Etiket arşivi: ZAMMI

KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ / FARK İŞÇİLİK PRİM VE GECİKME ZAMMI VE FAİZ BORCUNUN BULUNMADIĞININ TESPİTİ

T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi
E: 2006/1397
K: 2006/9344
T: 20.6.2006

506 s. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU (1) (2) (4)(5) [Madde 79]
506 s. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU (1) (2) (4)(5) [Madde 83]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 275]
Davacı, davalı Kurum işleminin iptali ile fark işçilik, prim, gecikme zammı ve faiz borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Yüklendiği tüm işlere ilişkin sigorta primi bildirim ve ödemelerini, İnşaat işleri nedeniyle tescilli daimi nitelikli işyeri dosyası üzerinden yapmasına karşın, Kürtün Deresi kenarı büz inşaatı işi nedeniyle adına yeni bir işyeri tescili ve bu iş nedeniyle eksik işçilik bildirimi iddiasıyla prim tahakkuku yoluna gidildiğini belirten davacının, işlem iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemiyle açtığı davanın yargılaması sonucunda, avukat bilirkişiden alınan 30.5.2005 tarihli rapor içeriğinde yer alan tescilli işyerinden bildirilen işçi sayısına ilişkin döküm yanında, “…Hasan Uçak’ın 14.10.2000-22.6.2001 tarihleri arasında S.S.Kurumuna bildirmeden işçi çalıştırdığına ilişkin hiçbir belge bulunmamaktadır. 2 7141 38913 5101 sicil numaralı işyerinden gösterilen işçilerin “Kürtün deresi kolektör inşaatı”nın yapımında kullanılması pratik hayatta mümkün görülmektedir.” Yönündeki değerlendirmelerden hareketle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, 506 sayılı Yasanın 79. maddesindeki, “(Ek fıkra: 29/07/2003 – 4958 S.K./37. md.) Bu Kanunun 83 üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işler, gerçek veya tüzel kişilerce yapılan inşaatlardan dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması halinde, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, iş yeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabilir. (Ek fıkra: 29/07/2003 – 4958 S.K./37. md.) Sigorta müfettişi tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca resen tahakkuk ettirilen sigorta primleri bu Kanunun 80 inci maddesi de nazara alınarak işverene tebliğ olunur. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.” Düzenlemesi yanında, aynı yasanın 130. maddesi ile Sosyal Sigortalar Kurumu Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 38. ve devamı maddelerinde de; detaylı düzenlemesine yer verilmiş olan ve uygulamada ölçümleme olarak adlandırılan işlemden kaynaklanan prim borcunun iptaline ilişkin olup, yapılacak yargılamanın da bu konudaki mevzuat uyarınca ayrıntılı irdeleme içermesinde zorunluluk vardır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 275. maddesi, “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.” Hükmünü içermekte olup; davacı tarafından üstlenilen, prim tahakkukuna konu Kürtün Deresi Kenarı Kolektör Hattı İnşaatı işinde çalıştırılması gereken işçi sayısı ile işverene ait daimi nitelikli diğer işyeri faaliyet alanındaki işlerde çalıştırılması gereken işçi sayısının, işyeri kapsam ve kapasitesinin, kullanılan teknoloji, ihale belgeleri, hakediş raporları ışığında değerlendirilmesi, yapılan işler konusunda bilimsel ve teknik bilgiye sahip bilirkişiler tarafından konuya ilişkin mevzuatla işkolunda geçerli asgari işçilik oranları gözetilerek irdelenip belirlenmesi gereken, Kurum tespitine oranla farklı sonuca varılması halinde ise, bunun gerekçelerini ortaya koyan bir incelemeyi içermesi gerekirken, hakime oranla konuya ilişkin teknik bilgisinin varlığı ortaya konulamayan bilirkişi tarafından, genel değerlendirmelere dayalı olarak düzenlenmiş rapora dayanılarak, eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ADLİ PARA CEZASI / GECİKME ZAMMI / ERTELENMİŞ CEZANIN AYNEN İNFAZI

T.C.
YARGITAY
Onuncu Ceza Dairesi
E: 2006/645
K: 2006/8116
T: 15.06.2006
ADLİ PARA CEZASI
GECİKME ZAMMI
ERTELENMİŞ CEZANIN AYNEN İNFAZI
ÖZET: 5252 sayılı Yasanın 5/1 ve 6/1. maddeleri gereğin­ce ağır hapis yerine hapis, ağır para yerine de adli para cezasına hükmedilmesi gerekir.
5275 sayılı Yasanın 122. maddesi ile 647 sayılı Yasa yürürlükten kaldırıldığından aynı Kanunun 106. mad­desine göre de süresinde ödenmeyen para cezalarına iliş­kin gecikme zammı öngörülmemiştir.
Ertelenen cezanın infazına ilk hükmü veren mah­keme karar vermelidir.
5252 s. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HA… [Madde 5]
5252 s. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HA… [Madde 6]
5275 s. CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KAN… [Madde 106]
5275 s. CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KAN… [Madde 122]
Uyuşturucu madde temin etmek suçundan sanık Harun hakkında (Ela­zığ Ağır Ceza Mahkemesi)nce yapılan yargılama sonunda, 11.05.2005 ta­rihinde, 2005/179 esas, 2005/249 karar sayı ile 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanık müdafii tarafından süre­si içinde temyiz edildiği, Yargıtay C. Başsavcılığınca 5320 sayılı Kanunun 8/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 04.07.2005 tarih ve 10-2005/122850 sayılı yazı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun genel ve özel kısımlarında yer alan yeni ve değişik düzenlemelerin mahkemesince değer­lendirilmesi için dosyanın mahalline iade edildiği, iade üzerine yeniden duru­ma açılarak yapılan yargılama sonucunda 06.10.2005 tarihinde, 2005/582 esas, 2005/516 karar sayı ile lehe olduğu kabul edilen 765 sayılı TCK hü­kümleri uygulanmak suretiyle verilen mahkumiyet kararının süresinde sanık müdafii tarafından temyiz edildiği;Yargıtay C. Başsavcılığınca düzelterek onama isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 31.01.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahke­menin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olmasına, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hak­kında Kanunun 5/1 ve 5349 sayılı Kanun ile değişik 6/1. maddeleri uyarınca,sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın “ağır hapis” yerine “hapis” ve para cezasının da, “ağır” yerine “adli” para cezası olarak hükme bağlan­ması gerektiğinin özetilmemesi,
2 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 122. maddesi ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun yürürlükten kaldırılmış olması ve aynı Kanunun”Adli Para Cezalarının İnfazı” başlıklı 106. maddesinde, süresinde ödenmeyen para cezalarına ilişkin herhangi bir gecikme zammının öngörülmemesi karşısında; “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, süresinde öden­meyen para cezalarına gecikme zammı uygulanması olanağı bulunmadığının nazara alınmaması,
3- Ertelenmiş cezanın infazına ilk hükmü veren mahkemece karar veril­mesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde ol­duğundan, hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), ancak, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1 “Ağır hapis cezası”ibarelerinin, “hapis cezası” ve “ağır para cezası” ibarelerinin de “adli para cezası”olarak değiştirilmesi,
2 “647 sayılı Yasanın 5/5. maddesi uyarınca gecikme zammı uygulan­masına” ilişkin bölümün çıkarılması,
3 “765 sayılı TCK.nun 95/2. maddesi gereğince, ertelenmiş cezanın ay­nen infazına” dair kısmın çıkartılması ve yerine; “sanığın adli sicil kaydındaki ertelenmiş mahkumiyeti hakkında karar verilmesi için mahkemesine bilgi verilmesine” yazılması suretiyle hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 15.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.