Etiket arşivi: UZMAN

UZMAN GÖRÜŞÜNÜN MAHKEME TARAFINDAN DİKKATE ALINMASI GEREKTİĞİ

 

“HMK                                                                                                                                                                                                                                                                              
Uzman Görüşü
MADDE 293- (1) Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Sadece bu nedenle ayrıca süre istenemez.
(2) Hâkim, talep üzerine veya resen, kendisinden rapor alınan uzman kişinin davet edilerek dinlenilmesine karar verebilir. Uzman kişinin çağrıldığı duruşmada hâkim ve taraflar gerekli soruları sorabilir.
(3) Uzman kişi çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gelmezse, hazırlamış olduğu rapor mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmaz.

T.C
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2015/5127
KARAR NO.2016/4635
KARAR TARİHİ.10.11.2016
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

>HMK YARGILAMASINDA ” UZMAN GÖRÜŞÜ-ÖZEL BİLİR KİŞİ RAPORU” MAHKEME ÖZELLİKLE ÖZEL VE TEKNİK BİLGİYİ GEREKTİREN KONULARDA, TARAFIN SUNDUĞU” UZMAN GÖRÜŞÜ”NÜN DAVA KONUSUYLA İLGİLİ OLMASI HALİNDE MUTLAKA DİKKATE ALMAK VE DEĞERLENDİRMEK ZORUNDADIR.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle doğan alacağın tahsili talebinden ibarettir.

Davacı şirket iş sahibi, davalı şirket yüklenicidir. Davacı şirket vekili, davacı şirkete ait binanın inşâsı ile ilgili davalı yüklenici şirket ile 04.02.2009 ve 21.05.2009 tarihli iki ayrı sözleşme imzalandığını ve sözleşmeler çerçevesinde imalâtların yapıldığını imalâtların eksik olması nedeniyle tarafların 05.03.2010 tarihli tasfiye protokolü düzenlediklerini ve yapı kullanım belgesi alınmasından sonra bodrum katta su yalıtım hatası olmasından dolayı rutubetlenmeler olduğunu ve bu durumun arttığını, bunun üzerine davalı yükleniciye başvurduklarını ve bu başvurunun sonuçsuz kalması üzerine ..’nin 2013/121 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiğini ve bu rapora itiraz edildiğini, davacı müvekkilinin gerekli imalâtları dava dışı ..’ne yaptırmak zorunda kaldıklarını ve iki fatura bedeli olan 50.150,00 TL’nin ve 580,00 TL tespit giderinin tahsilini istemiş,

davalı vekili; binadaki çatlakların binanın statik durumuna etki eden tasdikli proje haricindeki ağırlıklardan kaynaklandığını ve binanın üstüne konulan ağırlıkların ve titreşim yapan cihazların çatlamaya sebebiyet verdiğini ve kullanım hatası bulunduğunu ve sorumluluğun davacıda olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı yüklenici şirket tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sürecinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle; inşaat mühendisi bilirkişiden 23.03.2015 tarihli bilirkişi raporu alınmış, raporun taraflara tebliği üzerine davalı vekili bilirkişi raporuna esaslı itirazlarda bulunmuş, bu itirazlar ek rapor alınmak suretiyle değerlendirilmeden bilirkişi raporuna göre hüküm oluşturulmuştur. Alınan bilirkişi raporuna davalı vekili esaslı itirazlarda bulunmuş ve bu itirazlarına 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesi gereğince alınan uzman görüşünü dayanak olarak eklemiştir. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesinde düzenlenen uzman görüşü, tarafların uyuşmazlığın aydınlanabilmesi, anlaşılabilmesi ve iddia ve savunmaların ispatı içen kendisinin belirlediği özel ve teknik bilirkişiden bir konuda bilgi alması olarak düzenlenmiş olup, uygulamada özel bilirkişi adı da verilmektedir. Taraflar kendi menfaatlerini koruyabilmek ve alınan bilirkişi raporundan tatmin olmamaları halinde olayın tam olarak aydınlanmasını sağlamak ve doğru ve adil kararın verilmesi için uzman görüşü alıp mahkemeye ibraz edebilecektir. Mahkeme özellikle özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda, tarafın sunduğu uzman görüşünün dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate almak ve değerlendirmek zorundadır. Bu anlamda alınan bilirkişi raporuna, taraflardan biri, uzman görüşüne dayanmak suretiyle itiraz etmiş ve ve bu itirazlar mahkeme tarafından hiç değerlendirmeye alınmamış ve itirazlar gerekçeli bir şekilde karşılanmamış ise uzman görüşüne dayanan tarafın 6100 sayılı HMK’nın 27., Anayasa’nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkını ihlal etmiş olabilecektir.Dosyaya ibraz edilen uzman görüşünde bilirkişi raporu ile tespit edilen görüşlerinin aksine tespit ve görüşler ileri sürülmüş olup, bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içermektedir. Alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesi yerine yetersiz ve esaslı itiraza uğrayan rapora dayanılarak uzman görüşü karada gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak seçilecek aralarında statik ve izolasyon konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişinin de bulunduğu bilirkişiler kurulu aracılığıyla gerektiğinde yerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi heyetinden mahkemenin ve .. denetimine elverişli rapor alınarak davalı yüklenicinin yaptığı imalatlarda ayıp bulunup bulunmadığı belirlenmeli, ayıp var ise bunun kullanım hatasından olup olmadığı araştırılmalı,taraf iddia ve savunmaları üzerinde durularak alınacak rapora itiraz edilmesi halinde bu itirazları karşılayacak ek rapor alınmak suretiyle oluşacak kanaate göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

 

(ictihatlar.net, 23.01.17)

Paylaş

DANIŞTAY İDDKURULU E:2010/2397 K:2013/1123 UZMAN ÖĞRETMENLİĞE GEÇİŞ YASAL DÜZENLEMEYE TABİ OLUP BU KONUDA YARGI KARAR VEREMEZ

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No : 2010/2397

Karar No : 2013/1123

 

 

 

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : X Karşı Taraf (Davacı)__________________ : X

İ stemin Özeti__________________ : Danıştay İkinci Dairesinin 02/04/2010 günlü, E:2007/222, K:2010/1398 sayılı

kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : X

Düşünces i___________ : Temyize konu Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; Çorum İli, Merkez Cumhuriyet Lisesi'nde öğretmen olarak görev yapan ve kariyer basamaklarında yükselme sınavından yeterli puanı alan davacı tarafından, "İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri" alanında değerlendirilmesi sonucu uzman öğretmenlik sertifikası almaya hak kazanamamasınailişkin işlem ileÖğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselmeye İlişkin DeğerlendirmeKılavuzu'nun 1.14. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "alan bilgileri" ibaresinin iptali ve bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Danıştay İkinci Dairesi 02/04/2010 günlü, E:2007/222, K:2010/1398 sayılı kararıyla; Dairelerinin 05/06/2009 günlü, E:2006/3828, K:2009/2365sayılı kararıyla, dava konusu Kılavuz kuralı ile dayanağı olan ve 13/08/2005 günlü, 25905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliğinin, dayanağı 5204 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 1. maddesiyle, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesinin sonuna eklenen              hükmün,                          Anayasa          Mahkemesi'nin                  18/03/2009                  günlü,

 

1

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar    No : 2013/1123

 

27173sayılıResmiGazete'deyayımlanan21/05/2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması sebebiyle yasal dayanağı kalmadığı gerekçesiyle iptal edildiğinden, anılan maddede yer alan dava konusu ibare hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı; davacının, "İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri" alanında değerlendirilmesi sonucu uzman öğretmenlik sertifikası almaya hak kazanamamasınailişkin işlem yönünden ise alan itibarıyla, 30/09/2005 tarihinin esas alınacağına ilişkin Kılavuz hükmünün yasal dayanağının kalmadığı anlaşıldığından, davacı hakkında, 30/09/2005 tarihi itibarıyla alan değerlendirilmesi yapılmak ve bualan için belirlenen kontenjana giremediğindenbahisle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, davanın Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselmeye İlişkin DeğerlendirmeKılavuzu'nun 1.14. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "alan bilgileri" ibaresine ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına,davacınınuzman öğretmenlik sertifikası almaya hak kazanamamasına ilişkin işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davanın açıldığı 22/01/2007 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

 

Davalı idare, anılan kararın iptal ve kabule ilişkin kısmını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesine üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere yedi fıkra ekleyen 5204 sayılı Kanunun 1.maddesinin 1.fıkrasında;Öğretmenlik mesleğinin; adaylık döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılacağı, adaylık dönemini başarıyla tamamlayanların mesleğe öğretmen olarak atanacağı, 2.fıkrasında; kariyer basamaklarında yükselmede kıdem, eğitim (hizmet içi eğitim, lisansüstü eğitim), etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) puanları ile sınav sonuçlarının esas alınacağı, değerlendirmenin 100 tam puan üzerinden yapılacağı, değerlendirme puanının % 10'unu kıdem, % 20'sini eğitim, % 10'unu etkinlikler, % 10'unu sicil (iş başarımı) ve % 50'sini de sınav puanının oluşturacağı, 3.fıkrasında; kariyer basamaklarında yükseleceklerin değerlendirme puanlarına göre başarı sıralamasına alınacağı, değerlendirmeye alınmak için sınav tam puanının en az % 60'ını almış olmak şartının aranacağı, 4.fıkrasında; sınavın yılda bir defa olmak üzere ÖSYM'ce yapılacağı; 5.fıkrasında; alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans öğrenimini tamamlamış öğretmenlerden uzman öğretmenlik, doktora öğrenimini tamamlamış olan öğretmenlerden ise başöğretmenlik için sınav şartının aranmayacağı, bu durumda olan öğretmenlerin kıdem, hizmet içi eğitim, etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) ölçütlerine göre değerlendirileceği, 6.fıkrasında; öğretmenlik kariyer basamaklarında yükseleceklerin gireceği sınavın, sınava katılacaklarda aranacak en az çalışma süresinin, hizmet içi eğitim veya lisansüstü eğitim niteliklerinin, her bir

 

2

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar    No : 2013/1123

 

değerlendirme ölçütüne ilişkin hususlar ve puan değerlerinin, alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik için aranacak kıdemin, hizmet içi eğitim, etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) şartları ve puan değerlerinin, branşlar temelindeki uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sayılarının, yükselmeye ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususların Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşleri alınarak Millî Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği, 7.fıkrasında; toplam serbest öğretmen kadro sayısı içinde, başöğretmen oranının % 10, uzman öğretmen oranının % 20 olduğu, Bakanlar Kurulu'nun bu oranları bir katına kadar yükseltmeye yetkili olduğu kuralları yer almıştır.

 

5204 sayılı Yasayla öğretmenlik kariyer basamakları öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak belirlenmiştir. Anılan Yasada, kariyer basamaklarında yükselmek için öncelikle sınavdan 60 puan almış olmak veya alanında ya da eğitim bilimleri alanında uzman öğretmenlik için tezli yüksek lisans öğrenimini, başöğretmenlik için ise doktora öğrenimini tamamlamış olma kriterleri aranmıştır. Bu kriterlerden birini taşıyan öğretmenlerin, kıdem, eğitim (hizmet içi eğitim, lisansüstü eğitim), etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) puanları ile sınav sonuçlarına Yasada belirtilen oranlarda puan verileceği ve bu puanlamaya göre başarı sıralamasına alınacakları düzenlenmiştir. Bu şekilde oluşturulan başarı sıralamasına giren öğretmenlerden toplam serbest öğretmen kadro sayısının% 10'una kadar başöğretmen, % 20'sine kadar da uzman öğretmen atanabileceği belirtilmiştir.

 

5204 sayılı Kanunun 1. maddesiyle getirilen bu düzenlemelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 21/05/2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararıyla; özel bir ihtisas mesleği olduğu belirtilen öğretmenliğin kariyer basamaklarına ayrılmasının, yasa koyucunun takdir alanı içerisinde olduğu gibi, getirilen yükselme sisteminin kamu personel rejiminde aranan unsurlardan birisi olan "kariyer" esasıyla da uyumlu bulunduğuna; Kanunun Lmaddesinin 2.fıkrasındaki kariyer basamaklarında yükselmeye esas alınacak değerlendirmede kıdem, lisansüstü eğitim, etkinlikler ve sicil puanları ile sınav sonucu ölçütlerinin, öğretmenin çalışmasına ve çabasına bağlı olarak objektif nitelik taşıdığı ve öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açmadığı; ancak, kariyer basamaklarında yükselmedeki ölçütlerden olan "hizmet içi eğitime" katılmada öğretmenin iradesinin belirleyici olmadığının anlaşıldığı, bu durumun, hizmet içi eğitim almak üzere görevlendirilmiş öğretmenlerin, bu kapsama alınmayanlara göre kariyer basamaklarındaki değerlendirmede öne geçmelerine ve aynı hukuksal konuma sahip öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açacağı, hizmetiçi eğitime katılacakların saptanmasında bu eşitsizliği giderici objektif kriterlerin yasada yer almaması nedeniyle kuraldaki "hizmet içi eğitim," ibaresinde Anayasaya aykırılık bulunduğuna; 1.maddenin 3.fıkrasındaki kariyer basamaklarında yükseleceklerin değerlendirme puanlarına göre başarı sıralamasına alınmalarına yönelik düzenlemenin sınav sisteminin bir gereği ve değerlendirme için öngörülen sınav tam puanının % 60'ının alınması

 

3

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar        No : 2013/1123

 

koşulunun da, yasa koyucunun takdir alanı içerisinde değerlendirmeyi gerektiren bir konu olduğuna; öte yandan, 6.fıkrada yönetmeliğe bırakılan "sınava katılacaklarda aranacak en az çalışma süresi", "alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik için aranacak kıdem,", "branşlar temelindeki uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sayıları," ve "ile diğer hususlar" ibarelerinin kariyer basamaklarında yükselme hakkından yararlanabilmeye ilişkin olması ve Yasada, yönetmelikle düzenlenecek konuların çerçevesinin, Anayasa yargısı bağlamında denetime olanak verecek biçimde düzenlenmiş olması gerektiği, ancak anılan ibarelerin belirlenmesinde bu çerçeveye yer verilmediği gerekçesiyle kuraldaki anılan ibarelerde Anayasaya aykırılık bulunduğuna, kuralın kalan bölümünün ise yönetmelikte düzenlenebilecek nitelikte konulara ilişkin olup Anayasaya aykırı olmadığına, ancak altıncı fıkranın kalan bölümünün de, iptal edilen ibareler nedeniyle uygulanma olanağı kalmadığından iptalinin gerektiğine; Kanunun 1.maddesinin 7.fıkrasındaki kontenjana ilişkin düzenleme yönünden ise, kariyer basamaklarında yükselme sisteminin, öğretmenlerin, nitelik ve statülerinin iyileştirilmesine özel önem verilmesi temeline dayandığı ve öğretmenlerin kıdem, eğitim ve iş başarımları esas alınarak, meslekî ve kişisel gelişimlerinin sağlanması, niteliklerinin iyileştirilmesi, statülerinin yaptıkları görevin önem, güçlük ve sorumluluk derecesi çerçevesinde olması gereken seviyeye yükseltilmesinin amaçlandığı, kuralda kariyer basamaklarında yükselme koşullarının tümü sağlansa bile, % 20 ve % 10'luk sınırlama nedeniyle bütün öğretmenlerin yükselme olanağına sahip olamayacakları, Bakanlar Kurulu'na tanınan bu oranları bir katına kadar yükseltme yetkisinin kullanılmasında da aynı sonuçla karşılaşılabileceği, anılan oranlar dolduğunda geride kalan öğretmenlerin, boşalma olana kadar yüzde yüz başarı elde etseler bile, uzman ve/veya başöğretmen hakkını elde edemeyecekleri, bu durumun ise yığılmalara, tıkanmalara ve çalışma hayatında olumsuzluklara neden olabileceği, öngörülen kontenjanlardaki yüzdelere giren son kişilerle aynı değerlendirme puanına sahip olanların kontenjan dışında kalmaları halinin hukuk devleti ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu nedenle Anayasaya aykırı olduğuna karar verilmiştir.

Anılan kararla, 5204 sayılı Kanunun 1. maddesinin 2. ve 5. fıkralarındaki “hizmet içi eğitim” ibaresi ile 6.fıkrasındaki''sınava katılacaklarda aranacak en az çalışma süresi", "alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik için aranacak kıdem,", "branşlar temelindeki uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sayıları," ve "ile diğer hususlar" ibareleri ve 7. fıkrasındaki kontenjan sınırlaması getiren düzenleme ve altıncı fıkranın iptal edilen ibareleri nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan kalan bölümü iptal edilmiş; Anayasa Mahkemesince 5204 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin iptal edilen fıkra ve ibarelerinin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153.maddesininüçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükümlerinin, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.

 

4

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar    No : 2013/1123

 

 

Anayasa Mahkemesi, 5204 sayılı Kanunun 1.maddesinin 6.fıkrasını "sınava katılacaklarda aranacak en az çalışma süresi", "alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik için aranacak kıdem,", "branşlar temelindeki uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sayıları," ve "ile diğer hususlar" ibarelerinin kariyer basamaklarında yükselme hakkından yararlanabilmeye ilişkin olduğu, Yasada, yönetmelikle düzenlenecek konuların çerçevesinin, Anayasa yargısı bağlamında denetime olanak verecek biçimde düzenlenmiş olması gerektiği, ancak anılan ibarelerin belirlenmesinde bu çerçeveye yer verilmediği gerekçesiyle iptal ettiğinden bu konularda yeniden yasal düzenleme yapılması gerektiği açıktır.

 

Öte yandan, Anayasa Mahkemesi, kariyer basamaklarında yükselmede ön koşul olan sınav/yüksek lisans/doktora koşulu ve bu koşulu sağlayanlar arasındankıdem, eğitim, etkinlikler ve sicil puanları ile sınav sonuçlarına Yasada belirtilen oranda puanlar verilerek belirlenecek başarı sıralamasına göre bir değerlendirme yapılmasını Anayasaya uygun bulmuştur. Ancak, oluşturulan başarı sıralamasına göre atanacakları belirleyecek kriter olan "kontenjan" kriteri Mahkemece iptal edilmiştir. Kanunda, başarı sıralamasına giren öğretmenlerden toplam serbest öğretmen kadro sayısının% 10'una kadar başöğretmen, % 20'sine kadar da uzman öğretmen atanabileceği düzenlenmişken, Anayasa Mahkemesinin kontenjan sınırlamasını iptal etmesi üzerine, başarı sıralaması oluşturulduktan sonra uzman ve başöğretmenlik kadrolarına atanmanın hangi kritere göre yapılacağı konusunda yasal boşluk oluşmuştur. Nitekim Anayasa Mahkemesince, iptal kararının hukuksal boşluk doğurduğu gözetilerek Yasama Organına bu boşluğu doldurması için bir yıllık süre verilmiş, ancak bugüne kadar yasa koyucu tarafından konuya ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır.

 

Anayasanın 138. maddesinin son fıkrasına göre, yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduklarına ve mahkeme kararlarının yerine getirilmesini geciktiremeyeceklerine göre, konuya ilişkin bir yasal düzenleme yapılması hukuken zorunlu bulunmakta ise de, bu güne kadar böyle bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Yasama Organının Anayasa Mahkemesi iptal kararı üzerine bir düzenleme yapmadığı durumlarda doğan boşluğun, Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre, karar verir" kuralı gereğince, Anayasa Mahkemesi'nce verilen kararın gerekçesi ve hukukun genel prensipleri gözetilerek, yargı içtihatlarıyla giderilebileceği açıktır.

 

Anayasa Mahkemesinin kontenjan kriterini "kariyer basamaklarında yükselme sisteminin, öğretmenlerin, nitelik ve statülerinin iyileştirilmesine özel önem verilmesi temeline dayandığı ve öğretmenlerin kıdem, eğitim ve iş başarımları esas alınarak, meslekî ve kişisel gelişimlerinin sağlanması, niteliklerinin iyileştirilmesi, statülerinin yaptıkları görevin önem, güçlük ve sorumluluk derecesi çerçevesinde olması gereken seviyeye yükseltilmesinin amaçlandığı, kuralda kariyer basamaklarında yükselme

 

5

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar    No : 2013/1123

 

koşullarının tümü sağlansa bile, % 20 ve % 10'luk sınırlama nedeniyle bütün öğretmenlerin yükselme olanağına sahip olamayacakları, Bakanlar Kurulu'na tanınan bu oranları bir katına kadar yükseltme yetkisinin kullanılmasında da aynı sonuçla karşılaşılabileceği, anılan oranlar dolduğunda geride kalan öğretmenlerin, boşalma olana kadar yüzde yüz başarı elde etseler bile, uzman ve/veya başöğretmen hakkını elde edemeyecekleri, bu durumun ise yığılmalara, tıkanmalara ve çalışma hayatında olumsuzluklara neden olabileceği, öngörülen kontenjanlardaki yüzdelere giren son kişilerle aynı değerlendirme puanına sahip olanların kontenjan dışında kalmaları halinin hukuk devleti ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığı" gerekçesiyle iptal etmesi üzerine oluşan boşluğun yargı içtihadıyla doldurulabilmesi için Kanunda iptal edilen kriterin yerine ikame edilebilecek başka bir kriterin bulunup bulunmadığı hususu önem kazanmaktadır.

 

5204 sayılı Kanun kariyer basamaklarında yükselme sistemini üç aşamalı olarak kurmuştur. İlk aşamayı sınavı kazanma, yüksek lisans veya doktora yapma koşulu oluştururken, ikinci aşamada kıdem, eğitim, etkinlikler ve sicil puanları ile sınav sonuçlarına Yasada belirtilen oranda puanlar verilerek yapılacak puanlamaya göre başarı sıralamasının oluşturulması gelmektedir. Üçüncü aşamada Kanunun öngördüğü tek yöntem başarı sıralamasındaki öğretmenlerden kontenjan içinde kalanlarının atanmasıdır. Dolayısıyla Kanun'da atamaya esas alınacak başkaca bir kriter öngörülmemiştir.

 

Öte yandan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, 29/12/2008 günlü, E:2008/3456 sayılı kararında belirtildiği gibi, Anayasanın 153. maddesinin son fıkrası hükmü, Anayasa Mahkemesi kararlarının sadece hüküm fıkralarının değil, hükme dayanak oluşturan temel gerekçelerinin de bağlayıcı olduğunun kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır.

Anayasa mahkemesinin kıdem, eğitim, etkinlikler ve sicil puanları ile sınav sonuçlarına Yasada belirtilen oranda puanlar verilerek yapılacak puanlamaya göre başarı sıralamasının oluşturulmasını "kariyer basamaklarında yükselmeye esas alınacak değerlendirmede kıdem, lisansüstü eğitim, etkinlikler ve sicil puanları ile sınav sonucu ölçütlerinin, öğretmenin çalışmasına ve çabasına bağlı olarak objektif nitelik

 

taşıdığı ve öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açmadığı,……………. kariyer basamaklarında yükseleceklerin

değerlendirme puanlarına göre başarı sıralamasına alınmalarına yönelik düzenlemenin sınav sisteminin bir gereği ve değerlendirme için öngörülen sınav tam puanının % 60'ının alınması koşulunun da, yasa koyucunun takdir alanı içerisinde değerlendirmeyi gerektiren bir konu olduğu" gerekçeleriyle hukuka uygun bulduğu hususu dikkate alındığında; sınav kazanmış olma, yüksek lisans veya doktora yapmış olmanın da tek başına atanma kriteri olarak belirlenmesi hukuken olanaklı değildir. Bu nedenle, uzman ve başöğretmenliğe atanma konusunda Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan boşluğun yargı içtihadıyla doldurulmaya elverişli olmadığı ve konunun yasakoyucu tarafından yapılacak yasal düzenleme ile açıklığa kavuşturulması gerektiği açıktır.

Diğer bir anlatımla, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen düzenlemelerin, belli bir sistem içinde, iptal edilmeyen diğer düzenlemelerle bir bütünlük oluşturarak anlam ihtiva ettiği, bir kısım düzenlemelerin

 

 

6

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar No : 2013/1123

 

 

iptal edilmesinin ise uzman/başöğretmenliğe atanma hususundaki bütünlüğü bozduğu, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamış olmasının bu konuda boşluğa neden olduğu ve bu boşluğun yargı içtihadıyla doldurulmasının da olanaklı olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra sadece sınavda alınan nota göre başarı sıralaması yapılmasına yukarıda belirtilen nedenlerle hukuken olanak bulunmamaktadır.

 

Olayda; kariyer basamaklarında yükselme sınavından yeterli puanı alan davacı tarafından, İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri alanında değerlendirilmesi sonucu uzman öğretmenlik sertifikası almaya hak kazanamamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmış ise de; uzman öğretmenliğe atanma konusunda Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan boşluk nedeniyle konunun yasama organınca yeniden düzenlenmesi ve yasada çerçevesi belirlenmesi halinde başarı sıralamasına ilişkin ölçütlerin alt düzenlemelerde yer alması gerektiğinden, davacının uzman öğretmenliğe atanmamasına ilişkin işlemde sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Danıştay İkinci Dairesinin 02/04/2010 günlü, E:2007/222,                                                K:2010/1398     sayılı kararının temyize konu kısmının

BOZULMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Başkan                     Üye                           Üye                           Üye                          Üye

XXXXX

 ÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜyeXÜye

 

T.C.

D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas        No : 2010/2397

Karar No : 2013/1123

K A R Ş IO Y

 

X- Danıştay İkinci Dairesince verilen karar usul ve hukuka uygun bulunduğundan ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığından temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Üye                                           Üye

X                                     X