Tazminat alacağı likit olmadığından İİK 67madde uygulanmaz

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi:

Esas No : 2011/8434

Karar No : 2011/8141

YARGITAY İLAMI

Mahkemesi : Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi

Tarihi : 22/6/2010

Numarası : 2009/850 – 2010/578

Davacı : MAPERE GENEL SİGORTA A.Ş.

Davalı : TÜRK HAVA YOLLARI A.O. VEKİLİ : AV. BURCU GÜLER

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 22.6.2010 tarih ve 2009/850 – 2010/578 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Numan Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili tarafından emtia nakliyat sigorta poliçesiyle sigortalanan 2.080 kg yedek parça emtiasının davalı tarafça Hollanda’dan Türkiye’ye havayoluyla taşındığını, taşıma esnasında emtiada oluşan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ve 349,60 TL asıl alacağın rücuen davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve % 40′dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taşıma esnasında emtiada oluşan hasarın tazmininin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, kesinleşmiş bu karar aleyhine Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur.

Dava, TTK’nun 1301. maddesine dayalı alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, yazılı gerekçeyle dava kabul edilerek icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir. Oysa, davaya konu alacak tazminata ilişkin olduğundan ve tazmini gereken gerçek bedelin mahkemece saptanması gerekeceğinden tazminat alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşımadığı kuşkusuzdur.

Bu durum karşısında, İİK’nun 67. maddesinde belirlenen koşullar oluşmadığından, davacı tarafın icra-inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği halde kabulü yönünde hüküm kurulması yasaya aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HUMK’nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, kararın bir örneğinin aynı maddenin son fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine, 4/7/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir