠDERLER ALACAKLI HESABI
_____________________________ / ________________________________
Örnek 3- (C) Anonim ġirketinin, 31/12/2013 tarihli bilançosunda ortaklardan alacak ve ortaklara borç
tutarları, bilanço hesapları itibarıyla aĢağıdaki gibi olup, beyan tarihi olan 21/10/2014 tarihi itibarıyla bu tutarların
değiĢmediği varsayılmıĢtır.
– 131. Ortaklardan Alacaklar hesabı 300.000 TL
– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı 150.000 TL
– 331. Ortaklara Borçlar hesabı (170.000) TL
– 431. Ortaklara Borçlar hesabı (120.000) TL
Bu çerçevede;
Beyan tutarı : [(300.000 + 150.000) – (170.000 + 120.000)] = 160.000 TL
Hesaplanan vergi : (160.000 x %3=) 4.800 TL
olacaktır.
Anılan mükellef, söz konusu tutarı beyan edecek ve beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi
beyanname verme süresinde ödeyecektir.
Beyanla ilgili muhasebe kayıtları aĢağıdaki Ģekilde olacaktır.42
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan ortaklardan alacakların düĢülmesi:
___________________________21/10/2014__________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 160.000 TL
ZARARLAR
(6552 sayılı Kanunun 74. maddesi)
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 130.000 TL
231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 30.000 TL
_____________________________ / ________________________________
– Verginin hesaplanması:
___________________________21/10/2014__________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 4.800 TL
ZARARLAR
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
360 ÖDENECEK VERGĠ VE FONLAR 4.800 TL
_____________________________ / ________________________________
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan ortaklardan alacaklardan kaynaklanan giderlerin
nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
___________________________21/10/2014__________________________
950 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 164.800 TL
GĠDERLER
951 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 164.800 TL
GĠDERLER ALACAKLI HESABI
_____________________________ / ________________________________
Örnek 4- (Y) Limited ġirketinin, 31/12/2013 tarihli bilançosunda ortaklardan alacak ve borç tutarları bilanço
hesapları itibarıyla aĢağıdaki gibidir.
– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı 400.000 TL
– 431. Ortaklara Borçlar hesabı (160.000) TL
Beyan tarihi itibarıyla ise ortaklardan alacak ve borç tutarları Ģu Ģekildedir.
– 131. Ortaklardan Alacaklar hesabı 100.000 TL
– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı 360.000 TL
– 331. Ortaklara Borçlar hesabı (200.000) TL
Bu çerçevede, beyan tarihi itibarıyla ortaklardan (net) alacak tutarı;
[(100.000 + 360.000) – (200.000) = ] 260.000 TL olsa da
31/12/2013 tarihi itibarıyla ortaklardan (net) alacak tutarı;
(400.000 – 160.000 = ) 240.000 TL’dir.
Buna göre;
Beyan tutarı : (400.000 – 160.000 = ) 240.000 TL
Hesaplanan vergi : (240.000 x %3 = ) 7.200 TL
olacaktır.
Anılan mükellef, söz konusu tutarı beyan edecek ve beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi
beyanname verme süresinde ödeyecektir.43
Öte yandan, (Y) Limited ġirketinin 31/12/2013 tarihli bilançosunda yer alan “231. Ortaklardan Alacaklar”
hesabının 100.000 TL’lik kısmı dönemsellik ilkesi uyarınca “131.Ortaklardan Alacaklar” hesabına aktarılmıĢtır.
Beyanla ilgili muhasebe kayıtları aĢağıdaki Ģekilde olacaktır.
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan ortaklardan alacakların düĢülmesi:
_____________________________ / ________________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 240.000 TL
ZARARLAR
(6552 sayılı Kanunun 74. maddesi)
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 100.000 TL
231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 140.000 TL
_____________________________ / ________________________________
– Verginin hesaplanması:
_____________________________ / ________________________________
689 DĠĞER OLAĞANDIġI GĠDER VE 7.200 TL
ZARARLAR
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
360 ÖDENECEK VERGĠ VE FONLAR 7.200 TL
_____________________________ / ________________________________
– Bilançoda görülmekle birlikte iĢletmede bulunmayan ortaklardan alacaklardan kaynaklanan giderlerin
nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
_____________________________ / ________________________________
950 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 247.200 TL
GĠDERLER
951 KANUNEN KABUL EDĠLMEYEN 247.200 TL
GĠDERLER ALACAKLI HESABI
_____________________________ / ________________________________
Öte yandan, mükelleflerce kâr dağıtımı yapılması halinde, ticari bilanço açısından dağıtılabilir ticari kâr
tutarı, 6552 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi kapsamında beyan edilen ve “689 Diğer OlağandıĢı Gider ve Zararlar”
hesabı altında muhasebeleĢtirilen tutarlar dikkate alınmaksızın tespit olunacaktır.
4. Esas Alınacak Bilanço
Kasa ve ortaklardan net alacaklar hesabına iliĢkin olarak beyanda bulunacak mükelleflerin, kurumlar vergisi
beyannamesi ekinde vermiĢ oldukları 31/12/2013 tarihli bilançolarını dikkate almaları gerekmektedir.
Özel hesap dönemi kullanan mükellefler ise 2013 yılı içerisinde sona eren hesap dönemlerine iliĢkin olarak
vermiĢ oldukları kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançolarını esas alacaklardır.
Dolayısıyla, mükelleflerin kanuni süresinden sonra verdikleri düzeltme beyannamelerinin ekinde yer alan
bilançoları dikkate alınmayacaktır.
5. Diğer Hususlar
5.1. 6552 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden
mahsup edilmeyecektir.
5.2. Bu kapsamda beyan edilen tutarlar ile ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider
olarak kabul edilmeyecektir.44
5.3. Kurumlar vergisi mükelleflerince 6552 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi hükmü uyarınca, yapılan
beyanla ilgili olarak, söz konusu tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kar dağıtımına bağlı vergi
kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacaktır.
5.4. 6552 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi hükmü kapsamında beyanda bulunan kurumlar vergisi
mükelleflerinin bu beyanları nedeniyle 2014 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde
beyanname verme süresi içinde gerekli düzeltme iĢlemlerinin yapılması mümkün bulunmaktadır.
Bu çerçevede, hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan kurumlar vergisi mükelleflerinin anılan madde
kapsamında yapacakları beyanları nedeniyle, ilgili dönem matrahlarında bir düzeltme ihtiyacı doğması halinde, 2014
hesap döneminin beyan tarihi itibarıyla sona ermiĢ bulunan geçici vergilendirme dönemlerine ait geçici vergi
beyanlarını 31/12/2014 tarihine (bu tarih dahil) kadar düzeltebilmeleri mümkün bulunmaktadır. Özel hesap dönemi
kullanan mükelleflerin ise anılan madde kapsamında yapacakları beyanları nedeniyle düzeltme gerekmesi halinde, cari
hesap döneminin beyan tarihi itibarıyla sona ermiĢ bulunan geçici vergi beyanlarını aynı tarihe kadar düzeltebilmeleri
mümkündür.
Bu kapsama giren düzeltme iĢlemleri nedeniyle vergi dairelerince yapılacak e

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ – 2013

1 Ocak 2013  SALI 

Resmî Gazete

Sayı : 28515 

TEBLİĞ

Maliye Bakanlığından:

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 69)

492 sayılı Harçlar Kanununun1 5281 sayılı Kanun2 ile değiştirilen mükerrer 138 inci maddesinde,

“…

Her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan maktu harçlar (Maktu ve nispî harçların asgarî ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil), o yıl için tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılır.

Bu suretle hesaplanan harç tutarının 10 Yeni Kuruşa kadarki kesirleri, nazara alınmaz.

… Bakanlar Kurulu, bu Kanuna bağlı tarifelerde yer alan maktu harçları veya bu harçların yeniden değerleme oranı uygulamak suretiyle belirlenmiş olan tutarları (maktu ve nispi harçların asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil) ile nispi harçları, tarifeler yahut tarifelerin ilgili fıkra ve bentleri itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere; maktu harçlarda yirmi katına, nispi haçlarda ise bir katına kadar artırmaya, uygulanmakta maktu harçları yarısına, nispi harçları ise Kanunla belirlenen oranların onda birine kadar indirmeye, bu had ve miktarlar arasında yeni had, miktar ve nispetler tespit etmeye yetkilidir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Bakanlığımızca 2013 yılı için yeniden değerleme oranı % 7,80 (yedi virgül seksen) olarak tespit edilmiş ve (419) Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği3 ile ilan edilmiş bulunmaktadır.

24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/1/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarifelerde yer alan ve 2012 yılında uygulanan maktu ve nispi harçlar ( (4) sayılı tarifenin “I-Tapu İşlemleri” başlıklı bölümünün 20 numaralı fıkrasında sayılan tapu işlemleri hariç olmak üzere) yeniden değerleme oranı dahil olmak üzere (maktu ve nispî harçların asgarî ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil), %15 oranında artırılmıştır. Artırılan bu tutarlar 1/1/2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere tebliğ ekindeki tarifelerde gösterilmiştir.

