Etiket arşivi: Verilemeyeceği

DAMGA VERGİSİ TAMAMLANINCAYA KADAR TAKİP İŞLEMLERİNİN DURDURULMASINA KARAR VERİLEMEYECEĞİ

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/5216
Karar: 2008/7809
Karar Tarihi: 15.04.2008

ŞİKAYET DAVASI – YARGI İŞLEMLERİNDEN ALINACAK HARÇLAR ÖDENMEDİKÇE MÜTEAKİP İŞLEMLERİN YAPILAMAYACAĞI HÜKMÜNÜN DAMGA VERGİSİ HAKKINDA UYGULANAMAYACAĞI – DAMGA VERGİSİ TAMAMLANINCAYA KADAR TAKİP İŞLEMLERİNİN DURDURULMASINA KARAR VERİLEMEYECEĞİ

ÖZET: İcra memurluğunca takip dayanağı belgenin damga vergisine tabi olduğu ve verginin yatırılmadığının veya eksik yatırıldığının düşünülmesi halinde yapılacak iş, durumu bir tutanakla tespit etmek ve vergi dairesine göndermekten ibaret olup, damga vergisi tamamlanıncaya kadar takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesi doğru değildir.

(488 S. K. m. 26) (492 S. K. m. 32)

Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca, <Resmi dairelerin ilgili memurları kendilerine ibraz edilen kağıtların damga vergisini aramaya ve vergisi hiç ödenmemiş veya noksan ödenmiş olanları bir tutanakla tesbit etmeye veya bunları tutanağı düzenlemek üzere, vergi dairesine göndermeye mecburdurlar.>

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağına ilişkin düzenleme bu kanundan kaynaklanan harçlarla ilgili olup, anılan hükmün damga vergisi hakkında da uygulanacağına dair 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda icra memurluğunca takip dayanağı belgenin damga vergisine tabi olduğu ve verginin yatırılmadığının veya eksik yatırıldığının düşünülmesi halinde yapılacak iş, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca durumu bir tutanakla tesbit etmek ve vergi dairesine göndermekten ibaret olup, damga vergisi tamamlanıncaya kadar takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesi doğru değildir.

O halde Mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Danıştay İdare ve Vergi Daireleri Kararları • İDARENİN TAKDİR HAKKINI KISITLAYICI NİTELİKTE YARGI KARARI VERİLEMEYECEĞİ

DANIŞTAY 8. Daire
ESAS: 2010/4154
KARAR: 2014/1039

Özeti : İktisadi Devlet Teşekkülünün mülkiyetindeki taşınmazlarda 3215 sayılı Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca irtifak hakkı tesis edilemeyeceği; iktisadi devlet teşekkülünü irtifak hakkı tesisi için muvafakat vermeye zorlayacak nitelikte yargı kararı verilemeyeceği hakkında.

İstemin Özeti : Ankara 1. İdare Mahkemesinin 25/11/2009 gün ve E:2008/1733, K:2009/1737 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : İktisadi Devlet Teşekkülü olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetindeki taşınmaz üzerinde Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca irtifak hakkı kurulamayacağından, davacının talebinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve aksi yönde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, …İli, …İlçesi’nde davacının maden arama ruhsat sahası içerisinde bulunan ve mülkiyeti Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait taşınmazın bir kısmında madencilik faaliyeti yapabilmek için irtifak hakkı tesis edilmesine izin verilmesi isteminin reddine ilişkin 27.11.2008 gün ve 10414 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, 3213 sayılı Yasa’nın 46. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu sahada irtifak hakkı tesisine yönelik olarak kamu yararı kararının alınmış olması, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda, anılan sahada yapılacak madencilik faaliyetinin tarım ve hayvancılık faaliyetine olumsuz etkisinin olmayacağının saptanmış olması karşısında, davacının yaptığı başvurunun, davalı idarece 3213 sayılı Maden Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda belirtilen ve irtifak hakkı tesisi için öngörülen diğer esas ve usuller kapsamında değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir işlem tesis edilmesi gerekirken, irtifak hakkı tesisi talep edilen sahanın salt tarımsal faaliyet dışında başka bir amaçla kullanılmayacağı gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

3213 sayılı Maden Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, "Maden arama dönemi içerisinde arama sahası özel mülkiyete konu gayrimenkul üzerinde kullanma amacına münhasır olmak üzere belli süreler için madenci, Bakanlığa müracaat ile irtifak ve/veya intifa hakkı tesisi isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir.

233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinde, İktisadi devlet teşekkülü "Teşekkül"; sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsü olarak tanımlanmış, aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin "Devlet malı sayılma" başlıklı 57. maddesinde, teşebbüslerin, müesseselerin, işletmelerin ve bağlı ortaklıkların malları ve her çeşit mevcutları aleyhine işlenen suçların, Devlet malı aleyhine işlenmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait …İlinin …İlçesinde bulunan 8382 hektarlık alanın, 1306 hektarlık kısmının davacı şirketin AR.88967 nolu maden arama ruhsat sahasına isabet ettiği, davacı tarafından davalı idareye başvurularak sözkonusu alanda maden arama çalışması yapmak üzere izin verilmesinin istenildiği, Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca ruhsat sahalarında irtifak/intifa hakkı tesisi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na başvuruda bulunulması gerektiğinin bildirildiği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yapılan başvuru üzerine ise söz konusu alanda arama ve sondaj faaliyetlerinin yapılması için irtifak hakkı tesisinin gerekli olduğu belirtilerek Maden Kanunu’nun 46. maddesi gereği kamu yararı kararı verilmesi ve irtifak hakkı tesisi için gerekli işlemlerin Ankara Valiliği tarafından yürütülmesine karar verildiği, Ankara Valiliği İl İdare Kurulu tarafından anılan sahanın irtifak hakkı tesis edilmek suretiyle kamulaştırılmasında kamu yararı olduğuna karar verilerek sözkonusu saha için irtifak hakkı tesis edilmesi işlemlerinin yapılması için işlem dosyasının …Kaymakamlığı’na gönderildiği, …Kaymakamlığı tarafından da gerekli işlemler yapılarak irtifak hakkı tesisi ilgili işlem dosyasının davalı idareye gönderildiği, davalı idare tarafından ise Yüksek Planlama Kurulu’nun 24.12.1999 tarih ve 99/T-46 sayılı kararı ile söz konusu taşınmazların tamamında iştirak kurulmasına karar verildiği ve bu suretle işletmenin tamamında tarımsal faaliyetlerin yürütülmesinin amaçlanarak kuruluş amacı dışında bir faaliyetin yapılmasına imkan bulunmadığı belirtilerek irtifak hakkı tesisi talebinin uygun bulunmadığının bildirilmesi üzerine, tüm bu süreçlerden haricen bilgi sahibi olan davacı tarafından, taşınmazın ziraat yapmaya müsait olmayan dağlık taşlık kısımları için irtifak hakkı tesisi kararının yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan başvurunun dava konusu işlemle reddedildiği anlaşılmaktadır.

Maden Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen irtifak hakkı tesisine ilişkin düzenlemenin özel mülkiyete konu taşınmazlara yönelik olduğu, bu düzenlemeye dayalı olarak kamu idarelerine ait taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesis edilemeyeceği açıktır.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi, sermayesinin tamamı devlete ait bir iktisadi devlet teşekkülü olup, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşudur.

Davacının maden arama ruhsat sahasına isabet eden ve irtifak hakkı tesis edilmesini talep ettiği taşınmazın da Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait olduğu ve bu taşınmazın 25.08.2008 tarih ve 2008/T-9 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile iştirakine karar verilen … Tarım Hayvancılık İşletmesi Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye kiralandığı ancak mülkiyetinin devrinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, iktisadi devlet teşekkülü olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetindeki taşınmaz üzerinde Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca irtifak hakkı kurulamayacağından, davacının talebinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, davacı tarafından yapılacak yeni bir başvuru üzerine, davalı idareyi davacı lehine irtifak hakkı tesisine muvafakat vermeye zorlayacak şekilde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bilgiler: Tarih-Gönderici: admin — Pzr Mar 15, 2015 11:29 pm


YARGITAY Hukuk Genel Kurulu E: 2013/6-366 K: 2013/1656 * TALEPLE BAĞLILIK İLKESİ TALEP EDİLMEYEN BİR KONUDA KARAR VERİLEMEYECEĞİ

YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu

ESAS: 2013/6-366

KARAR: 2013/1656

 

 

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; …1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.11.2010 gün ve 2005/256 E., 2010/514 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 27.10.2011 gün ve 2011/4956-11717 E., K. sayılı ilamı ile;

 

“…Dava, kira parası ve kiralananda bulunan ve teslim edilmeyen demirbaş eşyalarının bedelinin tahsili ile birlikte hor kullanım tazminatına ilişkindir. Mahkemece kira bedeline yönelik talebin reddine karar verilmiş, demirbaş bedeli ve hor kullanma tazminatı talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 

 

1-Dosya kapsamına toplanan delillere, mahkemece delillerin takdir edilerek karar verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında temyiz itirazları yerinde değildir. 

 

2-Davacının teslim edilmeyen demirbaş bedeli ve hor kullanım tazminatına ilişkin temyiz itirazına gelince; davacı dava dilekçesinde demirbaş eşyalarının bedeli ile birlikte hor kullanım tazminatının tahsilini istediğine göre mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır…" 

 

gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması ile dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

 

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

 

HUKUK GENEL KURULU KARARI

 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.

 

Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen 12.06.1998 tarihli sözleşme ile …ili, Merkez ilçesi, …Belediyesi sınırları içinde bulunan İntepe seyir terası orman içi dinlenme yerinin işletme ve saha temizliğinin davalıya verildiğini, davalının 2002 yılı başından sözleşmenin tek taraflı olarak idarece fesih edildiği 20.04.2004 tarihine kadar olan kira parasını ödemediğini, taşınmazın teslim alınmasından sonra bazı demirbaşların eksik olduğunun ve taşınmaza zarar verildiğinin tespit edildiğini, hasarların tamir masrafı olarak 875.000.000.TL, teslim edilmeyen demirbaşlar için 4.678.150.000.TL olmak üzere, toplam 5.553.150.000.TL belirlendiğini, ödenmeyen kira borcunun 46.182.486.000.TL anapara, 8.3.12.848.000 -TL KDV ve 60.353.754.000.TL yasal faiz olmak üzere toplam 114.849.088.000.-TL olduğunu, davalıya ait olup, idare uhdesinde bulunan toplam 17.097.906.000-TL tutarındaki banka teminat mektupları miktarından; hasarlı ve eksik tesislerle demirbaşların toplam değeri olan 5.553.150.000.TL.nin, depozito bedeli olarak 1.762.959,000-TL nin düşülmesi sonucu kalan 9.781.797.000.TL.nin, davalının idareye olan toplam 114.849.088.000-TL tutarındaki kira borcundan, düşülmesi sonucu kalan 105.067.291.000-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili, müvekkilinin davacı idareye ait İntepe orman içi dinlenme tesisini 12.06.1998 başlangıç tarihli sözleşme ile kiraladığını, ancak 15.06.2002 tarihinde yol-varyant çalışması sebebiyle, tesisin önünün kazıldığını, tesise giriş ve çıkışın imkansız hale geldiğini, …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2004/58 E. sayılı dosyası ile sözleşmenin feshine karar verildiğini, bu nedenlerle Haziran 2002 tarihinden sonra kira paralarının istenilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

 

Mahkemece, sözleşmenin davacının kusuru ile 15.06.2002 tarihinde sona erdiği, davalının 01.01.2002 tarihinden 15.06.2002 tarihine kadar 7.671,20.TL kira borcu bulunduğu, davacının, elinde davalıya ait 9.781,79.TL lik teminat mektubu olduğundan, davacı vekilince de dilekçede bu teminatın alacağından düşülmesi talebi olduğundan, davanın reddine dair verilen karar; Özel Daire’ce, metni aynen yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş; mahkemece, davacının dava dilekçesinde hor kullanma tazminatı ve teslim edilmeyen demirbaş eşya bedeline ilişkin bir talebi bulunmadığı gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.Direnme kararını davacı vekili temyize getirmektedir.

 

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının demirbaş eşya bedeli ve hor kullanım tazminatına yönelik talebinin bulunup bulunmadığı; buradan varılacak sonuca göre, bu talepler hakkında da karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

 

Davacı vekili, dava ve 21.09.2005 tarihli dilekçelerinde, sözleşmenin 19.04.2004 tarihinde iadarece fesih edildiğini, davalının 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait 114.849.088.000-TL kira borcu bulunduğunu, taşınmazın teslim alınmasından sonra yaptıkları tespit sonucunda tamirat masrafı olarak 875.000.000.TL, teslim edilmeyen demirbaşlar için 4.678.150.000.TL olmak üzere toplam 5.553.150.000.TL kayıp değer tespit edildiğini, idarenin elinde davalıya ait, 17.097.906.000-TL banka teminat mektubu bulunduğunu, hasarlı ve eksik tesislerle demirbaşların toplam değeri olan 5.553.150.000.TL.nin, depozito bedeli olan 1.762.959,000-TL.nin, davalıya ait teminattan düşüldüğünü, geriye 9.781.797.000.TL teminat bedeli kaldığını, bununda davalının 114.849.088.000-TL kira borcundan düşülmesi sonucu kalan 105.067.291.000-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

6100 sayılı HMK.nın, “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 74.maddesinde (1086 sayılı HUMK.nun 74.maddesi), “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” denilmiştir.

 

Dava dilekçesinden açıkça anlaşılacağı üzere, davacının hor kullanma tazminatına ve eksik teslim edilen demirbaş eşya bedeline ilişkin bir talebi ve davası bulunmamaktadır. Bu konuda muarazanın bulunmadığı ve bu bedelleri davacının, davalıya ait teminattan tahsil ettiği de dava dilekçesi ve tarafların yargılama aşamalarındaki beyanlardan anlaşılmaktadır. 

 

Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında bazı üyeler tarafından, davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğundan hor kullanım tazminatı ve demirbaş eşya bedelini de talep ettiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş kurul çoğunluğu tarafından yukarıda belirtilen nedenle kabul edilmemiştir.

 

Bu durumda, mahkemece hor kullanma tazminatı ve teslim edilmeyen demirbaş eşya bedeline ilişkin hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya uygundur. 

 

Açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerekir. 

 

S O N U Ç : Açıklanan gerekçeyle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesi uyarınca 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.12.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

 

 

YARGITAY 6. CEZA DAİRESİE. 1996/3267K. 1996/3103• SAHTECİLİK- Aldatma Kabiliyeti Tartışılmadan Mahkumiyet Kararı Verilemeyeceği

T.C.YARGITAY6. CEZA DAİRESİE. 1996/3267K. 1996/3103T. 25.3.1996

 

 

DAVA : Sahtecilikten sanık Ferudun hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine dair, ( Ankara Onsekizinci Asliye Ceza Mahkemesi )'nden verilen 12.7.1995 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan onama isteyen 7.3.1996 tarihli tebliğname ile 18.3.1996 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü: 

 

KARAR : Suça konu onaysız fotokopiden ibaret belgenin, ne suretle iğfal kabiliyetini haiz olduğu açıklanıp tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması, 

 

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık Ferudun vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak ( BOZULMASINA ), 25.3.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.