Etiket arşivi: Y21HD

Y21HD 10.2.2009 E.2008/17529 – K.2009/1695


 Y21HD 10.2.2009 E.2008/17529 – K.2009/1695

– Davadan Feragat (Hata – Feragat Beyanının İptali Davası)
– Feragatın Hataya Dayalı Olması (Feragat Beyanının İptali Davası)
– Feragatın İptali Davası (Hata)
– Hata (Feragatın İptali)
– Manevi Tazminat Davasından Feragat (Hata – Feragat Beyanının İptali Davası) –

HUMK.91

Dava, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin manevi tazminat istemlerine ilişkin Karabük İş Mahkemesi`nin 2006/259 E. –2007/26 K. sayılı dosyasındaki davacılar vekilinin feragat beyanının iptali istemine ilişkindir.

Vazgeçme kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Ancak, feragatle hasıl olan neticenin buna sebep olan feragatın rızayı ifsat eden bir sebeple malul olduğu kanıtlanırsa doğurduğu netice bakımından hileye, hataya, ikraha maruz kalan kimseye talep hakkı bahsedeceğinde kuşku bulunmamaktadır.

Somut olayda, manevi tazminat davasındaki feragat iradesi açıklamasının hataya bağlı olduğu; feragat edilmek istenen davanın gerçekte ölenin eşi tarafından açılan maddi tazminat istemli dava olduğu ileri sürülmüş ve mahkemece buna itibar edilmemişse de:
Aynı olayla ilgili olarak açılmış, üç ayrı dosyanın yargılanmasının aynı gün yapıldığı;
Manevi tazminat davasının duruşma tutanağında dava dilekçesinin okunduğuna ilişkin bir açıklama bulunmadığı;

Haktan feragat için bir sebebin varlığı da iddia ve ispat edilmediği; iş kazası sonunda işçinin yakınları yararına, manevi tazminat istemli dava açıldıktan sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu davadan feragat edilmesinin hayatın olağan akışına ve genel yaşam deneyimlerine aykırı olduğu; değerlendirilerek feragatın hataya dayalı olduğunun kabulü, Hayatın olağan akışına ve genel yaşam deneyimlerine uygun olacaktır.

DAVA ve KARAR:

Ortada bir manevi tazminat ödemesi yoktur. Böyle bir durumda manevi tazminat davasından feragat edilmiş olması hayat deneylerine de ters düşer.

Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümü nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkin Karabük İş Mahkemesi`nin 2006/259 Esas – 2007/26 Karar sayılı dosyasındaki vekillerinin feragat beyanı nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda;

İlamda yazılı nedenlerle, feragattan dönüş olmayacağından davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.2.2009 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili ile karşı taraf vekili geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Dava, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin manevi tazminat istemlerine ilişkin Karabük İş Mahkemesi`nin 2006/259 E. – 2007/26 K. sayılı dosyasındaki davacılar vekilinin feragat beyanının iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece davacılar vekilinin Karabük İş Mahkemesi`nin 2006/259 Esas sayılı dosyasında davadan feragat ederek bu beyanını imzası ile tasdik ettiği, anılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiği, feragatten dönülmeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden özellikle Karabük İş Mahkemesinin 2006/259 E. – 2007/26 K. sayılı manevi tazminat istemli ve yine tarafları aynı olan ve aynı gün duruşması yapılan Karabük İş Mahkemesinin 2006/256 E. –2007/23 K. sayılı dosyalarının incelenmesinden;

2006/259 E. sayılı dosyada kazalı Muharrem`in iş kazası sonucu ölümü nedeniyle eş ve çocuklarının manevi tazminat istemli olarak dava açtıkları ve delillerin aynı mahkemenin 2003/356 E. sayılı dosyası içerisinde bulunduğundan bahisle birleştirilerek sonuçlandırılmasını talep ettikleri, anılan dosyanın 26.4.2007 tarihli ilk duruşmasında dava dilekçesi dahi okunmadan davacı vekilinin davadan feragat ettiğine ilişkin beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek bu kararın kesinleştiği, 2006/256 E. sayılı dosyada ise kazalı Muharrem`in iş kazası sonucu ölümü nedeniyle fazla hakkını saklı tutmak suretiyle eşin yararına maddi tazminat istemli olarak dava açıldığı ve delillerin aynı mahkemenin 2003/356 E. sayılı dosyası içerisinde ilk duruşmada 2003/356 sayılı dosya ile birleştirme kararı verilerek esasısın kapatıldığı, anlaşılmaktadır.

Gerçekten de, davacılar vekilinin Karabük İş Mahkemesinin 2006/259 Esas sayılı dosyasında vekaletnamedeki haiz olduğu feragat yetkisine istinaden davadan feragat ederek bu beyanım imzası ile tasdik ettiği, duruşma tutanağı ile sabit olduğu gibi, ayın olay nedeniyle görülmekte olan ve duruşması aynı güne bırakılan 2003/356 Esas sayılı dosya ile birleştirme istemli olarak maddi ve manevi tazminat istemli olarak iki ayrı dava açıldığı ve birleştirme talepli bu iki dosyanın ve birleştirme talep edilen 2003/356 E. sayılı dosyanın aynı gün duruşmalarının yapıldığı sabittir.

Hemen belirtilmelidir ki, vazgeçme kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Ancak, feragatle hasıl olan neticenin buna sebep olan feragatın rızayı ifsat eden bir sebeple malul olduğu kanıtlanırsa doğurduğu netice bakımından hileye, hataya, ikraha maruz kalan kimseye talep hakkı bahsedeceğinde kuşku bulunmamaktadır.

Somut olayda, manevi tazminat davasındaki feragat iradesi açıklamasının hataya bağlı olduğu; feragat edilmek istenen davanın gerçekte ölenin eşi tarafından açılan maddi tazminat istemli dava olduğu ileri sürülmüş ve mahkemece buna itibar edilmemişse de; davalının iş kazası sonucu ölüm nedeniyle davacılara manevi zararlarını karşılamak amacıyla bir ödemede bulunduğu ileri sürülmediği gibi buna ilişkin bir delilde sunulmamıştır.

Diğer bir deyişle, haktan feragat için bir sebebin varlığı da iddia ve ispat edilmiş değildir.

Kaldı ki manevi tazminat davasının duruşma tutanağında dava dilekçesinin okunduğuna ilişkin bir açıklama bulunmaması ve aynı olayla ilgili olarak açılmış üç ayrı dosyanın aynı gün yargılanmasının yapıldığının dosya kapsamından anlaşılmasına göre;

Davacılar vekilinin aynı gün duruşması bulunan maddi tazminat davasının yargılanmasının yapıldığı düşüncesi ile feragat beyanında bulunduğu ortadadır.

Öte yandan iş kazası sonunda işçinin yakınları yararına manevi tazminat istemli dava açıldıktan sonra herhangi bir ödeme yapılmadan bu davadan feragat edilmesi hayatın olağan akışına ve genel yaşam deneyimlerine aykırıdır. Hayatın olağan akışına ve genel yaşam deneyimlerine uygun olan durum feragatin hataya dayalı olduğudur.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle, Karabük İş Mahkemesi`nin 2006/259 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan manevi tazminat davasındaki feragatin hataya dayalı olduğu gözetilmek suretiyle davanın kabulüne ve feragatin feshine (iptaline) karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.21.H.D. 10.2.2009 E.2008/17529 – K.2009/1695

PicLensButton Y21HD 10.2.2009 E.2008/17529 – K.2009/1695

Y21HD 9.3.2009 E.2008/17776 – K.2009/3418


 Y21HD 9.3.2009 E.2008/17776 – K.2009/3418

– GÖREVSİZLİK KARARI (Davanın Görevli Mahkemede Yenilenme Şartları – Hak Düşürücü Süre – Davanın Açılmamış Sayılması)

– DAVANIN GÖREVLİ MAHKEMEDE YENİLENME SÜRESİ VE ŞARTLARI (Hak Düşürücü Süre – Davanın Açılmamış Sayılması)

– DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI (Görevsizlik Kararını Takiben Süresinde Yenilenmeyen)

– HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE (Görevsizlik Kararını Takiben Davanın Yenilenmesinde) –

HUMK.179,193

Görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 günlük süre içerisinde dilekçeyle başvurulmadığı veya çağrı kâğıdı çıkarılmadığı takdirde, dava açılmamış sayılır.
Görevli mahkemeye başvurma süresi olan 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte bir süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Somut olayda, HUMK.m.193 te öngörülen 10 günlük “Hak Düşürücü Sürenin” dolduğu, bu süre dolduktan sonra harç yatırılarak dahi sürenin yeniden ihyasının usule ve kanuna ve istikrar kazanmış Yargıtay uygulamasına uygun düşmediği açıktır.

DAVA ve KARAR:

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalılardan Y. Metal San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mehmet Beleç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Dava, iş kazası sonucu sürekli iş gücü kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.

Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemece İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi verilen görevsizlik kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince; 11.4.2005 gün, 2005/3193 E. ve 2005/6038 K. sayılı ilamla vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi`nin onama kararı taraflara tebliğ edilmiş ve mahkemenin kararı 21.6.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Bu tarihten sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 193. maddesinde açıklanan 10 günlük süre içinde herhangi bir işlem yapılmamıştır.

Bilahare, 17.11.2005 tarihinde davacı vekilince Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesine verilen harçsız ve HUMK.m.179 da açıklanan ve bir dava dilekçesinde bulunması gereken unsurları içermeyen bir başvuru dilekçesi ile; “yargılamaya devam edilmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi İş Mahkemesine Gönderilmesi” talep etmiştir. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesince dosya İş Mahkemesine gönderilmiş, bu mahkemece dosya esasa kaydedilmiş ve yeniden yargılamaya başlanmıştır. Davalı tarafın zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazı üzerine, başvuru dilekçesinin verilmesinden yaklaşık 3 yıl sonra mahkemece verilen mehil üzerine 24.4.2008 tarihinde davacı tarafından 14,00.- YTL. başvuru harcı yatırılmıştır.

İş Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Kısmen kabul kararı 10.000,00.- YTL. manevi tazminatın 1.11.1999 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılar Sabri Yavuz ve Metal Sanayi Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. HUMK.nun 193. maddesine göre görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 günlük süre içerisinde dilekçeyle başvurulmadığı veya çağrı kâğıdı çıkarılmadığı takdirde, dava aynı maddenin son fıkrası hükmü uyarınca açılmamış sayılır.

Bu itibarla, görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında; “dava dosyasının talep halinde görevli mahkemeye gönderilmesine” karar vermekle yetinir. Dava dosyasını resen görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için, davacının 10 gün içinde görevli (ya da görevsizlik kararı veren) mahkemeye başvurarak davalıya tebligat yaptırması gerekir.

Aksi halde dava açılmamış sayılır. (HUMK.m.193) Görevli mahkemeye başvurma süresi olan 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte bir süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvuru bir dilekçe ile olur. Bu dilekçe için bir şekil öngörülmemiştir. Bu dilekçe bir dava dilekçesi değildir. Dilekçede, davanın görevli mahkemede görülmesi için gerekli işlemlerin yapılması istenir.

Sözü edilen 10 günlük başvuru süresi içinde görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvurarak, karşı tarafa yapılacak tebligat giderinin ve varsa dosya gönderme masrafının ödenmesi gerekli ve yeterlidir.

Dava dosyasını alan görevli mahkeme, ilk olarak, 10 günlük süre içinde görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvurulmuş olup olmadığını resen inceler. Mahkeme, 10 gün içinde başvurulmadığını tespit ederse, başkaca bir işlem yapmadan, resen davanın açılmamış sayılmasına karar verir. Bu şekilde, 10 gün içinde başvurulması üzerine görevli mahkemede görülmeye başlanan dava, yeni bir dava olmayıp görevsiz mahkemede açılmış olan davanın devamı olduğundan, görevli mahkemede yeni bir harç alınmaz.

Somut olayda Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının taraflara tebliğ edilip, 21.6.2005 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihte HUMK.m.193’te öngörülen sürenin başlayıp, 31.6.2005 tarihinde dolduğu, buna karşılık davacının uzunca bir süre sonra, 17.11.2005 tarihinde görevsiz mahkemeye başvurarak HUMK.m.193 gereğince dosyanın görevli mahkemeye gönderilerek davaya devam edilmesini istediği anlaşılmaktadır.

Açıklanan bu durum karşısında HUMK.m.193’te öngörülen 10 günlük “Hak Düşürücü Sürenin” dolduğu, bu süre dolduktan sonra harç yatırılarak dahi sürenin yeniden ihyasının usule ve kanuna ve istikrar kazanmış Yargıtay uygulamasına uygun düşmediği açıktır. (Y.H.G.K.nun 21.3.2007 gün ve 2007/1-147-154 sayılı kararı)

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Y. Metal San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.21.H.D. 9.3.2009 E.2008/17776 – K.2009/3418

PicLensButton Y21HD 9.3.2009 E.2008/17776 – K.2009/3418