Ekli 2, 5 ve 7 sayılı tarifelerin bazı pozisyonlarında beher rüsum tonilatosundan gibi birim değer üzerinden alınacak maktu harç tutarları yer almaktadır. Sözü edilen maktu harç tutarlarının, birim değerler toplamına tatbiki sonucu bulunacak olan ve asgari ve azami hadler arasında kalan harcın 10 Kuruşa kadarki kesirleri de tahsil edilmeyecektir.

Tebliğ olunur.

 

 

——————————

1 17/7/1964 tarihli ve 11756 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

2 31/12/2004 tarihli ve 25687 üçüncü Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

3 10/11/2012 tarihli ve 28463 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

 

 

Tarifeler için tıklayınız.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/01/20130101-4-1.xls

 

EME EMRİNİN TEBLİĞİ / USULSÜZ TEBLİGAT / TEBLİĞİN ÖĞRENİLMESİ

T.C.
YARGITAY
Altıncı Hukuk Dairesi
E: 2006/1373
K: 2006/3510
T: 06.04.2006
ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞİ
USULSÜZ TEBLİGAT
TEBLİĞİN ÖĞRENİLMESİ
ÖZET: Ödeme emrinin tebliği usulsüz olsa bile, dava di­lekçesi yöntemine uygun’ olarak tebliğ edilmiş ise, davalı borçlu ödeme emrinin tebliğini dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte öğrenmiş sayılır. Bu takdirde borçlunun öde­me emrinin tebliği tarihini düzelttirmesi ve takibe karşı iti­razda bulunması gerekir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz.
6570 s. GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN [Madde 7]
İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar davacı tarafından süresi için­de temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşü­lüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itira­zının bulunmaması üzerine davacı icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davalıya ödeme emri tebligatının usulüne uygun teb­liğ edilmediğinden bahisle istemin reddine karar verilmiş karar davacı ala­caklı tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 29.08.2005 başlangıç ta­rihli süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunma­maktadır. Bu sözleşmeye dayanarak kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak takip yapılmasında ve dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamak­tadır.
Davacı alacaklı tarafından davalıyı borçlu hakkında tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi üzerine düzenlenen ödeme emrinin tebliği usulsüz ise de dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 30.11.2005 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun öde­me emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şi­kayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de iti­razda bulunmadığından 07.09.2005 tarihinde yapılan ödeme emri tebligatı kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü ken­diliğinden nazara alamaz. YHGK. 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Kesin­leşen takip üzerine yasal sürede ödemede bulunmadığından borçlunun te­merrüdü de gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekir­ken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz har­cının temyiz edene iadesine 06.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY C. BAŞSAVCILIĞINCA TEBLİĞNAME DÜZENLENMESİ VE TARAFLARA TEBLİĞİ

T.C.

YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E:2006/5-MD-98
K:2006/110
T:4.4.2006
YARGITAY C. BAŞSAVCILIĞINCA TEBLİĞNAME DÜZENLENMESİ VE TARAFLARA TEBLİĞİ
1412 s. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (1) [Madde 316]
Sanık hakkında görevi kötüye kullanmak ve rüşvet almak suçlarından açılan kamu davalarında; Yargıtay 5. Ceza Dairesince, bir kısım suçlardan dolayı beraet, bir kısım suçların da görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçuna dönüştüğünün kabulüyle, TCK.nun 240/2-son, 59/2, 240/1, 80, 59/2, 71 ve 72. maddeleri uyarınca sonuçta onaltı ay yirmi gün hapis, yediyüzdoksanüç Türk Lirası adli para cezası ve beş ay oniki gün süre ile memuriyetten geçici olarak yoksun kılınma cezası ile cezalandırılmasına ve cezalarının 647 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin 03.02.2006 gün ve 4-1 sayılı hüküm, sanık müdafinin temyizi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığının;17.3.2006 gün ve 207264 sayılı üst yazısı ile temyiz incelemesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya; Yargıtay Ceza Genel Kurulunda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanık hakkında, görevi kötüye kullanmak ve rüşvet almak suçlarından açılan kamu davasında, Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 03.02.2006 gün ve 4-1 sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş olup, dosya Yargıtay C.Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmeksizin 17.3.2006 gün ve 207264 sayılı üst yazı ile temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmiştir.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.11.2004 gün ve 188/212 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, birinci derece mahkemesi sıfatıyla davayı sonuca bağlayan Yargıtay 5.Ceza Dairesi hükmünün temyiz yasa yoluyla Ceza Genel Kurulunda incelenebilmesi öncesinde, Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından tebliğname düzenlenmesi ve CMUK.nun 316/3. maddesince bu tebliğnamenin taraflara tebliği zorunlu bulunduğundan, bu eksikliğin giderilmesi için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz davası nedeniyle tebliğname düzenleyerek kamu adına iddia ve görüş bildirmesi bakımından dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 04.04.2006 günü oybirliği ile karar verildi.