YETKİ / İHTİYATİ HACİZ KARARI

T.C.

YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi
E: 2006/2174
K:2006/5731
T:21.03.2006
YETKİ
İHTİYATİ HACİZ KARARI
ÖZET: İİK’nın 50. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken HUMK’nun 12. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de açılabilir. Öte yandan kamu düzeni ile ilgili olmayan hallerde taraflar yetkili mahkemeyi (icra dairesini) sözleşmeyle belirleyebilir.
2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 50]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 12]
1086 s. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [Madde 22]
Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
İcra takibi İstanbul Yedinci Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.04.2005 ta­rih ve 2005/345 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile başlatılmıştır. İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK’nun 12. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de açılabilir. Anılan hüküm icra da­irelerinin yetkisini belirlemede de geçerlidir. İhtiyati haciz kararının itiraz üze­rine kaldırıldığı da iddia edilmediğine göre takibin yetkili İstanbul İcra Daire­sinde başlatılmasında hukuka aykırılık yoktur.
Öte yandan, icra takibinin dayanağı olan bonoda taraflarca İstanbul mah­kemelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. İİK’nun 50. maddesinin gönder­mesiyle uygulanması gereken HUMK’nun 22. maddesi gereğince, kamu dü­zeni ile ilgili bulunmayan hallerde taraflar, yetkili mahkemeyi (icra dairesini) sözleşmeyle belirleyebilir.
Somut olayda, alacaklı da bonoda özel yetkili yer olarak gösterilen İstan­bul İcra dairesinde takibi başlatmıştır. Genel yetkili yerde takip hakkı olan alacaklının tercihini yukarıdaki şekilde kullanmasında yasaya uymayan bir durum söz konusu değildir. O halde, mahkemece borçlunun yetki itirazının reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kara­rının yukarıda yazılı nedenlerle IİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarın­ca (BOZULMASINA), 21.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir