Y1HD 24.2.2010 E.2010/693 – K.2010/1998


 Y1HD 24.2.2010 E.2010/693 – K.2010/1998

– Elatmanın Önlenmesi (Yükleniciden Haricen Alınan Taşınmaza)
– Yükleniciden Haricen Alınan Taşınmaz (Hapis Hakkı)
– Hapis Hakkı (Yükleniciden Haricen Alınan Taşınmaz)
– Faydalı Ve Zorunlu Masraflar (Yükleniciden Haricen Alınan Taşınmaza) –

TMK.706,994,995 – 2644 Sa.Ka.26 – BK.22,213 – 743 Sa.Ka.634

Dava; bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, karşı dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davalı/Karşı Davacı, haricen satın alma olgusuna dayanmış ve taşınmazı dava dışı yükleniciden haricen satın aldığını savunmuştur. Oysa davalının bayii yüklenicinin edimini yerine getirmediği dosya kapsamı ile sabit olup harici satın almadan kaynaklanan varsa kişisel hakkı bu hakkını kendi bayii olan yükleniciye karşı kullanması iktiza eder.
Böylesine bir harici satıştan dolayı kayıt maliklerini sorumlu tutmak ve onlar aleyhine 1940 tarih, 2/77 sayılı İ.B.K. gereğince harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkının kullanılmasına da yasal olanak yoktur.
Elbette davalı taraf taşınmazda zorunlu faideli bir masraf yaparak iyileştirme yapmışsa bundan kaynaklanan varsa bir alacağı iyi veya kötü niyetli olup olmadığına göre (TMK. 994,995 md.) bir değerlendirme yapılması gerekeceği de kuşkusuzdur.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar-karşı davalılar; dava konusu 135 ada 90 sayılı parselde yer alan 15 nolu bağımsız bölümün murisleri Ş.Ö. adına kayıtlı olduğu, davalının haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın tasarrufta bulunduğunu, 17.4.2008 tarihli noter aracılığıyla keşide edilen ihtarnameye rağmen sonuç alamadıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, harici satış sözleşmesinin mülkiyetin nakline yeterli olmadığını, yüklenici firmadan verdiğini geri isteme hakkı sağlayacağını belirterek iptal tescil davasının reddini savunmuştur.

Davalılar-karşı davacılar; Yüklenici firmanın inşaatı tamamlayamadan iflas ettiğini öncesinde murisleri Ş.T.`nin 30.4.1974 tarihli harici satış sözleşmesiyle çekişmeli daireyi satın aldığını, bağımsız bölümdeki eksikleri tamamladıklarını, 1977 yılından bu yana taşınmazda oturduklarını belirterek elatmanın önlenmesi davasının reddine, karşı iptal tescil davasının kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.

Mahkemece; asıl davanın reddine karşı iptal ve tescil davasının  kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davacı-karşı davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi İlknur Acar`ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya  incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Dava; bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, karşı dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delilerden çekişme konusu kat irtifaklı 15 nolu bağımsız bölümün kayden davacının miras bırakanı adına kayıtlı olduğu davalıların (karşı davacıların) taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı ancak taşınmazı karşı davacıların kullandığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece; asıl davanın reddine harici satın almaya dayalı karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, TMK`nun 634. Maddesi (706 md), 2644 sayılı tapu kanununun 26. maddesi, B.K.`nun 22. Maddesi delaleti ile 213. Maddesi hükmü uyarınca tapuda kayıtlı olan taşınmazların resmi şekilde yapılmayan temliklerine değer verilemez.

Somut olayda; davalı haricen satın alma olgusuna dayanmış ve taşınmazı dava dışı yükleniciden haricen satın aldığını savunmuştur. Oysa davalının bayii yüklenicinin edimini yerine getirmediği dosya kapsamı ile sabit olup harici satın almadan kaynaklanan varsa kişisel hakkı bu hakkını kendi bayii olan yükleniciye karşı kullanması iktiza eder.

Böylesine bir harici satıştan dolayı kayıt maliklerini sorumlu tutmak ve  onlar aleyhine 1940 tarih, 2/77 sayılı İ.B.K. gereğince harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkının kullanılmasına da yasal olanak yoktur.  Elbette davalı taraf taşınmazda zorunlu faideli bir masraf yaparak iyileştirme yapmışsa bundan kaynaklanan varsa bir alacağı iyi veya kötü niyetli olup olmadığına göre (TMK. 994,995 md.) bir değerlendirme yapılması gerekeceği de kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca; değinilen kural ve ilkeler gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ: Davacı-karşı davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden dolayı yerindedir. Kabulüyle hükmün BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.1.H.D. 24.2.2010 E.2010/693 – K.2010/1998

PicLensButton Y1HD 24.2.2010 E.2010/693 – K.2010/1998

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir