Etiket arşivi: Y2HD

Y2HD 16.3.2011 E.2010/15104 – K.2011/4651

– Velayet Hakkının Sürmesi (Zihinsel Özürlü Çocuğun Erginleşmesi) – Zihinsel Özürlünün Annesinin Velayetinde Bırakılması TMK.335 – HUMK.427/6 Zihinsel özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelenen Ergin Dilan Yavaş’ın kısıtlanarak annesinin velayetine bırakılması ya da vasi atanmasına karar verilmesi gerekirken; küçük olduğu ve velayet altında bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. […]

Y2HD 17.1.2011 E.2009/21656 – K.2011/1

– Boşanma Davası (İki Tarafın Davasının Da Kabulü – Karşılıklı Hakaret) – Karşılıklı Hakaret (Boşanma) TMK.166 Karşılıklı hakaret, bir tarafın güven sarsıcı hareketleri diğer tarafın şiddet uygulaması şeklinde oluşan durumda tarafları birbirinden daha fazla kusurlu kabul etmek mümkün değildir. Tarafların aynı evde birlikte yaşamaları birbirlerini affettikleri sonucunu doğurmaz. Her iki tarafın da davasının kabulüne karar […]

Y2HD 30.3.2011 E.2010/3711 – K.2011/5583


 Y2HD 30.3.2011 E.2010/3711 – K.2011/5583

– Vasinin Anne Veya Baba Olması (Velayet Hükümleri – Taşınmaz Satışına İzin – Görev)
– Taşınmaz Satışına İzin (Vasinin Anne Veya Baba Olması)
– Kısıtlının Taşınmazına Satış İzni (Velayet Hükümleri – Görev – Pazarlık Yoluyla Satış İzni)
– Aile Mahkemelerinin Görevi (Kısıtlıya Anne Veya Babanın Vasi Tayini)

TMK.356/2, 419/2, 444/1,son

1. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır.

Bu hüküm gereğince kısıtlanan ergin çocuklara anne ve babasının vasi tayin edilmesi halinde, vesayet değil velayet hükümleri uygulanmalıdır.

Davacının, kısıtlı ergin çocuğunun bakımı ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için onun hissedar olduğu taşınmazları satma talebinin sözü edilen hüküm kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ancak anılan hüküm Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş bulunduğundan; bu hususta inceleme yapma görevi 4787 ve 5133 sayılı Kanunlar gereğince Aile Mahkemesine aittir.

2. Kabule göre ise,

Mahkemece, vesayet makamınca verilmiş satışa izin kararı bulunmadan, doğrudan pazarlıkla satışa karar verilmesi de yasaya aykırı bulunmuştur.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp, düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı Emine Demir`in 15.10.2008 tarihinde açtığı davada, vesayeti altında bulunan Ergin kızı Ayten Demir`in bakımı ve ihtiyaçları için kızına muris Hanife Demir`den intikal eden tarla vasfındaki iki adet gayrimenkul ile bir adet traktörün pazarlık yoluyla satışına izin verilmesini istediği, yargılama aşamasında traktör ile ilgili davasını atiye bıraktığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmadığı anlaşılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 419`uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan;

“Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır.” hükmü gereğince kısıtlanan ergin çocuklara anne ve babasının vasi tayin edilmesi halinde vesayet değil velayet hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesinin 1.6.2007 tarih ve 2007/252 E. – 2007/337 K. sayılı hükmü ile Ayten Demir`e annesi Emine Demir`in vasi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Diğer taraftan, Medeni Kanunun 356`ncı maddesinin ikinci fıkrasında;

“Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.” hükmü yer almakta olup, sözü edilen hüküm gereğince hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.

Davacının, kısıtlı ergin çocuğunun bakımı ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için onun hissedar olduğu taşınmazları satma talebinin sözü edilen hüküm kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ancak anılan hüküm Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş bulunduğundan; bu hususta inceleme yapma görevi 4787 ve 5133 sayılı Kanunlar gereğince Aile Mahkemesine aittir.

Görev kuralları kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken bu hususa dikkat edilmemiş olması doğru bulunmamıştır.

Kabule göre ise,

Medeni Kanunun 444`üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, kısıtlıya ait taşınmazların satışına vesayet makamı karar vermekte, son fıkra hükmüne göre ise, denetim makamı, istisnai olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını gözönüne alarak pazarlıkla satışa karar verebilmektedir.

Mahkemece, vesayet makamınca verilmiş satışa izin kararı bulunmadan, doğrudan pazarlıkla satışa karar verilmesi de yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.2.H.D. 30.3.2011 E.2010/3711 – K.2011/5583

PicLensButton Y2HD 30.3.2011 E.2010/3711 – K.2011/5583

Y2HD 17.2.2010 E.2009/1211 – K.2010/2855


 Y2HD 17.2.2010 E.2009/1211 – K.2010/2855

– Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma (Eş İçin Müşterek Yaşamı Çekilmez Kılma Şartı)
– Boşanma (Akıl Hastalığının Müşterek Hayatı Çekilmez Kılması)
– Müşterek Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi Şartı (Akıl Hastalığı) –

TMK.165, 182, 183

Davalının akıl hastalığının davacı eş için müşterek hayatı çekilmez hale getirdiği kanıtlanmamıştır. Davacının davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Dava akıl hastalığına dayalı boşanma istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu`nun 165. maddesi uyarınca, eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
Toplanan delillerle, davalının akıl hastalığının davacı eş için müşterek hayatı çekilmez hale getirdiği kanıtlanmamıştır. Davacının davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.
Y.2.H.D. 9.4.2010 E.2009/5912 – K.2010/8623

 
– Çocukla Şahsi İlişki

– Baba İle Çocuk Arasında Şahsi İlişki –

TMK. 182, 183

Baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek ve yatılı kalacak şekilde ayın belirli haftalarında, yarıyıl ve yaz tatillerinde daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekir.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet ve şahsi ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delilerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir yanlışlık görülmemesine gore davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Taraflar farklı şehirlerde oturmakta olup, davalı baba ile düzenlenen kişisel ilişki müşterek çocuğun yaşı gözetildiğinde yetersiz kalmaktadır. Baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek ve yatılı kalacak şekilde ayın belirli haftalarında, yarıyıl ve yaz tatillerinde daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.2.H.D. 17.2.2010 E.2009/1211 – K.2010/2855

PicLensButton Y2HD 17.2.2010 E.2009/1211 – K.2010/2855

Y2HD 5.10.2010 E.2009/14056 – K.2010/16155


 Y2HD 5.10.2010 E.2009/14056 – K.2010/16155

– Boşanma (Karşılıklı Kusur)
– Evlilik Birliğinin Sarsılması (Karşılıklı Kusur)
– Eşe Şiddet Uygulama (Hakaret – Karşılıklı Kusur)
– Eşe Hakaret (Şiddet Uygulama – Karşılıklı Kusur) –

TMK.166

Eşine şiddet uygulayan, eşini istemediğini söyleyen, güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı-karşılık davacı kocanın yanında, eşine sık sık hakaret eden davacı-karşılık davalı kadının da kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasında davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda sık sık eşine şiddet uygulayan, eşini istemediğini söyleyen, güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı-karşılık davacı kocanın yanında, eşine sık sık hakaret eden davacı-karşılık davalı kadının da kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.

Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

Olayların akışı karşısında davalı-karşılık davacı da, dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görünmemesine göre, davalı-karşılık davacının davasının da kabulü ile boşanmaya (TMK. md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile karşılık davanın reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyize konu hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.2.H.D. 5.10.2010 E.2009/14056 – K.2010/16155

PicLensButton Y2HD 5.10.2010 E.2009/14056 – K.2010/16155

Y2HD 8.11.2010 E.2009/16479 – K.2010/18720


 Y2HD 8.11.2010 E.2009/16479 – K.2010/18720

– Evlilik İzni (16 Yaşından Küçük Çocuk) –

TMK.124

Evlenmesine izin verilmesi istenilen 5.8.1993 doğumlu Yasemin’in dava ve hüküm tarihinde onaltı yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA ve KARAR:

Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı Saniye E….’in 21.10.2008 tarihinde hasımsız olarak açtığı ve yargılama aşamasında eşi Ali E….k’in icazetini aldığı davada, müşterek çocukları Yasemin Etcik’in evlenmesine izin verilmesini istediği,

mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile

“ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek ve kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.” hükmü getirilmiştir.

Evlenmesine izin verilmesi istenilen 5.8.1993 doğumlu Yasemin Etcik’in dava ve hüküm tarihinde onaltı yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece, yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken Medeni Kanunun 124/2. maddesi hükmüne aykırı olarak evlenmeye izin verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.2.H.D. 8.11.2010 E.2009/16479 – K.2010/18720

PicLensButton Y2HD 8.11.2010 E.2009/16479 – K.2010/18720

Y2HD 5.4.2010 E.2009/3519 – K.2010/6567


 Y2HD 5.4.2010 E.2009/3519 – K.2010/6567

– Taraf Ehliyeti (Vesayet – Davanın Sürdürülebilmesi Şartı)
– Vesayeti Gerektiren Hallerde Davanın Sürdürülebilirliği Şartı –

TM.405 – HUMK.42

Davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delil ile doğrulanmış bulunmasına göre:
Davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması, davaya araştırma sonucuna göre devam edilmesi gerekir.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp, düşünüldü.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce doğrudan doğruyu (re’sen) göz önünde tutulur,

Davada davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delil ile doğrulanmış bulunmasına göre mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 405 ve Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu’nun 42. maddeleri uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması gerekir.

Bu yön gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.2.H.D. 5.4.2010 E.2009/3519 – K.2010/6567

PicLensButton Y2HD 5.4.2010 E.2009/3519 – K.2010/6567

Y2HD 22.3.2010 E.2009/1519 – K.2010/5301


 Y2HD 22.3.2010 E.2009/1519 – K.2010/5301

– Boşanma (Fiili Ayrılık Sebebiyle – Boşanmaya Sebep Olan Tarafın Kusuru)
– Boşanmada Maddi Ve  Manevi Tazminat (Fiili Ayrılığa Esas Alınan İlk Davada Kusurlu Taraf) –

TMK.4,166,174,186 – BK.42,44

Fiili ayrılık sebebiyle boşanma kararına esas alınan, reddedilen boşanma davasını açarak, boşanma sebebi yaratan davalı-davacı (koca) boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur.
Boşanma sonucu kusursuz eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi, dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Taraflar, davalı-davacı tarafından Türk Medeni Kanunu`nun  166/son maddesine dayanılarak açılan boşanma davası sonucunda, fiili ayrılık sebebiyle boşanmışlar, karar 3.4.2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Boşanma kararına esas alınan (2002/249 esas sayılı)reddedilen boşanma davasını açarak, boşanma sebebi yaratan davalı-davacı (koca) boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur.
Türk Medeni Kanunu`nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini,  186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür.

Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir.  O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44)dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple  maddi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.

Y.2.H.D. 22.3.2010 E.2009/1519 – K.2010/5301

PicLensButton Y2HD 22.3.2010 E.2009/1519 – K.2010/5301