Etiket arşivi: TOPLU

Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları • İŞÇİYE YOL GİDERİ VE ARAZİ TAZMİNATI ÖDENMESİ, TOPLU İŞ SÖZ.

YARGITAY 22. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/37382
KARAR: 2014/1022

Davacı, arazi tazminatı, yol ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, davalıya ait fidanlık işyerinde çalıştığı dönem ile ilgili ödenmeyen yol gideri ile arazi tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, arazi tazminatı isteminin reddine, yol ücreti alacağının kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davalı temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Uyuşmazlık toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yol gideri alacağının hesaplama yöntemi noktasında toplanmaktadır.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yol gideri hesaplanırken …Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığının yazısında bildirilen yolcu ücreti esas alınmıştır.

Ancak dosya içerisinde bulunan toplu iş sözleşmesi hükmüne göre servis aracı olmayan işyerlerinde Belediye rayici üzerinden yol gideri verileceği düzenlenmiştir. Bu durumda belediye rayici tespit edilerek yol gideri alacağının hesaplanması gerekir.

Eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — 22 Ara 2014, 11:44


taciz suçundan toplu taşıma araçlarına binme yasağı cezası seyahat özgürlüğüne aykırı

Yargıtay: “Tacizcinin seyahat özgürlüğü kısıtlanamaz”

Yargıtay2Yargıtay 14. Ceza Dairesi, sanığın, otobüste taciz suçundan aldığı 10 aylık hapis cezasını, 10 ay toplu taşıma araçlarına binme yasağına çeviren yerel mahkeme kararını bozdu.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre; “İzmir’de belediye otobüsüne binen H. K. hakkında, önündeki bir kadını taciz ettiği gerekçesiyle dava açıldı. İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesi, sanığı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) cinsel taciz suçunu düzenleyen 105. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın eylemi belediye otobüsünde gerçekleştirdiğinden, hapis cezasını, TCK’nın “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50. maddesi uyarınca toplu taşıma araçlarına binme yasağına çevirdi.

Böylece sanığın, 10 ay süreyle şehiriçi ve şehirlerarası özel ve kamu kurumlarınca hizmete tahsis edilmiş, uçak, tren, metro, otobüs, metrobüs, dolmuş ve benzeri toplu taşıma araçlarına binmesi yasaklandı.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin gündemine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Daire kararında, “TCK’nın 50/1-d maddesi uyarınca, kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama süresinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklamaya çevrilebileceği” anlatıldı.

“Hapis cezası, seçenek yaptırıma çevrilirken, kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa aykırı olmayan, tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir seçenek yaptırıma hükmedilmesi gerektiği belirtilen kararda, kanuni, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan, sanığın kişiliğini ve suçun işlenmesindeki özellikleri değerlendirmeden ve seyahat özgürlüğünü engelleyecek şekilde, sanığa kanunda öngörülmeyen yükümlülük getirmek suretiyle hüküm kurulmasında isabet görülmediği” ifade edildi.

Anayasanın 23. maddesine göre, herkesin yerleşim ve seyahat özgürlüğüne sahip olduğu, bu özgürlüğün suç soruşturması ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlemesini önlemek amaçlarıyla sınırlanabileceği anlatılan kararda, suç ile hapis cezasının çevrildiği seçenek yaptırımlardan gidilmesi yasaklanan yer veya yapılması yasaklanan faaliyet arasında bir bağlantı ve ilgi bulunması gerektiği kaydedildi.

Kararda, “Sanığın, binmesi yasaklanan araçların, suç işlemesinde, suça yönelmede, çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da yeniden suç işlenmesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerlerden olmaması ve yaptırımın Anayasa’da yer alan seyahat özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte bulunması nedeniyle kararın kanuna aykırı olduğu gözetilmelidir” ifadeleri yer aldı.

” Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı – 18.10.2013

Yargıtay: “Tacizcinin seyahat özgürlüğü kısıtlanamaz”

TOPLU SİLAH KAÇAKCILIĞI SUÇU

T.C.
YARGITAY
Sekizinci Ceza Dairesi
E:2006/1235
K:2006/3614
T:25.4.2006
TOPLU SİLAH KAÇAKCILIĞI SUÇU
6136 s. ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKK… [Madde 12]
Toplu silah kaçakçılığı suçundan sanıklar S.G., R.G.’in bozma üzerine yapılan yargılamaları sonunda; hükümlülüklerine ve zoralıma dair ( MERSİN ) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 29.11.2005 gün ve 170 esas, 381 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca CMUK.nun 318. maddesi gereğince sanıklar müdafii tarafından duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı C.Başsavcılığının 22.2.2006 günlü bozma istekli tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş ve duruşma günü tayin edilerek sanıklar ve müdafiileri adına tebligat çıkarılmıştır. Yapılan tebligata rağmen duruşmaya gelmeyen ve müdafii ile temsil edilmeyen sanık R.G.hakkındaki incelemenin duruşmasız, diğer sanık Selim Geçit hakkındaki incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilip incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluşa, dosya kapsamına göre sanık S.G.hakkında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre suçun kanıtlanmasına ilişkin yerinde görülmeyen itirazların reddine; Ancak,
1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK.nun 2. maddesinin 1. fıkrasının ( k ) bendinde, toplu suçun aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç şeklinde tanımlanmış bulunması karşısında, 5237 sayılı TCY.nın 7/2. madde ve fıkrasına göre, sanıklar S.G.ve R.G.’in kanıtlanan eylemlerinde suçu toplu olarak işledikleri kabul edilemeyeceğinden, eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında düzenlenen suçu oluşturacağının ve 5237 sayılı Yasanın lehe hükümlerinin gözetilmesi zorunluluğu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanıklar R. G. ve S. G. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA , 25.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE : Sanık R.G.’in, Silopi’den temin ederek Mersin’de sanık S.G.’e ait ancak kendisinin kullandığı evde bulundurduğu silahlardan bir tanesinin şarjöründe kardeşi sanık S.’in parmak izine rastlanması dışında mahkumiyeti için hiçbir kanıt bulunmadığı, sanığın savunması ile diğer sanığın aksine beyanları karşısında beraatinin isabetli olduğu, toplu silah ticareti olmadığı görüşü ile çoğunluk düşüncesine katılmıyorum.